ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
trainspotting
-
kitap-film uyarlamalarına yapılan eleştirilerde hep film yetersiz bulunur, kitap daha güzeldir, karakterler derindir, anlatım içtendir vsvsvs. kitabı okuyan kesim her zaman haklıdır elbette *.
bu film ve kitap birbirini tamamlıyor ama. filmi izlemeseydim kitap hakkındaki düşüncelerim eksik kalırdı. kitap+film'den sonra kafamdaki trainspotting imgesi tamamlanmış yapboz gibi oldu. kitabın kasveti ve filmin başıboşluğu, kitaptaki trajedi ve filmdeki ironi birbirini çok güzel dengeliyor. başka hiçbir uyarlama bana aynı hissi vermedi şimdiye dek.
ve danny boyle'un yaptığı en iyi filmdir. bunu kimseyle tartışmam.
30 ağustos kutlamalarının tüm yurtta yasaklanması
-
an itibariyle türkiye’nin her yerinden düğün videoları gelirken, insanlar deli gibi tatilde eğlence mekanlarında eğlenirken alınan karardır.
vatan hainliğiniz ve yürüttüğünüz bütün süreçler için hesap vereceksiniz.
edit:
aklıma geldikçe çıldırıyorum.
-lise ve üniversite sınavları yapıldı.
-15 temmuz kutlandı.
-ayasofyada onbinler saf tuttu.
ama 30 ağustos’ta corona var öyle mi?
ilkokula yeni başlayacaklara tavsiyeler
-
burayi okuyabiliyorsan hiç kasma güzelim direk üçten başla...
nobel aziz sancar'dan geri alınsın kampanyası
lenny kravitz'in atkısı
-
kilimden hallicedir;
http://i.imgur.com/wt6rk.jpg
bunu takarken al jefferson'un yatağına uzanıp, bir yandan doğa rutkay'ın televizyonunu izleyip bir yandan da kıvanç tatlıtuğ'un laptopuyla takılırsanız, küçükken masallarda okuduğunuz devler alemini gerçek hayatta yaşabilirsiniz.
(bkz: gulliver zenginlerin evinde)
charlie chaplin
-
“ne demeye anlam arıyorsunuz? hayat, anlamlardan değil tutkulardan oluşmuştur." diyen deha kişi.
'avrupa'dan banane' demeyip, nazilere ve komunizm karşıtlarına karşı takındığı net tavırla ve cesur konuşmalarıyla da gönlümüzü fethetmiştir ayrıca.
burger king'in 4 saat 20 dakikada sipariş teslimi
-
okurken öyle dalmışım ki 4 saat 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım dedirten olay.
paramız yoktu okumadım.
söz nişan kına düğün balayı çekyat istemeyen kadın
-
benim o. ama zerre kıymeti olmadı...
televizyon sesi eşliğinde uyuyanlar derneği
-
derneğimizde iki çeşit üye grubu var diyebiliriz.
cnbc-e e2 eşliğinde uyuyabilen entel kesim ve "ntvspor olsun gerekirse curling olsun" diyerek fransa ligi özetleriyle uyuyabilen grup.
geçenlerde bir araştırma yaptık, derneğimizin üyelerinin büyük bir kısmının 2. öğretim okumuş ya da nba maçlarını gözleri kapana kapana izleyenlerden oluştuğunu gördük.
en kısa sürede toplanıp, "flash tv eşliğinde uyuyoruz" zirvesi düzenleme planlarımız var.
