hesabın var mı? giriş yap

  • eşinin yanında arkasından vurularak öldürülen sehit astsubay necdet aydoğdu'nun eşi esra aydoğdu'nun düşük yapması ile vuku bulan elim, kahreden hadise. kaynak

    --- spoiler ---

    diyarbakır'da maskeli 2 kişinin silahlı saldırısında başından vurularak hayatını kaybeden astsubay üstçavuş necdet aydoğdu'nun eşi esra aydoğdu, karnındaki bebeğini üzüntüden kaybetti.
    --- spoiler ---

    sonra bebek katili deyince kızıyorsunuz, şerefsizler.

  • kucuk olcekli tipik turk esnafidir. alisverise gitmissinizdir ve misal kazak alacaksinizdir. kazagi denersiniz, hosunuza gider ve almaya karar verirsiniz. ancak hemen hemen her turk insani gibi pazarlik yapacaksinizdir dukkan sahibiyle etiket fiyati uzerinden indirim yaptirabilmek icin. olaylar gelisir;

    siz: "bu kazak guzelmis? etiket fiyati uzerinden ne kadarlik bir indirim yapabilirsiniz?"
    esnaf: "valla, biz, bize gelis fiyatiyla satiyoruz bu kazagi" (ic sesiniz: at yalani .... inanani seklindedir)
    siz: "olur mu ya? bu cok pahali. alaman ben bu kazagi bu fiyatiyla. yapin artik bir indirim (israrlar, israrlar, israrlar)."
    esnaf: (imana gelir) "tamam o zaman bakalim ne yapabiliriz" der

    ve hastasi oldugum surec baslar. esnaf, masasinin ustunde duran devase hesap makinesini (devasa hakikatten, boyle kafam kadar, devasa olmasina devasa ancak ironik bir sekilde ancak dort islem yapabiliyor) alir ve diffirential equation cozermis edasiyla bir o tusa bir bu tusa pasar. derin dusunur. ve

    esnaf: "valla en son bu olur, daha azi bizi kurtarmaz" der ve hesap makinesinde cikan sayiyi size gosterir. (ic sesiniz: hani lan size gelis fiyati buydu? seklindedir ve hala inanmazsiniz o kadar cok tusa basip bu sayiyi bulmasina)
    siz: "tamam o zaman aliyorum" der, odemenizi yapar ve iyi gunler dileyerek dukkandan ayrilirsiniz. esnaf ise bir sonraki musterinin gelmesini ve bu baglamda bir sonraki hesap makinesini kullanimini dort gozle beklemeye koyulur.

  • kadınmerkezcilik ya da ginosentrizm kişinin dünya görüşünün oluştururken bilinçli veya bilinçsiz olarak kadının ilgi, çıkar ve bakış açısını merkeze yerleştiren, bütün değerlendirmeleri kadın merkezli olarak yapan yaklaşım.

    feminist veya meriç olmasanız bile bilinçaltınızı etkileyen bir durum.

    toplumun ve medyanın kadınları yardıma muhtaç kedi yavruları gibi lanse etmesi de bu durumu körüklüyor.

    toplumda en çok değer gören canlılar kadınlar, çocuklar ve hayvanlardır.
    erkekler değer görmez. cinsiyet rolleri yüzünden "güçlü" olarak varsayılır, ve kendi başının çaresine baksın denilir.

    eğer ki güçlü bir erkek değilseniz, soft bir erkekseniz yaşadığınız sorunlar toplum tarafından umursanmayacak ve kendi başınıza mücadele vermek zorunda kalacaksınız

  • olmasi gereken cocugun ailesinin mahcup olup ödemeyi teklif etmesiydi. tv sahibi de olur mu öyle sey deyip reddetse de ailenin israrci olup ödemesi gerekirdi. prosedür böyle isler. eger cocugun ailesinden hicbir reaksiyon gelmedi ise ayıp etmiş ve bu yüzden tv sahibinin bunu istemesi bence normal.

  • napolyon'un gizli polis şefi ve güvenlik bakanı joseph fouche ile bismarck'ın baş ajanı wilhelm stieber gibi her durumu kendi lehine çevirmek için çabalayan, nefret edilesi bir karaktere sahip fbi başkanı.

    bu konuda az bilinen bir örnek vermeden önce ilginç bir bilgi paylaşayım; bu herkesi fişleyen, haklarında şantaj dosyası hazırlayan büyük biraderimizin atom bombası üretmeyi amaçlayan manhattan projesi'nden haberi yokmuş. izledikleri bir nkvd ajanı, suçüstü yakalanıp fbi tarafından sorguya alınınca nükleer sırlar peşinde olduğu görülmüş ve bu vesileyle hoover ve fbi'ın atom bombası girişimlerinden haberi olmuş. zaten venona belgeleri gösteriyor ki; klaus fuchs gibi atom casuslarının başarılı faaliyetleri sayesinde stalin bile abd'nin atom bombası çalışmaları konusunda neredeyse abd'li yetkililer kadar bilgi sahibiymiş.

