ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ümitcan uygun'un abisinin açıklamaları
-
#helpturkey yazan insana, devlete hakaret etti diye soruşturma açan yöneticilerin ne yapacağını merakla beklediğim açıklamalardır.
bim'in meyveli yoğurdundan böcek çıktı iddiası
-
zamanında benim aldığım patito'nun içinden elinde patates altında şalvarla mevsimlik ırgat çıkmıştı. bim olm orası şaşırmayın bu olaylara...
polis bariyerini aşıp ayasofya'ya koşan güruh
-
hafta içi işinde gücünde olan insanların ödediği vergilerin sırtından geçinen, ne kadar asalak tip varsa hepsi orada.
the walking dead'e türkçe çeviri önerileri
-
- kefenden taşanlar
on bin lira emekli maaşı yeter diyen rizeli dayı
13 ağustos 2015 polisin ağrı'da 2 çocuğu öldürmesi
-
15-16 yaşındaki 'çocuk' eline roketatar, uzun namlulu silah alabiliyorsa, ölümü göze almıştır zaten. askeri öldürünce kahraman, geberince çocuk oluyo değil mi bunlar?
herkes artık dürüst olsun birbirine. acıtasyon yapmayın, sıktınız kimse yemiyor. biz 15-16 yaşında top peşindeydik, gelip bana coğrafya şartlarından bahsetme, her insanda vicdan duygusu var beyin var. eline silah alıp, adam öldürmeye dağa çıkanın gözümde beş paralık değeri yok.
şu da gözden kaçmasın,
şu valiliğin açıklaması; ''12 ağustos 2015 günü saat 21.00 sıralarında bölücü terör örgütü pkk mensupları tarafından diyadin ilçe jandarma komutanlığı'na roketatarlı ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlenmiştir.''
şu da pekaka yanlısı bir ajansın; ''ağrı'nın diyadin ilçesinde dün gece saatlerinde ilçe jandarma komutanlığı'na yapılan saldırının ardından özel harekat timleri, jandarma komutanlığı'nın karşısındaki bölgeyi rastgele taradı.''
kimi kandırıyosunuz?
hiçbir şey olunamayınca sahip olunan meslekler
-
polislik. mesleği geç, adam olunamazsa polis olunuyor.
ezel
-
benjamin linus'la john locke'ı topla, 4*8*15*16*23*42 ile çarp ramiz dayı' nın bıyıkları etmezler, o kadar da net söylüyorum.
yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yaz okulu.
patoloji laboratuvarındayız. mikroskopta incelediğimiz preparatları, defterlere çizmemiz, beş bin tarafından ok çıkartıp neyin ne olduğunu yazmamız gerekiyor falan. ben de baktığım şeyi zinhar çizemiyorum, öyle bir sakatlığım var. önlük giymek zorunlu fakat yaz okulu olduğu için biz gittiğimiz şehre önlük almamışız yanımıza. ben birilerinden rica ettim, buldum bir şekilde. başka kimsede yok.
asistan bir şeylere sinirlendi, artık gözüne çarpan her türlü eksikliği yüzümüze vuruyor.
+ ciddiye almazsanız, ciddiye alınmazsınız! kimsede önlük yok. bir şu bayan arkadaşınızda var.
bana dikkatle bakıp, yüzünü buruşturuyor
+ama... anlaşılan o da başkasından almış. üç beden büyük, içinde kayboluyor
daha da sinirleniyor.
+ kalem getirin, defter getirin dedik. defteri olanın kalemi yok, kalemi olan ilkokullu gibi çizgili defter getirmiş. kimse çizmiyor!
gözü benim masama takılıyor,
+bir şu bayan arkadaşınızı gördüm çizerken!
yanıma geliyor, deftere bakıyor. bende de çizim yok. ''böyle bulut bulut gibi bi şeyler varsa o tüberküloz, bilezik gibi şeylerin olduğu ruam, preparatın dışından bakınca gölgeler varsa fibrinli pnömoni...'' gibi kopyalar yazmışım.
+ama... anlaşılan yine umduğumu bulamadım!
ikidir adama benden tiksinecek malzeme verdim. yanımda durdu, devam ediyor.
+bir ciddiyetsizlik hakim. utanmasanız terlikle falan geleceksi...
yere bakıyor, susuyor. ayağımdaki terlikleri fark etmiş tam o an.
+arkadaşım senin amacın ne?
-hocam havuza düştüm de ayakkabılar ıslak o yüzden ben de mecburen terlik giymek zorund...
+hayır üç oldu, hep sen. buraya bana tepki olarak mı geldin?
-yok hocam...
+bakın! son kez söylüyorum! yarın kimse önlüksüz, kalemsiz, deftersiz ve (bana dönüyor) ayakkabısız gelmesin!
münir özkul
-
-bak beyim sana iki çift lafım var; doğum günün kutlu olsun. :)