hesabın var mı? giriş yap

  • oldukça basit bir sistem. devlet büyük ilaç otomatları oluşturacak, reçete barkodunu okutunca ilaçlar alttaki hazneye düşecek, bir de kullanım fişi çıkacak, oldu bitti işte. nöbet işi de olmaz 24 saat hizmet verir.

    böylelikle ilacın son kullanıcıya maliyeti de minimize edilmiş olur.

    troll diyip geçmeyin, ciddi ciddi düşündüm, bunun olmaması için eczacılar odasının göstereceği direncin dışında ne engel var? ne gibi bir eksiklik veya sorun olabilir inanın bulamadım. en fazla yaşlılara biraz zor gelir.

  • selo'nun sazına, sırrı'nın sırıtışına inanıp yaşadığı ülkeyi küçük gören zavallılar; aralarında hala "hdp barış istiyor, akp tahrik ediyor, tsk gerillaya saldırıyor, devrim geliyor" diye sayıklayan mallar var. kendilerinden tiksiniyorum...

    edit: yoğun tepkilerden sonra kendilerine bir mektup yazmak zorunda kaldım.

    (bkz: hdp'ye oy verenlere açık mektup)

  • öncelikle altın alıyorsanız ne alıyor olduğunu çok iyi bilmeniz gerekir.

    altın dünyasındaki çakallıkları bilmeyen birinin art niyetli bir kuyumcuya denk gelirse çarpılması o kadar kolay ki ruhunuz duymaz.

    1- 22 ayar altın 916/1000 saflıkta olup, bankalarda açılan hesaplar ise 995/1000 saflık karşılığıdır. yani kuyumcudaki 22 ayar altın fiyatı ile bankanın kote ettiği fiyatı karşılaştırıyorsanız, o kuyumcudan doğrudan çıkın yoksa çok sağlam çarpılacaksınız diyebilirim.

    2- altının saflığı ancak tecrübeli göz ve kulağa sahip aynı zamanda elinde gerekli ekipman bulunan kişiler tarafından anlaşılabilir. örneğin bileziği eksper kontrol ederken keser ve saflığı test eden sıvı ve taşı bileziğin dış sathına değil, keserek açtığı kesitine uygular. çünkü bileziğin içinde düşük değerli maden kullanılıp sonra üzerine altın kaplanabiliyor.

    3- külçe altında ise saflığı test etmenin yolu ayar evinden geçer. eksperler dahi külçe altını doğrudan almayı genellikle tercih etmez.

    4-sertifikalı altın aldığınızı düşünüyorsanız bahsettiğiniz sertifikanın ne olduğunu bilmeniz gerekir. lbma'ya akredite rafinerilerin külçelerini almanızı öneririm.

    5- çeyrek tam gibi darphane üretimi veya sertifikalı külçe almıyorsanız, yani işçiliği düşük bilezik veya yatırım için hurda altın alıyorsanız bilin ki tamamen size bu altını satan kuyumcunun insafına kalmış durumdasınız. 22 ayar ile 14 ayar arası farkı gözle anlarsınız ancak ara değerde bu amaçla üretilmiş bir altını hiçbir şekilde anlayamazsınız.

    bunu tüm kuyumcular sizi çarpar gibi düşünmeyin, söylemek istediğim her meslekte olduğu gibi işini hakkıyla yapan ve yapmayanlar olabilir.

    ben kendi adıma altın alışverişi yapmak için kendimi bilgi anlamında yetersiz hissediyorum. sonuç olarak ben işim gereği kuyumcuların arasına girdiğimde arka planda ne kadar çok detayın olduğunu ve çarpılmanın çok kolay olduğunu fark ettiğimden banka dışında yatırım amaçlı altın almam diyebilirim.

    fiziki altın istiyorsanız doğrudan lbma'ya akredite rafinerilerinden (iar, nadir vb) veya kurumsal kuyumculardan veya uzun süredir bildiğiniz kuyumculardan almanızı öneririm.

    son olarak aldığınız altını güvenli diye kuyumcuya emanet etmek veya üzerinden kuyumcunun size faiz ödemesi gibi teklifler gelirse bilin ki bu teklif ilk size gelmedi ve sonu çok acıklı olabilir.

  • insan hanzo olduktan sonra plajda zemzem içse bile aynı kapıya çıkacak olay. çoluk çocuk yaşlı olması fark etmez. adabınla , kimseyi rahatsız etmeden içebilmek önemli. burada mevzu biradan bağımsız insanları rahatsız etmekse haklı bir serzeniş. ama sorun sadece bira şişesiyse o şişe afedersin de....

  • o zamanlar anlayamamıştım ama simdi düşünce yapını çok iyi biliyorum. küçücük beyinlerdi sana emanet edilen. insanları sınıflandırdın, bir kısmını aşağıladın. derse gelince de pek iyi olduğun söylenemez. hala 4 işlem yaparken zorlanıyorum sayende. karşıma çıkmasan iyi edersin.

