ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
üç camili ve 53 mescitli üniversite
-
daha 3 ay önce, iktisadi ve idari bilimler fakültesi'nde kablosuz internet olmayan, kablolu internetin bağlı olduğu tek bilgisayarın da bir takım aksaklıklar yüzünden internete giremediği üniversite.
yerler filan hep parlak granit ama, valilik binası gibi.
(bkz: türkiye)
nepo baby
-
tanim : ana-babasinin ünü ve baglantilari sayesinde hayat merdivenini hicbir emek vermeden tirmanan cocuklar icin kullanilan sozcuk.
ayrintili haber icin : https://www.diken.com.tr/…-dort-soruda-nepo-bebegi/
sjw'ler sonunda onlari hakli bulacagim bir kavram yakaladilar. yuruyun sjw'ler, ben de yaninizdayim.
emekliyim perişanım oyum ak partiye
-
valla ata'm sana hayranlığım her gün biraz daha artıyor. bu halkla 7 düvele karşı vallahi büyük adammışsın. nur içinde yat.
emrah serbes
-
kendi halinde olmak isteyen adamın instagram'da işi ne? hahah "kendi halime bırakın beni bakın bunlar jilet yaralarım, (kına da var bak) müslüm, ferdi falan varoşları bilirim ben falan hadi şimdi kendi halime bırakın"
millet de bunları bi şey sanıyor işte.
tanım: ergenlerin sevgilisi, ergenlerin okuduğu, kalemi zayıf edebiyatçı.
türk ekonomisinin 17. sıradan 18. sıraya düşmesi
-
"17'den 18'e düşmemiş, bu nasıl mantık. 17'den 18'e yükselmiştir. matematikte bilmiyor bunlar yahu." diye algıyı değiştirilecektir yiğit bulut, vb tarafından. sizce buna kimse inanır mı? bence inananlar çıkar.
neden köpekleri severken inekleri yeriz
-
umarım bu soruyu soranların niyetleri doğru okunur ve "her ikisini de yiyelim direkt?" noktasına gitmez iş.
bugün metrobüste yanıma oturan lacivert saçlı kız
-
(bkz: aaa bu benim lan)
ben de sabahtan beri metrobüste yanıma oturan beyefendiyi arayıp durdum. gel beni al lan.
(bkz: al beni lan)
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
öğrencilik zamanları… izmir'de bir otobüse binersin, otobüste fazla insan yoktur. kentkartı basarsın ve "bakiyeniz yetersiz" diye acı bir ses duyarsın. otobüsten inip de yükleyecek paran yoktur aslında cebinde yada birinden isteyecek yüz de yoktur belki de... ama gitmen gereken bir yer vardır sonuçta. sonra şoför öğrenci olduğunu ve bir şeylerin ters gittiğini üç saniye içinde anlar. "-tamam, tamam geç hadi" der. geçer ve yerine oturursun. ama bu olaydan sonra şimdi bile bakiyesi yetersiz birini görünce o gün aklıma gelir uzatırım kentkartımı insanlara, para falanda almam.
arka sokaklar s07e01
steam
-
sırf kadınların alışveriş deliliğini anlayalım diye kurulmuş bir oluşum bence steam. hani dersiniz ya sevgilinize veya eşinize "yahu dolapta daha giymediğin dolu kıyafet var neden birde bunu aldın ki?"
heh işte... şimdi anlıyor musunuz olayı?
filmlerde geçen hayali şirket isimleri
-
(bkz: banker bilo)
little ashes
-
salvador dali'ye resimleri ve görünüşüne bakıp da; "deli, egzantirik bir kişi işte" diyip geçerek o mükemmel sürrealist çizgilerin altındaki isyanı anlayamayanların mutlaka seyretmesi gereken film. aynı cinsiyetteki bir ruh eşinin varlığının yarattığı ikilem, bu çekime karşı koymanın verdiği acı, çeşit çeşit maskelerle geçirilmiş bir hayat.. insanın, robert pattinson'dan soğumak bir yana; oluşturduğu karaktere verdiği ruh ve canlılıktan dolayı onu daha da çok takdir etmekten başka bir şey gelmiyor içinden.
--- spoiler ---
if i'm going to be anything more than average, if anyone is going to remember me, then i need to go further, in art, in life, in everything!
--- spoiler ---
ilk buluşmada masaya iphone 6 koyan erkek
-
sizin iphone'u kafanızda fazla büyüttüğünüzü gösterir. ne yapsın, üstüne mi otursun?
suriye'ye çocukları ölüme mi göndereceksiniz
-
1- suriye'de artık savaş yok.
2- türkiye kendi eğitimli/okumuş çocuklarını başka ülkelere kuryelik, kasiyerlik yapmaya gönderirken artık savaş bile olmayan bir ülkenin çocuklarını düşünmek abesle iştigalden başka bir şey değil.