hesabın var mı? giriş yap

  • sırma saçlı kel şov peşinde dolanmayıp görevini yapıyor olsa haber daha buraya düşmeden emniyete alınacak kişinin çağrısıdır. ülkenin dingo'nun ahırına döndüğünü kanıtlar.

    ayrıca hep söylerim bu kargo şirketlerinin veritabanları kişiler için güvenlik açığıdır. çalışanlar zaten bilinçsiz. birinin yayınlamasına gerek yok isteyince söylecek hale gelmişler.
    [entry'nin bundan sonraki kısmı mesajla gelen haklı talepler üzerine silinmiştir.]

    özetle bu veritabanı işine bir çare bulunması lazım. adres kodu tanımlayıp sadece dağıtıma çıkan elemana mı verirler adresi, barkod sistemine mi geçerler bilmem.

    her şubede 5 kişi çalıştığını ve her firmadan kargo aldığınızı düşünün:
    yurtiçi kargo 900 şube, aras kargo 900 şube, 800 şube, 800 şube toplamda 17.000 kişi size kargo gönderilen adresleri, telefon numaralarınızı görebiliyor demektir...

    yurtiçi kargo'nun şu açıklaması yalandır. sık sık kargo gönderenler ne dediğimi biliyorlar. sadece alıcı ismi sorup "falanca adres mi?" diye teyit ettiklerine şahit olmuşsunuzdur...

  • evlenmekten değil, türk aile yapısından ve geleneklerden korkan kadındır. sonuç olarak korkmakta haklı kadındır.

  • ilk yurtdışı aynı zamanda amerika uçuşumun aktarması için schipolden bindiğim uçakta yerime yerleşirken tanımadığım birinin (ingilizce) ben ön tarafta oturuyorum, siz arkadaşımın yanındasınız, yer değiştirmek ister misiniz ?" demesi. benim kabul edip eşyalarımı toplayıp yeni yerime tam gitmişken başka bir kişinin "ben üst katta first class tayım (747 di herhalde uçak), arkadaşımla beraber uçmak istiyorum, servisi iyidir, yer değişmek ister misiniz" demesi. sonrasında ilk atlantik uçuşumu kim bilir kaç bin dolarlık biletle uçulan bir koltukta havyar ve ıstakoz eşliğinde gerçeleştirmem. yaşasın arkadaşı bol insanlar !

  • fragmanı taze çıkmış olan*,the matrix revolutions'dan sonra bir sebeple makinelerin neo ve trinity'i yeniden dirilttiği film.

    kare kare gidince daha fragmanın 12. saniyesinde makinelerin neo üzerinde bir operasyon yaptığı görülüyor. görsel

    bir sonraki karede ise düşük kaliteli bir yakın çekim var, neo'nun gözlerinin kör olduğunu görüyoruz, revolutions'ın sonunda olduğu gibi. görsel

    ve neo'nun tekrar tarlalardan uyandığı bir kare. görsel

    fragmanda neo ilerlerken ara sıra ilk filmden görüntülerin arka plana yansıdığı görünüyor. görsel görsel

    son olarak da trinity'nin tarlalardan uyanışını görüyoruz. görsel

    makineler neden neo'yu diriltmeyi planladı bilinmez ama filmde neo'nun, bütün bunların farkına varmasını izleyeceğiz çok büyük ihtimalle.

    bu filmin dördüncü film olarak kalacağını hiç sanmıyorum, ikinci bir trilogy gelecek gibi.

    edit: fragmanda gördüğümüz renk paleti bile the matrix revolutions'ın finaliyle uyumlu. görsel

    finalde sati ve kahin arasında geçen konuşma;

    s: look look!
    k: just look at that! beautiful. did you do that?
    s: for neo.
    k: that's nice. i know he'd love it.
    s: will we ever see him again?
    k: i suspect so. someday.

    edit 2: şu "saç sakal, con vik bik bik bik" diyenlere bir açıklama getirelim. the matrix'de neo "dünyanın en saygın" yazılım firmalarından birinde masa başı çalışıyor. kılık kıyafeti, saçı sakalı da buna uygun şekilde. tarlalardan uyandırılıp "gerçek dünyaya" gözlerini açtığında ise vücudu deliklerle dolu, kafasında saç yok vesaire.

    morpheus bunun açıklamasını yaptı neo'ya;

