hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: chainard sen misin?)

    tamam ulan anladık. türkiye'deki tecavüzlerin sebebi malum din, malum parti ve malum şahıs değil. heryerde oluyo.

    edit üzerine gelen edit: başlık sahibi yazara sormak istediğim şey;
    birincisi eleştiri yaptığı için eleştirdiğin insanlar tecavüz hakkında ne düşünse veya ne tepki gösterse sen bu başlığı açma ihtiyacı duymazdın? yazdıklarına göre tepkisiz kalması gerekiyor ki bu normalleştirmedir.
    ikincisi tecavüzlere tepki göstermeleri için sadece türkiye'de mi yaşanıyor olması gerekmekte?

    senin o beğenmediğin 'sanrı insanı' tecavüze tepki göstermek için ülke,coğrafya,ırk,dost ayırt etmez. yobazlar, örümcek kafalar ise anasını bacısını hocalara, geri kalanları da kendilerine helal gördükleri için tepkisiz kalırlar.

  • öncelikle (bkz: ankara'da asbest ve kanser iddiaları)

    ankara'da asbest ve kanser iddiaları, son birkaç gündür yaşanan gelişmeler neticesinde iddia olmaktan çıkarak ankara halkı için bir realite halini almış, cumhuriyet tarihinin en büyük skandallarından biri olma yolunda hızla ilerlemektedir. dolayısıyla iddia sözcüğü, içinde bulunduğumuz durumun vehametini ifadede artık yetersiz kalmaktadır. bir başka yazarın diğer başlıkta önermiş olduğu üzere 2017 ankara asbest faciası ifadesini kullanmaya başlamanın daha uygun olacağı fikrine katılıyorum.

    eğer mimarlar odası ankara şubesi ve kimya mühendisleri odası'nın, maltepe'de yıkımına başlanan fabrikanın çevresinden alınan numuneler ile yabancı bir firmaya yaptırdıkları yüzey ölçümlerinin sonuçları gerçeği yansıtıyor ise; ankara'da, yıllar sonra başta akciğer zarı kanseri olmak üzere sayıları korkunç boyutlara ulaşacak olan solunum hastalığı vakalarının şüpheye mahal bırakmayacak şekilde müsebbibi olacak faciadır. izahı ve telafisi mümkün olmayan bu yıkım ile birlikte bütün bir ankara halkının canı hiçe sayılmıştır. bu felaketin ve ömürlerinden çalınan çocukların, gençlerin, bütün bir ankara halkının vebali; başta ankara büyükşehir belediye başkanı olmak üzere büyükşehir belediyesi bünyesindeki yetkili kimselerin, yıkıma göz yuman çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı yetkilileri ile sağlık bakanlığı yetkililerinin, bilirkişilerin, teknik yeterliği olmadığı halde ihaleyi üstlenmeye cüret eden yüklenici firmanın, bu yıkımın gerçekleşmesinde ankara halkının sağlığını ve geleceğini riske atma pahasına menfaat gözeten herkesin üzerinedir.

    öncelikle gelişmeleri kronolojik olarak yazmak ve konu ile ilgili henüz hiçbir fikri olmayan kimseleri yalnızca bu entry ile mümkün olduğunca aydınlatmak isterim.

    15 şubat 2017 tarihinde mimarlar odası ankara şubesi ve ankara tabipler odasının yapmış olduğu ortak basın toplantısında, yapımında 350 ton asbest kullanıldığı tespit edilen tarihi havagazı fabrikasının yıkım sürecine dair duyulan kaygılar dile getirildi.
    ankara tabip odası

    ankara maltepe'de atıl durumda bulunan ve 2006 yılında bir bölümü yıkılmış olan fabrikanın, şartnamede 350 ton asbest ihtiva ettiği belirtilen kalan kısmının yıkımına başlandı.
    hürriyet
    milliyet
    evrensel

    mimarlar odası ve meslek odalarının basın açıklamalarıyla birlikte olay kamuoyunda yankı bulmaya başladı. mimarlar odası karantina çağrısında bulundu.
    mimarlar odası
    kimya mühendisleri odası
    ankara tabip odası
    sözcü

