hesabın var mı? giriş yap

  • "şayet yumurta dış bir güçle kırılırsa yaşam sona erer. içerideki güç ile kırılırsa yaşam başlar. büyük şeyler her zaman içeriden başlar."

  • muhtemelen hakkında soruşturma açılıp fişlenecek olan albaydır. kıyıda köşede bir kaç tane gerçek vatansever türk askeri kaldı onlar da böyle deşifre oluyor. bir yanda fetöcü iken genel kurmay başkanı olup ordan da savunma bakanı olanlar, bir yanda böyle gerçek vatan evlatları. yarattığınız bu adaletsizlik sizi her iki dünyada da yakacak. sizleri yıllardır orada tutup buna neden olan kansız vatansızlarıı da bu ülke tarihi hiç affetmeyecek.

  • dün yolladığım entry'den sonra (bkz: #81821475) çokça ersun yanal ana başlıklı mesaj aldım. bu yüzden kendi başlığı altında topluca bir cevap vermeyi kendime borç biliyorum.

    ben ersun yanal'ı çok severim. oynatmaya çalıştığı futbola da şapka çıkarırım. ama buradaki kilit nokta ''oynatmaya çalıştığı'' kelimesinde yatıyor. neden?

    ersun yanal elindeki kadroya göre şekil değiştiren, doğruca sonuca giden bir teknik adam değil. bu konuda bazı etik değerleri var ve bu değerlerin dışına çıkmıyor ya da çıkamıyor. elindeki kadro ne olursa olsun hücum futbolunu benimsemeye çalışıyor, karşısındaki takım kim olursa olsun oyunu rakip sahaya yıkmayı hedefliyor. şimdi bu tanımlara bakınca kendisinin tam bir büyük takım hocası olduğunu çıkarabiliriz. zaten öyledir de. işte tam olarak bu noktada bence başka bir soru sormamız gerekiyor;

    fenerbahçe ersun yanal'ın oyun anlayışı kadar büyük bir takım mı?

    cevap?

    2013/14 sezonundaki ağırlıklı kadroya bir göz gezdirelim:

    volkan demirel

    caner erkin
    bruno alves
    bekir irtegün
    gökhan gönül

    mehmet topal

    raul meireles
    emre belozoğlu *baroni

    moussa sow
    emanuel emenike
    dirk kuyt

    fenerbahçe o sezon nasıl oynuyordu?

    1. mehmet topal hücumda stoperlerin arasına kayıyor, stoperler beklere doğru açılıyordu. (bkz: modern 3-5-2) (bkz: juventus)
    2. bek oyuncuları kendilerini orta çizginin önünde konumlandırıyordu.
    3. premiere lig tecrübesi olan iki tane box to box oyuncusu orta alanı domine ediyordu. meireles ayağının üst içi ile 70 metreye zımba gibi diagonel gönderebiliyor, oyunu kanatlara açabiliyordu.
    4. emre orta alandaki daha teknik ve ince iş gören oyuncuydu. geriye gelip topu alırsa ve oyun orta alanda tıkandıysa topu kanatlara indirmekten yükümlüydü.
    5. beklerin sadece orta açma görevi yoktu, aynı zaman da emre'den aldıkları toplarla oyun da kurmaları bekleniyordu.
    6. dirk kuyt kaleye dönük de, sırtı dönük de oynayabiliyor ayrıca önüne atılan toplarla da defansın arkasına sarkabiliyordu. sağ iç forvet olarak konumlanıyordu.
    7. moussa sow oyuna sol iç forvet gibi başlasa da caner'in bindirmelerine göre emenike ile sürekli kayma gerçekleştiriyor, alan açıyordu.
    8. emenike'de sow'un yaptığının aynısını yapıyordu. oyun tıkanırsa gerek kuyt gerek mousa ile rol değiştiriyor kendini çizgiye atıyordu.
    9. oyun hepten tıkandığında tüm sistem emre ve meireles'in topu kanatlara indirmesi, webo'nun oyuna girmesi, caner'in sürekli orta denemesi ve meireles ile emre'nin dönen topları toplayıp topu tekrardan kanada indirmesine dönüyordu.
    10. öyle ya da böyle rakip kim olursa olsun kilit bir türlü açılıyordu.

    not: 3-3 biten beşiktaş maçından sonra slaven bilic'in demecini hatırlayın. bugün biz adamlarla oynadık. çok güçlüydüler, çok sert oynadılar.

