hesabın var mı? giriş yap

  • mevcut şartlarda o durumda yapılabilecek en temiz hareket.
    arkadaşı doğru kararından dolayı tebrik ediyorum.

  • buradan tüm fotojenik olmayanlar adına şakkada şukkudu fotoğraf çeken insana bir mesaj vermek istiyorum.

    güzel kardeşim biz kamera karşısında zorlanıyoruz. yani yüzelli fotomuzu çeksen iki tanesi anca iyi çıkıyo, onda bile nasıl durduğumuzu bilmiyoruz. yani tesadüfen çıkıyo. vesikalıklarımız hep saçmasapandır bizim. duramayız adam gibi, güzel poz veremeyiz. iyi fotomuz olursa onu onlarca sene profil resmi yapıyoruz, sosyal medyada anca kedi resmi paylaşarak ayakta durabiliyoruz. bu derece kötü durumdayız.

    o yüzden haldır huldur fotoğraf çekmeden önce bir saniye dur, azıcık güzel çıkmamız için bize yardım et. başını dik tut de, göbeğini içeri çek de, bir kadrajı ayarla ışığımızı doğru ver ne bileyim. elimizden tut be abi zaten mağdur durumdayız.

    ama sen ne yapıyorsun, sanki savaş mağduru ağlayan sümüklü tayvanlı çocuğu belgelercesine telaşla ve özensizce deklanşöre basıyorsun. sonra bir de facebook'a atıyorsun üstüne tagliyorsun bizi dalga geçer gibi. elin kırılsın, kapında baykuş ötsün, çocuğun olmasın ya daha ne diyeyim.

    edit: resim değil fotoğraf!
    edit2: umarsızca değil özensizce

  • herkesin hayatının herhangi bir döneminde yaşadığı histir.
    kısaca fenotip=genotip+çevre olduğundan bu biyolojik açıdan mümkündür.
    tek yumurta ikizi iki kız çocuğu düşünün, birini zengin bir aileye diğerini gariban bir aileye teslim edelim. genetik açıdan aynı olan bu iki kızdan zengin aileye giden melis su olsun, gariban aileye giden fatma olsun. melis su mürebbiyelerle büyüsün, özel okullarda okuyup amerika'larda master yapsın. eli sıcak sudan soğuk suya değmesin. çamaşır yıkamak şöyle dursun çamaşır makinesinin nasıl çalıştığını bilmesin. diğer yandan fatma ev işlerini iyice bilsin. çamaşır, bulaşık, temizlikle geçsin zamanı. ortaokul sona kadar okusun mesela. büyüsün (mümkünse) münasip bir kısmete gelin gitsin. birkaç yılda üç beş çocuk yapsın. tüm bunlara rağmen, melis su'nun karaciğerini söküp fatma'ya taksan veya tam tersi çatır çatır çalışır. genler değişmemesine karşın, şartlar tek yumurta ikizi bu kızlardan birini pamuk prensese diğerini yamuk prensese dönüştürür.
    genetik olarak farklı olan ve farklı çevrelere maruz kalanları varın siz düşünün.
    bu nedenle kuvvetle muhtemel herkes farklıdır.

  • genellikle topraksiz tarim olarak da bilinen bitki yetistirme/tarim teknigi. ozellikle son yillarda butun gelismis ulkelerde onemi artan hidroponik sistemlerin avantajlari verimsiz topraklarin oldugu, su fakiri cografyalarda tarim yapilabilmesinin onunu acmasidir. geleneksel tarim yontemlerine gore su ihtiyaci 6'da 1'e kadar dusmektedir. ayrica topraga ihtiyac duymadigi icin cok elverissiz yerlerde bile yiyecek yetistirilebilmesini saglar. alttan sulama, usten sulama gibi tekniklerle bitkilerin ihtiyac duydugu besin/mineral/oksijen ihtiyaci giderilerek tarim yapmanin daha performansli hale gelmesi amaclanir.

    bu teknigin/teknolojinin daha da gelistirilmis versiyonu ise aeroponik'dir. o sistem cok daha yuksek performanslidir, dezavantaji ise kurulacak sistemin daha karmasik olmasi gerektigi icin ilk yatirim maliyeti daha yuksek, sistem bakim masraflari daha fazla olmasidir.

    bu entry'yi asil yazma sebebim ise, nasa 2000'lerin basindan beri hidroponik ve aeroponik sistemleri uzerine cok yogun ar-ge yapmaktadir. bu sayede yillardir iss (bkz: uluslararasi uzay istasyonu) icinde astronotlarla uzayda tarim deneyleri yapip uzun vadede uzay kolonisi, derin uzay yolculugu gibi hedeflerin onundeki en buyuk engel olan yenilenebilir gida sistemi sorununu bu sayede cozmeyi amaclamaktadir.

