hesabın var mı? giriş yap

  • bilgi sosyoloji ve açıköğretim 2 yıllık mezunuymuş, yani kız torpilli...

    edit: bunu bile eksilemişler, kardeşim sıradan bir üniversitede sosyoloji okuyan kişi teknoloji şirketinde işe giriyorsa torpillidir, bunda kompleks yapacak bir şey yok.

  • boğaziçi'nin harika bir yolda gittiğini gösteren açıklamadır. o gönülden geçen yollara girmeye hiç gerek yok. anlaşılan odtü bitti sırada boun var.

  • başlık: ulan hiç unutmuyorum sırf forma alamıyorum diye

    1. atletimi forma yapmıştım o zamanlar 8 yaşında filandım mahallede maç yapacağız beni oynatmıyorlar neymiş formam yokmuş o zamanlar fakiriz tabi amk gittim atletimi çıkardım arkasına "10" bi de "hagi" yazdım. önüne de "marshall" yazdım. ne gülmüştü o. çocukları... neyse yıllar geçti hala fakirim amk bir şey değişmedi her şey aynı... bu da böyle bir anımdı.

  • apple'ın halk arasında spaceship olarak bilinen, kuzeydoğu cupertino'da inşa ettiği yeni kampüsünün resmi adı. nisan'da açılacak ve 12000 şanslı apple çalışanının buraya taşınması 6 ay sürecek.
    kampüsteki binalar toplam 17 megawatt kapasiteli güneş enerjisi panelleriyle kaplı, ve bu paneller binanın tüm enerji ihtiyacını karşılayacak. apple aynı zamanda bu arazide eskiden konuşlanan hp kampüsünde yer alan 500000 metrekare asfaltı yerel bitki örtüsü ve 9000 ağaçla değiştirdi.

  • ingiltere'de 1988 yazinda patlamis, ingiltere'de o siralar yeni gelmis olan ecstasy* ile chicago cikisli house muziginin ibiza uzerinden londra'da halvet olmasi ile ortaya cikmis alt kultur. sadece bir muzik turu saymak haksizlik olur..
    ibiza'da gittigi kluplerin havasini londra'ya tasimak isteyen ve bu amacla 1987 sonlarinda shoom adli klubu acan danny rampling'i sorumlu tutar pek cok insan acid house akimindan. klup, kisa surede sehrin en hip yeri olmus ve pitrak gibi cogalmis ecstasy atilip, house muzigine dans edilen yerler. 88 yazi summer of love olarak adlandirilir zaten, bu kulturun hizla yayilmasindan dolayi. kisa surede, kalabaliklar sehre sigmaz olmus, acik hava rave'leri yapilmaya baslanmistir.
    90 baslarinda, rave'leri kisitlayan, ecstasy kullanimini engellemeye yonelik cikarilan yasalar sayesinde, epey bir kan kaybina ugramissa da, 90'larda elektronik muzigin populerlik kazanmasina, 50 cesit sub genre'a bolunmesine, muzik turleri arasindaki farklarin bulaniklasmasina, rock'cularin bile dans muzigi ogelerini muziklerine katmalarina yol actigi da bir gercek.. pek cok acid house dj'i sonradan en iyi elektronik muzikciler arasina girdi. misal paul oakenfold, orbital, the shamen ve andrew weatherall. hatta o zamanki soundlari ile alakasiz da olsa prodigy bile, boyle baslamistir ise.
    turkiye'de tabii sadece blue jean'in verdigi smiley'lerle ve "asiiiittt!" nidalariyla hatirliyoruz olayi, ama aslinda gorundugunden cok daha onemli ve etkili..

  • bir düğündeyiz, ben de nikah şahidiyim. nikah için adım anons edildi, yerimden kalktım, imzayı atıp , kız arkadaşımın yanına döndüm.

    - ya bizim orada bir baklavacı var, baklavaları çok güzel.
    + ?!?!?!
    - ne oldu? sana da getirmiştim bir ara. hatırladın mı?
    + az önce arkadaşının nikah şahidiydin. aklına bu mu geldi?
    - evet, ne var ki bunda?
    + yani sence bir gariplik yok?
    - yok, niye bir gariplik olsun?
    + off off, allah aşkına, nereden geldi aklına? baklava da yok masada.
    - nikah memuru bizim playstationcı abiye benziyor.
    + eee?
    - o abinin karşısında da, bu baklavacı var.
    + offf. neyse haberi olmasın çocuğun. sonra "nikahımda canı sıkılmış" diye düşünür.

    2 ay sonra

    - oğlum senin nikahta benim aklıma bizim baklavacı geldi len?!
    + oğlum benim de aklıma bisikletçi ibo geldi len?!
    - ahahaha.

  • koskoca adamım, öylesine başlığa girdim, zaten bildiğimiz fotoğraflardır ama bir bakayım dedim evet bildiğimiz fotoğraflardı ama gözlerim doldu arkadaş, biz ne şanslı bir milletiz, biz dünyanın en şanslı milletiyiz. şimdi itibarımız veya saygınlığımız kalmamış olabilir ancak toparlayacağız buna inanıyorum, dünyanın en iyi rehberine sahibiz. sen rahat uyu atam, bu ülke ilelebet payidar kalacaktır.

  • başlık: nihayet bugün ben de otobüste ayar verdim

    bugün sabahtan akşama kadar sandalyede oturmuş olmanın verdiği yorgunlukla otobüsle eve giderken, yayıla yayıla oturduğum koltuğa bir teyze geldi. baktı, baktı bir daha baktı. ben de ona baktıktan sonra camdan dışarı çevirdim başımı. teyze:

    -bu yaşa gelmişsin, yaşlılara yer vermeyi öğrenmelisin artık, dedi.

    -bu yaşa gelmişsin, kendi ayakların üzerinde durmayı öğrenmelisin artık, dedim.

    otobüste 2 saniye sessizlikten sonra bir kahkaha koptu. sonra da ilk durakta beni dışarı attılar. bu da böyle bir anımdır.

  • thy'nin boeing 777'sini air canada'nın 767'si ile karşılaştır, saçma sapan bok at, sen mal olma da thy kötü olsun. o da güzel tabi.

    thy'nin 777'si:

    http://www.seatguru.com/…ines_boeing_777-300_v2.php

    air canada'nın 777'si:

    https://www.aircanada.com/en/about/fleet/77w.html
    (uyanıklık yapmadan "three cabin configuration - international" yerleşimine bakılacak)

    thy ekonomiyi 3-3-3 dizerken air canada 3-4-3 dizmiş. thy'de comfort class var, air canada'da premium economy.

    ve gelelim zurnanın zırt dediği yere, thy'de koltuk genişliği 18 inç, öndeki koltukla mesafe 31-32 inç. air canada'da nasıl mı? koltuk genişliği 17 inç, öndeki koltukla mesafe 31 inç. ama air canada daha rahat. neden? çünkü yavşaklık bedava.

  • kız "fotoğrafın var mı seni görmüşümdür" demiş. erkeği beğenseydi ya da erkek lüks bir arabada, yatta fotoğraf atsaydı ifşalanmayacaktı. madem ifşalayacaksın neden fotoğraf istiyorsun? baştan engelle geç. bu ifşa olayı çok saçma bir hal aldı. açık hesaplardan binlerce fotoğraf paylaşıyorlar birisi beğendiğini söyleyince ifşa ediyorlar.