hesabın var mı? giriş yap

  • az önce gittim muhteşem bir insan seli genci,yaşlısı,çocuğu,bebeği herkes orada..insan, o kadar insanı bir arada atatürk'ün huzurunda görünce umutlanıyor,bu millet daha bitmemiş ulan diye bağırasım var...

    eğer ankarada yaşıyorsanız mutlaka bu gece ziyaret edin..

  • adından da belli olduğu üzere avrupa kökenli, ancak bugünlerde nba'de özellikle dwyane wade tarafından büyük sıklıkta kullanılan turnikeye giriş hareketi.

    hareket aslında topu sektirmeyi bırakıp potaya yöneldiğinizdeki iki adım hakkınızı kullanış şeklinizle alakalı. euro step'de ilk adımınızı bir tarafa atıp (örneğin savunmacınızın sağına), sonra birden yön değiştirip (örneğin soluna) yöneliyorsunuz. bu hareket ve benzerleri avrupa'da çok daha yaygınken, amerika'da oyuncular potaya drive ederken zıplama yeteneklerine ve güçlerine daha çok güvendiklerinden, düz bir çizgide hareket ediyorlar (lebron james'in maç sonlarındaki patentli hareketinin omzunu indirip potanın yan tarafına yüklenmek olduğunu düşünürsek, sanırım demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır). nba'de bu hareketin riski ise, doğru yapıldığında kurallara aykırı olmasa da, ilk bakışta sanki topla yüründü izlenimi verebilmesi. ancak wade'e steps çalacak hakem de pek çıkmadığından bu risk az.

    hareketin bir başka uzmanı ise tabi ki manu ginobili.

    http://www.youtube.com/watch?v=tmnbkztiwts&nr=1

    http://www.youtube.com/watch?v=qdbqfyn38ao

  • --- spoiler ---

    görevliyse bana adres yanlışlığı nedeniyle iptal edilen siparişlerin kuryeler tarafından yendiğini söyledi.
    --- spoiler ---

    bu ne biçim iş lan?

    -irfan abi surda iptal edilen 7 porsiyon kofte var. ye onlari be.

    -tamam bilader hemen yiyorum.

  • kim yönetiyor bu koyduğumunun şirketlerini, nasıl becerebiliyorsunuz zarar etmeyi yahu.

    en temel zekayla, kahvede bardak çay satan kahveci bile bu işten para kazanabiliyorken, koca koca fabrikaları kimler yönetiyor da, hakikaten milli içeceğimiz olan ve en fakirinden en zenginine neredeyse herkesin günde 3-5 bardak tükettiği çaydan nasıl zarar edebiliyorsunuz? delireceğim yemin ederim yahu.

  • karacaahmet mezarlığındaki mutad devriyelerimden biri sırasında rastladığım bir şehit mezarı üstünden yaptığım araştırmayla haberdar olduğum kazanın aktörü olan p-325 borda numaralı kartal sınıfı hücumbot..

    24 eylül 1985 salı günü, sisli bir havada karadeniz'den boğaza girip geçişini tamamladıktan sonra kınalıada yakınlarında takip ettiği rotayı terkeden ve ters yöne doğru, doğrudan üzerine ilerleyen sovyet askeri eğitim gemisi "xacah"*ı muhtelif şekillerde uyarmasına rağmen hız kesmeyen geminin çarpmasıyla ortadan ikiye ayrılarak batmıştır..

    kartal sınıfı hücumbotlar hafif gövdeli, hızlı ve düşük profilli olduğu için farkedilmesi zor gemiler.. kocaman bir geminin onu kolaylıkla ikiye bölmesine şaşmamalı..

    gemi ikiye ayrıldıktan sonra basınçlı kapıları kapalı olan kamaralara sığınan denizcilerimiz dalgıçların yardımıyla kurtarılabilmiş, ancak çarpmanın etkisiyle yaralı olarak denize düşen denizcilerden 5ine maalesef sisli hava sebebiyle uzun süre ulaşılamamış..

    tor.asb.bçvş. ibrahim çelikbaş, (defin yeri: ....)
    tls.asb.kd.üçvş. ilhan kayacık, (defin yeri: ....)
    rad.asb.üçvş. cevat doğangüneş, (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı)
    top.asb.üçvş. celil alan (defin yeri çanakkale)
    sey.asb.çvş. erol karakoç (defin yeri: istanbul - karacaahmet mezarlığı) ayrıca (bkz: #36875740)

    fi tarihinde yaptığım o ilk araştırmalarda okuduğum dava dosyalarına şimdi erişemedim.. belki kaldırılmıştır ya da bu sefer bulmayı beceremedim bilemiyorum ama özetle şu minvalde gitmiş tartışmalar:

    sovyet gemisi çarpışmanın ardından ahırkapıya çekilip alıkonuluyor.. mahkeme diplomasinin karmakarışık ağları arasında bir tiyatroya dönüyor ve sonunda bir yabancı devlete ait savaş gemisine yönelik kararı türk mahkemelerinin veremeyeceği kararına varılıp "xacah" salıveriliyor..