    2. dünya savaşı sırasında japonlar'ın gerçekleştirdği pearl harbor baskınının ardından abd ve almanya karşılıklı olarak birbirlerine savaş ilan edince abwehr şefi ünlü amiral wilhelm canaris düşman ülke topraklarında bir dizi strajetik askeri ve endüstriyel tesisi hedef alarak abd halkının savaşma gücünü ve moralini azaltmayı amaçlayan bir sabotaj planı oluşturuyor. ira'nın ingilizler'e karşı yaptıkları sabotajlardan esinlenen, walter kappe önderliğindeki bu plana görünüşte philedelphia'ya bağlı germantown'da bir öğretmen ve saygın bir lüteriyen olarak yaşamını sürdüren ama esasen alman vatandaşlarını gizlice abd'ye yerleştirmekle görevli olan francis pastorius'un adı veriliyor.

    plana göre; 8 kişilik bir nazi ajan timi, öncelikle berlin kırsalında amerikan yaşam tarzına uygun bir şekilde hazırlanmış bir kasabada hem abd'deki gündelik hayata uyum sağlamayı öğrenecekler (bu arada ekipten 2 kişi zaten 10 küsür yıldır amerika'da yaşıyordu, hatta restoranlarda bulaşıkçılık yapmaktan amerikan ulusal muhafızlarına katılmaya kadar çeşitli tecrübeler edinmişlerdi ve bu iş için özel olarak berlin'e geri çağrılmışlardı.) hem de ingilizce ve aksan pratiği yapacaklardı. daha sonra da denizaltılarla gizlice amerikan topraklarına bırakılarak aralarında tren istasyonları, köprüler, hidroelektrik santralleri ve askeri tesislerin bulunduğu hedeflere sabotaj düzenleyeceklerdi. yine ingilizler'e cephane tedarik eden amerikan fabrikalarına sabotaj yapacak irlandalılar'la da ortak hareket edilecekti.

    ilk saldırı grubunun iki elemanı new york'ta long island kıyılarına bırakıldıktan sonra washington'a geçip fbi'la temasa geçerek teslim oldular. ikinci grup ise başarılı bir şekilde chicago'ya ulaşıp oradan ohio, illinois ve cincinnati'deki görev bölgelerine ulaşmayı başardılar.

    teslim olan ernst burger ve george dasch yanlarında operasyon için getirdikleri 84 bin doları da yetkililere vererek her şeyi anlattılar. işbirliği yapan bu iki nazi ajanı ile görüşen hoover onlara sabotaj timinin tamamını elevermeleri karşılığında önce koruyucu gözaltı ve ortalık yatışınca da serbest bırakılma sözü verdi. ajanların ifadelerinden yola çıkılarak diğer sabotajcılar da birer birer yakalandı.

    bu noktada hoover puştluğunu yaptı ve serbest bırakılmayı bekleyen iki nazi ajanına hayatının kazığını attı. ertesi gün gazeteler iki nazi hainin yakalandığını haber verirken bu ikilinin fotoğraflarını paylaşıp onları sözümona suçüstü yakalayan hoover'a övgüler düzüyordu.

    ikili diğer sabotajcılarla birlikte yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. ancak son anda hoover'dan ve yöntemlerinden haz etmeyen başkan roosevelt'in ikilinin dosyasına tekrar göz atılmasını istemesi ve ikilinin esasen kendi istekleriyle teslim olup gönüllü işbirliği yaptıklarını öğrenmesi üzerine idam cezaları iptal edildi. 6 arkadaşları elektrikli sandalye ile idam edilen ikili daha sonra harry s. truman dönemi'nde batı almanya'ya sınırdışı edildiler.

    görüldüğü üzere; hoover kendi ikbali ve itibarı için iki insanın haksız yere idam edilmesine göz yumabilecek böyle de şerefsiz bir şahsiyet.

    meraklısı için de belirtmiş olayım; abd'li yazar david alan johson'ın ''betrayal'' adlı kitabı, bu olayı ve hoover'ın puştluğunu konu alıyor.

  • uzaktan bir akrabamız merkel'in danışmanlarından birinin şoförü. ve merkel şunu söylüyor adamın dediğine göre; " 3. köprü, 3. havalimanı derken bu türkler iyice dünya devi oldular. borla çalışan araba da yapılırsa nalları dikeriz. o yüzden derhal mucidinin işini bitirin, bu arada tayyip choq tatlıı <3 "

    ben bizim akrabanın yalancısıyım.

  • istediği hakkı istediği yerde arar. fakat bulamaz. bahsi geçen ülkede önce insan güvenliği geldiğinden, havuza beden ağırlığını arttıracak kıyafetlerle girilmesi boğulma riski taşıdığından yasaktır.

  • "vasattan farklı, çekici***, karizmatik bir tipe sahip olarak doğmak."

    evet bu rehberin ilk kuralı bu bence. zira;
    *berkcan selam vermez "cool çocuk" olur, babür selam vermez "odun" sayılır.
    *pelin kimseyle samimi olmaz "cool kız" olur, ayşe kimseyle samimi olmaz "asosyal" sayılır.
    *selin erkeklere yüz vermez ya da hiç vermez "cool hatun" olur, fatma erkeklere yüz vermez "sorunlu" olur.
    *bora etrafa küçümseyici bakışlar atar "cool adam" olur, mahmut öyle baksa "gıcık, uyuz" sayılır.
    *koray bir köşeye çekilip çevreyi süzer "cool çocuk" olur, necati böyle yapınca "depresyonda" sanılır.
    yalan mı?!