hesabın var mı? giriş yap

  • "güzel bir bina olacak içinde avm olacak, avlusu olacak" "tabii ki yıkacağız." "yıkılacak dedim yıkılacak" "ağaçlar sökülüp bazıları kesilip başka yerlere dikilecek" durumundan geldiğimiz noktaya bak.
    adama eşek gibi ağaç diktiririz, ölenlerin ismini de veririz, çiçekte ektiririz. geziyi vermediğimiz kanıtıdır bu.
    bu arada kimsenin kanı yerde kalmayacak. hiç bir çaba boşa değildir.

  • ulan galatasaraylıyım, evde çığlık attım her üçlükte. gurur duydum ülkemden böyle bir takım çıktığı için.

  • işte bunlar hep tasarruf... saat neredeyse sabah 8, ama sokak lambaları yanıyor. evlerde lambalar yanıyor. işyerinde kambalar yanıyor. hep tasarruf.
    bu suudi saatine eşitleme fantazisine, tasarruf kılıfı uyduran itü yıkılsın, yerine 15 temmuz şehitler lunaparkı yapılsın.

  • atatürkçüler dinsiz.
    aleviler dinsiz.
    solcular dinsiz.
    ateistler zaten dinsiz.
    ... ama ülkenin % 99'u müslüman yersen. noel baba sevsin sizi tatlı su müslümanları.

  • piyondur. savaş her zaman en önde savaşan askerlerce kazanılır. ve geliyoruz en can alıcı kısmına; satrançta hiç bir taş piyon gibi tek tek, ağır ağır ilerleyip de rakibinin tarafına sonunda vardığında istediğiniz başka bir taşa dönüşmez. işte bu yüzden de en stratejik taştır piyon.

  • 5 dakika, sadece 5 dakikayla kurtulmuş bir hayat... ama yaşadığı şoku ölene kadar atlatamayacak bir evlat, bir sevgili, bir dost... bir kardeşe sahibim... benim kardeşim, benim canım...

    aslında hergün o saatlerde otobüs bekliyordum patlamanın yaktığı durakta. şehırdışında olduğum için o gün orada değildim. biliyorum ki kardeşim orada... olayı duyar duymaz ilk aklıma gelen bu oldu... benim kardeşim orada...

    hemen sarıldım telefona, bir aradım, iki aradım, üç, dört... oturdum kaldırıma hüngür hüngür ağladım... telefonu kapalı, ulaşamadım. çığlık çığlığa kaldım, nefesim kesildi... benim kardeşim, arkadaşım, evladım orada ve ben ulaşamadım... hep aynı kadının sesi "aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor"

    bencillik yaptım ben "allahım benim canımı al, lütfen allahım benim canımı al. ben onsuz yaşayamam"

    o 15 dakika bana ömür geldi, geçmedi. bundan sonra hiç ulaşamayacak mıydım kardeşime. allahım benim canımı al. birlikte sabahladığımız geceler geldi aklıma, o hep hata yapar ben uzun uzun konuşurdum. "tamam abla bir daha yapmam" derdi, yine yapardı. kızardım... allahım hiç kızmayacağım kardeşime bir daha, o yaşasın benim canımı al.

    15 dakika sonra aradı "abla ben iyiyim" dedi. "tam 5 dakika önce geçtim ordan, sonra patlama oldu, hat kesildi." dedi. biliyorum iyi değildi, ben de iyi değildim. gördüğü şeylerin yükünü taşıyacak hayatı boyunca...

    içim rahat etmedi çünkü başkalarının kardeşi öldü. onların acısını taşıyorum hala... canım acıyor, canım. öyle böyle değil, tarifsiz bir acı...

    psikolojimiz böyle işte, herkesin bir yakını, tanıdığı 5 dakika önce oradaydı. bir şekilde acıyı ıskaladı.
    bir dahaki sefere kim kurban olacak belli değil.

    korkuyorum, çok korkuyorum... ailem için, sevdiklerim için korkuyorum. yüreğimden kopan dilekte ısrarcıyım "allahım sevdiklerime bir şey olmasın, benim canımı al." siz bencillik deyin buna, ama onların ölümünü görmektense cesedimin paramparça olmasına razıyım. tanımadığım insanlarla aynı listede geçsin adım... ölenlerden biri, bir istatistik olarak anılayım.

    ankara'ya döner dönmez kardeşime sımsıkı sarılacağım, çok saçma bir sebepten küsmüştüm ona... kimseye küsmeyeceğim artık, hayat kısa...

  • bugün metro durağından odtü içine ring yapan ego otobüs şoförüyle aramda geçen diyalog:

    şoför: kaçıncı sınıfsın bakayım sen?
    ben: master yapıyorum ben.
    şoför: ha sen bittin okeye dönüyorsun yani?
    ben:....

    yemin ederim prof olsam bu kadar güzel anlatamam master yapma eylemini. helal olsun yurdum insanına.