hesabın var mı? giriş yap

  • futbolda en yalnız mevki kaleciliktir derler ya bir çift eldivenle kandırılmış sanki özgürlüğü elinden alınmış ceza sahasında geçen koca bir kariyer..takımının gol attığı durumlarda en çok belli olur kalecinin yalnızlığı. bir başına koşar, bir başına taklalar atar, direklere tırmanır, türlü sevinç gösterilerinde bulunur kaleci, arkadaşları az ilerde sevinç yumağı oluşturmuşken. bu aslında saçma bir görüntüdür, çünkü insanın sevinirken yanında sevincini paylaşabileceği ya da sarılabileceği en az bir insan daha olmalıdır bence. fakat, gel gelelim yedek kalecinin yalnızlığına. o yalnızlık ki, kaleci yalnızlığı dahil tüm yalnızlıkların toplamıdır aslında bu hayatta.

    yedek kaleci..yaz kış demeden kenarda battaniyesinin altında maça seyredalan gözleri küçük bir umuda dalıyordur aslında bir gün as kalecinin yerine kendisinin geçebileceği. devre arasında maçlar reklama girer ama stadyumdaysan fark edersin onları denk gelirse o da veyahut dikkatini çekerse. sahaya çıkmış, kalenin önünde sağa sola atlıyor, yalandan da olsa top çıkarmaya çalışıyor ama bezginliği her halinden okunuyor. gol yerken dönüp topa bir de kendisi vuruyor, kendisine gol atıyor. sonra bazen mutluymuş gibi görünüyor, gülümsüyor fakat o en mutlu anında yandan pat diye nerden geldiği meçhul bir top suratında patlıyor. onu bir tek futbol topları anlıyor ama onlar da yanlış anlıyor. diğer yedek oyuncular gibi teknik direktöre arada sitem etme hakkı da kısıtlıdır yedek kalecinin. ancak kimi zaman as kaleci sakatlanıyor, sağlık görevlileri oyuna girerken yedek kaleci de fişek gibi sıçrıyor yerinden. ısınma hareketlerine başlıyor hemen zikzaklar, yerinde atılan deparlar, sıçramalar tam pijamasını çıkarıp oyuna girecekken "taam taam iyiyim" diyor as kaleci ve geri dönüyor yedek kaleci klubesine, battaniyesinin içine. hala sıcak, zaten fazla uzaklaşmış olamazdı..en kötüsü de, bazen kaleci kırmızı kart yer ama yedek kaleci yerinden bile kıpırdayamaz. çünkü takımın oyuncu değişiklik hakkı dolmuştur. evet dolmuştur bu hak ve o an kaleye defans, libero yahut orta saha hatta kimi zaman forvetten biri geçer. hele bir de penaltı falan kurtarırsa varlığını, dünyadaki yaşam sebebini sorgulamaya başlar o vakit yedek kaleci. son düdük çalar, maç biter, soyunma odasına gidilir.bu olayın ya da başka pozisyonların kritiği yapılır duş altında yedek kaleci ise duş bile almaz çoğu zaman aslında.

    ve dönüp bakıyorum kendime ensesi uzamış kaleci saçımla, promosyon şapkam ve kramponlarımla yedek kalecinin ağır yalnızlığını yaşıyorum bu hayatta. evli çiftlerin, sevgililerin, mutlu insanların, arkadaş gruplarının hatta yalnızların ve hatta diğer ağır yalnızların arasında kimseye farkedilmeden, dokunmadan, belki de dokunamadan yürüyorum yavaşça. bir çocuk ürkekliğiyle gökyüzüne bakıp "hocam ne zaman oyuna alıcan beni" diye küçük bir sitem ediyorum onu da uzaklara bakmaktan yakını göremez hale gelen gözlerimle yapabiliyorum en fazla. bazen de oluyor gibi, yalan yok umutlanıyorum o ara iniyorum saha kenarına büyük bir heyecanla yan yan sekerek koşturuyorum. kollarımı çeviriyorum değirmen gibi, türlü ısınma hareketleri yapıyorum bir bacak önde çökme hareketi..yerimde sıçrıyorum bir kurbağa gibi ama sonra acı bir ses geliyor kulağıma "otur otur" diyor ve dönüyorum yerime geri, giriyorum sıcak battaniyemin içine hiç kullanamadığım eldivenlerimle ve pijamamla koca bir ömrün geçmesini bekliyorum.