    şimdi bir de elimizdeki kadroya bakalım.

    harun tekin
    şener özbayraklı
    diego reyes
    martin skrtel
    hasan ali kaldırım

    mehmet topal
    jailson
    yassine benzia

    andre ayew
    islam slimani
    aatif

    bu oyunculardan kaç tanesi yukarıda saydığım maddeleri yerine getirebilir?

    1. mehmet topal içlerinden aynı oyuncu ama temposu aynı mı? değil.
    2. şener özbayraklı gökhan gönül'ün oyuna koyduğu tempoyu yapabilir mi?
    3. hasan ali kaldırım 3-5-2'nin solunda oynayacak tempo ve tekniğe sahip mi? 14 asist yapabilir mi?
    4. jailson'un şimdiki oyunu meireles kadar tempolu mu? alanı meireles kadar iyi daraltıyor mu? meireles gibi topu kanada indirebilir mi? ön alanda döneni devamlı toplayabilir mi?
    5. emre'nin yaptığı işe yakınını kadroda sadece benzia yapabilir, hatta oyununu bir üst seviyeye de çıkarabilir. ama emre kadar tempolu olması şuandaki fizik kalitesi ile çok zor.
    6. andre ayew sırtı kaleye dönük oyunda ne kadar etkin? kuyt kadar pivot özelliği var mı? ama en azında dirk kuyt'ın oyuna yaptığı katkının bir bölümü kendisinden beklenebilir.
    7. aatif vs mousa sow? ... fazla söze gerek yok. burada bursaspor'daki sow'dan bahsetmediğimi anlamışsınızdır sanırım.
    8. slimani ve emenike bambaşka oyuncular ama yapmaya çalıştığı şey aynı. taktiğe daha fazlasını da katabilir.
    9. kenardan webo katkısı gelemez. fenerbahçe eldeki oyuncu temposu ile 4 forvet kaldıramaz. (bkz: 1 eylül 2018 fenerbahçe kayserispor maçı)
    10. ???

    yanal'ın elinde ekstradan sev sevme baroni gibi, 22 yaşında dinamik alper potuk gibi, yeri geldiğinde sadece oyunu sertleştirmeye yarayacak mehmet topuz gibi sakatlık dahilinde takıma katılan hamle oyuncuları da vardı. bakın burada oyuncuların kalitesinden bahsetmiyorum, mevcut oyuna uyumlarından bahsediyorum.

    stoperlere çok vurgu yapmadım çünkü bu sistemdeki stoperlerin ortalama üzeri atletik olmaları ve sadece pozisyon almayı bilmeleri gerekiyor. çünkü amaç dönen topları toplayıp topu sadece emre'ye ya da baroni'ye indirebilmek. bu yüzden elit oyuncular olmasalar da çok iyi iş çıkardılar.

    mesela dün roman'ın yaptığı pas hatasını bruno alves ersun yanal takımında yapmış olsaydı topu kapan adamı önce çekmeye çalışır, düşüremezse tekme sallar ve pası attırmazdı. fark burada zaten.

    ***

    futbol elbet bu kadar keskin maddelere indirgenemeyecek kadar değişkenliğe sahip bir oyundur. ersun yanal bu takımın başına geçerse tabiki direkt olarak 2013/14 fenerbahçe'sini benimsemeyecektir ama oyuncu kadrosundan tamamen farklı bir şey de beklemeyecek, en azından dinamikler genel çerçevede aynı olacaktır. burada şu soru elzemdir:

    ersun yanal trabzonspor'da kötü teknik direktör olduğu için mi başarısız oldu?

    cevabı aslında biz fenerbahçeliler daha iyi biliyoruz. ve buradan yazının başına dönüyoruz:

    1. fenerbahçe kadrosu 'ersun yanal' teknik direktörlüğü için yeterli bir kadro mudur?
    2. fenerbahçe ersun yanal'ın oyun anlayışı kadar büyük bir takım mı?

    bu noktada fenerbahçeli arkadaşlar hemen kızmasınlar buradaki 'büyük'lük sıfatı maziye gönderme değildir. oyunun büyüklüğüdür. rakibin gözü önünde nasıl bir psikoloji ile sahaya çıkmanla ilgilidir.

