hesabın var mı? giriş yap

  • türkiye'deki memuriyet kavramını harika özetleyen afiş.

    şu adamların işlettiği trene biniyor olmamız da aslında büyük cesaret.

  • arkadaş bu sözlükteki küçük ayrıntı kavramını anlamıyorum ben. küçük ayrıntı demişsiniz ama adam mercedes s serisinin özelliklerini yazmış. amk 500 milyarlık arabada bir zahmet olsun o ayrıntılar.

    geçen de mesela tam hatırlamıyorum ama toplumun geri kalmışlığıyla mı ne alakalı ufak ayrıntılar vardı. adam kadın dövmek falan yazmış. lan o küçük ayrıntıysa büyük olan ne? ışid liderliği yapmak mı?

  • pakistan'ın sıradan bir sokağında, endonezya'nın mahalle pazarında, nijerya'da cuma namazı sonrası cami çıkışında yapılmadığı takdirde sonuçları çok dikkate alınmaması gereken deney.

    dubai gibi arap'tan çok yabancının, fakirden çok zenginin yaşadığı yerde deney yapmak güvenilir değil sadece şov için yapılmış olur.

  • cehalet anlaşılmadan oldukça yüzeysel kalacak özelliklerdir. genel olarak bilgi eksikliği ya da düşük entelektüel seviye olarak ele alınabilse de cehalet genel kavramı çok da kolay yapılabilecek bir kavram değildir.

    1) rasyonel davranış eksikliği kaynaklı güven erozyonu

    öte yandan, gelişen ilk insan türlerinden bugüne gelecek olursak ve insan ırkının fiziksel özelliklerini dikkate alırsak bugün dünya'da kuşkusuz hakimiyetini kurmuş olan insan ırkı bunu tamamen bir arada yaşayabilme becerisine borçludur. bugün bakıldığında bazı ülkelerde yaşayan insanlar diğerlerinden daha yüksek refah seviyesinde yaşayabiliyorsa işin özünde demek ki bir arada yaşayabilme becerisinin bir adım ileriye taşınabilmiş olması yatıyor denebilir.

    birileri yine çıkıp diyecek ki o ülkeler başka ülkeleri sömürdükleri için bugün daha fazla refah içindeler yanlış düşünüyorsunuz. oysaki gerçeğin bu durumla bir alakası yok. bir ülkenin başka bir ülkeyi sömür(ebil)mesi için zaten teorik olarak o ülkeden başlangıçta daha yüksek refah seviyesine sahip olması gerekirdi. aksi takdirde mesela fransa senegal'i değil senegal fransa'yı sömürüyor olurdu. başlangıçtaki bir arada yaşayabilme becerisinden gelen ilk farkın bir refah seviyesi farklılığı getirmesi ve bu farkın bir noktadan sonra sömürü sistemi üzerinden giderek artan refah farklılığına yol açması apayrı bir konudur.

    şimdi genel anlamda cehaletin içine hapsolmuş toplumların diğerlerinin çok gerisinde kaldığını düşünecek olursak, cahil insanlardan oluşan toplumların birbirlerine güvenmesinin ve bir arada yaşayabilmesinin daha zor olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

    oyun teorisi ya da prisoner's dilemma konusunu duymuş olanlar zaten bilecektir. bu probleme göre, yakalanan iki suçlunun toplamda en az ceza alacağı seçenek ikisinin de suçunu inkar etmesi olacakken, suçunu inkar eden eğer karşı taraf itirafçı olursa daha fazla ceza alma riskini göre alamaz ve iki taraf da itirafçı olur.

    bu aslında yaşamın hemen her alanında farklı bir şekilde yaşadığımız bir problemin özüdür. tıpkı iki kişi arasında karşılıklı güven oluştuğunda o iki kişinin çok daha güçlü olması gibi birbirine güvenebilen toplumlarda da toplumsal ilerleme daha hızlı olacaktır.

    şimdi tekrar mahkum ikilemi problemindeki mahkumlardan birisi olduğunuzu ve itirafçı olmak ya da olmamak kararını vermek üzere olduğunuzu düşünelim. iki tarafın da çıkarına olan senaryo iki tarafın da inkar etmesi olacaktır. diyelim ki siz bunun farkındasınız fakat karşı tarafa güvenebilmeniz için karşı tarafın da bunun farkında olmasına ve rasyonel davranacağına olan inancınıza ihtiyacınız var.