    mimarlar odası ankara şubesi ve kimya mühendisleri odası tarafından yıkımın gerçekleştiği arazi ve civarındaki noktalardan alınan numuneler ile yabancı bir firmaya yaptırılan yüzey ölçümleri neticesinde, yüksek oranda amphibole tipi asbestin bölgeye yayılmış olduğu tespit edildi. mimarlar odası bölge halkının acilen tahliye edilmesi gerektiğini belirtti ve karantina çağrısını yineledi.
    kimya mühendisleri odası
    cumhuriyet

    bölgede yoğun miktarda asbest varlığının kesinleşmesinin ardından ankara tabip odası ve meslek odaları yürütmenin durdurulması istemiyle idare mahkemesine başvurdu.
    mimarlar odası
    bianet

    halkevleri üyeleri, farkındalık yaratmak amacıyla kızılay'da maske ve koruyucu kıyafetler giyerek "havagazı" eylemi yaptı.
    t24
    cumhuriyet

    mimarlar odası'nın asbestli hafriyatı hiçbir koruyucu önlem almadan taşıyan tırlara dair bimer'e göndermiş olduğu şikayet dilekçesi, uyuşturucu ile mücadele şube müdürlüğü'ne yönlendirilmiş ve müdürlüğü ilgilendiren bir husus olmadığı gerekçesiyle geri çevrildi.
    mimarlar odası

    ankara 7. idare mahkemesi, 1 mart 2017'de yürütmenin durdurulmasına karar verdi ve yıkım işlemi aynı gün durduruldu.
    hürriyet
    cnn türk
    sözcü

    ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek, mahkeme kararına tepki gösterdi ve meslek odalarını tehdit etti.
    dha

    sağlık bakanı recep akdağ, konu ile ilgili açıklama yaptı.
    sözcü

    asbestin ne olduğu ve asbestten nasıl korunulacağı ile ilgili genel birtakım bilgiler için,
    (bkz: asbest/#66600071)

    asbestle çalışma konusunda izlenecek yol haritası ne olmalıdır?

    istanbul'da kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmakta olan eski binalar örnek gösterilerek asbest maruziyetinin bizler için yeni olmadığı, havagazı fabrikası faciasının büyütüldüğü dillendiriliyor. yıkımına başlanan bina alelade bir apartman değil; havagazı üretmek üzere inşaa edilmiş, dolayısıyla ısı yalıtımının önem arz ettiği ve 350 ton kadar asbestin her tarafında bol kepçeden kullanıldığı atıl durumdaki bir fabrikadır ve böyle bir fabrikanın usule aykırı biçimde yıkılması halinde etrafa saçılacak asbestin etkileri de yıkıcı olacaktır. yıkımı durdurulan havagazı fabrikasının bulunduğu arazi tez elden çevrilerek karantina altına alınmalıdır. sıfır noktasından ve civar semtlerden düzenli aralıklarla numuneler alınarak, serbest haldeki asbest lifi miktarının ölçümleri yapılmalı ve limit değeri aşan bölgelerde vatandaşların tahliyesi gerçekleştirilmelidir.

    olayın toplumsal histeri boyutuna geldiğini iddia eden kimselerin ne yazık ki asbest hususunda henüz yeterli bilince ulaşmamış oldukları kanaatindeyim. hepimiz hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz. yetkili ağızlardan rahatlatıcı açıklamalar duymak, ertesi sabah çocuklarımızı gönül rahatlığıyla okul servisine bindirmek, işimize odaklanmak, soluduğumuz havanın bizi ölüme hızla yaklaştırmadığı geçmişe dönmek istiyoruz. uyuşmak istiyoruz; zira zihnimizin uzun süreli yoğun stres altında sağlıklı biçimde işleyişini sürdürmesi mümkün değil. akıl sağlığımızı koruyabilmemiz için olayın gerçekliğini ve etkilerini gözardı etmek, onu reddetmek, onu unutmak eğilimindeyiz. fakat vaziyeti olduğu gibi kabul edip göz göre göre zehir solumamız, hayatlarımıza pervasızca devam etmemiz, ömrümüzün bir kısmından vazgeçmemiz kabul edilemez. uyanık kalmalıyız. ankara halkının bu faciayı minimum hasarla atlatmasını sağlayıcı tüm tedbirlerin alınması elzemdir. öyle durumlar vardır ki; sizi radikal kararlar almak zorunda bırakır. bir hortum, bir tsunami, yahut bir yanardağda hareketlilik beklendiğinde afetten etkilenme ihtimali olan insanlar bölgeden ivedilikle tahliye edilir. akl-ı selim sahibi hiçbir kimse yoktur ki başına gelecek bir felaketin varlığını ve gerçekliğini idrak ettiği halde harekete geçmesin, hiçbir önlem almasın. mimarlar odası ankara şubesi ve kimyagerler odasının yıkımı gerçekleştirilen binanın çevresinde yapmış oldukları ölçümler ve kamuoyuyla paylaştıkları veriler neticesinde, ankara'da bir felaketin var ve yaşanmakta olduğundan emin olabilirsiniz. ankara'da vuku bulan bu olay, herhangi bir doğal afetten daha az ciddi değildir. bir doğal afetin sonuçları gerçek zamanlı olarak tecrübe edilmekte iken; asbest denen bu musibet sinsice ilerleyecektir ve neticelerini insanlar ancak seneler sonra çok acı bir biçimde tecrübe edecektir, tek fark budur.

