hesabın var mı? giriş yap

  • doktora gitseler yok karımın saçını gördü yok şöyle oldu böyle oldu diyecek ve arıza çıkaracak, belki de doktora saldıracak tipler bu hocalara hiç seslerini çıkarmıyorlar. adam, kadına başka bir şey yapsa hiç itiraz edecek gibi görünmüyor. cidden şu zihniyeti anlamak mümkün değil.

  • tebrik edilecek hareket... insan olduklarını göstermiş.

    polis + faşist esnaf el birliğiyle dövülerek öldürülmüş (hüküm giydiler) bir çocuğu anması hangi kansızın zoruna gidiyorsa suratına sıçayım.

  • ölümle öyle tumturaklı, öyle bitmek bilmeyen, öyle uzadıkça uzayan bir ilişkisi var ki, en sonunda kendisi de o oyuna dahil oluyor. das lied von der erde'yi besteliyor. ismini ''yeryüzü şarkısı'' koyması yersiz değil, yeryüzünün içki şarkısı ile başlayıp, önce sonbahara, sonra oradan da ilkbahara varıyor, nihayetinde de yazı kışa döndürüp veda ediyor. sekiz senfoniden sonra gelen ve aslında dokuzuncu senfonisi olan bu senfoniyi ''dokuzuncu'' olarak isimlendirmiyor. ''dokuzuncu'' senfoniden sonra ölen beethoven'ı düşünüp, onuncu senfoniyi yazmaya başlıyor. dokuzuncu senfonisi olmayan, on senfonili mahler olmaya karar veriyor. onuncu senfoniyi yazarken hastalanıyor, bu arada kızı maria'nın ölümünden sonra bir daha hiç eskisi gibi olamadığı eşi alma schindler'in kendisini aldattığını öğreniyor, bu mahler'i nasıl etkiliyor bilinmez, fakat hastalığı ağırlaşıyor, birkaç yer değiştiriyor, sonunda avusturya'ya, doğduğu yere geri dönüyor. ama bu kez bohemya'da tedavi edilemeyecek kadar ''önemli'' biri olarak viyana'da bir hastaneye yerleştiriliyor. ve bir gün onuncu senfoni yarım kalıyor. her şey bitiyor. mahler ölüyor. ömür boyu ölümle yaşayan mahler bile ölüyor. on senfonili mahler olmak isteyen mahler, sırf ölmemek için 'dokuzuncu senfoni' adını vermediği dokuzuncu senfonisinin ardından ölüyor.

    alto solo'ya ''ewig...ewig'' dedirten ve tutkuyla sevdiğimiz mahler de böyle ölüyor.

  • bu insanları da anlamaya çalıştım, ne bileyim ilk kez metroya biniyordur, böyle bir görünmez kuralın varlığından haberi yoktur vesaire. bir sağda dikilen olarak daima solda dikilenin en az üç-dört basamak gerisinde durdum ki geçmek isteyenlere manevra alanı kalsın.

    dün akşam bu solda dikilen arkadaşlar yüzünden, kalkmak üzere olan metroma yetişeyim diye (orası benim süzme salaklığım, ayrı mesele) "sağ"layayım derken ayağım kaydı yürüyen merdivenden 5 basamak birden filan düştüm. dikilen arkadaşlar sadece bir "aman aman" filan dediler arkamdan, ben de "siz şurada dikilmeseniz bu olmayacaktı" dedim yüzlerine bakmadan kalkıp yürürken. neyse. pantolonum dizden aşağı yırtılmış, onu bir şekilde kamufle ettim. dizle bilek arasında da boydan boya derin sıyrıklar oluşmuş. akşamdan beri acısı dinmedi meretin. gene bin defa şükrettim, bu kadarla kurtardım diye.

    yani demem o ki şu kuralı biliyorsanız yapmayın güzel kardeşim. benim gibi salakların başına iş açmamak için yapmayın bari.

  • maşallah diyin lan.

    edit: yalnız üzerinde düşünmemiz gereken şey muhtemelen yurtdışında yaşayıp büyümüş bir kızın, iç anadolu, doğu karadeniz ya da güneydoğuda büyüse ne halde olacağı bence. topraklarımız insanımızı kurutan, yüzündeki gülümsemeyi silen bir zehirle kaplı adeta.

  • ihalesi ta 2013'te yapılmış metro hattını yıllardır açamayan, çalışmaları kafalarına göre durduran partinin trolleri gelmiş imamoğlu yapmadı diyor. imamoğlu geldi, yıllardır yapamadığınız, rantlara kurban ettiğiniz metroyu bam bam bam yaptı. sizin partiye kalsaydı iş, önümüzdeki yerel yönetim seçimlerine (2023) 10 gün kala "hayaldi gerçek oldu.", "yaparsa akape yapar." naraları eşliğinde açılırdı bu hat.

  • bugün edindiğim kulaklık. ilk izlenimim oldukça olumlu. iphone 11 ile test ettim. ses kalitesinde basslar oldukça artmış ve noise cancellation çok iyi olmuş . airplane kabin sesi demosunu açtım ve ses neredeyse tamamen yok oldu. uçakta giderken büyük kulaklıklar takmaya son. gelen mesajı okuması da çok iyi, türkçe de destekliyor, fakat keşke email, whatsapp veya messenger dan mesajları da okusa. bunu pixel 4 telefonumla birlikte kullandığım pixel buds yapıyor.

    bu arada normalde kulak içi kulaklığı hiç sevmem, uzun süre kulağının içinde basınç yapan aletler sonuçta , bence kulağın içi hava alması lazım. fakat bu o kadar rahatsız edici değil ayrıca kulak tıpalarını komple çıkarıp da kullanabilirsiniz. ben denedim. eski airpods gibi oldu hem kulağımın içi hava alıyor hem de kulağımdan hiç düşmüyor. belki o şekilde kullanırım çünkü müzikten çok podcast veya sesli kitaplar dinliyorum.

    android telefonlarla da çalışıyor , hatta dolaylı yoldan noise cancellation özelliği de çalışıyor. şöyle ki iphone dan en son kulaklığı noise cancellation aktif iken bağlantıyı keserseniz android telefonda noise cancellation özelliği aktif olmaya devam ediyor. hatta android telefondaki bağlantıyı kesip tekrar baglasanız dahi aktif olmaya devam ediyor.
    android telefonlarda mesaj geldiğinde doğal olarak mesajınızı okumuyor. ancak yine de android telefonlarda müziği durdurup çalıştırmak, önceki ya da sonraki şarkıya geçmek veya telefona cevap vermek için kullanabiliyoruz.

    önceki airpods belki de apple'ın en iyi cihazıydı bu ise üstüne çok şey kattığı cihaz olmuş. ana telefonu android olan biri olarak tebrikler apple.

    edit: çekim mesafesini test ettim. bir önceki kulaklık ile aynı. bir gelişme yok maalesef.
    edit 2: apple telefonlarda olduğu gibi noise cancellation aktif etme ya da kapatma özelliği android telefonlarda da çalışıyormuş. ilk başta yapmamıştım. sadece yapmanız gereken sağ ya da sol farketmez kulaklığın sapını biraz uzunca basmak. ayrıca gelen mesajları okuma özelliği eski airpodslara da gelmiş.

  • türkiye'de türk kahvesini 5 liradan aşağı içebilen var mı, halbuki marketteki paketi 5 lira bile değilken...

  • yanılgı : ilk seferinde 300 kiloluk halteri kaldırmaya kalktım.. hemen karnımda kas çıktı..
    gerçek : fıtıktır o kardeşim hemen bir doktora git