ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
9 temmuz 2014 hollanda arjantin maçı
-
brezilya'nın alamanya karşısıdaki tarihi çaresizliğini gördükten sonra, sanıyorum iki takım da sahaya mutlak mağlubiyet için çıkacaktır.
cem yılmaz'ın o. kavala ve s. demirtaş yorumu
-
"şu demirtaş suçlu ama..." yorumlarında gına geldi. onu da savunduruyorsunuz adama. arkadaş, suçluysa cezasını çeksin, mahkemelerimiz yargılasın, suçunu kanıtlasın, tck'da ne yazıyorsa o suçla ilgili, o kadar süre yatsın, bunu istemeyen şerefsizdir zaten. keza kavala için de aynı süreç işlesin. evrensel hukukta da böyle. olması gereken bu. gerek yasin börü ve arkadaşlarının başına gelenler, gerek 15 temmuzda yaşananları hepimiz biliyoruz, bunlarla ilgili kim suçluysa gün yüzü görmesinler. bu olması gereken şey.
ama ya suçlu değilse, soruşturma için içeride tutuluyorsa, yeterince suç bulunamıyorsa...
bu neden bu kadar önemli biliyor musun sevgili meriç? yarın aynısı sana da, bana da, bir tanıdığına da yapılabilir. ergenekon sürecinde, balyoz sürecinde yapıldı. şu anda hukuksuzca tutuklu binlerce khk'lı var. (neden hukuksuzca diyorum, devletin zamanında izin verdiği şeyleri yaptıkları gerekçesiyle suçlu gösteriliyorlar, legal bir bankaya, kendi hesabına para yatırdı diye işinden atılmış, hapse girmiş insanlar var. ha bu arada bankanın kurucusu bugün spk başkanı vs.)
iyi oku meriç. yarın şuursuzun biri gelip, seninle ilgili bir iddia ortaya atar, 4-5 yıl hapiste kalırsın daha hüküm almadan. bunu ister miydin? kendine istemeyeceğini başkasına da isteme. özgürlük çok kıymetli, bir saatini bile sana geri verecek kimse yokken, insanların yıllarını yiyorlar zindanlarda.
tanım: olması gerekeni savunmuş komedyen.
gelen mesajlar üzerine edit: yazdığım şeyin arkasındayım. anlatmaya çalıştığım bu soruşturmaların hala sürmesinin adalete güveni sarstığının anlaşılması. bu devletin savcısı/hakimi/polisi 4-5 yıl boyunca işlenen suça yönelik delil bulamıyorsa/dava açamıyorsa/davayı sonuçlandıramıyorsa adaletten nasıl bahsedebiliriz? adalet demek af demek değildir, suçluysa cezasını vermek, suçsuzsa haksızlığa uğramasını engellemektir. demirtaş o sözleri söylemiştir, halkı sokağa çağırmıştır ve bunun sonucunda insanlar ölmüştür. tamam, o zaman cezasını verelim, "dur biraz bekle (4-5 yıl) iddianame yazıp, seni yargılayacağız" denebilir mi? başımıza gelse "nerede bu devletin adaleti" demez miyiz?
vodafone'un ferhat ceylan'ın işine son vermesi
-
şerefsizliğin daniskası! evde kal diye ayak yapacaksın, mesajlar atacaksın insanlara, uygulamamızdan işlem yapın diyeceksin, şirinlik yapacaksın. sonra kendi çalışanın, timsah gözyaşlarını yüzüne vurunca adamı kovacaksın. özür dilemek yetmez. vodafone bedel ödemeli!
yaran inci sözlük entry'leri
-
entry: devlete dava açmak üzereyim yardım edin
entry: aranızda avukat var mı bilmiyorum, inşallah vardır ve bana yardım eder.
beyler nüfus cüzdanımda kangurubu diye bi ifade yer alıyor, ben kanguru değilim!
bi kaç avukata mail attım cevap bekliyorum..
burger king vurdumduymazlığı
-
10 lira verince pislige razi olmamiz gerektigini savunan insanlar yuzunden politikasinda herhangi bir degisiklige gitmeyecek, turkiye'ye yakisir sekilde yonetilen bir burgercinin vurdumduymazligidir.
debe editi:
biliyorum bundan hoslanmayanlariniz var; hatta laf aramizda ben de kanzuk'un yaptigi ankette debe editi yapanlar listeden ciksin mi? sorusuna "ciksin"i demistim.