    ihmalkarlık, iş bilmezlik, liyakatsizlik, şark kurnazlığı ve cahil cesareti sonucu başkent ankara'nın göbeğinde meydana gelen bu vahim tablonun ankara halkına daha fazla zarar vermemesi için olaya bir afet ciddiyetiyle yaklaşmak elzemdir. bölgede aldığımız her nefes, havada asılı duran asbest liflerine biraz daha maruz kalmamıza, ciddi solunum hastalıklarının vücudumuzda vuku bulma riskini artırmamıza sebep olacaktır.

    ankara halkı, kendi hayatları ve çocuklarının hayatları için harekete geçmelidir. birey olarak sorumluluklarımız etrafımızdakileri bilinçlendirmek; maltepe, kızılay ve civarındaki semtlerde koruyucu maske kullanmak, içinde en azından biraz vicdan kırıntısı taşıdığına inandığınız yetkililerin açıklamalarını takip etmek ve talimatlarını dinlemek, sosyal medya yoluyla kamuoyu oluşturmaya yardımcı olmak, ilgili kurum ve kuruluşları telefon ve email yoluyla göreve davet etmek, havagazı fabrikasının yıkımının teknik yeterliğe sahip bir yıkım firması tarafından gerekli tüm tedbirler alınarak usule uygun biçimde sürdürülmesini talep etmek ve tatmin edici bir netice alana kadar pes etmemek, durumu kanıksamamaktır.

    asbest konusunda toplumsal farkındalık sağlanması ve yalnızca bu olay özelinde değil; türkiye genelinde asbest ihtiva eden tüm binaların yıkım işlemlerinde azami ölçüde tedbir alınmasının ve yıkımın mevzuata uygun olarak gerçekleştirilmesinin talep edilmesi hususunda hepimize büyük sorumluluk düşmektedir.

  • karşılaştırma yapılamaz. başlığın açılması bile hatalı. aysun kayacı diye aşağıladığınız kişi yıllar önce doğruları söylediği için linç edilmiş yine de çizgisinden sapmamıştır. diğerinin ne olduğunu hala anlayamadık, bakırköyde tedavi oluyor diye haberini okursam şaşırmayacağım.

    edit: hastane kapanmış sanırım, erenköye gitsin o zaman

  • hala kilometrede kaç kuruş yaktığını yazan insanları göstermiş basliktır

    ya belki ben 6 ay sonra bakıcam nerden bileyim kardeşim benzinin litre fiyatını o tarihte? yazsanıza adam gibi 100 kilometrede kaç litre yakıyor. bunun evrensel gösterim şeklidir bu, kilometrede kuruş hesabı ne

    debe edit:

    debeye giren ilk entrym mutluyum*

  • adam hızır a.s gibi gelmiş.

    yemek bırakmış montunu üstüne örtmüş ve gitmiş.

    yeminle bu dünya bunun gibi adamlar sayesinde dönüyor yoksa çoktan kıyamet kopmuştu

  • haber

    iddiaya göre çağlar baltacı'nın epilepsi hastası olması nedeniyle; doktoru yanlız yaşamaması gerektiğini belirtti.baltacı'nın talebi üzerine bakanlık da ''tayin olmalı'' dedi.ancak bakanlığı onay verdiği tayine kars defterdarı bilgehan alım bir türlü onay vermedi.başka memurların tayini onaylanırken çağlar baltacı'nın tayini sürekli olarak ertelendi.1,5 yıl boyunca tayin bekleyen baltacı, evinde epilepsi krizi geçirdi.yanında kimse bulunmayan talihsiz genç hayatını kaybetti.

