hesabın var mı? giriş yap

  • şimdi eğip bükmeyelim yunanistan'ın haklı bir şekilde ikinci olduğu listedir.

    bakıyorsun yemeklerine:

    imam bayildikis
    patlican oturtmaki
    karniyarikis
    etlikis dolmasos
    smyrna köftekis
    mıhlamaki
    zeytinyağli taze ayşeki

    tatlılar:

    baklavaki
    tel kadayıfıkis
    sütli nuriyesos
    tulumbakis
    maraş dondurmasıkis
    güllaçikis

    gibi gibi gibi... baksana şu listeye, bunlar birinci olmasında biz mi olalım amk. ;)

  • tarihî kayıtlara muazzam bir asker ama bir o kadar da aciz bir devlet adamı olarak geçmiş olan osmanlı sadrazamı.

    doksanlarına kadar yaşamış olan mehmed paşa'nın 1570'lerin başlarında samsun'da doğduğu düşünülmektedir.

    4. murat'ın acem seferinde askerî başarılarıyla sivrilen ve boynuna isabet eden zehirli bir ok dolayısıyla boynu kalıcı olarak yaralı ve eğri kalmış olan paşa'nın esas yükselişi ise yetmiş yaşından sonra olmuştur. 1648 ve 1649 senelerinde 4. mehmet'in çocuk yaşta tahta çıkmasının ardından anadolu'da çıkan bir dizi isyanı bastırmış olan boynueğri mehmed paşa, bu isyanları bastırırken isyancılara hiç merhamet göstermemesiyle sarayın bir kısmının tepkisini bir kısmının da ilgisini çekmiştir. dönemin nüfuzlu devlet adamlarından köprülü mehmet paşa ile de yakın ilişkiler tesis eden boynueğri mehmed paşa, 1650 senesinde kubbealtı veziri olarak tayin edilmiştir. bir sene sonra tahminen 77 ya da 78 yaşındayken* şam beylerbeyliği görevine takrir edilen ve bu görevi de başarıyla ifa eden paşa, 1656 senesinin nisan ayında siyavuş paşa'nın vefatının ardından vezir-i azam olarak tayin edilme kaydına muvaffak olmuştur.

    bir hayli sıkıntılı bir dönemde sadrazamlığa yükselen paşa'nın uzun süredir devam etmekte olan ekonomik sorunları çözmek adına pek bir şey yapmamış olması, pek çok rivayete göre kendi adamlarını ehemmiyete haiz konumlara getirmeye çalışması ve venedik donanması tarafından ablukaya alınmış olan çanakkale boğazı'nı devletin donanmasını kullanarak rahatlatmak yerine kostantiniyye'nin* deniz surlarını güçlendirmeye başlayarak halkta paniğe yol açması gibi kelimenin tam manasıyla fecaat olarak ifade edilebilecek eylemleri dolayısıyla bu makamdaki zamanı çok kısa sürmüş ve yalnızca beş ay sonra, eski müttefiki köprülü'nün de içerisinde yer aldığı bir saray pundunuyla sadrazamlıktan azledilmiştir. söz konusu üst düzey makamdaki yerini ise köprülü mehmet paşa almıştır ve köprülüler devri olarak anılan dönem âğâz olmuştur.

    sürgün edildiği malkara'da ve ardından selanik'te bir süre yaşadıktan sonra saray erkânı tarafından yaşı gereği zararsız olarak addedilmiş olup başkente geri dönmesine izin verilmiştir. eyüp'te bulunan yalısında kalan günlerini geçirip 1666 senesinin ocak ayında ve takriben 90 ya da 91 yaşındayken hayatını kaybetmiştir.

  • hayatım boyunca yaptığım hiç bir işten vicdanım sızlamadı. en sonunda kendi dükkanımı açtım ve istediğim gibi bir pizza yapıp satmaya başladım. kullandığım tüm markalar sektörün en iyi markaları. istanbul'un gelişmekte olan bir semtinde hem öğrenci hem beyaz yakalı hem de arap yatırımcının bol olduğu bir yerde açtım dükkanı. hiç haksız kazanç elde etmedim ve kar beklentimi de buna göre ayarladım. geldiğimiz noktada artık hiç bir şeyin önemi kalmadığı için 2020 ekim ayı fiyatları ile bugünün fiyatlarını karşılaştırmalı olarak yazıyorum.

    ortalama 36 cm pizzayı 47 tl'ye satarken 74 tl'ye satmaya başladım. başladığım gün bir çuval unu 90 tl'ye alıyorken bugün 230 tl (ova çift geyik), rende mozarella'yı 27/kg'den alıyorken bugün 82/kg (doların ilk zıplamasında yine fiyat artacaktır). en kaliteli şarküteri ürünüm 110 tl/kg 200tl/kg. mantar 8 - 12 tl/kg'den 20 - 25 tl/kg. sucuk 50tl/kg'den 80tl'ye geldi. elektrik kw fiyatı 0,90 kuruştan 2,75 tl'ye çıktı! 40 * 40 baskılı kutu fiyatımız 3000 adet basımda 1,90 - 2,34 - 2,76 olarak değişti en son aldığım fiyat kdv dahil 6,60. bunlar benim sabit maliyetlerim. niyetim esnaf kötü durumda sömürüsü yapmak değil ancak fiyatlar normal eriyen bizim alım gücümüz. tüm sabit maliyetlerim 3 - 4 katına çıkarken pizzanın fiyatını iki katına bile çıkartmıyorum ki insanlar satın alsın ama bu piyasayı nereye kadar sübvanse edeceğiz belli değil.

    bir sene sonra gelen edit: mesaj atan, iyi dileklerini gönderen, dükkanı devretmeden önce dükkana gelen herkese çok teşekkürler. geçtiğimiz yaz başı dükkanı devrettim. çok müşterimden düzgün pizza yiyemez olduk serzenişini duyuyorum. belki beklediğim başarıya ulaşamadım ama işimi düzgün yapmanın rahatlığıyla hayatıma devam ediyorum. hala maliyetleri takip etmeye devam ediyorum. o gün 82 lira yazdığım mozarella kilogram fiyatı bugün 180 lira. hepimize geçmiş olsun.

  • sen çocuğu gecenin bi saatinde yataktan kaldır,,eşyalarını bile almadan apar topar sokağa at sonra o yatak neden bozuk,masada neden su var? çocuk suyunu alamamış çıkmış bi de temizlik mi bekliyorsunuz ?

  • yazarın, okuruyla yemeğe çıkmasının etik olmadığını gördüğümüz yürümedir. bu sonuçla dünyaca ünlü yazarlar bekar olarak ölmeye mahkumdur. *

    haspama bak ya sanki öğretmen–öğrenci ilişkisindeki etikten bahsediyor ahahahaha.

  • ben. oldum olası hep sevdim yağmuru ve yağmur getirmesi muhtemel kapalı havaları.
    "neden" diye sorunca kendime babamın çok sevdiğini, yağmuru görünce adeta çocuklaştığını hatırladım.
    "rahmet bu rahmet!" , "bereket yağıyor" derdi gülerek, neşeyle. yağmurdan hiç şikayet ettiğini hatırlamıyorum.
    düşününce ona da kendi babasından geçmiş olabileceği geldi aklıma.
    onlar anadolu insanı, çiftçi. yağmur elbette rahmet, bereket onlar için, yaşam için.
    ben yağmura sevinen bir babadan öğrendim yağmuru sevmeyi, yağmur yağarken içimin sevinçle dolması bundan.