hesabın var mı? giriş yap

  • "olga korbut 16 mayis 1955'de, o zaman grodno, simdilerde hrodna olan, o zamanlar s.s.c.b. 'e bagli olan beyaz rusya'da dogdu.
    babasi valentin korbut fabrikada calisan bir insaat muhendisi, annesi valentina ise bir ahci idi. dort kardesin en kucugu olan olga'nin kendisinden iki yas buyuk olan ablasi ludmilla korbut da aynen olga gibi jimnastikciydi ve s.s.c.b. zamaninda prestij odulu sayilan "sporlarin ustasi" (master of sports) kazanmisti.

    olga'nin jimnastik yetenegi henuz kucuk bir kizkan ilkokul zamaninda kesfedilmisti. sinifindaki en kisa cocuk olmasina ragmen; hem erkeklerden hem de kizlardan, hem en hizli kosandi hem de en yuksege sicrayandi.
    olga, ilk jimnastik dersini aldiginda, cok emek ve sabir isteyen bu spora asik oldu. basladigi ilk evrelerde olga cok buyuk gelisme ve gelecege dair basarili olacagina dair ilk sinyalleri verdi. ayrica olga'nin onunde, kendisine her daim rol model olan ablasi ludmilla vardi.
    olga sekiz yasinda iken, renald kynsh tarafindan calistirilan bir spor okuluna basladi. renald kynsh girisimci-yenilikci olmasiyla kendisine hakli bir isim yapmis bir antrenordu.

    1969 yilinda ilk s.s.c.b. ulusal $ampiyonasina katildi. $ampinada, olga, kynsk ile gelistirdikleri ve hic benzeri olmayan, essiz iki jimnastik hareketinin gosterisini yapti. denge aletinde ve paralel barlarda yapilan bu hareketler jimnastik tarihine korbut salto ve korbut flip olarak gecmistir. bu ilk ciddi yarismasindan ancak besinci olarak ayrildi. yarisma esnasinda durmadan alkislayan seyirciye ragmen, bu yapilan essiz hareketler sonucunda juri "sovyet jimnastikcilerinin sahip olduklari belli imaja uymadigi" gibi sebeplerden bu yeni tanistirilan jimnastik hareketleri ile ilgili olarak duruma son derece duygusal yaklasti . ve bu resmi aciklama oldugu icin, yeni yaratilan bu hareketlerinin sadece izlenmesi icin degil ayni zamanda saygi duyulmasi ve kabul edilmesi icin de uzun bir sure ugrasmalari gerekti.

    1970'de, sovyet ulusal sampiyonasini sekizinci olarak, atlama beygirinde (bkz: vault) ise ilk altin madalyasini kazanmistir. daha sonra juri olga'yi tek izlemek istedi ve ondan yeni hareketlerini gostermesini istedi. juri cok etkilendi ve pek cok sakatlik ve hastalik sorununa ragmen 1971'deki sovyet ulusal sampiyonasinda bu defa dorduncu oldu. ayni yil bu defa da kendisi sporlarin ustasi (master of sports) odulunu kazandi. bundan sonraki iki hedefi; ilk olarak ortaokulu bitirmek ve 1972 munih olimpiyatlarinda altin madalya kazanmakti.