  • bu konuda çok uzun süredir fikrim sabittir
    kendi ayağıyla gelip ben sünnet olmak istiyorum diyen erişkin bir bireye yasaklanmasın tabii ki, neden yasaklansın ki.

    ama bilgilendirilip onam alınacak yaşta olmayan bir çocuğun bedeni hakkında ailesinin karar verip sünnet yaptırması yasaklanmalıdır
    çocuk cerrahı olsaydım da tıbbî sebeplerle yapılan zorunlu sünnetler hariç, böyle bir müdahaleyi asla yapmazdım.

    edit: abi siz gerçekten ruh hastasısınız. insan hakkı, çocuk hakkı, vücut bütünlüğüne izinsiz müdahale gibi bir konu hakkında fikrimi yazıyorum; dırzonun biri mesaj atıyor diyor ki sünnetsiz mi seviyorsun. yok birader bence sorun değil de anan sünnetsiz seviyormuş, dedi ki yonca kızım senin takipçi sayın çok, bu kanayan yaraya bir parmak bassan. onun için yazdım.

  • oğlunu kızından ayıran aile içerir.

    çünkü kızın büyüdüğünde onla rakı içemezsin di mi sayın rakıyı çüküyle içen arkadaş? çünkü kızına uzaktan kumandalı araba alamazsın...

    şimdiden gelin dışlama muhabbeti de başlamış.

    acırım acırım evde daha az sevildiğini hissetmeye başladığında psikolojik sorunlar yaşamaya başlayacak kızlarına acırım.

    kendini dünyanın kralı sanıp da okula başlayınca kendisi gibi çüklü tonlarca çocuk olduğunu görüp hiç bi bok olmadığını anlayacak; sinirden sağı solu tekmelemeye başlayacak oğluna acırım.

    ha bi de hem sizin cehaletinizin, hem oğlununuzun şımarıklığı altında ezilecek gelecek gelininize de acırım.

    bir de erkek evladı, kız evlattan çok sevmeyi barındaran bu mentaliteye sahip yazarları da gördüğümde bu kısır dögüden çıkamayacağımızı gördüğüm için bu millete acırım.

  • bilinmesi gereken bazı noktaların olduğu eylem.

    bu entry avrupa’dan türkiye’ye gelen türklerin temel sorularını cevaplandırma amaçlıdır.

    avrupa’dan türkiye’ye tatil için gelen gurbetçilerin dikkat etmesi ve bilmesi gereken noktalar:

    1. türkiye’de hem vatandaşlar hem yabancılar için 14 gün karantina kuralı kaldırılmıştır. sınır kapılarında sadece genel bir sağlık kontrolü yapılmaktadır (ateş ölçümü gibi).

    2. girişlerde yolcular covid-19 testine tabi tutulmamaktadır. covid-19 geçirip geçirmediğine dair herhangi bir belge istenmemektedir. sadece belirti gösterenlere ücretsiz olarak yapılmaktadır.

    3. yanında 10 bin euro’dan daha fazla nakit para bulunduranlar bunu geçtikleri gümrük kapılarında beyan etmelidir. aksi takdirde paraya el konulabilir. birlikte seyahat edenlerin her biri üzerinde 10 bin euro’ya kadar nakit para taşıyabilir. bazı gümrükler yetişkin olmayanların üzerinde 10 bin euro taşımalarına izin vermeyebilir. bu ihtimal göz önünde tutulmalı. nakit para beyanı için gümrük memurlarından “nakit para beyan formu” alınmalıdır. beyanda bulunulan para için harç ya da vergi ödenmez. ödemeyin.

    4. kapıkule sınır kapısı açıktır, ipsala ise kapalıdır. kapıların durumunu kültür ve turizm bakanlığı ve alt başkanlıklarının resmî kanalları üzerinden takip etmek gerekebilir. memleket yolu sitesi faaliyete geçti.

