hesabın var mı? giriş yap

  • cehaleti övmek için fırsat kollanan başlık.
    aşıyı vurulanlar olarak "öldük" diyelim de çiftetellisini oynayıp rahatlasın soytarılar. yoksa bitmez bu geyik.

  • karadeniz’in bi ilçesinde okul müdürü olarak görev yapıyordum. aynı okul bahçesinde iki okuluz. ilkokul ve ortaokul aynı bahçeyi kullanıyor fakat müdürlükler ders giriş çıkış saatleri vs farklı.

    yıl 2017 ya da 2016 sonları. hava inanılmaz rüzgarlı. öğretmen arkadaşlar dersteyken gruba mesaj atma gereği duyuyorum tenefüste öğrenciler dışarı çıkmayacak çok rüzgar var diye. ağaç kopar dal uçar ne bileyim evlerdeki çatılardan biri sökülür tedbiren yani.

    gruba mesajı attıktan sonra odamın camını açıp sigara yakıyorum. nöbetçi şurda durur ben şurda dururum falan. o sırada bizim binanın köşesinde oynayan çocukları görüyorum. 10-15 çocuk derste olmaları lazım ama öğretmen falan da yok başında serbest etkinlik saati dedikleri saatlerden. çocukların başında niye öğretmen yok diye sinirleniyorum nedensiz yere. ilk kez bas bas bağırıyorum çocuklara okulda fiziki olan bir sınır varmışcasına bahçeyi bölen gidin kendi tarafınıza oynayın diye bağırıyorum. normalde okula girerken paçama yapışan el kadar bebeler korkuyla kaçıyorlar kendi okullarına doğru. ulan niye bu kadar çok bağırdın hayvan herif diye kendi kendime dellenirken gözümün önünden beyaz bi sütün geçiyor. yere düşmesiyle birlikte paramparça olup okulun duvarlarına çocukların oynadığı alana kadar yayılıyor.

    gerizekalı müteahhit bozuntuları tükürük kadar yapıştırıcı ile okulun çatı sırtını mermer döşemiş. 50x100 ebatlarında mermer bi blok şiddetli rüzgarda uçup okulun bahçesine düşüyor. kopan mermer parçalarına baktığımda şunu gördüm bahçede öğrenci olsa bileklerinde kopartırdı. öyle büyük öyle keskin. 5 kat yükseklikten yere çakıldığı an gitmiyor gözümün önünden. sebepsiz yere çocuklara bağırmam da.

    akabinde hizmetli ile birlikte belimize urganları bağlayıp çatıya çıktık o bir tarafı ben bir tarafı hemen hemen hepsi kopmak üzere olan 2011 yapımı sözde yeni okulun çatıya yapılmış mermer sırtlıklarını söktük.

    not: okul bu sene depreme karşı dayanıksız diye yıkıldı. 9 yıllık okul binasının yıkılması hakkında kimse soruşturma geçirmedi kimse ceza almadı.

  • güzelim arap alfabesini araplar okumuş da uzaya mı çıkmış? ileri derecede art niyet içeren bir açıklama.

  • turuncu ekranından aldığım keyif bambaşkaydı. ama asıl konu hoparlörleriydi bence.

    telefon çalmadan önce televizyon, radyo vb şeyler öter ya dıdıdıt. bu telefonun kendisi öterdi ufak frekansta.
    sese alışık olduğumdan 2 saniye evvelinden "aha telefon çalacak! " dediğimde arkadaşlarım şaşırırdı.

    hoparlörden öyle ses çıkardı ki yüzünüze tuttuğunuzda gelen havayı hissederdiniz. zottoro zottoro öterdi.

    anneannemlere gidince memlekete, çalışacak mı bir deneyeyim.

  • tv8'in amiral gemisi ve en çok para kazandıran programı survivor 19 ocak itibari ile reyting listesinde ilk 10'a giremedi. masterchefle büyük bir hezimet yaşayan acun bu kez survivordan da istediği reytingi alamamış görünüyor. 2023 türkiye için büyük bir değişime sahne olacak gibi.

    edit: mesaj kutum kırıldığına göre, izlemeyenler geçen yılın finalini protesto ediyormuş.

    edit2: yok prime time değildi ondan böyle diyenlere, 16 ocak'ta 7. olmuş. 17 ocak'ta 5. acun'un formatları azalarak bitti kabul edin artık.

