hesabın var mı? giriş yap

  • dincinin şunlardan birini söylemesiyle noktalanacaktır:

    - neyse kardeş, sen komple kapatmışın zaten kalbini. sana anlatacak bir şey yok, allah ıslah etsin.
    - neyse kardeş, allah seni de böyle yaratmış demek ki. ölmeden önce imana gelmeyi nasip etsin inşallah.
    - senin ananı avradını s*kerim oros*u çocuğu! inanmıyorsan da saygı duyacaksın şerefsiz!

  • muharrem ince fetonun iş birlikçisi kimse yargılanacak diyor. nagehan iktidardakileri yargılamanız ülkeye ne kazandırır eski günlere döneriz diyor. itiraf değil de nedir bu

  • hep yapmak istediğim şeyi yapmış koca yürekli şofördür.

    müsait olduğu bir akşam makas atan tiplerle de ilgilenirse çok iyi olur.

    zaten arap gezdirme aracına çarpmış, bir şey olmaz.

  • diyanetin her an kapatılmasına sebep olabilecek açıklama.

    edit: hiçbir güç kapatamazdı ama adnan hocam başarabilir. hadi hocam göster gücünü bakalım. gücüne inandır bizi kapındayız.

  • bir galatasaraylı olarak söylüyorum: eğer bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse arda'nın esamesini okumayız.

    neden derseniz? arda'nın oyunun en önemli yönü zekası ve ayağında iyi top tutabilmesi. gökhan töre ise hızlı ve ayakları çabuk bir futbolcu, daha önceden kendisinde göremediğim şut özelliği de gelişiyor günden güne. futbolcular sezon sezon formunda olabilir bunu kabul ediyorum ama bu adam zaten yetenekliydi, şimdi ise üstüne koyuyor. rakip takımda olması bir şey farkettirmez. futbolun zevki burada, bütün iyi oyuncular senin takımında olsa ve daha iyisi olmasa tadı çıkmaz zaten.

    demek istediğim şey arda şanslıydı atletico madrid'e gittiği için. çünkü diego simeone ve takım inanılmaz bir ivme yakaladı. kendisi orada 10 numaralı formayı giyse de hiçbir zaman gerçek bir 10 numara gibi oynamadı. 60'dan sonra oyundan düştü sürekli. ben arda'yı severim. galatasaraylı'dır çünkü ama bence abartıldığı kadar(atletico'nun beyni vs.) iyi bir futbolcu değil.

    bu çocuğa robben diyorlar, demesinler. bu çocuk ister beşiktaş'ta ister başka bir takımda avrupa'da başarılar kazansın. biz ondan sonra gelenlere gökhan töre diyelim. ve isterseniz kızın ama kendisi olmasa demba ba bu etkiyi gösteremezdi bu takımda. bence beşiktaş'ın bu seneki performansının sebebi demba ba değil kendisidir.

    hepinize saygılar.

  • okudum bayağı bir yazılanları, yani güldüm ve sinirlendim. şimdi ben de evlilik hazırlığında -külliyen yalan! hazırlanıyorum diyip diyip, orada burda içip günümü gün ediyorum :)- bir türk kadını olarak, hem de türk olmayan bir erkekle evlenecek birisi olarak bu mitlere cevap vermek istiyorum.

    kızın ailesi her şeyi istiyormuş: iki tarafın da ailesi bir sürü şey istiyor. bak bakalım, annene biz düğün istemiyoruz deyince ne diyecek! önemli olan "biz bunu, şunu istiyoruz/istemiyoruz" diyip dediklerinin arkasında durmak. daha düğünde asgari müşterekte buluşup, çift olarak davranamıyorsanız, bakın bu evlenmemek için her dilde, her kültürde çok iyi bir neden olabilir!

    ya bu arada düğünü damat tarafı öder geleneği çoğu yerde var. yok kız tarafı kitliyor falan diye bağrınmışsınız. bakın öropanın merkezinden bir almanla evleniyorum, adamın babası olmayan düğünün masraflarını ödemeye çalışıyor. yani durum vahim, ortada düğün yok, istemiyorum, yapmıyoruz, adam hala bir şey ödemesi gerektiğini düşünüyor. en son, "nikahtan sonra meyhaneye gidicez, çok istiyorsa hesabın büyük bölümünü ödesin" falan dedim de kurtuldum. evlilik geleneklerimizle ilgili bana sorduklarında hani takı merasimi oluyor ama takmak zorunda değilsiniz dedim ezile büzüle. sandım ki hani para istiyormuşum gibi oluyor, çok ayıp falan. sonra bakmışlar, bir bilezik fazla ucuz olur iki tane alalım demişler. çok güldüm yeminen. meğersem almanya'da da para veriliyormuş, altın değil de nakit yani.