    gerçi çarpışmanın gerçekleşmesi bakımından tamamen kabahatli olan bu gemi ve mürettebatı, çarpışmanın akabinde hemen sos verip bizzat kurtarma çalışmalarına başlamış.. bizim kurtarma gemileri ulaşmadan önce ikiye ayrılan geminin şaha kalkıp su üstüne çıkan bir bölümünü askıya almışlar.. sovyet dalgıçlar pek çok askeri kurtarmış.. bir art niyet görünmüyor olanlarda ama yine de hiçbir yaptırım olmaksızın olayın örtbas edilmesi onurlu bir devlete yakışmıyor..

    gerçi ilk değildi, son da olmadı tcg meltem.. daha sonraları meşhur muavenet muhribini göz göre göre roketle vurdu amerikalılar..

    (bkz: tcg muavenet)

    bu güne kadar bizler için şehit olan yiğitlere devlet olarak hiçbir zaman layık olamadık gibi geliyor bana.. bu ve benzeri ayıplarımızı örtmek için algıda ve vicdanda çok köklü değişimler gerek.. hamasetten uzak adam akıllı vatanseverliği yüceltmemiz lazım..

    laf çok.. tumturaklı nutuklar gırla.. hamaset edebiyatı çok satıyor bu topraklarda, iyi iş yapıyor.. ama vatanseverlikte hep sınıfta kalıyoruz..

    neyse uzattım galiba biraz, mazur görün..

    -----
    fotoğraflar
    tcg meltem güzel günlerinde denizde
    tcg meltem kurtarma (fotoğraf kuvvetle muhtemel xacah'daki mürettebat tarafından çekilmiş, yaklaşmakta olan a-589 borda numaralı gemi tcg ışın)
    kurtarma çalışması
    meş'um heyüla, sovyet okul gemisi xacah

    -----
    dibine not: smolnyy sınıfı bir eğitim gemisi olan 244 borda numaralı xacah 1999'da hizmetten çıkarılıp hurdaya ayrılmış..

    -----
    tcg meltem'in hatırası, aynı isimli kız kardeşinin adıyla, 2004 yılında hizmete giren p-334 borda numaralı tcg meltemle yaşamakta..

  • arkadas uzerinden gecmis 91 yil, internet cagindayiz bilgiye ulasmak hic zor degil. buna ragmen, icerigi belli ve acik olan, uluslararasi bir belgede (gizli vaatler olduguna inanan sivrizekalarla birlikte yasiyoruz.

    arkadasim mahalle bakkalinin veresiye defteri degil bu, uluslararasi anlasma. (lozan antlaşması) uzerinde yedi ulkenin temsilcisinin imzasi var.

    ama sizin hayal dunyaniza bakarsak; icinde gizli vaatler var, herkes biliyor ama bir turk milleti bilmiyor.

    hayal gucunuze hayranim.

  • muş'ta mecburi hizmet yaptığımız yıllar. muş'un yerli halkı, hakikaten değişik geliyordu, özellikle başlarda..şehrin zaten bir tane büyük caddesi var, o yolun ortasında(tam ortası), çalışır halde araba bırakıp, kaldırımda bir tabureye oturup çay içen insanı sadece orada gördüm mesela..

    neyse efendim, muş nasıl bir yer sorusuna da cevap olacak yaran olayımız şöyle..
    bir arkadaş bu meşhur caddede araçla seyrederken yolun ortasında bir yaşlı amcanın durduğunu görüp, amcanın geçmesini beklemeye başlar. amca elindeki bir şeyi yolun tam ortasında inceler..bir dakika geçer, yok..iki dakika, yok.. korna çalar, yok..

    sonunda arkadaş sinirlenir, çıkıp 'dayı ne yapıyorsun yolun ortasında, çekilsene!' diye bağırır.

    amca bütün sükunetiyle döner ve şöyle der: farzet ki odunum, etrafımdan dolaş!

  • "anneme aşure yapsana diyorum, bekle bi kaç güne komşudan gelir diyo, ben şimdi annemi yaşlanınca araba fırçasıyla yıkamıyım da napıyım??????"

  • hic tuzum kuru konusmayacagim, her durumda esini secen ama anneyi de silip atmayan erkektir.

    ne guzel, butun yazarlar, anneyi secsin demis. secim yapmak, ya o ya ben gibi durumlar insanin evlilik hayati boyunca net olarak karsisina cikan donus yollari degildir. ancak kuvvetle muhtemel anne ve es arasinda gerek bariz sekilde gerekse soguk savas seklinde bir gerginlik olur. ve kuvvetle muhtemel iki tarafin da hakli ve haksiz oldugu durumlar mevcuttur. o sebeple adil olmasi, ama ne durumda olursa olsun, en azindan bir bayramda annesinin elini opmesi gereken erketir.

    hepiniz evlenin sonra acip bu yazdiklarimi bir daha okuyun. allah sizleri adil bir kadina denk getirsin sevgili erkek yazar arkadaslarim, cunku burada atip tuttugunuz o kadinlarin asil yaptirim gucunu evlenince goreceksiniz.