hesabın var mı? giriş yap

  • benzer bir durum benimde başıma geldi. tesisatçı 200 tl dedi. dedim kendim yaparım.

    10 tl ye silikon aldım ,
    20 tl ye su geçirmez bant aldım

    sonuç;

    yapamadım. hala akıtıyor.

  • bilimsel merak, gözlemcilik, araştırma ruhu ve gerizekalılığın ilginç bir bileşimi sayılabilecek eylem. bitkilerin gündüzleri karbondioksit alıp, oksijen vermesi; geceleri oksijen alıp karbondioksit vermesi şeklinde son derece güdik bir şekilde körpe zihinlere sokulmuş olan bu tabiat atraksiyonu bana hep ilginç gelmiştir. fotosentez konusunu öğrendiğim o andan itibaren oturma odasındaki aşk merdivenini takibe aldım. bitkinin gündüzleri verdiği oksijeni görebilecekmişim, o ana tanık olabilecekmişim gibi gelirdi hep. kimi zaman "aha oksijeni verdi herhalde" diyerek içime boş boş hava çekerdim. o zaman ebru şallı'nın tv8'deki pilates dersleri yoktu ama fotosentez esnasında ebru şallı'nın şimdi çıkardığı gibi "vüüüüüühhhhh ev-veet kaburgalar harika vüüüüüühhh ev-veet sırtımız börek gibi" lafları eşliğinde, sanki böyle vüüüüüüh vüüüüh diye bir oksijen verme sesi duyar gibi olurdum. oksijen veriyor muydu bilmiyorum gerçi. oksijen verdi verecek diye aşk merdivenini izlerken uyurdum bazen. akşama doğruysa büyük bir korku içinde uyanırdım. zira akşamları karbondioksit verip beni öldürebilirdi aşk merdiveni.

    öğrendiğim her konuyu annemle babamla paylaşma alışkanlığımın bir sonucu olarak geceleri aşk merdiveni ile aynı ortamda bulunmamamız gerektiğini anlattım onlara. karbondioksit veren aşk merdiveni sağlığımıza zarar verebilirdi çünkü. babam, annem, küçük kardeşim ve babannem beni gülümseyerek dinlerlerdi. bana hiç inanmadılar... bir sabah uyandığımda oturma odasında cansız bedenlerini gördüm. ahahaha yok lan şaka... allah etmesin töbe estağfurullah... babannem oturma odasında aşk merdiveninin gölgesinde yatmasına rağmen maşallah 94 yaşına kadar yaşadı. arkadaşlarıyla konken oynarken çıkan kavgada vurulmasaydı belki de hala yaşardı...aslında yaşlı-masum-sevimli demeyeceksin, kızgınlıkları çok fena oluyor nenelerimizin dedelerimizin. ölenlere rahmet, yaşayanlara sıhhat dilerken bu entryimi de milli eğitim bakanlığına seslenerek bitirmek istiyorum: yıllar yılı yanlış anlatmışsınız fotosentezi, bitki gece karbondioksiti verdi verecek diye çocukluğumun en güzel günlerini acıyla, gerilimle geçirdim. olmadı milli eğitim bakanlığı, yanlış yaptın, seni şimdi kınamaya başlasam ömrüm yetmez.... yazık.

  • geçenlerde sahile kahvaltıya gittik. hemen yan tarafımızda üç kız iki oğlan (15-16 yaşlarında) termosla çay getirmişler piknik tarzı kahvaltı yapıyorlardı. kahvaltıları bitince top oynadılar, fotoğraf çekindiler , hiçbir taşkınlıkta bulunmadılar. güzelce vakit geçirdikten sonra kızlardan birinin babası geldi almaya.gençleri evlerine bırakacak muhtemelen. kızının nerede kiminle olduğunu biliyor kafası rahat. işte bu kızlar kocaya kaçmazlar . bu kızlar üç beş çocuk peydah edip sokağa salmaz .genelde ailesinin düşüncesini önemser , zamanı gelince doğru tercihler yaparlar.