    çaykur rizespor maçından sonra ne diyor vedat muriç?

    ''fenerbahçe'nin sorunlarını biliyorduk''

    sen rakiplere karşı bu şekilde sahaya çıkıyorsun. oyunun büyük değil, psikolojin yerlerde. tüm bunlara rağmen ersun yanal'ın gelip hem kendisini hem de fenerbahçe kadrosunu bir anda değiştireceğine inanıyorsanız bana kalırsa yanlış yoldasınız. kendisinin çok iyi bir teknik direktör ve spor bilimcisi olduğunu düşünmeme rağmen bunu yapabileceğini sanmıyorum.

    bu açıdan bakıldığında fenerbahçe taraftarının takımının oyununun zayıf olduğunu kabul etmesi gerektiğine inanıyorum. bunu taa vitor pereira döneminden beri yapmamız, ''fenerbahçe önlem almaz, aldırı!1!'' şeklindeki psikolojiden çıkmamız gerektiğini savunuyorum zaten. - önceki yazılara bakabilirsiniz- fenerbahçe'nin olması gereken yer burası değil onda hem fikiriz ama yıllarca yapılan yanlış durum tespitleri kadronun çekirdeğini bu noktaya getirdi. ve yine teşhis yanlış konulur, olay tamamen cocu'nun üzerine yıkılırsa geçmişten hiç ders almamışız demektir.

    not: tamamen bu olaylar yüzünden ersun yanal olmaz derdindeyim. yoksa kendisini ve oyununu çok severim. tercih edilir ve benim yüzümü kızartırsa da seve seve bu entry'yi editlerim, orası ayrı mevzu.

  • kendi eşini başkalarının yanında aşağılaması. bir erkek olarak benim bu kadar zoruma gidiyorsa, kim bilir o kadın için ne tiksinç bir şeydir.

    debe editi (adettendir; affınıza sığınarak):

    1. mit tırlarını durduran savcıların mahkemede yaptıkları savunma (alem delikanlı görsün): tık

    2. taraf'ın tutuklu gazeteciler mehmet baransu ve hidayet karaca'yla ilgili haberi: tık

    3. bi takım adamların, vatandaşı enayi yerine koyarcasına birilerinin hırsızlığını örtmek için zırt pırt öne sürdüğü bir konunun içyüzü (sürpriz): tık

    4. bu ise, verdiğim bakınızlardan dolayı "sana şuku verip de debe'ye çıkaran ellerime tüküreyim" diyen kalbi kırıkların gönlünü almak için: tık

    5. bu da, o kadar kafanızı ütülediğim için kendimi affettirmek babında: tık

  • ah ahhh, kafa basmıyor işte. basmıyor, hakaret için söylemiyorum vallahi basmıyor.

    bak şimdi güzel kardeşim, sen kalktın 3 kıtanın arasına böyle bir merkez inşaa ettin ve cazibe merkezi haline getirdin. çin'de üretilen mal buraya geldi ve dağıtılmaya başladı. çin'deki üretici buranın faydasını ve karına olumlu etkisini gördü. sence bir sonraki hamlesi ne olur? karını arttırabilmek için montaj ya da üretimini de buraya yakın bir coğrafyaya kaydırmak. peki sonraki ne olur dersin? yine karını arttırmak için bu tesislerdeki üretimi arttırmak için arge çalışmaları yapmak ve hatta arge tesisleri kurmak yine bu coğrafya ya da yakınlarında.

    bu böyle gider, eğitim ve öğretim tesisleri kurarak kalifiye işgücü elde etme vs. şeklinde.

    vizyon diyoruz ya, işte vizyon böyle bir şey. sen mevcut coğrafyanı cazibe merkezi haline getir, gerisi gelir zaten. bak hong kong'a, bak dubai'ye, gelişimleri hep benzer şekildedir...

    ekleme: başka bir arkadaş singapur örneğini vermiş, o da çok doğru bir örnektir, buraya da eklemeden geçmeyeyim dedim.

    debedit:

    (bkz: oy ve ötesi)

    çok uzun zaman sonra gelen edit: başlık başa kalmış...

