hesabın var mı? giriş yap

  • yepisyeni bir nedensellik zinciri tahayyül etmektir.

    (bkz: babaannemin taşşakları olsaydı dedem olurdu)

    bu biraz superficial bir örnek oldu aslında. daha derin ve argüman içerisinde kullanımına şöyle bir örnek verebiliriz;

    (bkz: martin luther olmasaydı herkes katolik kalırdı)

    burada, dünyada şu anda mevcut olan bütün nedensellik iletiminin bambaşka olacağını düşünürüz. çünkü gerçekten de öyle olur.

    (bkz: evden 5 dakika erken çıksa yaşayacaktı)

    örneğinde mesela, geç kalmadığı taktirde yaşayıp bir aile kuracaktı. belki çocuklarından birisi bir dahi olup dünyanın gidişatını değiştiren teoriler ortaya atacaktı. bu anlamda dünya bir saniye içinde tamamen farklı bir rotaya kavuştu.

    bu tip düşünce deneyleri ile ise, farklı nedensel süreçler içinde nasıl olabilirdi her şey sorusu sorulur ve bu aslında biraz anlayıp farkına varabilirseniz görebileceğiniz üzere paradoksal bir harekettir.

    biraz da beyhude bir uğraştır. ulan oldu işte, olmasa ne.

    "sen olmasaydın, burada ağlıyor olurdum."

    iyi de o var işte. 'şöyle yapıyor olurdum' fikrinin hiçbir faydası yok insanoğluna.

    tabi muallakta olan şeylerin üzerine karşı gerçeklik zemininde düşünmek, mutlak olan üzerine karşı gerçeklik zemininde düşünmek ne kadar saçmaysa, o kadar mantıklıdır.

  • ev arkadaşımın beni en sinir eden hareketiydi. uzun ömürlü olsun diye kullanmıyordu. fakat hiçbir zaman bir kere bile kullandığını görmedim. galiba ölümsüz olmasını istiyordu.

  • insana ümit ve mutluluk aşılayan bir filmdir. karamsar bir döneminizde izlerseniz sonunda olan olaylar sayesinde size gökyüzünden iyimserlik yağdırır.

    --- spoiler ---

    evet, belki de mutsuz günlerimizin bitmemesinin tek nedeni o gün yapabileceğimiz iyiliklerin tümünü yapmamış olmamızdır. kim bilir? belki de bize her yeni gün bir şans daha verilmektedir... mutlu olmak ve mutlu etmek için. sevindirmek ve sevmek için. biz bunu anlayana kadar da o günler bitmeyecektir.

    --- spoiler ---

  • herşeyi soran manyetik alandır. kirlian tekniği ile fotoğrafı çekilebilir ve bazı insanlar onu görebilir veya hissederler. eterik beden üzerinde üst üste olan ve beş tanesi görülebilen yedi derecesi vardır. ilk dört derece; fiziksel, duygusal ve zihinsel bedenleri ve hayal gücünü, sezgiyi ya da yüksek aklı anlatırken; beşinci ruhu, altı ve yedincisi ise kozmik enerjileri anlatır.

    en iyi kafa ve omuzlarda belirgindir ve eğer taradığınız kişi beyaz yada soluk renkli bir duvarın önündeyse daha da netleşir. insanlar aura'da bildiğimiz mavi ya da sarı gibi renkleri görmekten çok rengi zihinleriyle algılarlar. açık, parlak renkler netliği ve enerjiyi, sıkıcı monoton tonlar; karışıklığı, depresyonu ve üzüntüyü gösterir.

  • millet iran olacağız diye boku bokuna tırsıyor, ben tutucu bir iç anadolu kentine dönmekten korkuyorum. (zaten bence daha kötü)

    kent çarşısındaki lisede müdür muavinliği yaptığı için hürmet gören bıyıklı merkez sağ kodamanı deyince, aklımda direkt bülent arınç canlanıyor artık mesela.

    öfff, ne rezalet bir şey şu türk-islam sentezi. birinden birini olmayaydınız keşke ağa.

  • hiç inandırıcı olmayan kaza.
    ulan kapı açılıp düştüyse 2 km sonra farkına varmazsın, hemen anlarsın, yani geri zekalı olsan anlarsın.
    araç renault kangoo model sanki. çocugun ordan düşmedi için kapının komple açılması lazım. ses çıkar, rüzgar gelir "aaaa kapı açıkmış" dersin, 2 km gitmezsin.