hesabın var mı? giriş yap

  • ülkenin bütün kurumları tarikatlarca ele geçirilmiş, ülkede afgan, suriyeli, lübnanlı, ne kadar fakir ve görgüsüz arap varsa cirit atıyor, sürekli suç işliyorlar, sınır güvenliği bitmiş, ordu zaten tamamen pasifize edilmiş, ekonomi, eğitim, sağlık, adalet, bunlara bağlı olarak sanayi, teknoloji, tarım-hayvancılık tarumar, dış ilişkiler bitik, dostumuz kalmamış, herkes nasıl bir fırsat bulsak da kanlarını emsek diye bakıyor, nüfusu beşte birimiz kadar olan yunanistan bile bizimle dalga geçer olmuş.

    kültür, sanat, spor, her alanda fersah fersah geriye gitmişiz. avrupa'dan, amerika'dan ülkemize saç ektirmeye, diş yaptırmaya geliyorlar çünkü paramız öyle bir çakılmış ki adamların 1 parası bizimkinin şimdilik 18 tanesi ediyor, o da şimdilik.

    bütün kanunlar askıda, ülkece herkes bir kişinin iki dudağına bakar olmuş ve daha da garibi bu artık herkese normal gelir olmuş.

    öğretmenlerimize, doktorlarımıza, mimarlarımıza, okumuş eğitimli donanımlı insanlarımıza düzenli şekilde gerici argümanlarıyla saldırıyoruz. onlar da kendi ülkelerinde gördükleri bu zorbalığa daha fazla dayanamayıp gidiyorlar.

    kadınlarımız her gün taciz, tecavüz, dayak ve ölüm korkusuyla yaşıyor.

    fakirlik, işsizlik, sosyal felakete dörtnala sürüklüyor ülkemizi.

    söyleyin allah aşkına daha ne ciddi sonucu olacakmış?

  • lan it oğlu it sen erkek doğmuşsun da ne olmuş? kendin gibi şerefsiz bir erkek evlat yetiştirecektin de olmadı diye mi kıydın o bebeğin canına. lan ne kadar gaddar oldunuz be, adi mahluk seni.

  • bu kadınının ilk vukuatı değil bu, konuyu ve tarihi hatırlamıyorum ama olumsuz yoruma yine böyle bir üslupla karşılık verdiğini hatırlıyorum. psikolojik sorunlarını tüketiciye kusuyor resmen. hadi markama zarar veriyor diye tepki göstermesini geçelim kişisel olarak da saldırıyor. yazık, bundan sonra almam, aldırmam.

    düzeltme: konuyu ekşiden hatırlıyormuşum
    https://eksisozluk.com/img/0m8jwsgk
    (bkz: #135388592)

  • roma doneminde ortaya cikan bir dusunce ve felsefe akimi. tarihsel donemi icinde degerlendirildiginde, yavas yavas tarihe karisan site yasaminin golgesindeki bireyin kendini sorgulamasi ve dunyada kendine anlamli bir yer bulma cabasi olarak anlasilabilir. huzunlu bir hikayenin baslangicidir stoacilik, dunyadan kacisin, insanin kendi bedenine hapsedilmesinin dusunsel miladini gosterir bize. bir zamanlar var olmanin, insan olmanin vatandas olmak anlamina geldigi; yasamanin (bkz: bios) site yasaminda aktif olarak yer almak oldugu, bireyin kendini gosterebilecegi alanlar bulabildigi bir donemde, kimse tarafindan yonetilmeyip kimseyi yonetmezken, koca bir bosluk icine dustugu zamana isaret eder. surekli genisleyen bir imparatorluk dusuncesi, bir birlik hayali, erisilemeyen bir gucun golgesi altinda kaybolan bireyi temsil eder. kendine kalan bedenine sarilan, onu acidan, zevkten korumaya calisan, dunyada kaybettigi yeri soyut bir duzlemde yakalamaya calisan insanin draminin gostergesidir stoacilik.
    bu yuzden hegel, efendi kole diyalektigi'nde stoaciligi tarihsel bilincin ilk asamasi olarak algilar. stoacilik ona gore, bireyin asimetrik bir iliskide, varligini kanitlamak yolunda attigi ilk adimdir, kendine ait bir zihnin, kendine ait bir ozgurluk alanin yaratilmasi cabasidir. kisi, digeri yoluyla erisemedigi varliginin taninmasi olgusunu kendine referansla kurgular, donusturemedigi, katilamadigi bir dunyaya karsi kayitsizlikla yaklasmaya baslar. ihtiyaclarindan, iliskilerinden, dunyevi olan herseyden siyrilmak stoaciligin ozgurlesme yolunda ongordukleridir. olumu de bu yuzden bu denli sicak karsilarlar. olum ozgurluktur, olume hukmetmek ise, dunyaya katilamamis bireyin elinde kalan son guctur.