  • ios 13 ile gelen optimize şarj özelliğiyle cihaz, siz uykuya dalıp telefonunuzu şarja taktığınızda, sadece %80'e kadar şarj oluyor. son %20 ise uyanmadan kısa bir süre önce tahsil edilecek; böylece uyandığınız dakika %100 olmuş olacak. böylece lityum pilin teknolojisine ayak uydurulmuş olunuyor...

    sitesinde böyle yazıyor:”optimize edilmiş pil şarjı
    yeni bir seçenek, iphone'unuzun tam olarak şarj edilme süresini azaltarak pilin yaşlanma hızını yavaşlatmaya yardımcı olur. iphone, günlük şarj etme rutininizden öğrenir, böylece kullanmanız gerekene kadar% 80'in üzerinde şarj işlemini bitirmeyi bekleyebilir.”

    *ayrıca dark mode'a otomatik kullan (gece olunca aç, gündüz olunca kapat) seçeneğide gelmiş.

  • insanları şaşırtıcı derecede yardımsever ve sıcakkanlıdır. şehri çevreleyen yüksek dağlarla (bkz: rocky mountains) övünürler. denverlılar pek dışarıda dolaşmazlar. burada gezilebilecek neresi var diye sorarsanız size ilk olarak şehir merkezinde 16. street mall diye bir cadde adı verirler, gidip gördüğünüzde etraftaki insan sayısının bir elin parmağını geçmediğini farkedersiniz. amerikanın en büyük su parkının water world adıyla burada olduğu iddia edilir. yazın sıcaklık 25-30 derece arasındadır, neredeyse her akşamüstü yağmur yağar. çok huzurlu, güvenli, trafik gürültüsünün, su sıkıntısının olmadığı yemyeşil bir şehirdir, gezilesi değil ama yaşanılasıdır.

  • bir borç-alacak ilişkisine girileceği zaman kimi kurumların müşteri riskini tespit edebilmek için referans aldığı, bankaların paylaştığı müşteri verilerine göre şekillenen puandır. (kkb sadece kredi alırken lazım olmaz. örneğin araç kiralarken de kkb skorunuz sorgulanır. neden? bir terslik durumunda oluşabilecek borcu ödeyip ödeyemeyeceğiniz görmek için...)

    eski bir bankacı olarak kkb skoru sıfır olan veya kredi çekebilecek seviyede olmayanlar için bu skoru hızlıca yükseltmenin yollarını arıyorsanız, buyrun:

    *** puanı düşük olanlar ***

    - borç yapın! "zamanında" ödeyin.
    - 3-4 taksite böldüğünüz küçük tutarlı (bin lira gibi) iki ya da 3 kredi çekin. (bu kadar küçük meblağlarda bankalar skorunuzun düşük olmasını daha az önemserler. bir nevi, müşteri kazanmak için bankanın bin lirasını riske atması gibi düşünülebilir.) diyelim ki 3 kredi çektiniz.

    ilk ay her bir kredinizin ilk taksitini saat bile kaçırmadan vaktinde ödeyin.
    ikinci ay, birinci ve ikinci kredinizin taksitini ödeyin. üçüncü kredinizi tek seferde kapatın. (puan erken ödemeden de etkilenir, normalden daha hızlı artar.)
    üçüncü ay, birinci kredinizin taksitini ödeyin, ikinci kredinizi tek seferde kapatın.
    bu şekilde devam eder...

    özetle, sürekli ödeme yükümlülüğünüzün olacağı bir kredi borcunuz olsun (ki zamanında ödeyip borcunuza sadık olduğunuzu gösterebilin), ama artık borçlu değil, beli doğrulttuğunuzu da göstermek için bir kredinizi elinizde tutarken diğerlerini tek seferde kapatın.

    - diyelim ki kredi skorunuz o kadar berbat ki size ne kredi ne kredi kartı veriyorlar... hemen entry'nin devamında sıfır kkb puanı olanlar için verdiğim tavsiyelerin içinde detaylarını okuyabileceğiniz "nakit teminatlı kredi" işine giriyorsunuz. alekta movik movik!
    - kredi kartınızı kullanın! sistem "harcama tutarını" kontrol etmez. borcu ödeyip ödemediğinizi kontrol eder. ay içerisinde bir çokonat alın, o bile kafi. ama ekstre geldiğinde borcun tamamını ödeyin! (asgarisini değil, tamamını!)
    - internet bankacılığına girip usd hesabı, euro hesabı gibi 3-4 yabancı döviz hesabı açın. her birinde 50-100 lira karşılığı döviz bulundurun. kalsın orada.
    - gram altın hesabı açın. 0,1 gram dahi olsa altın alın, kalsın hesapta.
    - vadeli tl hesabı açın. asgari tutarı yatırın, aylık faize verin. skorunuz yükselene kadar paranızı çekmeyin.
    - vadesiz tl hesabınızı hareketli tutun. örneğin telefon faturanızı bayiden kredi kartı ile ödemek yerine, parayı hesabınıza yatırın, oradan ödeme yapın. ay içerisinde sürekli para çevirin hesapta. ama bakiyenizi asla sıfır yapmayın. 3-5 bir şey bulunsun sürekli.
    - gsm operatörünüzden en ucuz ürünü taksitle alın. faturalarınızı vaktinde ödeyin.
    - kmh hesabınızı kullanın. ancak borcunu tam gününde kapatın. borcun tamamını kapatın!
    - kart limitlerinizi yapabiliyorsanız sürekli yükseltin.
    - tek bir bankayla çalışmak yerine 2-3 bankayla çalışın. ürünlerini kullanın. (borçlanın, zamanında ödeyin.)
    - bu süreçte asla kredi kartınızı iptal ettirmeyin. (kullanmasanız da!) ki kullanın, zamanında ödeyin!

