hesabın var mı? giriş yap

  • tutuklu yargilanmak uzere cezaevine gonderilmis. haberde aktarilmayan bir seyler mi var acaba. yoksa cok sacma degil mi

  • kazada 3 insan öldü biri çıkıp hala bu adama nazar değdi diyor. lan 3 kişi öldü 3. yani 3 aile yok oldu.

    nazarına da gireyim boydan.

    edit: çok kişi ağzına eline sağlık dedi. ben de onlara teşekkür ediyorum. yani birilerinin hayatını kaybettiği kazada sadece ünlü olan kişiye sana nazar diyeni görmek gerçekten deli etti beni o an. şimdi baktım o entry silinmiş ama konuda bunu demiş olan varsa yazdıklarım hala geçerli.

  • bir yandan kapitalist sistemin insanı 5 gün çalışmaya zorlaması bir yandan da çalışanların haftalık 3 gün tatil arzularının mükemmel bir potada eritilmesi ile ortaya çıkardığım yeni takvim. buna göre haftalık 7 gün olan sistem bir gün daha eklenilerek 8 güne çıkartılıyor. 8. günün adını tuğçe koydum. bu beta isim. sistemi hayata recep tayyip erdoğan geçirirse bu güne recep tayyip erdoğan da diyebilirsiniz. angela merkel de..

    2013 yılının örnek takvimini de hazırladım:

    http://i.imgur.com/uboqz.jpg

    sonuçta haftalık sistem dediğimiz şey öyle bir günün 24 saat olması, bir saatin 60 dk. olması gibi doğanın zorlamasından kaynaklanmıyor. bildiğin insan kurgusu bir şey haftanın 7 gün olması, epik hikayelere dayanıyor ve dolayısıyla değiştirilebilir.

    bune engel olabilecek teknik bir neden de yok. birleşmiş milletler'de yarım saatlik bir oturumla kabul edilebilecek bir şey. en azından 2014'te deneyelim. küresel çapta verim, mutluluk, refah, gelir artmazsa, 2015'te sene boyu haftada 6 gün çalışalım.

    ..ki eminim ben, kendisine zaman ayırabilen bir insandan fışkıracak mutluluğun ve yaratıcılığın dünyayı komple güzel bir yer yapacağına..

    şunu da bi dinleyin (entry'nin soundtrack'i babında)

    https://www.youtube.com/watch?v=n7wqtzonvay

  • ''taksici 3 lira bozuğu çıkmayınca "hakkını helal et abi" dedi. ben de hak geçmesin diye 3 liralık daha git dedim, şimdi yürüyerek geri
    dönüyorum.
    paramı kimseye yedirmem arkadaş, enayi miyim ben ''

  • ilkokuldaki 'ben dahiyim' gerçeğiyle başlayan, lisede 'aaa benim gibi insanlar da var' gercegiyle devam eden ve üniversitede 'ben cidden malmışım' mutlak doğruluğuyla son bulan gerceklikler silsilesidir.

  • kelime anlamı böyle olmasa da fiilen şehrin en merkezi ve havalı yeri anlamına gelen kelimedir. dünyanın en az 10 büyük şehrinde soho diye anılan bir bölge var.

    bunların ilki londra, zamanında avcılık yapılan bir bölge varmış. soho da bir avcılık tabiriymiş ve o bölge şehirleştikten sonra oraya soho denmeye başlamış. bu ilki.

    new york, manhattan’da da bir soho var. bu soho tabiri, gene londra’daki soho’ya atıfla konmuş, south of houston street anlamına geliyormuş. yani “houston sokağının güneyi”. o bölge demek ki o kişilere londra soho’yu hatırlatmış, sokağın adından da hareketle oraya da soho demişler.

    derken “south of hollywood”, yani hollywood’un güneyi tabirinden hareketle california’da bir soho belirmiş. derken chicago’da bir soho. derken hong kong’da bir bölgeye soho denmeye başlamış. hatta bazı yerlere de noho denmeye başlamış. böyle çeşitlene çeşitlene her metropolde bir soho pörtlemiş.

    türkiye’de henüz bir soho’muz yok, ama bir sürü soho cafe’miz var. yolu yarılamış sayılırız. bizde bazen nişantaşı benzer bir tabir olarak kullanılıyor. “abi tunalı hilmi caddesi, ankara’nın nişantaşı'sıdır” falan gibi.

    soho da fiilen aslında öyle bir kelimeye dönüşmüş durumda. dolayısıyla soho nedir, soho artık "şehir merkezi" demektir. aslında bu, yani öyle çok açıklanacak bir durum yok.

  • ingilizce hazırlık öğrencilerine hocaları alıştırma yapabilmeleri için troy filmini kendi dilinde ve ingilizce alt yazılı izletmektedir. akabinde archilles'in hector'u teketek savaşa çağırdığı bölüm gelmiştir.

    archilles=hectooor!
    archilles=hectoooor!
    archilles=hectoooooooor!

    bir an aralık olan sınıfın kapısından rektör kafayı çıkarır ve...

    rektör=beni mi çağırdınız çocuklar?

    birebir yaşanmıştır.

  • 34 yaşında, evlilik karşıtı ve dolayısıyla bekar bir arkadaştan:
    "şilili madenci yeraltından çıkar çıkmaz sevgilisine evlenme teklif etmiş… iki ay sonra birileri gelip kurtarır sanıyor herhalde."

  • ikametgahı istanbul olan herkese ''ulaşım vergisi'' eklenerek yapılabilecek bir şeydir. belki de istanbul'un nüfusunu azaltacak olan çözüm bu olabilir. ya da en azından insanlar ''nasılsa parasını veriyorum'' mantığı ile toplu taşıma kullanmaya başlar ve böylece daha kaliteli ve efektif bir toplu taşımamız olur.

    düzenleme: sürekli olarak "herkes ikametini başka yerde gösterir" mesajları alıyorum. öncelikle, basit bir hesap yapalım. iett'nin 2015 faaliyet raporunda (google) 2015 toplam gider 1.355.000.000 tl civarında. bunu 15 milyona böldüğümüz zaman, kişi başı senelik 90 tl gibi bir meblağ çıkıyor. mevcut sistemden daha iyisini talep ettiğimiz için yıllık 100 tl'lik bir vergi pek çok sorunu çözer. ayda 10 tl'den ucuza geliyor.

    ben ve benim gibi toplu taşıma kullanan insanlar, bu rakamları zaten ödüyor. ama asıl amaç, toplu taşıma kullanmayan insanları sisteme çekmek olduğu için; bu yöntem bence insanları toplu taşıma kullanmaya itebilir. talep arttığı için daha yaygın, daha optimize ve daha kaliteli bir toplu taşıma sahibi olabiliriz. bu durumdan herkes kazanır.

    denetim mevzusuna gelince, küçük bir resmi işlem için bile ikametgah gerekmesi olayını geçiyorum; elektrik, su, doğalgaz, kredi kartı faturaları ile denetim kolaylıkla yapılabilir.

  • 14 yıllık yağışı bir günde almış olan dünyanın en kurak çölü.
    sonra küresel iklim değişikliği çok rörörö... yersen.