hesabın var mı? giriş yap

  • kendi arabasıdır, en doğrusunu kendi bilir. bozuluyorsanız ya da sigarasız duramam diyorsanız arabasına binmezsiniz olur biter.
    kimse sizin dumanınızı da tribinizi de çekmek zorunda değil.

  • 13 yıl oldu tanışalı, bu kadar zamandır kafa dengiyiz.
    evlendik, çoluk çocuk yaptık, yaş oldu 31. hala kafa dengiyiz.
    arada tartışıyoruz falan da iki insanın birbirini bu kadar iyi anlaması, tanıması, birlikte güzel vakit geçirebilmesi, birlikte yapılan her şeyden keyif alması, sıkılmaması çok çok güzel bir şey.

    evleniyorsanız bu sebepten evlenin. bir türlü anlaşamadığınız, evli değilken bile birlikte vakit geçirmekten hoşlanmadığınız insanlarla evlenmeyin. zevkleriniz benzer olsun.
    evliliğinin ilk gününden beri ayrı odalarda tv izleyen insanlar tanıyorum, on senelik falan evliler. televizyon bu ya, ne kadar önemli bir şey olabilir içinde.

    sizi mutlu eden şeyler o yanınızdayken sizi daha çok mutlu etsin. onsuz eksik hissedin her zaman. eksikliğini hissetmediğiniz, basit bir şeyi bile paylaşma ihtiyacı duymadığınız biriyle evlenmeyin. bağımlı değil, bağlı olduğunuz biriyle evlenin.

    kafa dengi biriyle yapılan evlilik güzeldir. siz de öyle birini bulun. yoksa evlenmeyin.

  • geldiğinden beri yıldırım demirören'in pisliğini temizliyor.
    borçlarla başladı, statla devam ediyor, en son dün de liverpool meselesini halletti.

    yıllar sonra editi: ellerim kırılaydı da şunu yazmayaydım. efsane başladı, kestane bitirdi. beşiktaş tarihinde süleyman seba gibi yâd edilme şansını kendi elleri ile itti.

  • hep mülayim insanlara denk geleceğini sanan motorcunun hazin sonu isimli çalışma.

    edit: insanın olduğu yerde hata da hep olacaktır. trafikte de hata yapılabilir. kendi adıma "oh olsun" demiyorum ama şu motorcular, ayna kırıp kaçma huylarından bir vazgeçsinler artık.

    edit: imla, teşekkürler @xir ker.

  • haydar:
    "sıfır bir değer değildir. bir sayı bile degildir. ancak başka bir sayının yanına gelince değer yaratır, tıpkı sevda gibi. sevdanın da tek başına değeri yok. ille de biri olmalı. sıfır ne kadar çoksa sayı o kadar çoğalır. sevda ne kadar çoksa insan o kadar çoğalır, büyür.

    biri dese ki, "sevdamı al, kendine ekle, bir ömür ile çarp, sonra sonsuza eşitle". yine değeri sıfır mı olur senin için?"

    evet (bkz: yedi numara)

  • en kolayı aynı cümlenin olumsuz halini söylemek.

    must'ta "mamalı" anlamı olur, have to'da "zorunda değil" anlamı olur.

    örnek:
    you must fill this form: bu formu doldurmalısın.
    you have to fill this form: bu formu doldurmalı/doldurmak zorundasın.

    olumsuz:

    you mustn't fill this form: bu formu doldurmamalısın.
    you don't have to fill this form: bu formu doldurmak zorunda değilsin.

    görüldüğü üzere olumluda anlamlar birbirine çok yakınken olumsuzda anlam farkı ciddi boyutlara geliyor. ayrımı bence en güzel bu şekilde yapılabilir.

    20 senedir ingilizceyle haşır neşirim ve şunu söyleyrbilirim ki must ile have to arasındaki en bariz süzgeç bu.