hesabın var mı? giriş yap

  • yorumlardan biri şöyle... "şortsuz bir nazlı çelik dileğiyle"

    tişört de olmasın anasını satayım :)

    tanım: hiç şaşırmadığım yorumlardır. ülkede daha şorta tahammül edemiyen milyonlar var.

  • mağarada yatağı olan bir kadının yatağındaki meni lekesi için iki orduyu savaşa sokan zihniyete de, boku yarasaya atıp olayı keramet olarak algılayan zihniyete de edeyim dedirtendir.

  • büyük bardaklara kafasını sokup o suyu mutlaka içtiğini fark etmemden sonra suyumu uzun termos tipi bardaklara koymaya başlamıştım ki kedim olacak dümbüğü geçenlerde patisini içine sokmuş ıslatıp ıslatıp yalar, saçlarını falan düzeltirken yakaladım. kim bilir kaç zamandır ben onun kaşla göz arası abdestlendiği suları içiyorum. :( eşek sıpası.

  • suriye forumlarına girip, bir kaç arkadaşı ikna ettiğim kampanya . 500 bin kişi olarak gelecekler.
    umarım faydali olmuştur .

  • yıllar önce... ateş hattı'ndaydı sanırsam. konu neydi tam hatırlayamıyorum ama tartışma feci kızışmıştı onu biliyorum. ortamın en hararetli anında melih gökçek ile emin çölaşan birbirlerine laf sokma, akabinde de inceden tehdit etme yarışına girmişlerdir:

    m.g. : belediyede sana bir kameraman ekibi tahsis ettik, takacağım onları peşine, tüm gün seni takip edecekler, açığını yakalayacağız, o zaman gör...
    e.ç. : asıl ben senin arkana takacağım koca bir kameraman ordusu, rezil rüsva olacaksın, asıl sen kendine dikkat et!

    tam bu sırada reha muhtar programın akışını kurtarmak için araya girer:

    "lütfen sakinleşelim efendim, daha fazla tartışmanın anlamı yok, zaman gösterecek artık kim kime takacak... ee... kameraları yani..."

  • la hatun balkon kapisini acik biraktim, adres su, oda numaram su, ciplak olacam diye davet cikariyor olayi yanlis anlamissiniz.

  • warner bros. yöneticileri bu filmden sonra tim burton'ı yönetmenlik koltuğundan alıp sözde yapımcı koltuğuna oturtmuşlar, seriyi de daha kolay söz geçirebilecekleri joel schumacher'a vermişlerdi. sebep olarak burton'ın karanlık tarzı yüzünden çocukların filme gidememeleri ve ürün satışının beklenenin altında kalması gösterilmişti. oysa sebep biraz daha politik olabilir.

    tim burton'ın filmlerinde batman karakteri daha vahşi. tam bir vigilante. polisle işbirliği yapmıyor, çizgi romanda mühim bir karakter olan komiser james gordon ile ilişkisi hiç anlatılmıyor mesela. tam olarak devlet düşmanı olmasa da müttefik de sayılmaz. kendi yasalarını uyguluyor. ilk filmde joker'i, ikinci filmde penguin'i öldürüyor. tabi arada harcadığı yığınla çete üyesi var bir de.

    bu kanunsuz intikamcı seyirci için uygun bir örnek değil tabi. tim burton gittikten sonra karakter de bambaşka biri oluyor. michael keaton'ın batman'i kendi iç dünyasında yaşayan, katıldığı partilerde fazla göze batmayan ve sessizce ortamı gözlemleyen biri. val kilmer ve george clooney'nin batman'i ise tam bir zengin playboy. partilerin odak noktası. hatta bağış toplama gecelerine kostümüyle katılıp şaklabanlık bile yapıyor. artık polisle arası da iyi. sadece rozeti eksik.

    tim burton'ın filmlerinde bizlere çürümüş bir sistem gösteriliyor. ilk filmde mafya ve polis bağlantısı önemli bir ayrıntı. jack napier karakteri bir polise rüşvet verdiğinde gotham'ın batman'e de neden ihtiyaç duyduğunu anlıyoruz. sokaklarda tedirginlik içinde yürüyen masum aileleri kim kurtaracak? rüşvetçi, şişko polis mi? hayır, karanlıktan doğan kahraman, yani batman gelecek yardıma. bakın ilk filmde joker'in çetesindeki adamların kıyafetleri bile polis memurlarınınkine benzer. yani demek istenen şu; bu kokuşmuş ve bozuk sistemde polis de mafya da aynı şey.