  • iki işletim sisteminin karşılaştırılmasıdır.

    işletim sistemi nedir?

    işletim sistemi en basit tabiriyle donanım ve kullanıcı arasındaki iletişimi sağlayan programdır. ekrana basarak yapmayı talep ettiğiniz şeyi donanıma iletir diyebiliriz.

    bu iki işletim sistemini kullanan cihazlar sıkça karşılaştırılmakta. bu yazıyı okuduktan sonra bu iki işletim sistemini kullanan telefonları daha rahat karşılaştırabilirsiniz. bu iki işletim sisteminin en büyük farkı yazıldığı dillerdir. ios swift dili ile yazılmıştır. swift ise yine apple tarafından geliştirilmiş ve objective-c üzerine kurulmuştur. objective-c yi bildiğimiz c dili olarak düşünmenizde bir kayıp görmüyorum. android ise java kullanarak yazılmıştır.

    bu iki dilin sahip olduğu farklı özellikler yüzünden bu iki işletim sistemi birbirinden farklılaşıyor. şimdi c dili düşük seviye bir programlama dilidir. düşük seviye terimini ise donanıma daha yakın olarak düşünebilirsiniz. dolayısıyla bu dil programcısından yüksek donanım bilgisi talep eder. bu dil donanıma yakın olduğu için esnekliği azdır. bu dille yazılmış bir program farklı bir donanım üzerinde çalışmayabilir. ios cihazların hepsinin neredeyse aynı olması bu yüzdendir. zaten fark etmişsinizdir ki ios işletim sistemini apple telefonlar dışında görmezsiniz, çünkü apple cihazlara göre terzi işidir. yine apple cihazların başka cihazlarla bağlantıya pek müsade etmemesi bu yüzdendir.
    bu yüzden apple'ın her türlü aksesuarını yine apple üretir, başka aksesuarlar sorun çıkarır.

    bu dar hareket alanına rağmen neden bu dil tercih ediliyor peki? çünkü makineye oldukça yakın olması diğer programlama dillerinin erişemeyeceği bir hız kazandırıyor. apple cihazlar takdir edersiniz ki diğer cihazlardan daha stabil ve hızlıdır. kendisine terzi işi olarak üretilen bu işletim sistemi sayesinde diğer cihazların 4gb ram ile yaptığı işi 2gb ram ile yapabilir, daha yavaş işlemciyle daha iyi sonuç verebilir. ios cihazların android cihazlardan daha düşük performanslı donanım kullanmasının nedeni işte budur : yazılımı yetkindir ve yüksek performanslı donanıma ihtiyaç duymaz. düşük performans donanım ise daha düşük enerji tüketimi dolayısıyla daha yüksek pil ömrü olarak karşınıza çıkar.

    gelelim androide. android java ile yazılmıştır. java ise makine üzerinde çalışmaz, makine üzerine bir sanal makine kurar. (java runtime environment yüklersiniz ya, heh işte o) java yazılımlarının çalıştığı bu sanal makine ise hep aynıdır. dolayısıyla herhangi bir donanımda yazılmış bir java yazılımı diğerinde sorunsuz çalışır. bu yüzden androidi her cihazda görebilirsiniz. android işletim sistemini çok farklı markalarda görmeniz bu yüzdendir. daha esnektir, sağa sola her şeyi yapmaya izin verir çünkü makineyle uyum sorunu yaşamaz. hafıza kartı takarsınız, bilgisayara bağlarsınız, değişik markaların farklı farklı aksesuarlarını kullanabilirsiniz. fakat bunun için daha güçlü donanıma ihtiyaç duyar bu da enerji maliyetini artırır dolayısıyla pil ömrünü düşürür.

    kısacası ios işletim sistemi kullanıcı --> ios --> donanım yolunu izlerken android işletim sistemi kullanıcı --> android --> java sanal makine --> donanım yolunu izler. androidin izlediği yol daha uzun olduğu için daha güçlü donanıma ihtiyacı vardır ve ios'tan daha yavaştır. fakat sanal makine üzerinde çalıştığı için daha esnektir.

    bu bilgiler ışığında telefonların işlemci hızını, hafızalarının büyüklüğünü kıyaslamanın isabetsiz bir yorum olduğunu görebilirsiniz. dolayısıyla telefon alırken donanımın özelliğine bakmayın. daha özgür ve geniş bir ortam için pil ömrünü ve stabiliteden feragat ederek androidi seçebilirsiniz. ya da ben zaten çok şey istemiyorum stabil olsun, güvenliği fazla olsun, bozulmasın, istediğim işi hızlı halletsin istiyorsanız ios tercih edebilirsiniz.