    ortaokulu bitirdi ve arkasindan olimpiyatlara gitti. surekli yuzunde olan masum gulumsemesi, teknik olarak mukemmel yaptigi essiz hareketleri ile orda basta juri olmak uzere herkesi kendine hayran birakti. yaptigi pek cok hareket bugun bile kopyalanamamis, ustune baska bir hareket cikartilmamis, yapilmasi zor hareketler. olga olimpiyatlarda uc altin madalya, abc tarafindan verilen "yilin atleti" odulu ve kalbini fethettigi binlerce hayran sahibi olarak dondu..
    ulkesine dondugunde, "spor ustesi onur odulu"nu simdiye kadar verilmis en genc sporcu olarak aldi. bu arada o siralar soguk savas dolayisi ile dusmanlari olan abd'den bile hayran mektuplari almaya baslamisti.
    1973 yilinda bbc yasadigi yer grodno'ya onunla ilgili, onun bir gununu anlatan bir saatlik belgesel yapmaya geldi. bu belgesel ile insanlar onun, normal ve siradan genc bir kadin oldugunu gordukleri gibi; zekasini, canliligini, kararliligini ve olagan ustulugunu de gormus oldular.
    mart 1973'de sagligi iyice duzelince, sovyet kadin jimnastik takimi ile abd'ye ture gitti. olga orda yildiz gibi karsilandiginda "sicak bir ortam bekledim elbette ama bu kadar da degil" diyerek bu durumdan rahatsiz oldugunu ve kendisini bir yildiz gibi gormedigini soyledi ve bu durumu los angeles'da hayranlari ile karsilasinca "kendimi bir star gibi gormuyorum"diyerek iyice vurguladi.
    ayni tur esnasinda new york'ta iki adet daha "yilin atleti" odulunu, odulleri arasina katti.
    1974 yilinda bulgaristan verna'da bes madalya kazandi.
    1977'de olga jimnastikten emekliye ayrildi ve bayaz rusya kadin jimnastik takiminin bas antrenoru oldu.
    1979'da tek cocugu richard dogdu.
    1981'de ailesi ile beraber abd'ye tasindilar. orda kendine ait bir spor studyosu olan korbut jimnastik dersleri vererek, halen jimnastik ile beraber yasiyor."

    http://www.olgakorbut.com/biogr.htm adresinden ceviridir.
    copy-paste degildir, alin teridir...

  • erdoğan'ın tehdit edilmesi erdoğan'a yarar.

    çomarın aklı tek yönlüdür. israil, erdoğan'a dostça yaklaşıyor, demek ki erdoğan güçlü, yaşa erdoğan... israil, erdoğan'a posta koyuyor, demek ki erdoğan'dan korkuyor, yaşa erdoğan...

  • kedilerin bazen duvara belirli bir noktaya manyak manyak dakikalarca bakmasına şahit olmuşsunuzdur herhalde. ben bu durumu kedilerin duyularının çılgın hassasiyetine verdim hep. minik bir sineğin sesi ve hareketini bile yakalayabilen psikopat canlılar ne de olsa. ancak bundan 2 yıl önce tecrübe ettiğim bir olay yüzünden hala duvara bakan bir kedi gördüğümde asabım bozuluyor.

    ankara'da abidinpaşa kurucu sokakta dedemin evinde dedem ve anneannemin vefatı sonrası teyzem yaşıyor. yalnız bir kadın ve bir kedisi var. bundan yaklaşık 2 yıl önce ankara'daki bir işim dolayısıyla kendisinde kaldım. şansıma o akşam da apartmandan bir komşu bebeği ile teyzeme laklaka gelmiş durumda. hoş geldin beş gittin sonrası misafirliğe gelen kadın bir ara "abla ya valla size gelince bizim emir dut yemiş bülbüle dönüyor ne ağlıyor ne de huysuzluk yapıyor senden hiç çıkmayalım biz hahahahia" şeklinde bir serzenişte bulundu. benim de dikkatimi çekti 1 yaşında sayılırdı heralde çocuk emekliyor filan ama bayaa biblo gibi acayip sakin, teyzemin kedisi de sakin bi canlı ve onun çevresinde dolanıyor filan... önemsemedim, göz ucuyla baktım hakkat dedim ve konudan koptum...

    neyse efendim uzatmayayım, kadın bir ara teyzeme yaptığı yeni örgülerden filan bahsetti göstercem sana filan dedi. tam getireyim ben abla da bir bak dedikten sonra, teyzem "yok getirmekle uğraşma birlikte gidip bir bakalım" dedi. yok olmaz molmaz derken bu ikisi kalktı arkadaşlar. emir veletini almadılar 2 dakikaya geleceğiz deyip.

