hesabın var mı? giriş yap

  • ece erken'in vaktiyle benan hanım'a uyguladığı psikolojik şiddetten (kadına kocasının yatakta fotosunu göndermesi, fake hesaptan 's.kik' yazması, kadının otomobiline saldırması, yalan haber yayması, ölümden sonraki kayın valide kolu yarışı, "son yılını en çok sevdikleriyle geçirdi" yorumu...) rahatsız olanlara "gısganıyorsunuz, gısgançlar!!!" diye çıkışmak, varoşluğun kaçıncı mertebesi ben var anlamamak.

    on paragraflık yazı yazılmış ama ece'nin şu yukarıda ettiklerine itina ile değinilmemiş, göz ardı edilmiş. he canım he, en çok duyarlı olan, en asil duygunun insanı sensin. o sürekli tek bir kişiye çalıştırdığın vicdanına da diyecek yok.

    ece bu maçı istese şu noktada bile çevirebilirdi. olgun davranıp benan'dan af dilerdi, adamın kızlarına sahip çıkardı, aile hakkında ılımlı ve tamir edici demeçler verirdi. ama yok, ortada kocasının cenazesi varken bile 'tercih edilen benim' yarışında. şimdi ben bu kadının acısının neresine saygı duyayım. zaten ölen kocasının ne olduğu da belli değil. kusura bakmazsanız, duyar hakkımı başka bir ünlüde kullanmayı tercih ederim.

  • 5 kişilik bir ailede o an için 4 dilimlik pasta varsa "ben zaten bu pastayı hiç sevmem" diyen kişidir.

  • bati ulkelerinden birinde, matematikten surekli zayif notlar alan cocugu, ailesi bir faydasi olur dusuncesiyle katolik okuluna gonderir.
    bakarlar ki cocuk hep tam not almakta...

    sebebini cok merak edip sene sonunda cocuga sorarlar:
    "ne degisti?"

    cocuk cevap verir:
    "okulun ilk gununde arti isaretine civilenmis adami gorunce durumun ciddiyetini anladim."

  • bak hele bak. dışarıdan baksan adam sanırsın bunu. dışı parisli entelektüel, içi yozgatlı emmi tipini sevdiğimin.

    edit: bu arada a haber kamerasıyla "tesadüfen" karşılaştığına inanan polyanna'lar yoktur herhalde.

    edit 2: konulukonusuznevarsa nickli arkadaşın haklı mesajını aynen kopyalıyorum:
    "ben çaylağım entry giremiyorum :) yazmak ve dikkat çekmek istediğim konu konuşan çocuk kaç yaşındaymış ki o durumları kuyrukları görmüş :) lan zaten 18 senedir iktidar sabit ondan önce koalisyon vardı chp zaten 96 kadar seçim yasaklıydı :) bunları yazabilirseniz sevinirim teşekkür ederim . iyi günler dilerim"

  • (bkz: #99992248)

    "uzun lafın kısası ben gelecekte disney'in sequel üçlemeyi canon'dan düşürmesini beklemesem de "yokmuş gibi" davranacağına, oraya çok dokunmayan film ve dizilerle devam edeceğine kesin gözüyle bakıyorum."

    disney'in önümüzdeki yıllara dair gelecek planlarını açıkladığı sunumunda tam da bu oldu. tonlarca yeni star wars yapımı duyuruldu ve hiçbiri "sequel üçleme" döneminde geçmek bir yana dursun, yakın tarihinde bile geçmiyor. orada yaşananları baz alıp üzerinden devam ederek sonrasını anlatan herhangi bir yapım da yok. tüm yapımlar orijinal üçleme, prequel üçleme ya da daha öncesi zaman dilimlerinde geçiyor. bunlar güzel haberler.

    anladığım kadarıyla timetline sıralaması şu şekilde olacak:

    (bkz: the acolyte)

    klon savaşları döneminin 200 yıl öncesinde, eski cumhuriyetin altın zamanlarında geçecek ve palpatine'le varlığını ilan eden karanlık tarafın tekrar ortaya çıkışını anlatacak. hikaye ilginç, yapım da netflix'te russian doll'u yapan leslye headland'a teslim edilmiş. russion doll dışında referans yapımı olmadığı için şimdilik şüpheyle yaklaşıyorum.

    (bkz: star wars the bad batch)

    mesela kötü olmayacağına emin olduğumuz işlerden biri bu olabilir. direkt olarak clone wars spin-off'u ve dave filoni lordumuz ve efendimiz olacak arkasında. klonlar biliyorsunuz birbirinin aynısı olmak zorunda kusursuz olmaları için. aynı adlı clone wars bölümünden çıkan bad batch, "kusurlu" ve farklı klonların kurduğu ekibi anlatacak. dizi cumhuriyetin yıkılışından sonra, imparatorluk döneminin en başında (revenge of the sith sonrası özetle) geçecek.