  • otelciydim.

    türkiye'de iptal edilemez geri iade edilmez olarak yaptırdığınız rezervasyonları kullanmazsanız (bkz: no show) ve rezervasyon yapılan otel kredi kartından ödeme almışsa kredi kartının ait olduğu bankaya kullanım itirazı yapıp paranızı geri alabilirsiniz.

    bu tür durumlarda bankalar otellerden konaklama esnasında doldurulan kayıt formunu isterler kullanım olmadığı için de parayı iade ederler. promosyon, iptal edilemez rezervasyon, indirim dinlemezler.

    edit: 12 yıldır sözlükte yazarım, evveliyatında da sağlam bir okurdum ama en fazla reaksiyon aldığım entry bu oldu, gelen sorularla kendimden bile şüphe ettim ve gelen mesajlar için genel bir açıklama yapayım dedim:

    1-kredi kartınızdan ödemenin direkt olarak otel tarafından alınması gerek, ödeme olarak bazı online acentalar müşterilerinden ödemeyi alıp, komisyonu düşülecek şekilde otele bir virtual kredi kartı tanımlarlar ya da cari olarak çalışıp ödemeyi sonra yaparlar. bu tür durumlarda muhatap acente olduğundan bu konu ile ilgili bir acentacıdan bilgi almak doğru olur. yine de ödeme direkt otel tarafından alınmışsa prosedür entrydeki gibidir. en azından kasım 2019'a kadar.
    2-uçak biletleriyle ilgili bilgim yok.

  • lan arkadaş millet iş görüşmesi için geldiği şehirde direkt sanat camiyasıyla temasa geçiyor, kavga ediyor, saman ye doymazsan beni ye tarzı tartışmalara giriyor. bize de düşe düşe saat satan zenciler düşüyor. oğlum bu hayata bir sıfır yenik başlamışız ötesi yok.

  • (bkz: beko) . özellikle avrupa'da çok iyi bir imajı var ve baya popüler. amsterdam'daki mediamartkin satış temsilcisine göre bosch'tan daha çok tercih ediliyor ve bosch bazı ürünlerini beko'ya urettiriyor.

  • almayın. bir çamaşır askısı olmak için oldukça ağır ve hantal. hafif ve portatif bir çamaşır askısı tercih edin.

  • serengeti düzlüklerinde sırtlanlar yeni bir av stratejisi bulmuşlardı. karantinadan sıkılmış, kısıtlı su kaynaklarına ulaşmaya çalışan hello kittyli pijama giyen ceylanları gözlerine kestirdiler.

    bu sırtlanlar çoğu zaman tek başına avlanmayı severken, bazı durumlarda ise müşterek hareket edebilirler. bakalım ceylanlar bu stratejiye ne kadar karşı koyabilecekler.

  • trafikte sürekli basıma gelen olaydır.
    başlarda gercekten özgüvenim olmadıgı icin kusurluyumdur benim hatamdır diye düsünüp hemen sag seride dogru kayıp insanları rahatsız etmeden gitmeye calısırdım.
    böyle böyle yüregim agzımda araba kullanmaya basladım ve bu durum acayip canımı sıkmaya baslamıstı. kafaya taktım bu mevzuyu
    sonra bir gün canım yine sıkkın bindim arabaya yürü kızım dedim bugun kesinlikle biriyle kavga ediceksin hadi bakalım. neyse bastık gidiyoruz basladı haydutun biri korna calmaya camdan elimi uzattım hayırdır isareti yaptım bi yanıt alınca hemen yanıma dogru sürdü aynı hizada gidiyoruz. hafif de gülüyo gevsek hosuna gitti heralde. ben göz kırparak hayırdır diyorum o da göz kırparak gülüyo neyse kırmızıda durduk boş boş gülmeye devam ediyo.
    velhasıl orda anladım bunun da yine bu erkeklerin can sıkma merakıyla ilgili oldugunu ve hicbir hatam olmadan kusursuzca araba kullandıgımı.
    yapmayın etmeyin kardesler kimsenin karısına kızına korna calıp da cesaretini kırmayın bırakın biz de sol seritte özgürce akıp gidebilelim..

  • ortalama 1000-2000 ordulu bir bombardıman trolleri var.ilk önce 5000-10.000’lik arası bir bot tweet atımı ile gündeme sokuluyor.sonra bu kendi troll ordusu yazmaya başlayıp birbirlerinin tweetlerini beğenerek öne çıkarıyorlar ve bot tweetler aşağıya iniyor.normal biri girdiğinde çok büyük bir tepki varmış algısı çıkıyor.bu troll ordusu dışında,köşe yazarları,gençlik kolları da sonradan tweet ekleyebiliyorlar duruma bağlı.sonra twitter farkedince bu botla yazılan kısmı siliyor ve geriye sadece kendi tweetleri ile gündem de kalıyor kalabildiği kadar.genellikle kendi kendilerine kaldıklarında 2-3 saat maksimum sürüyor.iyi akşamlar.

  • polis ve ambulanstan önce imamın gelmiş olması ile diyanetin sürekli eleştirilen bütçesinin boşa harcanmadığını, acil olarak intikal edecek seviyeye geldiklerini gösteren kavgadır.