    şimdi şu aşamada karşı tarafın rasyonel davranabilmesi için cahil olmaması gerekiyor ama güvenebilmek için gerek şart olsa da yeter şart değil. yine de bu kısmı şimdilik geçiyorum.

    işte cahil insanların en temel ortak özelliklerinden birisi güvenilmez olmasıdır. çünkü hayatta her zaman olmasa da çoğu zaman rasyonel olan seçenek tektir ama mantık dışı olan birçok seçenek vardır ve öngörülemeyen davranışlar karşısında güven gelişemez.

    2) neden sonuç ilişkisi kurma noksanlığı

    neden sonuç ilişkisi kurabilme yeteneği kazanabilmek için her ne kadar zeka bir ön şart olsa da, buna ek olarak asıl şart başkalarının kurduğu neden sonuç ilişkisini öğretim yoluyla edinmek gerekir. bunu farklı alanlarda edinebildikten sonra kişi herhangi bir hareketinin, eyleminin olası sonuçlarını da ele alarak düşünebilme yetisi kazanmaya başlar.

    özellikle toplumsal ilişkilerde ve genel toplum düzeni içinde bu yeti bireye empati yeteneği de kazandırır. bunu yaparsam ne olur sorusu doğa için sorulabilirken, bunu şu kişiye yaparsam nasıl bir tepki alırım sorusu insan ilişkileri için sorulabilir. aslında empati yeteneği bu sorunun sorulmasıyla başlar.

    bu durumda cahil insanın düşük entelektüel birikimi nedeniyle neden sonuç ilişkisi kurmakta zorlanması ve bunun da empati yeteneğinin gelişmesini engellemesi olağandır.

    bunu en berrak şekilde görebileceğimiz ortam ise şehir içi trafiktir. emniyet şeridini sıkışık trafiği baypas etmek için kullanmak ya da sola dönüş cebini sola dönmek için değil de yine trafiği baypas etmek için kullanmak empati yeteneği gelişmemiş ve bir sonraki hamleyi düşünme farkındalığına bile sahip olmayan insanların ortak özellikleridir.

    aslında bu da birinci maddedeki gibi bu insanların bir arada yaşayabilme yeteneğinin kısıtlı olmasının başka bir tezahürüdür.

    3) korkunun getirdiği fanatizm

    neden sonuç ilişkisi kurmakta başarısız olan kişiler bilgi birikimlerini artırmakta da başarısız olurlar. çevrelerindeki herkesi kendilerine benzetebilirlerse, bu korkunun şiddeti azalacaktır. bunun için de aralarında kendilerini rahat hissedecekleri topluluklarda ve bu topluluklarda kutsallaştırılmış birtakım değerlere ihtiyaç duyarlar.

    bu kimi zaman bir din, bir siyasi parti, bir futbol takımı, bir ırk ya da bir ideoloji taraftarlığı olabilir. hayatında kendini arayışı sırasında başarılar ortaya koyma ümidi kalmamış insanlar, kendilerini kendilerine direkt olarak faydası olmayan bir kavrama adamaya teşnedirler. çünkü dış dünyaya karşı taşıdıkları korkuyla başka bir şekilde baş edebileceklerine inanmazlar.

    4) fanatizmin getirdiği nefret

    fanatizm çoğu zaman kendini bir karşıtlık üzerinden tanımlar. özellikle bu fanatizmden çıkarı olan odakların da desteğiyle kitleleri bir arada tutabilmek için cehalet gerekir. nefret, öfke, haset gibi duygular için gelişmemiş bir frontal kortekse ihtiyaç vardır. gerisini limbik sistem kendisi halleder zaten.

  • kira öderken her ay maaşımın yarısını çöpe atıyorum gibi hissettiğimden hayalini kurduğum şey. kiradayken evin içine bir şey yaptıramazsınız, mutfak dolapları hilton banyoların anca hayalini kurarsınız, kendi eviniz olduğunda hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek sizin elinizdedir. ama hesap yapıyorum yapıyorum olmuyor, kredi çekerek falan olacak iş değil. ancak eline belli bir miktar toplu para geçecek bir yerden, o şekilde olur ancak. bu ülkede bu şartlarda çok çok zor, allah isteyen herkese nasip etsin, biz şimdilik ancak hayalini kurarız.

  • 100 mb'den 8 partlık dvdrip filmlerle hatırlayacağız seni yüce rapidshare. unutursak kalbimiz kurusun.