  • 28 şubat mağdurlarından güzel bir sample sunan türbanlı bacılarımızdır. heykelin yıkılması için protesto yaparken "başörtüsüne uzanan eller kırılır" diye pankart açmışlar aslşkdaslş. heykelin yanından geçerken türbüşüne falan sürtmüşse demek ki.

    işte türbanı kadın özgürlüğü sayıp bu ortaçağ artıklarıyla el ele veren liberal femilis gerzekler görsün bunların gerçek yüzünü. heykele bile tahammülü olmayan bunun gibi tipler soyut değil gerçek kadın özgürlüğü mücadeleleri karşısında hikmetyar'dan farksız tavır alırlar.

    http://haber.sol.org.tr/…laksiz-zihniyetin-urunudur

  • dün instagram hesabı kapatılan ünlü. kendisi mi kapattı yoksa sosyal medyasını yöneten şirket mi net değil. ancak takip ettiğim hesaplardan anladığım kadarıyla, babası britney'nin sosyal medyasını yönetmesi için yeni bir şirket tutmuş ve hesaplar şu anda bir geçiş döneminde.

    betty's hope isimli bir yardım kuruluşu britney'nin vasiliğinin sonlandırılması için bir dilekçe sunmuş. dilekçeyi bir instagram hesabından okudum. linkini sonra ekleyeceğim. dilekçe oldukça ilginç. içeriğine geçmeden önce şunu belirtmek isterim: geçen günlerde bir medeni haklar aktivisti de dilekçe sunup vasiliğin bitirilmesini istemişti, ancak onu kimse dikkate almayacağı için hakkında yazma gereği bile duymadım çünkü davayla doğrudan ilişkisi yok. ancak bu dilekçe farklı çünkü amicus brief. bu yardım kuruluşu, vasilik sistemiyle hakları sömürülen insanların haklarını savunmak için hareket eden bir stk olduğu için verdiği dilekçeyi mahkeme göz ardı etmeyecektir. (bkz: standing)

    ayrıca jamie'nin vasiliğin, mahkeme uygun görürse sonlandırılmasına dair verdiği dilekçeye ilişkin duruşma tarihi de 28 ocak'tan 29 eylül'e çekilmiş. 29 eylül oldukça olaylı geçecek gibi.

    bu yardım kuruluşunun iddiaları neler:
    1. kanunlar uyarınca britney'nin şahsına bizzat teslim edilmesi gereken bir bildiri, sadece avukatına gönderilmiş. ancak bu kuruluş diyor ki kanunlar uyarınca bu belgenin vasilik altına alınması söz konusu olan kişinin kendisine bizzat verilmesi şart ve bu şart, kişinin anayasal haklarını korumak için getirilmiş bir şart. ihlal edilemez, ihlal edilirse, vasilik geçersizdir.

    2. o bildiride britney için duruşmaya şahsen katılabilir ve itiraz edebilirsiniz, kendi istediğiniz avukatı seçme hakkınız var diyormuş. ancak, davaya o zaman bakan hakim, britney'nin kendi seçtiği avukatı adam streisand'ı duruşma salonundan kovmuş ve sam ingham'ı avukat olarak atamış. britney'nin kendi avukatını seçme hakkına en baştan asla saygı gösterilmemiş.

    3. sam ingham mahkemenin vasilik davalarında zenginler söz konusu olduğunda atamayı en sevdiği avukatlardan biriymiş. sam'i atayan hakim, daha sonra yaptığı bir konuşmada, hakimler olarak sevmedikleri avukatlardan oluşan bir black list yaptıklarını ve bu kişilerin vasilik altındaki kişileri temsil etmesine izin vermediklerini bizzat açıkça dile getirmiş.

    4. mahkemenin, bir kişiye vasi atanması için dilekçe verilen gün, yani aynı gün, vasilik altına alınacak olan kişiye kafasına göre avukat atama yetkisi kesinlikle yok diyor. mahkeme, kişi ancak kendisi avukat bulamazsa ve zor durumda kaldıysa avukat atayabilir, ama kişinin kendi tuttuğu avukatı kovup yerine kendi seçtiği bir kişiyi atayamaz diyor.

