ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iktidar olursak sarayı üniversite yapacağız
-
meral akşener'in kuracağı yeni parti hakkında konuşan ümit özdağ'ın sözleri.
alıntı:
"– iktidara geldiğinizde ilk icraatınız ne olacak?
saray, yeni kurulacak bir üniversiteye kampüs olarak verilecek. cumhurbaşkanı'na ait 13 uçak satılacak. sayın akşener, atatürk'ün mirası olan köşk'te kalacak. bütün israfa sert ve kesin bir şekilde son verilecek. devlette tasarruf ana ilke olacak. sonra üretim ekonomisi başlayacak."
(bkz: hadi inşallah)
freddie mercury'nin mi bemol majör sevdası
-
son derece açık, freddie'nin kompozisyon dehası sayesinde kulaklara bayram ettiren sevdadır.
yazdığı şarkıların genel tonu mi bemol majör olmasa dahi bir şekilde bu tona uğruyor bu adam (örneğin it's a hard life'ın si bemol majör olup soloda mi bemol majör'e dönmesi gibi). bunun istisnası az sayılabilir.
bohemian rhapsody, killer queen, good old fashioned lover boy, my melancholy blues genel tonu mi bemol majör olan şarkılarından bazıları.
bu yüzden kendisi büyük çoğunlukla değiştirici işaret olarak bemol alan tonaliteleri kullanıyor ki uyumsuz bir armoni yaratmadan mi bemol majör'e geçebilsin. do minör, si bemol majör, fa minör, la bemol majör, fa majör, re minör gibi.
elbette ki istisna şarkılar var diyezli tonalitede, fakat bunların aldığı değiştirici işaret de 3'ü geçmiyor, mi bemol majör'de olduğu gibi.(march of the black queen, dead on two legs, flick of the wrist örnek olarak, zaten march of the black queen tondan tona atlıyor)
fakat bu kurallar oturup piyanoda yazdığı şarkılar için geçerli. mesela crazy little thing called love'ı gitarda yazdığı için tonu re majör.
ek olarak, bunların geçerli olduğu dönem ''özellikle'' 73-80, queen ve freddie'nin kendini synth'e kaptırmadığı yıllar.
mi bemol majör genel anlamda klasik - romantik dönem bestecilerinin en sevdiği tonlardan biridir. ilgili minörünün do minör olması, do minör'e tapan besteciler için büyük avantajdır(do minöre de tapılır yani, o ne güzel tondur!!). ilgili minörüyle birlikte en sevilen ikili tonlardan biri. insanın içini açıyor. şüphesiz freddie de klasik müziğe olan hayranlığına denk olarak bu tona bayılıyor.
(bkz: tespit sıçtığı için mutlu olmak)
self serving bias
-
sınav sonucu yüksek ise "ben aldım" diyip düşük olduğunda "hoca verdi" diyen öğrenci bunun tipik bir örneğini sergilemektedir, ya da takımı galip geldiğinde kendisini öne çıkarıp, kaybettiğinde suçu futbolculara atan teknik direktör. kontrol odağı (bkz: locus of control) dışarıya yönelik olanlarda görülür esas olarak, yani genelde üzerine sorumluluk almayıp suçu hep dışarıda arayanlarda. yalnız self esteemi yüksek tutmaya yaramak gibi faideli bir tarafı da vardır, zaten self esteemi ortalamanın üzerinde olan kişilerde bu eğilime daha sık rastlanır, karşılıklı olarak besler bunlar birbirini. tabii bu noktada self esteemin fazlasının da sahibine hayır getirmediğini akıldan çıkarmamak gerek, yani mevzubahis karşılıklı besleme durumunun tetiklemesi ile her olumsuz durumda self serving biasa kayılırsa bir süre sonra narsisizme kadar varılabilmesi de mümkündür. ulan şimdi düşündüm de yoksa babamın hep dediği gibi hakikaten her şeyin fazlası zarar mı?
birim 731
-
tek yönde çalışan tren vagonlarıyla gidilen ama dönülemeyen bir yer. 250.000'den fazla çin ve rusun yaşamını kaybettiği, bir esirin bile sağ çıkmadığı ölüm kampı.
abd ve japonya'nın 2. dünya savaşı sonrasında dünyayı yeniden paylaşmalarının anahtarı burası. vietnam'da kullanılan biyolojik silah bilgisinin nereden edinildiğinin açıklaması. bitmek bilmeyen japon emperyalizminin ve militarizminin son noktası. artık bu kadar açıktan yapamıyorlar çok şükür.
birim 731 ve nanking katliamı'na, asya'nın auschwitz'i demek haksızlık oluyor biraz. bu insanların hiç lobisi olmadı, zengin değiller. kampları kuranlar hiç yargılanmadı. yaşananları anlatan bir history channel belgeselinden başka hiç filmleri olmadı. japonlar bu tarihsel suçun bedelini maddi-manevi hiç ödemedi, hiç kabul etmedi. hiroşima ile nagazaki'ye atılan atom bombalarının gölgesinde kaldı.