    (bkz: star wars obi-wan kenobi)

    işte buna çıldırıyoruz. yıllardır beklenenin ilanı. tam olarak revenge of the sith ile a new hope'un orta noktasında, imparatorluğun ilanının 10. yılında geçecek. ewan mcgregor'un obi-wan kenobi olarak dönüşünün yanı sıra hayden christensen de darth vader ve muhtemelen flashback destekli bir anakin skywalker olarak geri dönecek. açıklanan kamera arkası kadro da fena durmuyor.

    (bkz: star wars andor)

    işte buna o kadar da çok çıldırmıyoruz. kendi adıma en azından. ortada fazla mücadele olmaması nedeniyle rogue one karanlık disney dönemlerinde çıkan tek iyi gibi filmdi. ancak ne cassian andor karakter olarak ne de rogue one hafızamda fazla yer edebildi. yine de olumlu yaklaşıyorum, şaşırtabilir. rogue one ve dolayısıyla a new hope filmlerinin hemen öncesinde geçecek.

    (bkz: star wars ahsoka)

    çıldırmaya geri döndük. kenobi projesinden sonra beni en çok heyecanlandıran iş. sonra derken de kenobi ancak burun farkıyla önde zaten. clone wars'ta ilk gördüğümde burun kıvırdığımız ahsoka tano pek çoğumuz için star wars evreninin en muhteşem karakterlerinden birine dönüştü. hatta bana göre kesinlikle star wars the clone wars ile yaratılan en harika şey. rosario dawson canlandırmak için çok iyi bir tercih olduğunu the mandalorian ile gösterdi. yapımcıları da dave filoni ve jon favreau olduğuna göre şüpheyle yaklaşacağımız bir konu yok gibi. dönem olarak the mandalorian'la kesişecek, return of the jedi'ın hemen sonrası yani. benim bu diziden en büyük beklentim ahsoka'nın anakin skywalker'ın geri döndüğünü öğrenek mutlu olmasını. bunu bir de luke'tan öğrenirse gönül telimiz titrer.

    (bkz: star wars rangers of the new republic)

    fazla bilgi yok ama dave filoni ve jon favreau isimleri burada da olduğu için rahatlıkla izleyebiliriz. ahsoka gibi rotnp de the mandalorian döneminde geçecek ve anladığım kadarıyla yeni cumhuriyet askerleri odaklı olacak. star wars hayranlarının jedi-sith muhabbeti dışında konulara da aç olduğunun görülmesi güzel.

    (bkz: star wars lando)

    adı üzerinde lando odaklı olacak. dear white people'ın yapımcısına teslim edilmesi ırk kartını çok fazla oynayarak kafa açan bir dizi olabileceği korkusu yarattı bende. buna rağmen solo'da yarım kalan hikayesi devam ederse, üzerine bir de donald glover geri dönerse güzel bir iş ortaya çıkabilir.

    (bkz: star wars visions)

    animatrix'i seven bunu da sever gibi bir seri olmasını bekliyorum. star wars evreninin arka planında kalan hikayeleri anlatırsa tadından yenmez. yeni bir galaxy of adventures olacaksa kalsın.

    disney plus'a duyurulan bu dizilerin yanı sıra birkaç film de duyuruldu. bunların hangi dönemde geçeceği ya da arkasında kimler olacağı henüz belirsiz.

    (bkz: star wars rogue squadron)

    yukarıda yazdıklarımın tek istisnası bu olabilir eldeki bilgiler ışığında. kathleen kennedy'nin açıklamasından anlaşıldığı kadarıyla sequel üçlemenin sonrasında geçen bir film olacak. konsept itibariyle ilginç gözüküyor, wonder woman'ın yönetmeni patty jenkins'e teslim edilmesi de güven veriyor ancak çoğumuzca reddedilen sequel üçlemenin yakınından geçerse star wars fanlarından direnç görebilir. kendi içinde kapalı bir film olarak yeni cumhuriyetin x-wing pilotlarını anlatırsa bu direnci aşar.

    (bkz: star wars a droid story)

    adından anlaşılacağı üzere film olacak. filmin r2d2 ve c3po odaklı olacağı bilgisi dışıdna bilgimiz yok. biraz fazla sütünü sağmak gibi olabilir ama clone wars'taki r2d2 ve c3po bölümleri eğlenceliydi.

    kathleen kennedy'nin suratını görmek giçbir şekilde güven vermiyor bana, hissedarlara da vermemiştir muhtemelen ama bu kadar dizi ve filmden birkaçı iyi bile çıksa bizim için kardır. o yüzden "off çok fazla star wars içeriği üretiliyor" diye şikayet etmeyi anlamsız görüyorum. kötü olanları daha önce de yaptığımız gibi redderek yokmuş gibi davranırız, iyi olanları baby yoda (pardon grogu) gibi bağrımıza basarız.

  • dogru tespittir. üniversitenin ilk yillarinda bir arkadasin evinden 76 adet bos bira sisesi cikartip bir büyük raki alabilmistik. düsünün depozitodan alinan para sabit ama simdi o kadar bos siseyle alsaniz alsaniz 3 bira alabilirsiniz. dördüncüye paraniz yetmez.

    adamlarin zihniyeti kendi tabanina hos görünüp kalan kismina en agir vergileri yüklemektir.