edit: çokça soru aldım, ilginiz için teşekkürler. kısaca derneğimizle ilgili, katiyen aşamadığımız bir kuraldan bahsetmek istiyorum. "ben televizyon karşısında uyuyorum, olur mu?" diye gelen sorular çoğunlukta. cevap, hayır! bu derneğe üye olan ve dernek şartlarına uyan profil, tekrar etmek istiyorum, "neyse ben yatayım artık çok uykum geldi" deyip, televizyonu açan insan profilidir. tv karşısında sızan insan halimizden anlamaz, anlayamaz. tsubasa'nın dripling yaparken elips topa her vurduğunda gelen o dup dup dup sesi, bizim için ninniden ötedir, lütfen bu bilinsin.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
ilk bilgisayari oyun yuklu sekilde satin almistik sene 2002. icinde tabiki fifa 2002 var, fakat biz kardesimle hayatimizda ilk defa bilgisayar goruyoruz ve ilk defa fifa oynuyoruz o zaman. bilenler bilir, fifa 2002 world cup da takimlari secip turnuva basladiginda her mac baslarken, klavye ile oynamak istedigin takimi her seferinde isaretlemen gerekiyor. eger bu islemi yapmaz ve taraf secmez isen, biligsayar kendisi oynuyor. biz bir yaz boyunca kardesimle oynadigimizi zannedip ekranin basinda cpu nun yaptigi hareketleri izledik.
sözlükte herkesin hemfikir olabileceği tek konu
-
(bkz: 10 mart 2015 ekşi sözlük'te yapılan yenilikler)
entry numaralarının silinmesine sevinen var mı lan? hala içimde kanayan bi yara.
yaran diyaloglar
-
tır şöförüyle aramda geçen diyalog.
+ abi romanya nasıl bir yer?
- abisi romen gümrüğünü görünce sikim kalkıyor sen hesap et
(bkz: klinik vaka)
sultanbeyli
-
modern anadolu coğrafyası'nda köksüzlük, kimliksizlik, vahşi bir iştahla büyüme ve estetik fakirlik terimlerinin tartışmasız sahibi, şahsım için uzun yıllardır kırıkkale adlı ucube- hormonlu il olmuştu... orada yaşayan bir akrabamızı her ziyarete gittiğimde anayurt oteli'ndeki zebercet'in ruhu içime çöker, bu korkunç çukurdan kaçıp kurtulmak için saatleri sayardım...
sonra bir gün, sultanbeyli'yi tanıdım! ve anladım ki;
kendini muhafazakar sağ olarak tanıtan, son 60 yıldır kesintisiz iktidarını sürdüren politik ve ekonomik bir hegemonya'nın gizlemeye gerek duymadan sergilediği gerçek yüzü'dür sultanbeyli.
sultanbeyli, içi kof vaatlerdir. el konulmuş devlet arazileridir. kanun tanımazlıktır. harekete geçmiş cehalettir.
sultanbeyli, cemiyet olamamış bir toplumun cemaatleşmiş yaşayan ölüler haline gelme sürecidir.
365 gün 7/24 açık sözde kermeslerdir. her gün camında aslında hiç var olmayan yüzlerce kuran kursu veya talebe yurdu adına satış yaptığını yazan bildiğin fast food dükkanlarıdır. vergisiz helal kazançtır. dar-ül harp'te kafirin elinden çalınan hazine arazisidir. düşman rejimden ve onun vatanadşaları olan işbirlikçilerinden kaçırılan milyon dolarlardır.
demokratik kongo cumhuriyeti tipi demokrasi'nin oy deposu, sadaka ekonomisinin utanç duvarıdır. fakirleştikçe sistemin daha da dibine çekilen, aç kaldıkça daha çok oy vermek daha çok partinin ofisboyu haline gelmek zorunda kalan kavruk anadolu insanlarının cehennemidir.
sultanbeyli, bir pasif devrim` :cihan tuğal'a saygılarımla` rüyasıdır...
olur da, bir gün yüzüncü yılına yaklaşan vurguncu sahte muhafazakar ve sahte dinci zavallı sağ iktidarlardan bu kadim anadolu toprakları yakasını kurtarabilirse;
sultanbeyli insanlık tarihine büyük ve acı bir not olarak düşülmeli, asla yıkılıp yeşil alan kültür merkezi falan yapılmamalı,
bu topraklarda bir zamanlar yaşanmış asırlık sömürünün, vicdansızlığın, estetik ve güzellik düşmanlığının, günahkarlığın ve açgözlülüğün somut örnekleri olarak gelecek nesillere ve hatta tüm insanlığa sergilenmek üzere son haliyle bir "yüzsüzlük müzesi" olarak korunup saklanmalıdır...
rabbim, bu yalnız ve güzel ülkeye yeni sultanbeyliler göstermesin!