    5. o dönemki hakim, atanan avukata britney'nin sağlık durumuna ilişkin her türlü bilgi ve belgeye erişim yetkisi vermiş ancak hakimin avukata böyle bir yetki verme yetkisi de yok diyor.

    6. britney'e vasi atanma sürecinde, itiraz edebilmesi için 5 gün süre verilmesi lazımmış, mahkeme britney'e bu süreyi de vermemiş. hastanede olabilir ama hastaneden çıkıp restoranda yemek yemeye gidebiliyor ve aile bireyleriyle telefonda görüşebiliyorsa duruşmaya gelip itiraz da edebilirdi, bu hakkı da haksız bir şekilde elinden alındı diyor.

    7. hiçbir hakim hiç kimsenin avukatını kovma yetkisine sahip değil; dolayısıyla, bu davaya bakan hakimin britney'nin avukatını kovup yerine başkasını atama yetkisi de yoktu diyor. hakim iddiasına göre bir doktorun yazdığı rapora dayanarak bunu yapmış. söz konusu doktorun adı james edward spar. bu doktor kimdir nedir belli değil, ne jamie tarafında bir kişi ne de britney ya da avukatı bu doktorla hiç iletişim kurmamış. tarafların tanımadığı bilmediği ve iletişim kurmadığı bu avukat, hakime ne rapor yazdı da hakim bu raporun kendisine britney'nin avukatını kovma yetkisi verdiğini nasıl belirledi belli değil. dahası, britney'nin kendi tuttuğu avukat streisand, bu raporu görmek istemiş ancak hakim buna izin vermemiş. bu raporun hakimin eline nasıl geçtiği, içeriği ve nasıl olup da kimsenin görüşmediği bir doktorun yazdığı bu raporun bu kadar önem teşkil ettiği araştırılsın diyor.

    8. bu doktor ile freebritney hareketi üyeleri dışında hiçkimse iletişim kurmayı bile denememiş arada geçen 13 senede.

    9. britney'nin kendi tuttuğu avukat kovulup yerine ingham atandıktan sonra, ingham ve jamie'nin avukatları ve hakim, britney'e ingham'ın kendisine avukat olarak atandığı dışındaki mahkeme evrakını vermemeye karar vermişler. yani britney duruşma dökümanlarına erişememiş, kendisi hakkındaki duruşmalarda olan bitenden haberi yokmuş.

    10. california kanunları gereği, bir kişiye vasi atanacaksa, vasilik altına alınacak olan kişinin kendi seçtiği kişiye öncelik verilirmiş. yani britney'nin kendi vasisini kendi seçme hakkı varmış, bu hak da çiğnenmiş çünkü kendisine böyle bir hakkı olduğu haber bile verilmemiş.

    11. sam ingham'ın britney'yi nasıl yanlış yönlendirdiğinin, britney'in avukatı olduğu halde, britney'nin vasilik altına alınması gerekir diyerek britney'nin çıkarlarına ters ifade verdiğinin, kendisine vasilik altındayken evlenemeyeceği, çocuk doğuramayacağı, psikiyatrist değerlendirmesinden geçmeden vasiliğin sonlandırılması için dilekçe veremeyeceği, vasinin yetkilerinin geçici olarak dahi elinden alınamayacağı şeklinde yalan bilgiler verdiğinin altı çiziliyor.

    12. britney'nin vasilik altına alınmasını gerektiren hiçbir koşul o zaman da yoktu şimdi de yok diyor. bu kanunlar kişinin özgür iradesini ve kişisel özgürlüklerini elinden almak için, bir silah olarak tasarlanmadı, tam tersine kendi kendine bakayan, kendi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlara yardımcı olmak için tasarlandı. bu davada kanunlar en başından beri tamamen kötüye kullanıldı diyor.

    söz konusu yardım kuruluşu, sayılan tüm bu nedenlerden ötürü vasiliğin başından beri geçersiz olduğunu ve britney'nin haklarının çiğnendiğini öne sürüyor ve bu sebeplerden, mahkemeden vasiliğin başından beri geçersiz olduğu yönünde karar verilmesini talep ediyor.

    29 eylül'ü bekliyoruz.

    dilekceyi okumak isteyenler icin link https://www.instagram.com/…ba/?utm_medium=copy_link