hesabın var mı? giriş yap

  • mevcut formatı yenisine uygulamak net şekilde doğruları vermese de fikir vermesi açısından bu sezonki puanları sıraladığımızda şöyle bir tablo çıkıyor.

    1. man city 18
    2. real madrid 18
    3. bayern 16
    4. a. madrid 14
    5. arsenal 13
    6. porto 12
    7. barcelona 12
    8. sociedad 12

    9. leipzig 12
    10. inter 12
    11. dortmund 11
    12. napoli 10
    13. lazio 10
    14. psv 9
    15. shaktar 9
    16. psg 8
    17. kopenhag 8
    18. milan 8
    19. lens 8
    20. feyenoord 7
    21. newcastle 5
    22. galatasaray 5
    23. man united 4
    24. benfica 4

    buna göre ilk 8 takım direkt son 16'ya kalırken diğer 16 takım play-off oynayacak. play-off eşleşmeleri şöyle:

    benfica-leipzig
    man united-inter
    galatasaray-dortmund
    newcastle-napoli
    feyenoord-lazio
    lens-psv
    milan-shaktar
    kopenhag-psg

    sanılanın aksine daha zayıf ekiplerin üst turlara çıkabilme ihtimalini arttırıyor bu format. normal şartlarda geçen hafta elenen galatasaray yeni düzenlemede play-off oynama hakkı kazanıyor mesela. dortmund'u eleyip son 16'ya kalma ihtimali doğuyor. hatta belki daha dişine göre bir takım da gelebilirdi sıralamasına bağlı olarak.

    bence heyecanlı olacağı kesin. en azından city, bayern, real gibi takım taraftarları için çok daha heyecanlı olacaktır. zira daha kuralar çekildiği gün mantıksal olarak gruptan çıkıyordu bu takımlar. dördüncü maçlar bitmeden liderliğini bile garanti altına alıyorlardı. ama şimdi ilk 8'e kalma savaşı olacak. daha mütevazı ekipler de ilk 24'e girip play-off yoluyla son 16 yapabilirim umudu taşıyacak.

    son 16 turundan sonra zaten değişiklik yok. yıllardır nasıl eleme turları oynanıyorsa yine öyle oynanacak. çekişmesiz geçen gruplar ise böylelikle yerini sıra kapma yarışına bırakacak. kesinlikle daha heyecanlı olacaktır.

  • ahmet hakan: "turk futbolunun geldigi hal icin endiselenmeli miyim?"
    b. albayrak: "sunu sorayim. bayern'le mi oynuyorsunuz? bayern'le isiniz var mi?"

  • amk ibnesi kesin, "imamoğlu kazandı, zafer kardeş halkların oldu" bilmem ne diye zırvalayacak, akabinde ysk seçim yenileme kararı alacak, akp'de seçimlere kadar bu ibnenin söylemleri üzerinden siyaset yapacak.
    hep aynı tiyatro amk yeter artık.

  • 1660 istanbul için felaket yılı, şehrin 3te2’si yangınla yok oldu, 1666 londra için felaket yılı, 80bin nüfusun 70bini evlerini kaybetti.
    1660’lı yıllar dünya tarihine kurak yıllar olarak kaydedildi, o yıllara ait bir kayıtta son 900 yılın en kurak yılları diye yazılmış!
    istanbul bu tarihten sonra sayısız yangınlar gördü, her seferinde ahşaptan yeniden yapıldı, yeniden yandı, ta ki taştan binalara geçinceye kadar
    londra ise 1666 dan sonra ızgara şehir planına ve taş binalara geçti. o tarihten bu yana bilinen devasa londra yangını olmadı...
    1666 yılı diyorum, yani ortaçağın karanlığında, geceleri cadı yakarak sosyalleşen, boğazlarına kadar pislik ve cehalete batmış adamların yaptığına bakın! ızgara şehir planı ve taştan evler...
    demek ki istanbul için o tarihlerde alınacak böylesine basit bir karar ile istanbul’un kaderi nasıl değişirdi acaba?!
    200-300 yıllık mahallerimiz olur muydu? (olsa ne güzel olurdu)

  • her polis devleti'nin en önemli ve en etkili sloganlarından biri. bu önemini de, kitleler üzerinde sağladığı baskıya ve korkuya borçludur. şimdi bu sloganın gücünün üç temel unsurunu inceleyelim:

    - çok haklı bir ideal durumdan yola çıkar. gerçekten bunu duyan kişi önce bir düşünür: "doğru ya, polis suçluları yakalar. o zaman, polisten kaçan veya korkan herkesin de suçlu olması gerekir". böylece sloganı fazla yargılamadan kabul eden kitleler üzerinde çok hızlı bir yayılma etkisi gösterir.

    - fakat özellikle şeffaflığın bulunmadığı veya sadece görüntüde bulunduğu düzenlerde, polisin hareketlerini denetleyecek bir üst kurum olmadığından veya varsa da kerameti kendinden menkul dinamiklere tabi bulunduğundan, slogan tersine dönüverir: "benim yaptığım her şey doğrudur, aksini iddia eden suçludur" haline geliverir.

    - üçüncüsü, slogan gerçekten de kanuna aykırı hiçbir şey yapmamış kişilerin sayısının çok az olduğunu bilenler tarafından üretilmiştir. bu yüzden, sloganı duyan herkes önce kendi vicdan muhasebesini yapacak, "benim korkacak bir şeyim var mı acaba?" diye sorduğu anda da zaten korkmaya başlamış olacaktır.

    böylece üç koldan kitleyi saran bu slogan sayesinde polis devleti, bireyler üzerindeki gücünü hem otonom hem de heteronom yönden pekiştirmiş olur...

  • kocaelinde meydana gelen ve videosu net bir şekilde olan ve ceza almayacaklarından emin olan teröristlerdir.

    https://x.com/…132682?s=46&t=xexacncoufso-3zez08i-w

    doktorların ağır yaralı olduğu iddia ediliyor.

    sağlık camiasını ciddiye almayan, sağlık bakanlığı adalet bakanlığı ve buna tedbir almayan iç işleri bakanlığının sorumluluğu vardır.

    bu video 21. yüzyıl türkiye'sinde çekilmiş olup türkiye cumhuriyeti'nin doktora bakışının özetidir.

    bu tipler yüzünden doktorsuz kalacağız ve bunun faturası türkiye'ye ağır olacaktır.

    bankada el pençe durabilen ve olay çıkarmayan, nüfus müdürlüğünde adliyede bunlara cesaret edemeyen
    bu çomarlara fırsat veren herkesin allah belasını versin.

    https://x.com/…390997?s=46&t=xexacncoufso-3zez08i-w

    edit: terörist tanımı bu teröristler için tam uygun tanımdır ve bunlar ile devlet mücadele etmelidir. bunu tavsiye etmek bile devletin ayıbı. sağlık çalışanları yıldı akın akın yurtdışına gidiyor. alın size tdk'daki terörist tanımı:
    görsel

    edit: tüm sağlık camiasını ve temsilcilerini pazartesi sağlık bakanlığına izin dahilinde beyaz ve kanlı önlük ile yürümeye davet ediyorum. bakanlıkta ses getirmek gerekiyor.

    edit: fahrettin koca tweet atmış
    iki kişi gözaltına alınmış biri firariymiş.

    https://x.com/…712021?s=46&t=xexacncoufso-3zez08i-w