(bkz: #51859779)
ama su an anladim ki bazen daha cok insana sesinizi duyurabilmek icin bu edit gerekiyormus.
kendim için bir şey istiyorsam namerdim; lutfen ulkemizde akepe ve tayfasinin yaptigi adaletsizlige,
sevim tanürek'in katiline,
50 kg esrarla yakalanan kişinin içiciyim demesine,
mobese ihalelerini unakıtan'ın kızlarının almasına,
mehmet cengiz'in vergi borcunun silinmesine,
sivas katliamı davasının zamanaşımına uğramasına,
kabataş yalanına,
sigortalı olmayanların 213 tl ödeme zorunluluğuna,
ve bunun gibi daha bircok serefsizlige gereken ilgi ve tepkiyi gosteren siz guzel insanlarin*, mumkunse su konuyla da ilgilenmesini rica edecegim.
(bkz: cem garipoğlu'nun suç ortakları)
simdiden tesekkur ederim.
-------------------------------
not:
izninizle is yerinde cani sikilanlar icin zihin acici bir yazi da ilistirivereyim:
(bkz: tam kontrol reçetesi)
pipiyi belli eden eşofman giymek
-
erkek istediğini giyer, istediği gibi yürür.
sen bak-ma-ya-cak-sın. bu kadar basit.
edit: umarım ironiden anlamayan nesil başıma üşüşmez. korkuyorum sözlük.
başkasının akbilini basan öğrenciye 10 yıl hapis
-
(bkz: yaşasın adalet)
az yemeyeceksin kardeşim, üç kuruşluk akbil parasını yersen hukuk peşini bırakmaz. yiyeceksen adam gibi, milyonları yiyeceksin ki sana dokunmasınlar.
yaran fıkralar
-
bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
-pardon bunun fiyatı nedir diyor
-10000$ efendim
-neden bu kadar pahalı peki
-efendim o 300 tane kelime biliyor
biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
-peki bunun fiyatı nedir
-20000$ efendim
-peki bu neden pahalı
-o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
onun yanındaki papağanı göstererek
-bunun fiyatı nedir
-30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
-bunun fiyatı nedir
-100000$ efendim
-bunun özelliği nedir
-valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar
30 bin liraya satılan nokia 3310
-
sahibinden.com'da satılan nokia 3310'dur. adam anasından babasından, varsa evladından utanmamış, nokia 3310 için 30 bin lira fiyat çekmiş. antika diyor, koleksiyon diyor 11-12 senelik telefon için.
(ilan yayından kaldırılmış. ekran görüntüsünü almıştım.)
http://tinypic.com/r/30vkgsg/8
(http://www.sahibinden.com/…s-efsane-187733558/detay)
bu maalesef bize has durumlardan biri. "nasıl olsa satacak enayi bulurum" mantığı...
üşenmedim, ebay'de araştırdım. orada satılan en pahalı nokia 3310 şu: http://www.ebay.com/…ell_phones&hash=item3a8670ed50
şimdi al fiyatı 121 dolar. bizimkiyse "bunca yıl elimde tuttum. illa ki birini çarparım" diyor.
daha dün show haber'de gördüm. çocuk 129 liraya iphone 5s söylemiş, oyuncak telefonla armut gelmiş. baba da mağdur mağdur konuşuyor "insanı meyve sebze gönderip rencide ediyorlar bir de. en çok ona bozuldum" diyor. kardeşim armutla rencide olana kadar, bin beş yüz liralık telefonu 129 liraya alabileceğini düşünerek sen zaten kendini rencide etmişsin.
yine dün adamın biri iphone üzerinden sömürü hesabı çıkarmış, sadece fabrikada çalışan işçi üzerinden iphone üzerinden edilen karı hesaplamıştı.
nokia 3310'a 30 bin lira isteyen adam da, 129 liraya 1500 liralık aleti alacağını sanan adam da hep aynı zihniyetin ürünü kardeşim. emeğin, ederin, değerin bir anlamı yok. çarpan çarpana. halen neyi koparırsan yanına kar kalır mantığında hayatta kalmaya çalışıyor insanlar.
iki ay önce bir taksiye binmiştim. her zaman 29 lira tutan yol 37 lira tuttu. "kardeş bu ne?" dedim. "ney ne?" dedi. elimle de taksimetreyi gösteriyorum, sanki lavuğa atom çarpıştırıcısı uzattım da soruyorum bu ne diye.
- fazla yazmış bu.
- ne demek fazla yazmış. ne yazıyorsa o?