  • bugun japon kirtasiye malzemeleri satan bir dukkana girip 3 buyuk japon markanin basat kalemlerini denedim. pilot, sailor ve platinum.

    platinum: 3776 modelini denedim. diger kalemlere de baktigimda en az vakit gecirdigim kalem oldu. 3 buyuk japon firmasi arasinda hem uc, hem kalem kalitesi olarak en geride buldugum marka.

    pilot: custom heritage ve falcon modellerine baktim. genel olarak hem iscilik, hem malzeme, hem uc kalitesi olarak uzmeyecek bir marka oldugunu dusunuyorum. konvertorleri cok kotu ama. bazi modellerde icindeki agitator'dan dolayi kalemi sallayinca takur tukur ses geliyor ve reddit'te murekkep doldurma konusunda ciddi sikintilar oldugu soyleniyor.

    sailor: pro gear ve 1911 modellerine baktim. uc olarak tartismasiz en guzel uclari uretiyor. hatta 21 karatlik ucu gercekten su ana kadar kullandigim kalemler arasinda en etkileyicisiydi. ancak kalemlerin geri kalani iscilik olarak cok basarili degil. ornegin kapagin tepesindeki sailor logosu, ve yine kapaktaki sailor 1911 yazisi $350'lik bir kaleme yakismayacak bir iscilikteydi.

    japon kalem markalari $200 seviyesinden baslayarak fiyat-performans anlaminda basarili kalemler sunuyor. $200-300 dolara alabileceginiz en basarili kalemler olduklarini dusunuyorum. sailor pro gear, 1911 ile pilot custom heritage ve pilot falcon modellerini begendim.

    sonuc olarak sailor pro gear siparisi gectim merak edenler icin. cunku ucu ve tasarimi en tatmin eden o oldu.

    edit: entry okunuyor biraz daha detay vereyim. 1911 cigar shape sevmedigim icin almadim. pilot falcon yumusak bir uca sahip oldugu icin ileride muhtemelen koleksiyonuma katacagim bir kalem. (yumusak uclar bastirarak yazinca daha kalin iz birakan uclar.) pilot'un yerine sailor'da karar kilmamin nedeni de pilot'un konvertoru ve sailor'un ucu oldu.

    edit2: sailor pro gear geldi. kalem ufak tasarim degisikliklerine gitmis. ucun tasarimini degistirip logolari da adam etmisler. boylece daha da iyi bir hale gelmis kalem. ucu harikulade.

  • gündüz - iç mekan
    (kahramanımız entry kalabalığını yararak "çekilin ben diş hekimiyim" diyerek giriş yapar)
    tanım: gece ağız soluması vardır...

    görsel

    profesyonel görüşüm, ağız sağlığı olarak insanlar ikiye ayrılır bizler ve yukarıda bahsi geçen others hastalarımı muayene ettikten sonra ağız hijyenini korumaya çalışmış lakin ağzında çok fazla çürük olan hastalarıma hep bunu anlatmışımdır:
    bu dünyada insanlar üçe ayrılır sayı saymasını bilenler ve bilmeyenler...
    yok yok bu dünyada insanlar üçe ayrılır, baş gövde ve ekstremiteler...
    erkekler ikiye ayrılır ve iki takım olup bir topun etrafında koşarlar.
    en kötüsünü yapıcam kaçın: kadınlar ikiye ayrılır, bacaklarında.
    (ikinci uzmanlığım mizahı bırakamayan muzip bir diş hekimiyim... ama konu ciddi):

    ağız sağlığı olarak insanlar ikiye ayılır, gece burnundan soluyanlar -
    1 - gece ağzından soluyanlar.
    2 - gece burnundan soluyanlar; dişlerinin bakımını tek tük yapsalar bile ağız hijyenleri diğerlerine nazaran kat be kat iyidir. çürük sayısı azdır. ara yüz çürüğü yoktur. eksik diş sayısı çok azdır. nasıl anlaşılır, ağız açıldığında damakları düz ise çocukluğundan beri geceleri burnundan soluyordur.

