ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sony ericsson w810
-
beş yıl kullandığım, ah bir dili olsa da konuşsa, 2007 yılına baktığımızda şimdilerin iphone 5'inin havasını rahatça ezip geçecek kadar üstün özellikler barındıran telefon. daha akıllı telefonlar yaygınlaşmamışken facebook'ta gezerdim kendisiyle. uçuş modu bile vardı. en güzeli, telefona hiç bakmadan mesaj yazabilmekti herhalde. çok ses çıkarırdı tuşları o ayrı. defalarca düşmüş -bir keresinde tam bir kat aşağı, merdivenlerden yuvarlanarak- bana mısın dememiştir. kulaklığı özlenendir. sonra başka sony kulak içi kulaklıklar da aldım lakin bir daha aynı ses kalitesini yakalayamadım. gözleri kör eden flaşını sevdiğim.
darbe olacağını bir gün önceden bilen astrolog
-
(bkz: hanımefendiyi merkeze alalım)
17 ağustos 1999
-
17 agustos'tan iki gün sonra dışişleri bakanlığının çağrısı ile atatürk havalimanına gitmiştim. sıra numarasına göre yurtdışından gelen yardım ekiplerinin yanına ingilizce bilen bir türk verip gönderiyorlardı. doctors without borders isimli kuruluştan bir doktor ekibi, tüm ameliyat malzemeleri ile gelmişlerdi. yunanlı 2 cerrah. bir iett otobüsü içinde tüm malzemeleri ile birlikte yalova'ya gitmemiz söylendi. akşam saatlerinde yalova'ya vardık. enkaz enkaz dolaştık, yardıma ihtiyacı olan bir yer aradık. sonunda bağımsız bir afet merkezi bulduk ve oraya gittik. bize bir yer gösterin yardım edelim dedik. "burada yeterince türk doktor var, yabancıya gerek yok" cevabını aldık her gittiğimiz yerden. 24 saat boyunca tüm yalova'da iett otobüsümüzle dolaştık amabir çok enkaz olmasına rağmen yardımımızı isteyen tek bir kişi dahi bulamadık. hepsi türk hekimlerine emanet edin bizi dedi. yunan doktorlar da bir süre sonra heveslerini yitirdiler ve iett şoforumuz ile kendilerini atatürk hava limanına geri bıraktık. organizasyonsuzluk, güvensizlik ve milliyetçilikten hoşlanmadığımı hatırlatan gün.
berat albayrak'ın dışişleri bakanlığına geçmesi
ünlü biriyle ilişki yaşamış sözlük yazarları
-
27 kasım 2007 günü prens charles ile tuvalet çıkışı konuşmam hayatımda yaşadığım en ilginç ünlü ilişkisi olabilir sanırım..
ulan 3 saatlik data structure dersinden çıkmışım, sıkışmışım zaten hadi bir tuvalete gireyim dedim, bu arada etrafımdaki insanların %90 ı takım elbiseli tuvalette..tam tuvaletin çıkışına geldim bir kalabalık, kamera ışıkları, fotoğraflar falan filan derken aradan 2 ,3 saniye geçmeye kalmadı prens charles ile karşı karşıya geldik..ben ne olduğunu anlamadan bir de bana soru sormaz mı? olayı algılamam zaten bir kaç saniye sürdü..ondan sonra cevaplayabildim sorusunu..soru da şuydu "okuldaki eğitimden memnun musun?" bendeki cevap sadece "evet" olabildi tabiki.. sonra sorular devam etti, ben yine girdiğim şokun etkisiyle kısa cevaplar verdim,ardından yürümeye devam etti..tabi ben olayın şokunu belirli bir süre atlatamadım.. düşünsene lan tuvaletten çıkıyorsun karşında prens charles dersler nasıl diyor.. hatırladıkça ara ara gülüyorum hala..
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
yer yarılsa da içine girsem denilen anlar
-
deli gibi mideniz bulanmaktadır ve kötü şans o anda tıklım tıklım dolu bir otobüstesinizdir. ayakta önünüzde çok hoş bir bayan bulunmaktadır. kendisini uyarmak isterseniz kusarsam önümde olmayın diye. ve diyalog başladıgı gibi biter :
- hanfendi pardon (tık tık omzuna vurulur)
- (bayan arkasını döner) böeghhhhh (kusma efekti)
- hayvan!.................
date'e çıktığı adamı puanlayan kızın videosu
-
baştan aşağı kezbanlık ve rezillik kokan video.
bu kadın ile birlikte olacağına git dağ ile taş ile ilişki yaşa. git ağaç falan dik.
tek gecelik ilişki teklifini reddeden erkek
-
teklif karşı cinsten gelmemiş olabilir.
halil söyletmez'in ekşi sözlük'e sallaması
-
alnına 50cm kaş boyayınca kendini komik sanan bir iqsuzun ekşisözlük yorumu
düğünlerin olmazsa olmazları
-
masada çantalara göz kulak olmaya terkedilmiş nine.