  • karma ya da yağlı ciltler için toniklerin en güzeli!

    bildiğiniz üzere lavanta hem antiseptik, hem de rahatlatıcı özelliğe sahip bir bitki, üstelik lavanta yağı ve lavanta suyu da yağlı ve karma ciltlerin nem dengesi ve akne oluşumunun önlenmesi için oldukça etkili.

    kendim karma cilt yapısına sahibim, yazın yağlanma, parlama gibi durumlar, kışın ise yanaklarda ve çenede kurumalar oluyor. yazın sıcakladığımda serinlemek için yüzümü yıkadığımdaysa zamanla yağlanma daha da artıyor. bu yüzden günlük cilt bakımı için büyükçe bir şişe lavanta suyunu evde bulunduruyorum, yazları gün içinde ferahlamak için ise küçük bir şişe spreyli lavanta suyunu yanımda bulunduruyorum.

    bir süre önce bitmişti ve ben epeydir kullanmıyordum, dün akşam tekrar yaptım ve gerçekten de tek uygulamada dahi kendini belli ettiğini gördüm. (yalnız cümledeki "kendini belli ediyor" kısmına dikkatinizi çekerim, mucize yaratmıyor, kendini belli ediyor, düzenli kullanımdaysa ciddi anlamda nem dengesi sağlamanıza yardımcı oluyor.) üstelik zararlı kimyasallar içermediği ve nem dengesini sağlamaya yardımcı olup rahatlattığı için cilt temizlendikten sonra tonik olarak da kullanılabiliyor. dün akşam yapıp uygulayınca kendi lavanta suyu tarifimi buraya da yazayım dedim.

    malzemeler;
    - 500ml su
    - 2 çorba kaşığı lavanta
    - 1 tatlı kaşığı lavanta yağı
    - alkol ya da kolonya
    - süzgeç/tülbent/çay poşedi

    öncelikle 500 ml suyu kaynatıyoruz, suyumuz biraz dinlendikten sonra 2 çorba kaşığı lavantayı bu suyun içinde 5-10 dakika demliyoruz. burada lavantaları direkt suyun içine atıp demlendikten sonra bir süzgeçle süzebilirsiniz ya da starbucks'taki gibi çay poşetlerinin içine doldurup demleyebilirsiniz ya da çaydanlıklar için yapılan çay demleme süzgecinin içine koyup demleyebilirsiniz. ben evdeki kullanılmamış çaydanlık süzgeçlerinden biriyle yapmıştım ama çay poşetinin içine koymak en güzel yöntem.

    soğumasını bekliyoruz. elimiz değecek soğuklukta olması gerekiyor.

    sonrasında ise 1 tatlı kaşığı lavanta yağı ve tercihinize göre 1 tatlı kaşığı kolonya ya da 1 çay kaşığı alkolü kaynatıp beklettiğimiz suya ekliyoruz. ben geçen sefer kolonyayla yapmıştım ama bu sefer alkol kullanmadım. alkolü aslında lavanta yağı çözünsün diye kullanıyoruz ama lavanta yağı zaten çözünmese bile nem dengesi sağlayan bir ürün, o yüzden ben hiç alkol dokundurmadım, zaten cilt ürünlerinde alkol cildin sebum dengesini bozduğu için pek taraftarı değilim ama tabii yaklaşık 400-500ml suda 1 çay kaşığı tolere edilebilir bir miktar. yani alkol koyup koymamak tamamen sizin tercihinize kalmış. kendi cildinizin yağlılık durumuna göre alkol ve yağ miktarlarının oranlarıyla da oynayabilirsiniz, benim yazdığım ortalama bir ölçü.

    hemen şişelere dolduruyoruz ve başlarını sıkı sıkı kapatıyoruz, çünkü lavanta yağı uçucu bir yağ. çok uzun olmayan bir süre içinde tüketmeye çalışıyoruz. bu süre zarfında ışık almayan serin ve kuru yerde saklıyor ve kullanırken de öncesinde iyice çalkalamaya özen gösteriyoruz.

    hep ortamlarda servis edilen, şekilli şık şişelerle sunulan lavanta suları gibi saydam bir renge sahip olmaz, konyak rengi ve boz bir yapıya sahip olur. o saydam renkli olanlar ya seyreltilmiş lavanta yağı+alkol karışımıdır ya da su+lavanta aroması karışımıdır. lavanta çiçeği kullanılan lavanta suyu berrak su renginde değil boz açık kahverengi renkte olur ve hayal ettiğiniz gibi güzel değil hafif ekşimsi kokar. eğer kokusundan hoşlanmazsanız marketlerde satılan aromalardan bir-iki damla damlatabilir ya da bir-iki damla portakal veya limon yağı damlatabilirsiniz.

    eğer kuru ya da normal ciltliyseniz bu tarifteki "lavanta" kelimelerinin yerine "gül" kelimesini getirerek siz de kendi gül suyunuzu yapabilirsiniz.