    5. hes kodu yurt içi yolculuklarda hâlâ gereklidir. güncel durumunu ve kaldırılıp kaldırılmadığını yukarıdaki resmî kanallardan takip edebilirsiniz.

    ara not:

    hes kodu nedir?
    hes uygulaması ile mobil uygulama üzerinden alacağınız kodu kullanarak otobüs, uçak ve tren seyahati yapılabiliyor. ulaşımda risk taşımadığını belirten belgeler istenecek.

    hes kodu nasıl alınır?
    hes kodu hayat eve sığar uygulaması ya da sms yöntemi ile alınabilir. hes kodunu uygulama üzerinden almak için:

    a) hayat eve sığar uygulaması google play store veya ios app store üzerinden indirilir. hayat eve sığar uygulaması üzerinden “hes kodu işlemleri” bölümüne girilir. “hes kodu oluştur” butonuna tıklanır. kod kullanım süresi seçilir ve kod oluşturulur.

    b) hes yazıp aralarında boşluk bırakılarak sırasıyla t.c. kimlik numarası, t.c. kimlik seri numarasının son 4 hanesi ve paylaşım süresi (gün sayısı olarak) yazılır ve 2023’e sms olarak atılır.

    6. yurt dışından adınıza kayıtlı bir (1) yabancı plakalı arabayı ikamet yerinize getirmenize izin verilmektedir. yola çıkmadan en fazla 15 gün öncesinde ticaret bakanlığı’njn https://uygulama.gtb.gov.tr/tasit1onbeyan/ adresinden ön beyanda bulunanlar gümrükte beyan için beklemek zorunda kalmazlar.

    7. başkasının arabasıyla gelecekseniz arabanın vekalet belgesi yanınızda olmalı ve tarihi geçmemeli.

    8. tatil sonrası döndüğünüz ülkede karantina uygulaması olup olmadığını o ülkenin resmî makamlarından öğrenebilirsiniz. eğer güncel covid-19 testi istiyorlarsa şimdilik türkiye’de isteğe bağlı olarak test yapılmamaktadır. sadece belirtileri gösterenlere yapıyorlar. 1 temmuz itibariyle havaalanların, 15 temmuz itibariyle ise diğer noktalara covid-19 test merkezleri konulması beklenmektedir. testlerin 15 euro gibi bir fiyatı olacak ve iki saat içinde sonucu açıklanacak. ayrıca isteyenler için diğer dillere tercümesi yapılacak.

    almanya için özel not: türkiye’den dönüşlerde son 48 saat içinde güncel test yapılmış ve sonucu negatif çıkmışsa dönenler karantina uygulamasına alınmayacaklardır. hem gitmeden önce türkiye’de yapılan hem almanya’ya dönüşlerde yapılan test sonuçları kabul edilmektedir.

    9. mavi kartlı olup türkiye’ye giriş için vize zorunlu ülkelerden gelen kişiler vize almadan sadece kartlarını ve pasaportlarını göstererek geçiş yapabilirler.

    10. vize mecburiyeti olan ülkelerden gelen ama mavi kartı olmayanlar evisa.gov.tr üzerinden ya da gümrük kapılarından vize başvurusu yapmalıdır.

    11. yabancı plakalı araçların türkiye’de muayenesi yapılmaz. bu sebeple yola çıkmadan önce yapılmalıdır.

    12. çocukların seyahati için de pasaport ve vize zorunludur. eğer çocuk ebeveynleri olmadan geliyorsa bu seyahatin ailesinin bilgisi ve izni dahilinde gerçekleştiği belge ile ispatlanmalıdır. başka biriyle geliyorsa vekaletnamesi yanında olmalıdır.

    13. türk vatandaşlarına ait pasaportların asgari geçerlilik süresi:

    *vize başvuru tarihinden itibaren

    almanya 3 ay (*)
    avusturya 3 ay (*)
    belçika 3 ay (*) kısa ikametli vizeler için/1 yıl (*) uzun ikametli vizeler için
    birleşik krallık kalış süresince geçerli
    bosna-hersek 6 ay
    bulgaristan 3 ay (*)
    çek cumhuriyeti 3 ay (*)
    danimarka 3 ay (*)
    finlandiya 3 ay (*)
    fransa 3 ay (*)
    hırvatistan 3 ay
    isveç 3 ay (*)
    isviçre 3 ay (*)
    italya 3,5 ay (*)
    lüksemburg 3 ay (*)
    macaristan 3 ay (*)
    makedonya 6 ay (*)
    malavi 6 ay
    norveç 3 ay (*)
    sırbistan 6 ay
    slovakya 3 ay (*)
    slovenya 4 ay
    yunanistan 3 y (*)

    amme hizmetimi yaptığıma göre çekip gidiyorum.