    bu kapsamda dunya genelinde cok sayida hidroponik/aeroponik teknoloji ar-ge sirketi kurulmustur. bu sirketlerin amaci hem dunyada gun gectikce azalan verimli toprak/icilebilir su kitliginda olusacak tarimsal gida krizlerinin onune gecmek hem de uzay tarimi konusunda oncu/tekel firma konumuna gecmeyi amaclamaktir. estonya'da 20 civari, israil'de 50, amerika'da 200 civarinda sirket yeni ve gelistirilmis/guvenilir hidroponik/aeroponik sistemler uzerine ar-ge calismasi yapmaktadir. ayrica darpa da bu konu uzerine zaman zaman proje yarismalari duzenlemektedir.

    kisacasi eger yatirimciysaniz, uzun vadede bu sistemler uzerine ar-ge yapan sirketler bayagi on plana cikacaklar bir gozunuz ustlerinde olsun.

    (bkz: aeroponik)

    https://settlement.arc.nasa.gov/…s/hydroponics.html

    https://www.nasa.gov/…/tech_life_asa_analytics.html

    https://www.nasa.gov/…ion-of-deep-space-food-crops/

    https://www.nasa.gov/…sions/science/biofarming.html

  • bu konuda kafam gerçekten karışık.

    kılıçdaroğlu'na bir sempati besliyorum. adamın çabaladığını görüyorum, gelip burada sorularımızı bile cevapladı. gençleri kazanmak için uğraşıyor. ayrıca dürüst olduğuna inandığım bir insan. belki chp'ye oy versem bu zamana kadar gerçekten en içten, en isteyerek verdiğim oy olacak bu seçimlerdeki..

    ama bir yandan da işte hayatımızda bir akp gerçeği var. hdp'nin meclise girmesi gerekiyor. sadece akp için de değil, ben hdp'nin savunulan haklar adına da mecliste olması gerektiğine inanıyorum, zaman zaman yapılan hatalara ya da saçmalıklara rağmen bunu gerçekten istiyorum.

    sonuç olarak kalbim chp dese de mantığım hdp diyor. bu kafa karışıklığım son günlerde çok zorladı beni. geçen gün evde konuşurken de eşim şu soruya cevap verirsen belki kime oy vereceğini de belirlemiş olursun dedi:
    "kılıçdaroğlu'nu mu daha çok seviyorsun, yoksa tayyip'ten mi daha çok nefret ediyorsun?"

    benim cevabım nefretten yana oldu..

  • baba aklı sıra işletecektir... yabancı bir numaradan durmadan çağrı bırakır;
    -kimsin güzelim? derdin varsa ara.
    -beni tanımadın mı? ben ananın kocası.
    -ulan senin... '!^'^+'^++%^&%%&
    -baban ulan baban eşşolueşşek...

  • 41 yaşındaki bir akrabam şuan konuşulan bütün şartları sağlıyor. toplamda 4000 küsur günü var. askerlik falan yatırırsa emekli olacak. yaş olarak benden 6 ay büyük kendisi. ben okul okurken o bir fabrikada 1997 yılında ise başladı. ben de 2004 de ise girdim ve yaklaşık 6000 gün prim yatırmışım. tek farkım 7 sene sonra işe girmek. bu farktan dolayı benden 20 sene önce emekli olacak.
    şu an konuşulan sistem böyle şeylere de vesile olacak. buyurun karar sizin.

  • bence serefsizlik. hani kanunan serefsizlik olmayabilir ama nasil suleyman soylu bence suc diyor ya ben de diyorum ki bence serefsizlik.

  • kardeşi prenses, babası lord olan maraba. ama eşeklik bunda değil, obi van denen hıyarda. ulan zaten komşuymuşunuz. arada bi uğra, bi iki figür göster şu çocuğa. babasını daha el kadar yavruyken alıp yetiştirdiniz. işi kaptı iblis gibi oldu maşallah. bunu bıraktınız tozun toprağın arasında, oturdu bokuyla oynadı yirmisine kadar. e nooldu sonra ışın kılıcını gördu merteksandı, r2d2'dan kardeşinin hologramını buldu, bakıp 31 çekti. kazık kadar adam olduktan sonra da geçtiniz karşısına yok forcedu yok light sidedı yok dark sidedı bi saat kafa ütülediniz. bunun babası daha bıyıkları terlemeden galaksinin yarısını dolaştı. düdüklemedik kraliçe bırakmadı. bu garibimin taktınız kıçına r2d2yu, yolladınız 900 yaşındaki cücenin yanına . ağaç yaşken eğilir dememişler boşuna. 3 film bitti anca buldu kendini de adam oldu herif.

  • özgür müzik seçimi, cipsli parmakları mahalle baskısı olmadan şuursuzca emebilmek gibi sıradışı ve nadide avantajlar olabilirler.