  • berber: nasıl keselim istersin saçını
    4 yaşındaki velet: babamınki gibi olsun üstler boş, yanlar az.

  • keşke her zaman tekrarı yayınlanan programın tekrarının yayınlanmamasının da sebebini açıklasaymış ...

    hatta ve hatta "ama vakit bitti" dedikten sonra "ya bari reklama gidelim hiç olmazsa da sus iki dakika be adam" komedisi...

    ben yapmadım ben etmedim. başka da bir açıklama yok.

    dip not : geçen hafta bin-ali'nin programında 4 pusuladan 3'ü nün kabul sayılıp 1'inin sayılmamasını sormuştu ve bin-ali 10 dakika geveleyip hiçbir dişe dokunur cevap verememişken en sonunda "ben ikna oldum" demişti. dileyen arşivden çıkarip bakabilir.

    bence ysk'da kabul oyu verenler bile ikna olmamışken muazzam bir yalakalıktı. detaylıca tebrik ederim.

  • anıl'ın bari bir boka yarayayım diyerek futbol sahasının kapısını arkadaşlarına açtığı yarışma. ahahahahaahah

  • kendi dünyanı yarat konseptini en iyi şekilde bize sunan java sandbox oyun.

    oyunda her şey, blok adı verilen üç boyutlu küplerden ve 2 boyutlu kare partiküllerden oluşmaktadır. oyunun temel konsepti de zaten budur ve grafikler özellikle bu şekilde tasarlanmıştır. oyunun yapımcıları bir oyunun sadece grafiklerden ibaret olmadığı ve oynanabilir bir oyunun da çok satabileceğini kanıtlama çabasındadır.

    oyun başladığında sizin için rastgele yaratılmış bir haritanın rast gele bir yerine düşer ve bir şekilde hayatta kalmaya çabalarsınız. üç boyutlu olarak yaratılan bu haritada okyanuslar, kumsallar, ovalar, vadiler, yüksek dağlar küçük tepeler, ormanlar, mağaralar ve bir de cehennem bulunmaktadır. bütün bu coğrafya her şey küplerden oluşsa bile insana ne olduklarını hissettirecek kadar sevimli ve anlaşılır bir görünüme sahiptirler. küpten oluşan bir inek gördüğünüzde onun inek olduğunu anlarsınız.

    ilk başta sadece siz varsınızdır. ellerinizle ağaç keser toprak, kum veya kaya gibi etrafınızda bulabileceğiniz malzemeleri toplarsınız. topladığınız bu malzemeleri dilerseniz etrafa yerleştirip yeni yapılar oluşturabilir ya da crafting sistemiyle başka şeylere, örneğin aletlere dönüştürebilirsiniz.

    ilk gününüzü etrafınızı izleyerek ve keşfederek geçirirken kareden oluşan güneşin batmaya başladığını farkedersiniz. etraf kararmaya başlar. bir yandan güneş batarken diğer yandan ay yükselir. zifri karanlık olur, zar zor görmeye başlarsınız. böyle bir durumda eğer açık alandaysanız etrafta garip sesler de duymaya başlarsınız. evet her yeri öcüler, iskeletler, dev örümcekler, zombiler ve yanınıza gelip patlayan creeperlar kaplamıştır. hepsi size saldırmak için sizi ararlar.. oyundaki bu attraksiyon oyuncuyu kendine korunaklı bir yapı oluşturmaya zorlar. bu da oyunun asıl amacıdır. yavaş yavaş kendi dünyanızı yaratmaya başlarsınız. ilk yapmnanız gereken şey malzemeleri toplamak için aletler yapmaktır. odun kesersiniz bu kesilen ham odunları crafting penceresini kullanarak kalasa çevirisiniz. crafting sistemi bulduğunuz objeleri 2x2 ya da 3x3 lük bir kare düzende belirli şekillerde dizmeye dayalıdır. bu dizilimler çoğu zaman mantıklı olduğu için oyundaki bir çok nesneyi yaratmayı kendi kendinize bulursunuz. örneğin iki kalası üst üste dizerseniz bir odun çubuğunuz olur. iki çubuk üst üsteyken bunların üzerine bir de kalas koyarsanız bir küreğe sahip olursunuz ki toprağı kazmak için en ideal şey kürektir. ya da iki çubuğu üst üste dizip t oluşturacak şekilde üstüne kalasları yerleştirirseniz bir kazmaya sahip olursunuz. böylece taşları ve madenleri daha hızlı toplarsınız. kısacası arzu ettiğiniz nesnenin şeklini biraz mantık kullanarak buraya çizerseniz oyun size bunu verir.