    çocuklardan pek hazzetmeyen ben kaldım bir kedi ve çocukla yapayalnız. ben televizyona bakarken kediden çok sakin ve kısa miyav sesi gelmesiyle birlikte yerde oyuncakları ile oynayan velet ve kedi bir anda senkron bir şekilde hareket haline geçtiler. hareket hali dediysem velet emeklemeye başladı kedi de onun yanında ve bu ikisi salonun koridora açılan kapsının önüne gelip durdular. abi durdular diyorum ama ikisi de aynı anda durup aynı açı ile duvarın tavanla birleştiği yere bakmaya başladılar. bak hala asabım bozuluyor. noluyor lan diyerek yerimden kalktım ve ben de salak gibi aynı noktaya bakmaya başladım ama hiç bir şey yok... içten içe bir tırsma geldi bana hisediyorum ama bayaa durumla dalga geçiyorum... ben aldım çocuğu oyuncaklarının önüne bıraktım... bu neyse oynuyor filan... kedi tekrar geldi yanına veletin tekrar aynı sesi çıkardı ve bunlar yine senkron halde bu sefer teyzemin yatak odasına açılan kapıya hareketlendiler ve kapı girişinde durup içeride yatağın üst tarafına bakmaya başladılar.

    ben o esnada olanlara anlam vermeye çalışırken flashback etkisi nedir onu ciddi anlamda yaşadım. dedem kapı girişindeki holde kalp krizi geçirerek 1982 yılında vefat etti. anneannem de 1992'de o yatak odasında vefat etti. ben bu iki olayı ve az önce yaşadığım garip durumu birleştirip yok ya uyduruyorum ben mantık çerçevesinde düşün düşün derken, o suskun sakin velet yatak odasına bakarken bir anda gülmeye başladı. o an benim sıçtığım andır işte... çünkü anneannem son yıllarında yürüyemiyordu ve yattağından komik yüz hareketleri yaparak hep beni güldürürdü. nur içinde yatsın... tam telefonla teyzemi arayacakken teyzemle komşusu hahahihi dış kapıyı açıp içeri girdiler, onlar içeri giriş yaparken velet salonun ortasına gelmişti kedi de saçma salak yalanıyordu...

    tüm bu olaylar 5 dakika içinde oldu. ben ne teyzeme ne kadına yaşadıklarımı anlatabildim. o gece uyuyabildim mi? nah uyudum...

  • başlık: biyoloji dersinde kıza verdiğim ayar

    beyler mezunum dersanedeyiz geçen gün ders biyoloji sınıfta takılıyoruz hoca kan gruplarını işliyor. konu açıldı mal mal herkese sorucaklar kan grubun diye ilk ben söyledim a pozitif diye yan sıradaki kız atladı sokaktaki kediyi köpeği kessen a pozitif akar çok var filan diyor dıbına koyyim ne bileyim köpek möpek diyince ben bi sinirlendim nedense :d işte sıra buna geldi söylemeden ben tahmin edebilir miyim dedim. senin kan grubun kesin 0 dır dedim.aaa nasıl bildin diye sordu.'zor olmadı' dedim, 'genel vericiyi her yerde tanırım.' appiahın gol sevincini taklit ederek tribünlere koştum...

  • neden erkek atacak ki illa?

    yeri gelir atar. atmaz demiyorum ama adamın ağzına sıçıyosunuz sonra.

    neden insanlar ilgilerini saklıyor zaten bunu da anlamış değilim?

    herkes açık açık konuşsa bunların hiç biri olmayacak.

    hoşlanan hoşlandığını söylesin. ilgi duymayanda boşuna oyalamasın.

    edit: hoşlanılan erkeğin diye okumuşum ama buna da uydu yazdıklarım.

    özet olarak: ağzımıza sıçıyosunuz sonra.

  • "o kız farklı".

    değil abi. o kız farklı değil. sadece, öyle düşünmek senin hoşuna gidiyor o kadar.