hesabın var mı? giriş yap

  • bu bayram bir tek babamla görüşerek bayramlaşabildim. onun da elini öpemedim, doya doya sarılamadım.. zaten o da bana bayram harçlığımı vermedi.

    ben yine de toprağındaki otları yoldum. mezar taşını temizledim.

    ailesi olanlar bunun değerini bilsin lütfen.
    herkese iyi bayramlar.

  • 3 aracın etkilendiği, ilan sitelerinde "üzerine f-4 yakıt tankı düştüğü için" açıklaması ile ilan okurken tebessüme yol açacak hadisedir.

    o değil de otopark değil beyaz eşya deposu mübarek

  • bir kere daha ağzındaki baklayı çıkarmıştır. işte o açıklama:

    milli takımlar teknik direktörü fatih terim'in ayrılmasıyla, türkiye'nin büyük bir kaosa gireceğini ileri süren vural, şimdiden yeni teknik direktörün yerli mi, yoksa yabancı mı olması gerektiğinin tartışıldığını söylerken, kendisinin de bu göreve talip olduğunu açıkladı.

    ''en azından ben varım mesela. 25 yıldır bu ligde çalışıyorum. eğitimim var. yabancı dilim var. bize verilen imkanlarla neler yaptığımız belli. milli takıma çok futbolcu yetiştirdik. ben kendimi aday görüyorum, ama bir tane gazetede adımız geçmiyor. demek ki işin uzmanlık boyutuna bakılmıyor. o yüzden biz de 'tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok' misali, türkiye'de futbolu yönetenlere içimizden içimizden kırılıyoruz. yeteri kadar deneyim isteniyorsa tecrübeliyim. avrupa'yı biliyorum. daha düne kadar bu ülkede pro lisans sahibi olan sadece bendim. bu ülkeyi benden daha iyi tanıyan biri olabilir mi? iki tane akademi bitirmişliğim var. yabancı istiyorlarsa, ben aynı zamanda alman vatandaşıyım.''

    valla ben ikna oldum. en azından bir somestre. bi buldurun be.

  • türkiye'nin sorunu tam da bu işte. tam bir şey yaparsın iyi kötü büyük küçük önemli değil. hemen biri damlar 1 milyon da para mı yeaaaa diye heves kırmaya çalışır. başkasının üzüntüsüyle mutlu olan bir milletiz ne yazık ki.

  • eksik 1 oy olması durumunda dahi geçerlidir. hırsızlığın azı çoğu yoktur, hırsızlık hırsızlıktır.

  • buyrun benim. hayatta en net olduğum tek konu.

    daha önce bu konuda bir entry'im vardı bilen bilir fazla duygusal olduğu için sildim. yok. bende genetik olarak kodlanmamış bu annelik içgüdüsü. 28 yaşındayım 20 yaşından beri böyle düşünüyorum yeni bir fikrim bile değil bu. tüm arkadaşlarım da biliyor hatta birinde çocuğu olan bir arkadaşımı ziyerete gittiğimde kaynanası seninkini merakla bekliyoruz dediğinde nasıl yüzüm bir hal aldıysa arkadaşım atladı "aaeon'un öyle pek çocuk sevgisi yok" diye. birinde bundan 5-6 sene önce bir doktora gittiğimde bir konu ile ilgili doktora gittiğimde bana "çocuğun güç olabilir ilerde belki tüp bebek tedavisi felan deneyebilirsin" dedi. hiç üzülmedim. bir çocuğa ömrüm boyunca kol kanat germek o fedakarlığı yapmak bana korkunç geliyor. hani mesela nasıl bazı erkekler evlilik bana göre değil evlenirsem aldatırım kimsenin kalbini kırmaya gerek yok der benim de tek eşlilik konusunda değil(yanlış anlaşılmasın) ama çocuk yapmak konusunda fikirlerim bu yönde. ben o fedakarlığı yapamam. gece uykularından feda edip sürekli onunla ilgilenmek fikri bana göre değil. hadi adamdam boşandın o çocuk ne olacak? geleceği.. vs vs. ben de bu konuda kendimi biliyorum. arkadaşlarımın çocukları nedendir bilinmez bayılırlar bana ama benden hala olur, teyze olur, eş, olur, dost olur anne olmaz. zaten ben de istemiyorum. bencilse de evet bencilim. ben alışmışım her istediğimi her an yapmaya çalışmaya. canım sıkıldı diyince hemen deniz kenarına gitmeye akşam şuraya gitmek istiyorum dediğimde gitmeye çocukla bu yapılabilir mi mümkün değil. en yakın arkadaşımın 2 çocuğu var o bile bana "çocuklar uyudu hemen gel kahve içelim" diyor biliyor çocuklara sabırlı olmadığımı.

    ne diyelim bazı insanlardan da iyi bir eş,dost,arkadaş,hala,teyze olur ama anne olmaz.

    benim gibi...