    ikinci filmde daha da tehlikeli noktalara değiniliyor. filmin gerçek kötü adamı max shreck isimli manyak bir iş adamı. penguin ve catwoman yalnızca batman'in farklı yüzleri. penguin, id; catwoman, ego; batman ise super ego.

    penguin karakteri zengin ailesi tarafından garip görünüşü sebebiyle terk edilip bir nehre bırakılıyor. selina kyle zalim patronu tarafından binadan atılıp öldürülüyor. bu iki karakter hep vahşi kapitalizmin ve ataerkil düzenin yarattığı iblisler. işte max shreck'in bedeninde zuhur eden kötülüğün temsil ettiği şey ise amerika'nın ta kendisi. ilk filmde mafya ve polis arasındaki tehlikeli bağlantı gösterilmişti. ikinci filmde yapılan göndermelerle de amerika'nın kontrolünün zengin suçlularda olduğu anlatılıyor.

    bu tehlikeli alt metinlerden sonra doğal olarak warner bros. tim burton'ı gönderiyor ve serinin yeni kötüleri kafayı sıyırmış bilimadamları oluyor hep. batman forever'da bruce wayne'ı kıskanan çılgın bilimadamı edward nygma, batman & robin'de eşinin donmasından sonra delirip bütün dünyayı dondurmaya çalışan victor fries ve doğayı katledenlere sinirlenip insanlardan intikam almaya çalışan pamela ivy. bu üç karakter de amerika'da muhafazakar kesimin sevmediği tipleri temsil ediyor. nygma, kapitalizme başkaldıran hippileri; fries, küresel ısınmaya sorununa parmak basan bilimadamlarını; ivy, tabi ki, doğaya verilen zararı protesto eden aktivistler ve bilimadamlarını. bir de harvey dent karakteri vardır üçüncü filmde; o da demokrat bir savcıdır aslen, ama two-face karakteri özelinde onun gibilerin ne kadar tehlikeli oldukları vurgulanır.

    bütün bu değişiklikleri göz önüne aldığımızda, tim burton'ın gönderilme sebebinin, mcdonalds'ın film için çıkardığı oyuncakların fazla satmaması olmadığı açıktır.

  • geçen hafta nikolay çavuşesku'nun son konuşmasını izledim. hani peşinden halkın hükümet binasını basıp çavukesku'yu helikopterle kaçmak zorunda bıraktığı ve üç gün sonra da yakalayıp kurşuna dizdiği.

    çavuşesku son konuşmasında hala ısrarla "bunlar emperyalist güçlerin, dış mihrakların oyunu" diyor.

    güzel kardeşim, halktan binlerce kişi ölmüş. halk kendisinden binlerce kişi öldüğü halde dış mihrak oyununa gelmek istiyorsa, bu oyuna razıysa, senin görevin o ülkenin yönetimini senden daha iyi yaptığı, halkla daha iyi iletişim kurduğu ortada olan dış mihraka devretmektir.

    düşünsene önünde 10 kişi var 9'unu ölüme yolluyorsun ve kalan bir tane diyor ki "ben sana hala inanıyorum abi". böyle gücü ve karizması olan bir mihraka karşı senin diyeceğin ne olabilir? eğer dış mihrak bu kadar güçlüyse bu mücadeleyi sürdürmek sadece daha çok insanın ölmesine sebep olur.

    diyor ki çavuşesku: "bunlar halkı fakirleştirmek, işsiz bırakmak, ekonomik gücümüzü kırmak, romanya'yı bölmek isteyenlerdir". e halk ikna olmuş sana ne ki? sana ne? madem "dış mihrak" adında bir sorumlu var, ve bütün olan bitenin sorumluluğunu üstüne alıyor, bırak gerisini onlar düşünsün. sen niye ısrar ediyorsun senden güçlü olduğunu kanıtlamış mihraklarla mücadele etmeye?

    eğer halkının özgürlüğünün tehdit altında olduğunu düşünüyorsan o zaman o mihrak kimse ona savaş açarsın, "ama bazı mihraklar" deyip durmazsın. mihrak bir ülke değilse o mihrakın olduğu ülkeyi uyarır ultimatom çeker yine ülkeye savaş açarsın. yok savaş açacak kadar elinde hangi mihrak olduğuna dair net bir bilgi yoksa da o zaman o "mihrak" lafını ağzına almazsın. hayret bişi ya.