  • aslında düşmek değil de devrilmek desem daha doğru olur. çünkü çocuk öyle sıkı sarmalanmış ki eğilip bükülmüyor. düşeceği zaman sürahi gibi devriliyor. çocuk derken baya küçük çocuktan bahsediyorum. daha yeni koşmaya başlayan çocuklar. fıtı fıtı diye koşuyorlar ya minik minik onlardan bahsediyorum. genelde kafalarında şapka, boyunlarında kaşkol sarılı ve michelin adamı gibi şişkin gocuk giyerler. boyları 45-50 cm aralığındadır. işte bu çocukların düşüşüne bayılıyorum ben. çok komik devriliyorlar lan gülmekten ölüyorum. kaldıran eden olmasa imkanı yok kalkamazlar. çocuk doğrulamıyor ki. bi de ebeveyn kolundan asılınca 45 derecelik açıyla toparlayıp kalkmaya çalışıyorlar ya, o görüntüye de çok gülüyorum. keşke hep böyle sevimli düşsek di mi? hemen doğrultup öperler adamı.

  • ahlaksiz bir polis iceren videodur. terbiyeden nasip almamis, cebine kimlik koyunca kendisini bir bok zannediyor iste. ortada kimse kufur etmezken, sen neden kadinin ustune yuruyorsun amina koyayim diyor ki yuruyen eden de yok, dagdan inme hayvan. bir de guvenlik gorevlisinin ne kadar guzel konusmalarina bak.

  • akp rozetini takıp resmi üye olacak.

    bunlar ohal'i de "milletimize müjdemiz var" diye getirmemişler miydi darbe sonrası?

  • haberi duyduğumda ilk aklıma gelen, yeni bulunan aşıların mutasyona uğrayan bu virüse etki etmeyeceği ve herşeye sıfırdan başlayacağımız oldu ve moralim oldukça bozuldu. allahtan bunu öğrenmek için okuduğum kaynaklarda yeni aşıların mutasyona uğramış virüslere karşı da koruma sağlayacağına kesin gözü ile bakılıyormuş. bbc'nin websitesinden ilgili kısmı ingilizcesi yeterli olmayanlar için kısaca çevireyim:

    aşılar yeni virüs varyasyona karşı işe yarayacak mı?
    neredeyse işe yarayacağı kesin, en azından şimdilik öyle. öne çıkan üç aşı da şu an var olan türlere karşı bağışıklık geliştiriyor. aşılar bağışıklık sistemini virüsün birden fazla bölgelerine saldıracak şekilde eğitiyor. yani virüs kısmen mutasyona uğrarsa da aşının işe yaraması beklenir. ancak mutasyonlar artarsa işte o zaman kaygılanmamız gerekebilir.

    bu virüs potansiyel olarak aşıdan kaçmanın yollarını arıyor ve şimdilik bu yolda ilk bir kaç adımı attığı söylenebilir. virüs değiştikçe aşıdan kaçınma oluşur ve böylece aşının tam etki göstermesini engelleyerek bulaşıcı olmaya devam eder. işte virüste oluşan değişimle ilgili en kaygı verici durum da bu. bu değişim virüsün insanlara bulaştıkça uyum sağlamaya devam ettiğinin son göstergesi. glasgow üniversitesinden prof david robertson'a göre virüs eninde sonunda aşılardan kaçabilen mutant varyasyonlarını oluşturacaktır.

    bu da grip hastalığında olduğu gibi, covid için de her sene sürekli güncellenen aşı üretimine gereksinim duyulacağı anlamına gelmektedir. şansımız var ki eldeki aşılar çok kolay bir şekilde mutasyonlara göre yenilenebilmektedirler.

  • resim degil meditasyon yapan kimse. ve resimlerine bakarken de oyle yapmanizi ister. soyle ki:

    zamaninda rothkodan bir restoranin duvarlari icin bir dizi resim calismasi istenmis. yapmis yapmasina da, son anda insanlarin resimlerinin onunde yemek yemelerini istemedigine kanaat getirmis. butun seriyi cuzi bir fiyata tate galerisine satmis, bir tek sartla. eserler duvarlari grinin belli bir tonuna boyali, tek bir odada, los isik esliginde onun dizdigi sekilde surekli sergilenecekler. boylece sanatseverler o odaya girip kendi caplarinda meditasyonlarini yapacak, rothkonun resimleriyle arasinda olana benzer bir his yasayabilecekler.

    bu oda su an itibari ile tate modernin ikinci katindaki landscape bolumunde bulunmaktadir. kanimca odanin oldukca genis iki girisi olmasi ve yerdeki parkelerin gri degil de acik kahverengi olmasi rothkoyu mezarinda ters dondurmus olmali. ama olsun. gene de cok meditatif bir deneyim. yasam bir deneyim bari deneyin*
    http://www.tate.org.uk/…lectiondisplays?roomid=2653