hesabın var mı? giriş yap

  • damadı enerji bakanı, kızı cumhurbaşkanı danışmanı olan cumhurbaşkanının sarfettiği söz.

  • başlıkta ve ilgili haberde sürekli “21 yaş küçük sevgili” vurgusu yapılarak manipüle edilmeye hazır kitle hedef alınmış belli ki. gündem olsun da nasıl olursa olsun.

    cem yılmaz 48 yaşında, sevgilisi de 27 yaşında. sanırsın 15 yaşında reşit olmayan kızla birlikte olmuş.

    dışarı çıkın biraz hava falan alın, beyninize oksijen gitsin.

  • petrol krizi ve savaş muhabbetinin uzaması bu krizin daha da büyümesine sebep olacak ki bu sorunun 2022 boyunca devam etmesi anlamına geliyor. gemi armatörleri fırsattan istifade denizyolu navlunlarını şişiriyorlar. her sefer gemi için navlun farklılaşıyor. eskiden fiyatlar yıl boyu aynı giderdi; şimdi bir sonraki sefer gemide fiyat daha da artıyor. onu da geçtim; bu artışı kabul etseniz bile konteynır yok ve acente sizin talebinizi sıraya koyuyor. 20 seneden fazladır bu işi yapıyorum ve iki yıldır yaşanan bu acayip durumu daha önce hiç görmemiştim. üretici, ihracatçı-ithalatçı için çok kötü bir durum. malınızı gönderemiyorsunuz; siparişlerinizi döndüremiyorsunuz. alıcılar mal almaktan çekiniyor. bu kısır döngü giderek büyüyor ve küresel bir emtia krizine sebep oluyor. olan durum kısaca bu.

  • avukat olduktan sonra çok yaşadım bu durumu. ya savcılığa şikayetçi olacaksınız ya da polisten şikayetçi olacaksınız.

    yaşadığım örnekler;
    1-telefonla dolandırılmaya çalışılan adam karakola geldi. az önce aradılar numarası gözüküyor, dedi. polis, sen dolandırılmamışsın bir şey yapamayız, dedi ifade almadan gönderdi.

    2-müvekkilin mağazasında hırsızlık oldu. kamera kaydı var. önce cdye atın biz flash açmıyoruz almıyoruz dedi. cdye attık ben açamam onu program lazım dedi. tak bi çalışır belki dediğimizde tamam açıldı ama şirket yetkilisi gelsin, dedi. arçelik mağazasında hırsızlık olsa ali koç mu gelecek müdür burada avukat burada desek de ikna edemedik.

    3-hırsızlık için girerken işyerinin mührünü kırmışlar. bi tutanak olsun diye geldik diyoruz. kamera kaydı istedi. verdik. yukarıdaki cd muhabbeti oldu tabi yine. mühür bozulurken gözükmüyor, diyor. sen yaz diye ısrar edince olay yeri gelecek gidin bekleyin sonra ifade alıcaz diye saatlerce esir ettiler.

    4-ifadeye çağrılmış müvekkille gittik bekliyoruz. o gün de adamın biri cinayet işlemiş ama yakalanmış vs her şey net. karakolda sürekli bi hareket var ama hiçbir şey yapılmıyor. bizim gibi ifade vermeye gelenleri bekletiyorlar. ne zaman ifade alırsınız, bugün alır mısınız, diye soruyoruz. dur kardeşim şimdi olay var, iş çıkartma başımıza, diyor. sanki pastaneye geldik de profiterol istiyoruz ama içeride adam vurmuşlar. karakol değil mi burası sonuçta, böyle şeyler olması normal değil mi!

    5-müvekkili ifadeye çağırdılar. pazartesi geleceğiz, dedik. pazartesi de adamın işi çıktı salı sabah gittik. memur, ben sizi pazartesi bekliyordum, evrakınızı iade etmiş olabilirim, ifadeyi artık savcıya verirsiniz, diye bir saat kafa şişirdi, müvekkilin yanında. sonra baktı, aa daha göndermemişim, hadi alalım ifadenizi dedi.

    6-birgün saat 15.00-16.00 gibi müvekkili uyuşturucu ticaretinden gözaltına almışlar. ben saat 19.00-20.00 gibi karakola gittim. ifade kaçta alındı biliyor musunuz? saat sabah 06.00'da!

    7-arabanın aynalarını kırmışlar, kasko istiyor diye şikayetçi olacağız. fotoğrafların renkli çıktısından tanık beyanına, neler istemediler ki!

    8-müvekkil dayak yemiş şikayetçi olucaz. git rapor getir diyor. biz ifade verelim sonra raporu da getirir istersen beraber gideriz hastaneye diyorum. hep öyle diyorlardı giden gelmiyor valla rapor gelmeyince ifade almamaya karar verdik, diyor.

    öte yandan ifade alınca da kafasına göre ifade yazıyor. kendi aklınca düzeltiyor ya da yardımcı oluyor. müvekkil teyple oynarken kaza yapıyor. polis sağ olsun teybi karıştırmadım yardımcı oldum ha, diyor. müvekkil tecavüzden ifade veriyor, polis aramış savcıya özet geçiyor. sevgililermiş savcım, diyor, savcı da salıveriyor.

    türkiye'de hukuk bitmiş. bunu da eyyorlamam bu kadar işte.

  • mesela mutfağa girmesini yasaklamışsın. bunu da bir kaç kere kesin bir hayır sözüyle yapmışsın o kadar. şiddet uygulamamışsın, bağırmamış çağırmamışsın. bir daha asla mutfağa girmiyor. işin ilginci sen evde olsan da olmasan da girmiyor. tahmin ediyorum ki eve başka köpek gelse onu da mutfağa sokmayacak. mutfağa girmenin yanlışlığına gönülden inanıyor.

    resmen eve saçma bir din indirdik.

  • - sarah connor?
    - kim?
    - sarah connor?
    - ha sen benim eski adımı diyosun. değişti o, sarah öztürk oldu. evlendim ben...
    - olumsuz! kayıtlara göre sarah connor hiç evlenmedi...
    - canım kayıtlara geçmedi zaten. imam nikahı yaptık...
    - hımm... that changes everything...

  • şu bizim milletteki milli duygular çok ilginç...

    adamlar bireysel özgürlük anlamında bizim menfaatimize bişeyler telkin ediyor. ama en özgürlükçü platformda dahi bu ecdadımıza sövülmüş gibi algılanıyor... birazcık daha zeki olsalar gerizekalı olacaklarmış.

    ben birleşmiş milletler olsam ne bok yerseniz yiyin derim cevap olarak.

  • halkın hukuka güvenini kayıpla, nasılsa hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmayacak, yapılsa da bir iki saatte serbest bırakılıp belki de kadını öldürmek için gidecek adama, dünya gözüyle cezasını vermesidir.

    bir hukukçu olarak elleriniz ayaklarınız dert görmesin demekten kendimi alamadım.