- kardeşim, her gün geldiğim yol. her gün 29 lira yazıyor da bugün nasıl 37 lira yazdı.
- haa. abi bu arabanın tekerlekleri büyük biliyorsun cip ya (dacia'dan bahsediyor cip diye logan mıdır ne boktur) o yüzden fazla atıyor.
- birader teker büyük olunca daha az devir yapar, tekerin küçük olması lazım daha fazla atması için.
- ya ben seni mi dolandırıyorum abi?
- ne yapıyorsan yapıyorsun, fazlasını vermiyorum. başına iş alma beni inada bindirip.
- ya tamam tamam.
bu qnet mi ne vardı bir ara? milleti fahiş fiyatlara piramit sistemine alıyorlardı, ondan sonra da göstermelik dandik bir saat veriyorlardı yok antika, yok bilmemne diye. millet baktı ki 7 ayda milyoner olamadı, o işler öyle kolay değil, başladılar sağda solda saatleri antika diye satmaya. kendilerine söylenen yalanları millete söyleyip paralarını çıkarmaya çalıştılar. örgütlenip, hak arama da yok, nasıl çarptılarsa, öyle çarpıp, kendi belini doğrultmaya çalışıyorsun.
aah ah.
evde bozulan her şeyi kendi tamir eden erkek
-
çok yakın zamanda yaşadığım bir anımı anlatayım.
bayramdan iki ay önce bulaşık makinesi bozuldu. su almamaya başladı.
musluk filitrelerini temizledim sorun devam etti. sonra araştırdım yanında su cebi varmış açtım onu da temizledim yine işe yaramadı.
geriye bir tek ventil kalıyordu onu değiştirmek baya sıkıntılı makineyi ters çevirip parçayı bulup değiştirmek gerekiyor.
tek başıma yaşadığım için pek önemsemedim elimde yıkadım.
bayramda yatılı misafirler geleceği için makine elzem oldu.
bende şehir dışındaydım bayramdan iki gün önce eve gelebildim. hemen armut.com dan ilan açtım işte makine su almıyor acil tamir olması lazım falan yazdım.
daha ilan yayınlanmıştı ki biri aradı aman efendim hemen yaparız biz bu işin uzmanıyız diye.
dedim usta filitreler, su cebi temiz sadece ventil değişecek! adamın ses tonu değişti!
hmm emm kem küm.
abi dedim fiyat ne tutar.
adam fiyat veremedi!
gelelim dedi. gelin dedim.
öğlene randevulaştık. akşam oldu gelen giden yok ben evde mal gibi oturuyorum.
aradım abicim çocuklar kaza yaptı yarın sabah geleceğiz, peki dedim. ertesi gün öğlen oldu aradım abicim araba serviste yarın geleceğiz peki dedim. ertesi gün oldu akşama kadar evde bekledim ne gelen var ne arayan.
servisin adını yazdım birde ne göreyim o bana gelmedikleri sürede başka arızalara gitmişler güncel müşteri yorumları var.
dedim yapacağınız işi s...
gittim yedek parçacıdan malzemeyi aldım kendim değiştirdim.
özeti şu; müşteri makineden, parçadan anlıyorsa tamirci gelmiyor abi. düdükleyeceği müşteri arıyor.
doğal sayıların toplamının negatif olması
-
yanlış önerme.
doğal sayıların toplamının negatif olması değil, doğal sayıların grandi serisine göre toplamının negatif olması olacak. -1/12 ise ramanujan toplamına göre çıkan sonuç. senin yaptığın doğal sayılar toplamı olsa arada çıkarma işlemi olmaz güzel kardeşim. burada laf kalabalığı yaparak saçmalıyorsun. bak bakalım yaptığın işlemlerde pure toplama işlemi mi yapıyorsun yoksa araya başka işlemler mi karıştırıyorsun?
yazdığın şeylerin ingilizce kaynağı ise burada.
edit: klavye hataları giderildi ve bazı mesajlar üzerine aşağıdaki yurdum insanının anlayabileceğini düşündüğüm şekilde aşağıdaki anlatım eklendi.
matematikte tek bir söylem, tek bir işlem, tek bir operatör vs çok çok fark eder. tıpkı başlıkta sunulan eksik bilginin neden olduğu bir yanlış gibi. bir kümenin elemanlarını farklı metotlarla işlerseniz sonuçlar çok farklı olur ve siz bu sonuçlara bakarak kümenin elemanları hakkında birbirine aykırı çıkarımlar yapamazsınız.