    aletlerinizle etraftan topladığınız taş, kum, toprak ve odunla ilk evinizi inşaa edersiniz. kapalı bir alan sizi dışarıdaki öcülerden koruyacaktır. ancak kapalı alanlar için ışık sorunu halletmelisiniz. bunun için bir tahta çubuğun üstüne kömür yerleştirisiniz. kömür bulamadınız mı? taşlardan yaptığınız fırında odun yakarak, odun kömürü* elde edebilirsiniz... bu kömürlerle aynı fırında kum pişirirseniz cam* sahibi olabilirsiniz. böylece evinizden dışarıyı izleme şansınız olur. altı tane kalası ikili olarak üst üste dizip bir kapı yaptıktan sonra bunu evinizin girişine yerleştirebilirsiniz. böylece eve girip çıkmak için sürekli blokları yıkmanız gerekmez.

    gündüzleri inşaat işleri, ağaç kesme, yiyecek bulma, tarım yapma (ağaç, mantar, buğday, şeker kamışı, hatta iskelet, zombi, hatta ve hatta taş, kum) gibi işlerle uğraşırken geceleri toprağın derinliklerini kazarak inşaatlarınız, aletleriniz hatta makineleriniz * için değerli madenler bulmaya çabalarsınız.

    oyun içinde red stone adı verilen bir kaynak sayesinde elektrik benzeri bir akım ve güç kaynakları vasıtasıyla mantıksal devreler kurabilir, hesap makinesi bile inşaa edebilirsiniz. inşaat diyorum çünkü bloklardan oluşturacağınız hesap makinesi ancak dev bir yapı olur. youtubeda mine craft hakkında zibil gibi bulunan videolarda gece ve gündüzü ayırt edebilen bir sistemin inşaatını bile izlemiştim.

    ayrıca dünyanızın derinliklerinde ancak elmas bir kazmayla çıkarabileceğiniz bir maden ile cehennem'e * gidecek bir portal bile inşaa edebiliyorsunuz. cehennem her tarafı lavlar, yanan kayalar, öcüler ve mantarlardan oluşan tematik bir mekan. burada gerçek dünyada bulunmayan bir takım materyaller ve öcüler mevcut. örneğin cehennemden durmadan yanabilen bir kaya toplayabiliyorsunuz. böylelikle sürekli yanabilen ateş kaynaklarına sahip olabiliyorsunuz.

    survival veya creative adı verilen yakın zamanda da adventure da eklenecek olan farklı modlarda oyunu single player oynayabiliyorken, binlerce kişisel sunuculardan birine dahil olup başka insanlarla beraber de oynayabilirsiniz. oyunu oynayabilmek için halen beta olan sürümünü oyunun kendi sitesinden satın almanız gerekmekte. bir defaya mahsus verilecek bu ücret ile oyunun her versiyonunu ücretsiz update etmeniz mümkün.

    yukarıda tarif ettiğim mod survival mod olmakla beraber creative mod elinizde istediğiniz kaynaktan istediğiniz kadar bulundurabildiğiniz, etrafta uçarak en yaratıcı eserlerinizi inşaa ettiğiniz moddur. adventure modda ise standart bir adventure oyun gibi kendinizi çıkış yolları ararken ve bulabildiğiniz sınırlı kaynaklarla bulmacaları çözerken bulmanız planlanıyor.

    ayrıca oyun için üçüncü şahıslar sürekli yeni modlar ve texture paketleri çıkarmakta. bu tip modlar sayesinde oyunda uçabilen bloklar, maden kazıcı makineler yaratmak veya aya gitmek bile mümkün.

    ayrıca oyunun video ayarlarından 3d anaglyph ayarını açarsanız, oyunu cyan-magneta 3d anaglyph gözlükle üç boyutlu oynayabilirsiniz.

    not: bu tanım 1.8.1b versiyonundan sonra güncellenmemiştir.

  • üniversiteyi kazanarak anadolu'daki orta ölçekli bir şehirden istanbul'a okumaya gelmiştir. muhtemelen öğrenci yurdunda ya da birkaç arkadaşıyla öğrenci evinde kalmaktadır. çok büyük ihtimalle bir devlet üniversitesinde sözel / eşit ağırlıklı bir bölümde okuyor. twitter'ı ve facebook'u aktif olarak kullanıyor. twitter'da yaklaşık 150-300 arası takipçisi mevcut. gezi parkı eylemlerini destekledi ama sonlara doğru biraz bozduğunu ve eylemlerin bazı marjinal grupların eline geçtiğini düşünüyor. sporla ilgilenmiyor. tumblr veya bir başka blog hesabı var ama aktif kullanmıyor. last.fm'e üye. erasmus'a gitti ya da gidecek. avrupa'da en sevdiği şehirler amsterdam, barcelona ve prag. sigara içmiyor ama alkolü seviyeli kullanıyor.