hesabın var mı? giriş yap

  • bıktırmış açıklamadır.

    ne ekmekmiş arkadaş ya. abi ben anlamıyorum. bu çocuk ekmek almaya değil de polis taşlamaya gitse ne olacak, öldürmeye hakkınız mı oluyor nedir ?

    yeter artık, almayın bu çocuğun adını pis ağızlarınıza.

  • friends bilindik bir konuyu arada iyi esprilerle işleyen, tekrarlarına rastlanacak bir öykü iken,
    seinfeld insana yeni bir terminoloji ve farklı bir zihin sunan bir mizah anlayışıdır.

    biri tekrardır, biri biçimdir.

  • e, evet?
    gezi'de yaptırmadınız da, "sandıkta yapın" dediniz ya lan?

    ayrıca, sandıkta da yapmayacaksak, nerde yapıcaz? ona da siz mi yer göstereceksiniz? sokakta yapma, sandıkta yapma, nerde yapiyim be yeter lan!

  • üst edit: yüzde 25 olarak açıklandı. sarı sendikanın başkanına gelecek dönem milletvekilliği, biz memurlara da asgari ücretten hallice yeni maaşlarımız hayırlı uğurlu olsun. bu bir şaka olmalı. acı bir şaka olmalı.

    arkadaşın eşi lise matematik öğretmeni. bizim kurumda kapıda bekçilik yapan güvenlik görevlisi arkadaşlar bu matematik öğretmeninden daha fazla maaş alıyor.

    bitti mi? bitmedi.

    bize taşerondan geçme kadrolu işçi arkadaşlar ki aralarında ne konuştuğunu anlamadığımız, okuma yazması bile olmayanlar var, bu matematik öğretmeninden fazla maaş alıyor.

    bu arkadaşların maaşları asgari ücrete gelen zamla şekilleniyor. yani asgari ücret tahminen en az 8500 tl olsa, bu yüzde 60 civarı bir zam yapıyor. memura da %30'dan fazla verilmeyecek gibi bir hava var.

    hani diyoruz ya hep, asgari ücret memur maaşına yetiştirilmeye çalışılıyor falan. onu çoktan geçtik efendim, adamlar bizi çoktan geçti. tur bindiriyor.

    edit: bahsettiğim arkadaşlar asgari ücret almıyor, zamları asgari ücrete göre şekilleniyor. ince ayrıntıya dikkat.

    alınma editi: öğretmen maaşından örnek verdiğim için arkadaş alınmış. öğretmen sadece bir örnek. ben de memurum, laboratuvar personeliyim. kritik pozisyondayim. tüm ülkenin brucella aşısını ben üretiyorum. ben de paspas yaptırdığım taşeron işçiyle neredeyse aynı parayı alıyorum. muhtemelen bu zamlarla beni de geçecekler. arkadaş alınmasın. tüm memurlar, yatanı da bizim gibi gece gündüz çalışanı da aynı potada. masa başı da bizim gibi laboratuvarda hastanede türlü risk altında çalışanı da aynı potada. memur zammı konuşulurken hepimizi ilgilendiriyor. mesele öğretmen, hemşire, laborant, şoför meselesi değil. mesele asgari ücretle memur zammı arasındaki farkın erimesi bir yana artık durumun kabul edilemez bir noktaya gelmesi.

    debe olmama editi: entry'lerim debede yer bulsun diye bir derdim yok, düşüncem neyse onu ifade ediyorum, katılan oluyor, katılmayan oluyor, geçip gidiyor ama yarım günlük sürede 7 ay önce açılmış başlığın en beğenilen entry'si olan ve an itibariyle 542 fav alan bu entry'nin debede son sırada bile kendine yer bulmamasını hiçbir algoritma açıklayamaz. bunun net sansür olduğunu düşünüyorum.

    tahmin editi: başlığı en beğenilen entry'si olmanın getirdiği duygularla bir tahminde bulunmak istedim. artık açıklanmasına saatler kaldı. %25 ile %55 arasında bir zam bekleniyor. benim tahminim en az %40 olacağı yönünde. bu tahminimin sebebi bizzat cumhurbaşkanının kendi açıklaması. eyt açıklaması yaparken mealen dedi ki: artık ülkemiz feraha çıkıyor, zenginliklerimizi kullanmaya başlıyoruz. milletimizi de bundan faydalandırmak istiyoruz.

    böyle bir ortamda memur en az %40 alır diye tahmin ediyorum. inşallah yanılmam. alım gücü zaten yerlerde. yoksulluk sınırı 25 binin üzerinde. ortalama memur maaşı 10 bin civarı. istediğimiz şey yoksulluk sınırına biraz daha yaklaşabilmek. ne kadar acı değil mi? ama buna bile söylenenlerin, zammı bile hak etmediğimizi söyleyenlerin, memur düşmanlarının bu kadar çok olması daha acı.

  • akıl ve mantık yoksunu bir bünyenin metrobüsleri korumak adına uydurduğu saçmalık olsa gerek.

    ulan dallama bu otobüsler günde 18 saat çalışmak ve binlerce insanı taşımak için dizayn edilmedi mi? yani görevleri bu... uçaklar da günde 14-18 saat uçuyor. hatta hiç durmadan 18 saat uçan uçaklar da var. çalışma şartları da ağır. kaç bin metreye çık, bilmem eksi kaç derece, basınç düşük, in çık in çık... e iyi o zaman onlar da bozulsun, en fazla düşerler ne olacak ki. böyle mantık olur mu?

    günlerce, aylarca ve hatta yıllarca hem de oldukça ağır şartlar altında hiç durmadan çalışan makinalar var... ama çalışıyorlar... çünkü bu iş için dizayn edilmişler. doğru ekipmanı doğru işte doğru bir şekilde kullanınca arızalar da iyice azalacaktır. ama sen o iş için dizayn edilmemiş makinayı al getir, bozulunca da şartlar ağırdı, hiç durmadan çalışıyordu de... olacak iş mi?

    dediğim gibi bu otobüslerin işi bu. günde 18 saat çalışıp binlerce yolcu taşımak... şartlar bu... ve otobüsler bu iş için dizayn ediliyor. ve onun için 2-3 milyon lira ediyorlar... sağlam olsun, dayanıklı olsun, bozulmasın, ekonomik olsun diye o kadar para veriliyor.

    yahu ortadaki salaklık karşısında dilim tutuluyor... ne mantıksız insanlar var be!

    hastanede yangın çıkar, yoğun bakımdaki hastalar ölür, sağlık bakanı çıkıp zaten öleceklerdi diye açıklama yapar. aynı mantık, daha da doğrusu aynı mantıksızlık...

  • üç sebeptendir.

    1- zekice kurgulanmış bir sci-fi yazacak kadar bilime yakın bi' halk olmamamız.
    2- adam akıllı bi' sci-fi yapımı için oldukça yüksek miktarda yatırım gerekmesi.
    3- izleyici kitlesi bulunmaması ve yapımın kendini amorti edemeyeceği gerçeği.

  • 10-12 yaşlarımda ahmet cömert spor salonu'na abimin de benim de ilk gidişimiz olacaktı. salonu bulamama ihtimalimiz, akşam saatlerinde 5-8 numara gözleri bozuk abimin kararsız davranışlarıyla pekişiyordu. abim bu arayış telaşında bana bir araba gösterip "bu arabanın plakasını unutma. dönerken buna göre döneriz, yolumuzu kaybetmeyiz." demesi üzerine o günden bugüne asla unutmadığım bir saçmalık ortaya çıktı.

    34 tc 6097.