    "your clothes are different, the plugs in your arms and head are gone. your hair has changed. your appearance now is what we call residual self-image. it is the mental projection of your digital self."

    bu ne anlama geliyor? fragmanda gördüğümüz neo, matrix'in içinde ilk filmdeki görüntüsünü gerektirecek bir hayat yaşamıyor. harry potter'ın merdiven altındaki dolabı gibi bir yerde yaşıyordu the matrix'de, fragmada ise luxury suite diyebileceğimiz hoş bir eve sahip. ez cümle: 22 sene önceki gibi görünmesini gerektirecek bir durum fragmandan anladığımız kadarıyla yok. film sırasında "her şeyi hatırlıyorum" moduna girip eski görüntüsüne döner belki, bilmiyoruz. o yüzden bilmeden bok atmıyoruz. *

  • doğada nadir bulunan bir renk. sebebi ise ışığın maddeyle etkileşiminden ve canlı organizmaların evrimleşme biçiminden kaynaklanır.

    ilk olarak mavi ışık, enerji açısından görünür ışık spektrumunun en üstündedir ve kırmızı veya yeşil gibi diğer renklerden daha kolay dağılma ve soğurulma eğilimindedir. bu saçılma, gökyüzünün ve suyun mavi görünmesini de sağlayan şeydir. güneş ışığı dünya'nın atmosferinden geçtiğinde, moleküller ve parçacıklar daha kısa mavi dalga boylarını daha etkili bir şekilde dağıtarak gökyüzünün gözlerimize mavi görünmesini sağlar.

    ikincisi, canlı organizmalar söz konusu olduğunda, renklenmeden sorumlu olan pigmentler ve yapılar çoğunlukla çevresel faktörlere ve hayatta kalma stratejilerine tepki olarak gelişmiştir. birçok bitki ve hayvan, fotosentez, kamuflaj veya sıcaklık düzenlemesi gibi çeşitli işlevler için klorofil (yeşil), karotenoidler (kırmızı, turuncu ve sarı) ve melanin (kahverengi ve siyah) gibi pigmentler geliştirmiştir. bu pigmentler daha yaygındır çünkü ilgili ekosistemlerde belirli avantajlar sağlarlar.

    mavi pigmentler doğada daha nadirdir çünkü organizmaların kullandığı pigmentlerde ve yapılarda daha az bulunurlar. örneğin, bitkilerde nispeten az sayıda mavi pigment vardır ve hayvanlar genellikle mavi görünmek için yapısal renklendirmeye güvenirler. yapısal renklenme, bir organizmadaki mikroskobik yapılar ışıkla etkileşime girerek renk ürettiğinde ortaya çıkar. bu yapılar karmaşıktır ve pigmentler kadar yaygın değildir; bu da hayvanlar aleminde mavi rengin daha az yaygın olmasına neden olur.

  • günlerdir yangın söndürme uçağı olmadığından ormanlarının ve köylerinin cayır cayır yanmasını seyreden bir ülkenin hükümetinden beklenebilecek fantastik beyanatlardır.

    şu olabilir; toki başkanı: patlayan reaktörlerin yerine öyle bir santral yapacağız ki patlamamış reaktörleri olan ülkeler keşke bizimki de patlasa da böyle yeniden yapsalar diyecek.

  • celal şengör: sayın başkan biz emrinizdeyiz.

    imamoğlu: celal hocam biz de sizin emrinizdeyiz. bilimin karşısında boynumuzu bükeriz.

    istanbul'a faydalı olacak sözler verilen yayın.

  • türkiye'nin özlediği ortamı nakleden yayındır.

    böylesine bir kriz zamanında bile makam sahibi belediye başkanı ve bilim adamları konuşuyor. bir gazeteci moderatörlük yapıyor. kimse ağzını yüzünü eğip diğerini aşağılamıyor. kimse kimseyi vatan hainliğiyle itham etmiyor. makam sahibi başkan bilim adamlarına saygılarını sunuyor, kelimelerini özenle seçiyor. bilim adamları da başkanın görevinin zor olduğuna yönelik takdirlerini ifade ediyorlar.

    akp 17 yılda sen bizi nasıl kirlettin böyle... bu ortamlara nasıl hasret bıraktın...

  • hadi kekliği düz ovada avladın.. kanadını kanadına da bağladın, tamam eyvallah.. karşısına geçip şıkıdık şıkıdık niye oynuyosun lan?