    *** puanı sıfır olanlar ***
    - çok düşük limitli bir kredi kartı almaya çalışın. (tahminen vermeyeceklerdir. ama bazı bankalar -pazar payını yükseltmek için- daha esnek olabiliyor.)
    - çok düşük limitli kredili mevduat hesabı (kmh) açmaya çalışın. kullanın, zamanında borcun tamamını yatırın.
    - banka size hiçbir şekilde kredi kartı veya kmh açmaya yanaşmıyorsa eğer; nakit teminatlı kredi isteyin!

    nakit teminatlı kredi denen şey; aldığınız borcun tamamını kapsayacak bir nakdin banka tarafından bloke edilmesi demektir. yani banka tarafından bakıldığında sıfır riskle kullandırılan kredidir. peki nasıl yapacaksınız?

    örneğin 1000 lira kredi çekmek istiyorsunuz. (borcunuza sadık olduğunuzu göstermek ve dolayısıyla yüksek bir kredi skoru elde etmek için.) diyelim ki 4 taksitte ödeyeceksiniz. varsayalım ki, toplam geri ödeme 1100 lira ediyor.

    bankanıza gidip bir vadeli tl hesabı açıyorsunuz. 1100 lira para yatırıp aylık faiz işletiyorsunuz. ardından bireysel bankacılıktaki memura gidip "kredi skorum yok, kart istedim vermediniz. ancak ileride bir kredi çekme durumum olursa diye kredi skorum olsun istiyorum -veya araba kiralayamadım kkb olmadığı için!- diyorsunuz. 1000 lira kredi istiyorum, 4 taksitte ödeyeceğim. teminat olarak da vadeli tl hesabımı gösteriyorum, blokeleyin diyorsunuz. yani şimdi ne oldu? nakit teminatlı kredi talebinde bulunmuş oldunuz. bankanın bu krediyi size vermemesi için hiçbir sebep kalmadı. zira skorunuz -4329423 bile olsa, borcunuzu ödemezseniz karşılığı zaten bankada! kıps!

    kredinizi alıyorsunuz, taksitlerini vaktinde ödüyorsunuz. bir süre sonra kredi kartı talebinde bulunun. ödeyebileceğiniz harcamalar yapın, ekstrenizi geciktirmeden ödeyin... eee noldu? ta daaa! şıkır şıkır kredi skorunuz elinizde. artık gelsin krediler gitsin arabalar. (kredi borcunuz kapanınca, teminat olarak gösterdiğiniz vadeli türk lirası hesabınızdaki bloke kalkar. söylemeden de geçmeyeyim; bahsettiğim vadeli hesabınızdaki paranıza, blokeli olduğunda dahi faiz işlemeye devam eder. vurdu gol oldu!)

    özetle, en başta belirttiğim gibi, borçlanın ama zamanında ödeyin. sistem "ne kadar" borçlandığınıza bakmaz! "borcu ***vaktinde*** ödeyip ödemediğinize" bakar.

    bankacılık sisteminde ne kadar varsanız, yani ne kadar çok borçlanma (kredi-kmh-kredi kartı) ve tasarruf (döviz hesapları, altın hesapları, vadeli hesaplar vs) ürünü kullanıyorsanız, o kadar hızlı puanınız artacaktır.

    işte böyle gençler. skorum yok veya battım bittim ben diye bir şey yok. nasıl düzelteceğinizi bildikten sonra dert yok tasa yok.

    edit: e-devletten kontrol edin, e-haciz vs olmasın üzerinizde. varsa borcu kapatın, e-hacizi kaldırın. puanınıza etki eder!