    kızın ailesinin her işe karışması: bakın bu konuda ben de çok kırgınım. annem hiç geleneksel bir insan değildir ama yine de bir iki kere fena kavga ettik. "ne demek düğün istemiyorum" ile başladı "ne demek gelinlik giymeyeceğim" ile devam etti ve daha bugün "siz berlin'e taşındığınızda tabi gelirim evi yerleştirmeye, eksiğinize gediğinize bakmaya" diye süregeliyor. telefonda konuştuk partnerimle, "benimki de yerleştirmeye gelmek isteyecek, senin anneden bile çok karışır. ikimiz de kafayı yemek istemiyorsak, bir şekilde kandıralım da ikisi de gelmesin" dedi. sonra da ikisi de gelirse hangi farklı şekillerde çıldırırız diye düşünüp güldük eğlendik.

    yani tutturamadınız arkadaşlar, aileler en öropalısında bile karışıyor. karışması da problem olmamalı aslında. evet, çok stres yüklüyor insana ama çift olarak tek stres kaynağı aileniz olmayacak, bunun karşısında beraber duramıyorsanız, bir problem var demektir.

    yazılacak çok şey var da, hoşuma gitti bu yazma işi, diğer başlıklara da kalsın biraz.

    kısaca siz eril egonuzu türk kızı üzerinde gösteriyorsanız, elaleme gösterişim olsun diyecek biriyle evlenmenin norm olduğunu kabul ediyorsanız, kalıplar dışında evlenebilecek kadar gücünüz yoksa, evlenmeyin.

    sen bütün kadınların senden bir şey koparmaya çalışan, ailesiyle sülalesiyle seni söğüşleyen fesatlar olduğunu düşünüyorsan, evlenme, bulaşma hiçbir şeye. nasıl bir sevgisizlik, nasıl bir kadın düşmanlığı aklım almıyor. yani adam evlenecek ama karşısındakinin sülük, fesat bir canavar olduğunu düşünüyor. sizin aşiret sizi beşik kertmesi mi yapmış ne yapmış? sevgisizlikten içiniz mi çürümüş ne olmuş? ya da daha olası olanı, hayatınız boyunca ataerkinin bütün nimetlerinden yararlanmışsınız da, şimdi sizden bir şey istenince çileden çıkıp, kadınlara mı çatıyorsunuz?

  • ikametgahı istanbul olan herkese ''ulaşım vergisi'' eklenerek yapılabilecek bir şeydir. belki de istanbul'un nüfusunu azaltacak olan çözüm bu olabilir. ya da en azından insanlar ''nasılsa parasını veriyorum'' mantığı ile toplu taşıma kullanmaya başlar ve böylece daha kaliteli ve efektif bir toplu taşımamız olur.

    düzenleme: sürekli olarak "herkes ikametini başka yerde gösterir" mesajları alıyorum. öncelikle, basit bir hesap yapalım. iett'nin 2015 faaliyet raporunda (google) 2015 toplam gider 1.355.000.000 tl civarında. bunu 15 milyona böldüğümüz zaman, kişi başı senelik 90 tl gibi bir meblağ çıkıyor. mevcut sistemden daha iyisini talep ettiğimiz için yıllık 100 tl'lik bir vergi pek çok sorunu çözer. ayda 10 tl'den ucuza geliyor.

    ben ve benim gibi toplu taşıma kullanan insanlar, bu rakamları zaten ödüyor. ama asıl amaç, toplu taşıma kullanmayan insanları sisteme çekmek olduğu için; bu yöntem bence insanları toplu taşıma kullanmaya itebilir. talep arttığı için daha yaygın, daha optimize ve daha kaliteli bir toplu taşıma sahibi olabiliriz. bu durumdan herkes kazanır.

    denetim mevzusuna gelince, küçük bir resmi işlem için bile ikametgah gerekmesi olayını geçiyorum; elektrik, su, doğalgaz, kredi kartı faturaları ile denetim kolaylıkla yapılabilir.

  • akapelilerin klasik döngüsünü gösteren olaydır.
    kendinden değil dindarsa parelel.
    kendinden değil vatanseverse faşist.
    kendinden değil çağdaşsa kemalist/başörtüsü düşmanı.
    kendinden değil kürtse bölücü.
    ayırmayın artık şu insanları yeter !

    (bkz: he amk he)