örneğin, doğal sayılarda toplama işlemi yapmak istiyorsanız pure matematik ispatı tek bir şekilde yaparsınız temelden.
öncelikle doğal sayılar kümesini kurarsınız, daha sonra toplama işlemini kurduğunuz doğal sayılar kümesi üzerinde tanımlarsınız, ve son olarak da tanımladığınız işlemi yaparak ispatı bitirirsiniz. bunların hepsini kümeler üzerinde yapıyorsunuz bu arada. çünkü sayı denilen kavram yok ve oluşturduğunuz kümelerdeki elemanları sayı olarak adlediyorsunuz.
matematikte bunula ilgili çok temel birkaç teorem vardır ve yukarıdaki yanlış yorumlanan metot ile bu ispatı her yerde bulabileceğiniz teoremleri birbiriyle cima eylettiyorsunuz. mesela pozitif sayıların toplamı ve çarpımı pozitiftir. buyrun binlerce, milyonlarca bu söylemimi kanıtlayacak örnekleme yapabiliriz. siz bana gerçek sayılarla aksini ispat edeceğiniz bir tane örnekleme yapın ve beraber makale yazalım.
ıraksak ve yakınsak durumları var başlıktaki metodun da içinde olan, ve bu seriler yakınsayabilir ama serilerin gerçek değerleri yakınsamaz. bunu çok bilinen bir durumla anlatmaya çalışayım. örneğin bir sayının sonsuza bölümü sıfır olarak kabul edilir, ancak aslında sıfır değildir. limitini alıp sıfıra yakınsadığını kabul ederiz. sonsuz diye bir sayı olmadığından (sonsuz bir kavramdır) bu tür matematiksel işlemlerde bazı varsayımlar yapılır ve sen sağ ben selamet işin içinden çıkılır, taa ki daha iyi bir yöntem belirlenene kadar. yukarıdaki metotda da bir seri tanımlanmış ve o serinin kurallarına göre bir sonuç ortaya çıkmış, durum bundan ibaret. yani basit toplama işlemi yapılmıyor.
ben size yukarıdaki gibi bir pure matematik bilenler dışında pek kimsenin anlayamayacağı, adım adım anlatarak çok basit işlemlerle 1 = 2'yi de ispatlarım. bu nedenle çok da şey etmeyin yani.
son olarak dediğim gibi, "doğal sayıların toplamının negatif olması değil, doğal sayıların grandi serisine göre toplamının negatif olması olacak. -1/12 ise ramanujan toplamına göre çıkan sonuç."
gerçek değerlerle divergent değerleri karıştırırsanız böyle sonuçlar bulmanız normal. öperim bilimsel olarak.
inanılmaz tesadüfler
-
iki abd baskanıyla ilgili inanılmaz tesadüfler * için buyrun:
abraham lincoln'un kongreye secildigi yil 1846.
john f. kennedy'nin kongreye secildigi yil 1946
abraham lincoln'un abd baskani oldugu yil 1860.
john f. kennedy'nin abd baskani oldugu yil 1960.
her iki baskan da bir cuma günü suikasta kurban gitti.
her iki baskan da baslarina isabet eden kurşunla öldü.
lincoln'un sekreterinin soyadi kennedy idi.
kennedy'nin sekreterinin soyadi lincoln idi.
lincoln ve kennedy güneyliler tarafindan öldürüldü.
lincolnve kennedy'nin koltuguna güneyliler oturdu.
yerlerine gelen baskanlarin soyadlari johnson'di.
lincoln'den sonra baskan olan andrew johnson'in dogum yili 1808'di.
kennedy'den sonra baskan olan lyndon johnson'in dogum yili 1908'di.
lincoln'u vuran john wilkes booth'un dogum yili 1839'du.
kennedy'yi vuran lee harvey oswald'in dogum yili 1939'du.
iki suikastcinin de üç ismi vardi.
iki suikastcinin de isimlerinde 15 harf vardi.
lincoln, ford theater isimli bir tiyatroda vuruldu.
kennedy, "ford" marka bir otomobilde vuruldu.
lincoln'u vuran tiyatrodan kacti, bir depoda yakalandi.
kennedy'yi vuran depodan kacti, bir tiyatroda yakalandi.
her ikisi de davalari baslamadan öldürüldü.
ve son olarak... lincoln ölmeden bir hafta once maryland monroe'daydi.
kennedy ölmeden bir hafta önce marilyn monroe'ylaydi.