  • arkadaşlar siz kafayı mı yediniz? hayır hakaret için sormuyorum gerçekten aklınız yerinde mi?
    bir anne balonla çocuğunu nasıl yalnız bırakırmış , cahillikmiş , bilmem neymiş.
    balon yahu balon. nereden bilsin kadın. benim de aklıma gelmez sizin gibi süper insanlar hariç kimsenin aklına gelmez.
    allah rahmet eylesin. vakti gelmiş eylül bebeğin.

    edit: ilk entryimde yazdığım şeyi arkadaşlar sayesinde düzelttim. teşekkürler :)

  • yine kendilerine yakışan bir açıklama yapmışlardır. yanlarındayız. asla pes etmeyeceğiz.

    "türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terör örgütü kurmak veya yönetmek, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görevlendirilenlerin görevlerini yapmalarına engel olma, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme."
    ne mutlu bizlere ki, isnat edilen bu suçlamalar içerisinde halkı gece - gündüz, çoluk - çocuk, genç - yaşlı demeden gaza boğmak yok !
    bir tenhada acımasızca, hunhar bir şekilde bir genci döverek öldürmek yok !
    "üç tane sıktım" yok !
    çatıdan adam atmak yok !
    ondördünde fırına "ekmek" almaya giden kara kaşlı bir fidanın onbeşinde, onaltı kilo toprağa verilmesi yok !
    hırsızlık, yolsuzluk yok !
    "bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil, eylemin ardındaki niyet belirler."
    yukarda yer alanlar kimin niyetinin ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
    hayatın kendisini gerçeğe çok yakın kılmak gibi bir derdi yoktur, hayat gerçeğin ta kendisidir.
    16 aralık'ta deplasmana gidiyoruz;
    adalet için, hukuk için, vicdan için, ülkemizin yarınları için gidiyoruz.
    van'da üşüyen, soma'da ağlayan çocuklar için...
    sokak köpekleri için, yetimler için, yaşlılar için gidiyoruz.
    karadeniz'e dere olmak için gidiyoruz.
    bizi kanser eden bu hukuksuzluğa ilik bulmak için gidiyoruz.
    tribüne çıkmak bizim için bir davadır, beşiktaş davasıdır.
    gittiğimiz her yerde bu dava için haykırmaktan geri durmayız.
    16 aralık deplasmanında da o mahkeme kürsüleri bizim için insanlığın davasını haykıracağımız bir tribündür.
    bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen herkese teşekkürü bir borç biliriz.
    asla pes etmeyeceğiz, haramilerin sofrasına diz çökmeyeceğiz.
    çarşı"

  • odadan iceri girerken ayagin kapi esigine takilmasi ve sendelemem sonucu hr ablanin espiri yaparcasina,

    - bu sizin dikkatsiz oldugunuzu gösterir

    demesi

    ve benim de: sizin de önyargili oldugunuzu.

    demem.

    (bkz: dakka bir gol bir)

  • başlık*:böbreğimin capsini yolluyorum beyler toplanın

    1. yolla diyene yolluyorum.

    2. gönder amk. zaten bir tek o kaldı bakıp da asılmadığımız.

  • sonradan ortaya çıkan ama artık adetleşen mezuniyet kınası.

    ilk kimin aklına nerede, hangi üniversitede ve ne zaman geldi? mezun olana niye kına yakılır? hadi yakılır, erkeğe niye yakılmaz? hadi erkeği geçtim, nasıl oldu da adetleşti?

  • başlıkta ve ilgili haberde sürekli “21 yaş küçük sevgili” vurgusu yapılarak manipüle edilmeye hazır kitle hedef alınmış belli ki. gündem olsun da nasıl olursa olsun.

    cem yılmaz 48 yaşında, sevgilisi de 27 yaşında. sanırsın 15 yaşında reşit olmayan kızla birlikte olmuş.

    dışarı çıkın biraz hava falan alın, beyninize oksijen gitsin.

  • insanlar sarhos olunca arabesk dinlerler genelde, ben kendisinin dokuzuncu senfonisini acip dinliyorum. oyle derin, oyle manali, oyle aci dolu bir beste ki ayik kafayla bile sarhos ediyor zaten. gozler kapali, tuyler diken diken, hipnotize sekilde dinlerken buluyorum kendimi. klasik muzikle ilgili degil egitimim, dogru durust bilgim bile yok. ama mahler baska.