ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkler pis ve kirli
-
yunanlılar da ıslak ve nemli.
deniz kokusu çıkmamış hala.
armağan çağlayan'ın çatlak şanzel ropörtajı
-
17 yaşında iken babannesini ameliyat eden doktorun hata yaptığından emin olarak (tıp fakültesi bitirmiş sanırım) bir doktoru öldürmüş.
insan öldüren akıl yoksunu müptezel bir soytarıyı 7 yıl sonra dışarı salarsanız yapacağı da bu olur.
bu müptezel soytarıyı çıkartmış bir de anlattıklarına gülüyorsanız
buna gülenin bunun kadar aklı yoktur.
bu pespayeyi çıkartıp konuşturan armağan çağlayan umarım utanıp bu videoyu siler.
şanzel misin, nesin! bir insanı öldürmüş sonraları bir kaçını da yaralamış ve anlatırken gülüyorsan, bir gün böyle bir şiddete sen veya yakının maruz kalırsan anlarsın konunun ciddiyetini.
edit: entryi sinirle yazdığım için son kısmı biraz ağır kaçmıştı, o yüzden editledim.
ailenin komik kısa mesajları
-
baba aklı sıra işletecektir... yabancı bir numaradan durmadan çağrı bırakır;
-kimsin güzelim? derdin varsa ara.
-beni tanımadın mı? ben ananın kocası.
-ulan senin... '!^'^+'^++%^&%%&
-baban ulan baban eşşolueşşek...
okulda öğrenilmiş en unutulmaz bilgiler
vibrafon
-
girdiği caz parçasına esrarengiz ve aynı zamanda sofistike bir hava katar. çok güzel bir örneği için.
yaran diyaloglar
-
aziz nesin dost ağırlamada, yedirme içirmede, ikramda bonkör bir adamdır.
fakat, çöpe giden bir pirinç tanesine bile üzülür.
nesin aynı zamanda çok cimri bir adamdır. cimriliğini kendisi ilan etmiştir:
"ben çok cimriyimdir. bu cimrilik emeğe saygımdandır" diyerek cimriliğinin nedenini açıklar. emek aziz nesin için "kutsaldır".
tan gazetesinde köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştığı yıllarda 50 lira maaş almaktadır.
geçim sıkıntısından "al takke ver külah" yaparken bir tanıdığına 50 lira borçlanır.
bu ay olmadı gelecek ay derken... alacaklı bir gün iyice sıkıştırır.
aziz nesin adama; " yarın saat 11:00'de gel paranı al" demiş bulunur.
borcunu ödemesinin tek yolu; çalıştığı tan gazetesinin patronu halil lütfi'den avans almaktır.
patron, aziz nesin'den daha cimri, aynı zamanda huysuz bir adamdır.
fakat, cimriliğinden dolayı aziz nesin'i çok sever. nesin, gazetedeki mürekkep hokkasına özel kalemini batırmış adam değildir.
mürekkep uçar diye, hokkanın ağzını açık bıraktığı hiç görülmemiştir.
herhangi bir nedenle, gazetenin tek yaprak kağıdını özel işi için kullanmamış, gazetede kullandığı her eşyayı gözü gibi korumuştur.
aziz nesin aynı zamanda çalışkan, okunan ve sevilen bir yazardır. bir gazete patronu böyle bir adamı sevmesin de kimi sevsin?
***
aziz nesin, alacaklısı geleceği gün saat 10:00'da, patronu halil lütfi'nin odasına gider:
- efendim, birisine 50 lira borcum var. buraya gelecek. bu ay ki maaşımı avans olarak verin de adama borcumu ödeyeyim.
- ne zaman gelecek adam?
- saat 11:00'de.
- 11:00'de gel al parayı.
- saat 10:00 zaten. adam az sonra gelir. parayı şimdi verin de adam gelince mahçup olmayayım.
- 11:00'de gel 11:00'de.
- neden illa ki 11:00?
- yav aziz; saat 11:00'e kadar bakarsın adam ölür, ben sana parayı vermekten kurtulurum. bakarsın sen ölürsün, ben yine parayı vermekten kurtulurum.
- efendim; bende bu şans varken ne adam ölür, ne ben ölürüm. siz ölürsünüz ben parayı alamam. şimdi verin şu parayı.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"teröristlerin afganistandaki mağaralarından 3g bağlantı kurup video paylaştığı günümüzde, dükkanın arka kısmında çekmeyen vodafone'u kınıyorum."
sözlük'ün 40 milyona demirören'e satıldığı iddiası
-
40 ise biraz mantık çerçevesinde ben cevap vereyim. siksen satmazlar. 40 nedir arkadaş. eksisozluk yarattığı yan platformlarla bile daha fazla para kazanır. marka değeri öyle basit bir şey değil.
(bkz: pena)
(bkz: ekşi şeyler)
ulan en önemlisini söylemeyi unutmuşum.
(bkz: medyahaber kim aq)
berrak turşuları
-
(bkz: kutahya barinaginda kopeklerin birbirini yemesi) başlığında okuduğumuz insanlık dışı olaylardan sonra sağduyu göstererek kalan hasta çocukları (sağ kalanların hepsi hasta diye bilgi aldım, bu durumda hepsi oluyor)eskişehir'de özel bir kliniğe aldırarak bakımlarını üstlenmesiyle gönlümde taht kurmuşlardır berrak turşuları bundan sonra ölene kadar berrak turşuları yemezsem ne olayım
serenay sarıkaya
-
soner sarıkabadayı ile evlenmesini deli gibi istediğim hatun.
işi gücü bıraktım, kendisine "serenay sarıkaya sarıkabadayı" denilmesini dört gözle bekliyorum. failatünlü şiirler gibi amk.
mansur yavaş'ın köylü gibi giyinmesi
-
adam köylü zaten. doğma büyüme beypazarlı. para ve mevki bozmuyor adamı. imelihin gözlüğü fiyatına 3 takım elbise düzer. dekatlon marka spor ayakkabı giyen adam harama el uzatmaz.
led tv'yi kıran komşu çocuğundan para istemek
-
senin kontrolsüz tohumun binlerce liralık televizyonumu kıracak, sen de 'eheh çocuk işte yapmış n'olacak canııım..' diyerek sıyrılacaksın öyle mi?
yemezler canım. çocuguna nasıl davranılması gerektiğini öğretmeyi becerememişsen o parayı seve seve ödeyeceksin.
edit: ne işsiz heriflersiniz lan hasta mısınız oğlum siz? tabak, çanak, vazo gibi değersiz bir şey kırmıyor velet. bakın bakalım kaç bin lira led televizyonlar. kimse kusura bakmasın benim elalemin keyfine çöpe atacak o kadar param yok. sizin başınıza gelse o aileye dava açarsınız samimiyetsiz davarlar sizi.