ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eğer kimyasal hadım olmazsan senle flörtleşmem
-
(bkz: ilk hadımı erkekten beklemek)
her gece çadırımıza erkekler geliyordu
-
(bkz: cool story bro)
"bu eylemlerde mala vurmayan, para almayan, içki içirilmeyen tek kişi ben miyim lan ?"
chp'lilerin trt çalışanlarına saldırması
-
faciadan dönülmüş o nası bir gözü dönmüşlüktür yaraabbiii .. haftanın 5 günü taciz tecavüz linç girişimi haberlerini okuduğumuz akkoyunlar bi kadının kağıt bayrakla arabaya vurmasıyla açtığı başlığa bak . malsınız mal
happy tree friends
-
tom'un jerry'i, coyote'nin road runner'ı, silvester'ın tweety'y,i elmer saftirik'in buggs bunny'i yakalayıp öldürmesini isteyen bir neslin büyük ihtimalle bayıldığı, sadistik animasyon serisi.
osmanlıca dersini eleştiren bizans tohumları
macbook air m2
-
avukat olmayanlar için de oldukça kullanışlı olabilen cihaz, ayrıca en güzel yanı, eşiniz de avukat olmadan bu konfordan yararlanabilir.
avukat demiş miydim?
avukat.
selda uskan
-
bir süredir yurtdışında mühendis olarak çalışıyorum. çalıştığım inşaat şirketi dünyada ilk onun arasında anılıyor. çocuk değilim. genç bile sayılmam artık galiba. medyatik olmam meslek icabı ihtiyaç duyduğum bişey değil. kaldı ki kariyerimi türkiye'de de devam ettirmiyorum şu an.
ünlü tanıdıklarım yok. olsaydı da görgüme laf gelir diye bununla övünmezdim herhalde. ya da interneti kullanamasaydım beceriksizliğime laf gelir diye.. iyi okullarda okumuş olmam da övünme kapım olamaz çünkü işimle ilgili ayrıntılar eğitimimle ilgili az çok fikir verir zaten, insanlar aptal değildir, anlayabilirler. aynı evi paylaştığım oğlumun dedesi ile övünmek veya burcumun şahane özelliklerini cv'me eklemek hiç aklıma gelmemişti şimdiye dek. ama burada yemezler onu gibime geliyor. yedirebilene bravo tabi. sonuçta kariyer, kariyerdir diye düşünülüyor herhalde. bana biraz uzak..
fakat terbiyesiz olmamakla övünebilirim. beni yetiştiren, ünlü olmamalarıyla da çok bişey kaybettiklerini düşünmediğim insanlardan aldığım, nacizane, herkese nasip olmadığını düşündüğüm bir insan özelliğidir.
hiç bir mahalle ağzı veya zeka yoksunu yazı, bugüne kadar alnımın teri, bileğimin hakkıyla geldiğim noktayı alaşağı edecek biçimde kendimi kaybettiremez bana. çünkü benim bulunduğum nokta başkalarını ne kadar tanıdığımla değil, kendimi ne kadar tanıdığımla orantılıdır.
yazılabilinecek herşey zaten, benim internet başında olduğum saatlerden çok çok önce girilmiş. fakat tabi insan her olaydan kendine ders çıkarmasını bilmeli. benim çıkardığım ders ise, insan kendi gibi bilirmiş karşısındakini..
küçücük bebeğe kocaman adam adı koymak
-
(bkz: abdurrahman) elini öperim lan öyle bebeğin
yaran facebook durum güncellemeleri
-
hayatımdaki tek ekşın; aniden ayağa kalkınca gözümün kararması
dejavu kebap salonu
-
- garson ben bu adanayı daha önce yememiş miydim?
- hayır efendim ilk kez getiriyorum size..
- hmm..
hayata dair iç burkan detaylar
-
aç kalınan bir günde dışarıdan sipariş verilmesi, kapıyı açınca kapıda kişinin babası yaşında birisinin yağmurdan sırılsıklam olmuş bir şekilde kat kat giyinerek gelmiş, biraz da zorla konuşarak iyi akşamlar diyerek siparişi uzatması. üzerimde yarım kollu tişört falan vardı benim de, ev sıcak. herif belli ki üşümüş, babam yaşında, bana siparişimi getiriyor. benim dışarda yağmur yağdığından bile haberim yok. oturuyorum öyle sik sik evde.
ulan dünya bazen öyle boktan bir yersin ki.
yaran diyaloglar
-
3 ev arkadaşı oturmaktadır ve bir tanesi üzerindeki elbiseyi ters giydiğini fark eder.
1: aaa ben ters giymişim bu elbiseyi.
2: olsun, annem "nazar değmez öyle olunca" derdi.
1: benim annem "git çıkar onu, işlerin ters gider" derdi.
3: benim annem "salak" derdi.