    gece ağzından soluyanlar; işte hayat onlar için zulümdür. hayatları boyunca diş hekimine bağımlıdırlar. ara yüz çürükleri diş kayıplarına kadar sürüklenir. nasıl anlaşılır: en önemlisi derin damak vardır. sabah kalktıklarında boğazları kurudur ve hemen su içme ihtiyacı hissedeler. ağızlarında kesif bir koku vardır (şeker hastası iseler bir de amonyak kokusu eklenir) çocukluk dönemlerinde kbb onlarda bir geniz eti, septum deviasyonu gibi bir teşhiste bulunmuş ama tekrarlayacak diye ameliyatını yapmamıştır. (adamlar direk diş hekimlerine çalışıyorlar) 100% ortodonti gereklidir...
    nasıl anlayacaklar dişleri çapraşıklık - crossbite (çapraz kapanış) falan vardır. çocuklarla yaptığım çalışmalarda:
    https://youtu.be/831a0xkoigm
    bu konuda elimden geleni yapmaya çalıştım. derin damaklı çocukların hepsini kulak burun boğaz doktoruna yönlendirdim ileride çalışmalarımı daha spesifik hale getirip bu çocukların burnundan kaliteli nefes almaları konusunda mücadele ediceğim. klinik olarak bu tip hastalara istanbul'da polikliniğimde elimden geldiğince kolaylık sağlıyor ve diş hekimi korkularını yenmelerini sağlıyordum. (şu aralar hibe projeler üzerine çalışan halk sağlığı diş hekimi benzeri bir görev yapmaktayım)

    çözüm:
    tek kurtuluşları bu çağda riskli tedavilerden kaçınlamaları, post yaptırmamaları, iki yüzlü dolgu yaptırmamaları... altı ayda bir diş hekimine ağız muayenesi yaptırmaları ve diş bakımlarını gerçekleştirmeleri (sabit bir diş hekiminiz olsun) ...
    macunun bir önemi yok önemli olan mekanik temizlik. evet içinde pomza benzeri diş eti epitelini zedeleyecek materyaller olan diş macunu kullananlar eğer dişlerini sert fırçalarsa bu sefer diş etlerinde önemli doku kaybına yol açıyorlar... o yüzden doğru fırçalamak, fırçalamaya kaliteli vakit ayırmak da önemli.

    her gün diş fırçaladığı halde dişi çürüyen insan, sana söyleyecek tek bir şeyim var: "kaderden kaçamazsın"

    çok uzun süredir ağız solunumu yapanların zaten yüz profili de belirgin değişiyor. uzun bir yüze sahip oluyorlar. parmağınla küçük azılar bölgesinin ortasının derinliğine bakabilirsin. daha doğrusu ön dişlerden arkaya doğru bir uçurum gibi gidiyorsa derin damakvardır. hafif bir eğimle uzanıyor ise derin damak değildir. geçmiş olsun. lakin asıl sorunun odağını keşfetmek daha doğru, ağzın açık uyuyup uymadığını biri kontrol etsin derin uykudayken. bu en net keşif olur...

    çok uzun süredir ağız solunumu yapanların zaten yüz profili de belirgin değişiyor. uzun bir yüze sahip oluyorlar. parmağınla küçük azılar bölgesinin ortasının derinliğine bakabilirsin. daha doğrusu ön dişlerden arkaya doğru bir uçurum gibi gidiyorsa derin damak vardır. hafif bir eğimle uzanıyor ise derin damak değildir. geçmiş olsun. lakin asıl sorunun odağını keşfetmek daha doğru, ağzın açık uyuyup uymadığını biri kontrol etsin derin uykudayken. bu en net keşif olur...

    bununla ilgili dünyadaki akademik çalışmaları böyle araştırabilirsiniz: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/…?term=deep hard palate pubmed

    dip not:
    neden iki yüzlü dolgu post gibi tedavileri önermiyorum:
    yukarıda kurtulma şansı zayıf dişlerde tedavi şansı düşük işlemler yaptırmak hem kesenize hem zamanınıza hem de ağrılara neden olacaktır demek istemiştim. bununla ilgili burada bir makale okumuştum, olay belçikada geçiyor: yaşlı hekimler ile genç diş hekimlerini mukayese etmişler. genç diş hekimleri daha titiz, daha temiz ve daha kurallara uyarak tedavi ettikleri, yaşlı hekimler ise tam tersi bir çalışma disiplini olduğunu buna rağmen yaşlı hekimlerin daha başarılı olduklarını görmüşler. makalenin sonuç bölümünde de bunu, gençlerin daha riskli tedaviler uygulamalarına bağlamışlar. okulda sana her türlü tedavi çeşidini öğretirler ve sen onu mezun olunca uygulamak istersin mantığı.