ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ışid ile aramızda 360 derece fark var
-
"halkım açı bilmiyordur, hem ben de bu fırsatla yalan söylememiş olayım" demiş olabilir kendileri.
hapishane tuvaletinde silah bulan mahkum
-
ahmet kaya'nın zamanında helada unuttuğu tabancayı bulan mahkumdur.
şimdi taşlar yerine oturdu.
ebru polat'ın cam silmesi
-
full makyaj, fönlü saçlar ve bol dekolte içeren eylemdir.
bir bıkmadınız amk şu milleti salak yerine koymaktan.
bedelli askerlik yapmış biriyle sevgili olan kadın
-
"askerliğini dağda bayırda sırtta 100 kiloluk çanta, elde g3 ile yapmış, savaşmış, kan görmüş" ibaresi ile beni benden almıştır.
işte bu çok televizyon izlemenin zararları.
belgesellerde geçen klasik cümleler
-
bu yavrunun annesini son görüşü. artık kendi başının çaresine bakmalı.
evde hırsız varken yapılması gerekenler
-
birlik olup beraber para aramak en mantıklısı. ya bulunursa.
katil galatasaray taraftarı
-
bende bu kitlenin bir uyesiyim. maci izlemedim. hatta mactan haberim bile yoktu. ısten geldim ve eksi sozlukten katil oldugum bilgisini aldim. az sonra karakola gidip teslim olacagim.
korsan içerik indirip ak parti'ye hırsız demek
-
(bkz: oo beyin alırım bi dal)
adam ciddi ciddi başbakan da çalmış ama sen de çalıyorsun bağlamış. şu entryi tayyip erdoğan'a okutsa bilmem neredinde çift hatlı otoyol açar lan. sen bana hırsız mı diyorsun diye?
aptallığın en güzel tarafı da bu... hakketen sınırsız lan...
mantığın ciddi ciddi şu lan farkında mısın? başbakan çaldı ama sen de film indirdin. dağılabiliriz o zaman.
(bkz: şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler)
farklı olmak
-
yan yana dizilmiş onlarca koşu bandı. hepsinin üzerinde birbiriyle yarışan ama aynı yerde duran kadınlar. aynı numara saç boyası, aynı marka ayakkabı, aynı kesim eşofman altı. hepsinin önünde aynı mp3 çalar, hepsi aynı şarkıyı çalar: "bu mp3 çalar değil, ipod!", "bu farklı".
dolaplarda, pardon locker'larda aynı eşyalar. aynı çantaların içinde aynı cep telefonları. asla kullanılmayan yüzlerce fonksiyonu olan, aynı melodiyle çalan oyuncaklar. sahip olmak için aynı insanlarla aynı kuyruğa girilen, "farklı" telefon.
menüleri birbirinden farklı, masaya konan yemek birbirinin aynı yüzlerce "farklı" cafe. aynı salatayı yiyen, aynı saç modeline sahip yüzlerce insan. adı farklı, huyu suyu, saçı sakalı aynı erkekler hakkında aynı dertleri yanan; isimleri farklı birbirinin aynı kadınlar. aynı diziyi izleyip, aynı şarkıyı dinleyip farklı olduğunu hisseden; buna rağmen kendini iyi hissetmeyen farklı kadınlar.
herkesinkinden farklı gördüğü çocuğunu, herkesin göndermek için can attığı aynı okulda okutabilmek için çırpınan; kendisi yemeyen, çocuğunu herkesle aynı fast food zincirinde yediren; kendisi giymeyen, çocuğuna herkesle aynı kıyafeti alan aileler.
aynı gün, aynı saatte, aynı kıyafetlerle aynı işin başına koşan, ve o işi yaptığı için "farklı" olduğunu düşünen aynı servisin yolcuları. aynı marka monitör ve klavyelerin başında, aynı mouse'ı oradan oraya döndürüp tüketilen aynı gençlik.
aynı farklı insanlarda; aynı stres, aynı bunalım aynı depresyon. ve tüm bunları ortadan kaldırması için gidilen aynı doktor, yutulan aynı kimyasal leblebi.
aynı malzemeyle yapılmış, birbirinin aynı bloklardan oluşan siteler. aynı mimari, aynı mutfak, aynı salon. aynı ebeveyn banyosunun aynı kabına sıçıp, kendini "farklı" hisseden binlerce insan.
içiniz rahat olsun,
hepiniz farklısınız.
tabu diyalogları
-
iki sevgili olan arkadaştan, kız olan evliliki anlatmaktadır, oglan arkadas bulmaya calismakta, soyle bir diyalog gecmistir.
kız : biz simdi napıyoruz?
ogl : cikiyoruz
k : ilerde ne yapıcaz?
e : cikicaz
k : daha ilerde ne yapıcaz?
e : cikmaya devam edicez...
k : ama daha da ilerde diyorum.
e : bana o sözü söyletemezsin..
genç kızların yeni rüyası antakyalı erkekler
-
yarıldığım bir sabah gazetesi haberi. hiç bu kadar aşağılanmamıştım.
not: antakyalıyım.
edit: "karımın, tabii lan manyak mısın şeklinde yorum yaptığı haber. bunu da yazıver elin değmişken" dedi.
yakalandık.