şişko ama güzel kız almanın çok avantajlı olması
-
karı dediğin o şişko kız bu zeka seviyesinde bir adama bakar mı acaba, seni kim ne yapsın?
tanım: beyinsiz sıçışı.
akşam eşini evde dans ederek karşılayan kadın
-
ben direk dansıyla karşılıyorum, evimin direği hoşgeldin manasında.
interstellar'dan çıkıp pendik minibüsüne binmek
-
isimsiz duygular uyandiran olaydir.
winrar satın alıyoruz kampanyası
-
düşündüm taşındım ülkece başımıza gelen ne varsa, ülke olarak winrar programını satın almadan kullanmamızdan kaynaklandığını anladım. böylesi bir terbiyesizlik olmaz.
adamlar efendi edendi bak kardeşim bu şirkette o kadar kişi ekmek yiyor. bak zorlamıyorum 40 gün denedin ettin gel şu programı satın al diye uyarı penceresi açıyor.
biz ülkece hemen kapat tuşuna basıyoruz. haa gavurlar da aynısını yapıyor ama onlar zaten gavur. çünkü gavur olmak bunu gerektirir. yoksa ne anladım gavurluktan?
o yüzden yıllardır açlıkla, haciz ile mücadele eden, çaycının bile maaşını veremeyen winrar gmbh şirketinin ahını almayalım.
adam gelse, niye almıyon lan dese, en zengininden fakirine hepimiz utancımızdan yere bakarız.
yapmayın a yiğitler!
filenin sultanlarının prim diyalogu
-
başlığa büyük bir heyecanla giren siyasal islamcıları ve etnik faşistleri üzecek diyalogtur.
filenin sultanları ve yönetim arasındaki dönen o prim diyaloğu:
akif üstündağ; “şampiyonluk için ne versek az. prim olur, başka bir şey olur. tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz. salonda işiniz bitti. şimdi söz sırası sizde”
daniele santarelli; “bu konuda konuşması gereken oyuncularım..” diyerek sözü kaptan eda erdem'e bıraktı.
otelin salonu bir anda sessizliğe büründü. kimseden çıt çıkmıyordu.
eda erdem;
"atatürk'ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız mutluluk bize yeter..”
( yeniçağ / şerafettin tilki)
sporcular bir şey istememiş ama ben halk olarak bir şey istiyorum.
bu insanları özel uçakla uçurun. vargas tarifeli uçakla uçamaz kardeşim.
bacakları sığmaz.
bu insanları ayların yorgunluğu ile kırk beş cm aralıklı tarifeli uçakla ülkeye getirdiniz.
hiç bir şey yapamıyorsanız,
tarifeli uçakla uçurmayın ey yetkililer.
bir de voleybolcularımızı tehdit eden kişileri ilk duruşmada serbest bırakmayın.
--- spoiler ---
sözlük'te gündem olması açısından çok önemli arkadaşlar.
hande baladın'ı yüzüne kezzap atmakla tehdit eden şahıs bugün serbest bırakılmış.
(bkz: mustafa neşeli'nin serbest kalması)
--- spoiler ---
baby led weaning
-
bebeklerin kati gıdalara geçerken hangi besinleri ne miktarda yiyecegi konusundaki kontrolün doktorlarin verdigi listelerde ya da ailede değil bebegin kendisinde olmasi gerektigini savunan gorus.
alisildik ek gidaya gecis surecinden farki sudur: bebeklere ek gidaya geciste verilen meyve/sebze pureleri bebekleri once yutup sonra cignemeye yoneltir, eger pure vermeden ufak kati besinler vererek bebegin kendisinin yemesi saglanirsa, sanilanin aksine bebek bogazina kacirip bogulmaz. havuc, salatalik, mango vs kucuk parcalar halinde, ya da belki rendelenmis halde verilerek baslanabilir. yetiskinlerin yedigi yemekleri tuzsuz olarak pisirmek bebege vermek icin yeterlidir,bebege haslanmis sebze puresi vermeye gerek yoktur.
bebek bunlari mama sandalyesinin tepsisinde kendi yiyecegi ve dokecegi sacacagi icin mutlaka ortalik batacak, ama cocugunuz yemek yemeyi boyllike ogrenecek, der bu gorus.
en sevilen vites geçişi
-
5 ten 6 ya atacakken 6. vites yok lan deyip tekrar 5 e atmak.
hahahahahahahahahahahahahahahahahah
-
kudurun vahabiler