hesabın var mı? giriş yap

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • şehzade mustafa ölmeseydi osmanlı şöyle süper güç olacaktı falan diye anlatmayacağım baştan söyleyeyim.

    benim dikkatimi çeken nokta şehzade cihangir ile olan ilişkileri. bildiğiniz gibi şehzade cihangir bir engelli olarak doğmuştu. ve ona amasız lakinsiz en fazla sevgiyi abisi şehzade mustafa göstermişti. ve ölümünden de en çok o etkilendi.

    peki şehzade cihangir niye mustafa abisinin ardından öldü. şehzade mustafa cihangir'e büyü mü yapmıştı.

    hayır sadece yüksek empati yaparak o engelli minik cihangiri sevmişti. hem de hiçbir çıkarı falan olmadan. bundan dolayı bence de mustafa iyi bir padişah olurdu. fakat bence de osmanlının muhtemel sonunu önleyemezdi.

    rahmetli eski türkiye cumhuriyeti başbakanlarından bülent ecevitin yazdığı şiir aşağıda. bu şiir çok şeyi anlatıyor aslında. iki kardeşin birbirine olan sevgisini anlatıyor. ve insan olmanın önemi.

    iki büyük suçumuz var

    seninle benim cihangir

    biri sevmek biri sevilmek

    bunca büyük suçlarla

    padişah olunmaz

    biz insanız cihangir

    bizden tahtlara han olmaz

    sıcağına bak yüreğimizin

    aktıkça gözlerden gözlere

    nasıl eritir birbirini

    tahtların karlı doruğunda

    t: katledilmiş bir şehzade fakat gerçekten iyi bir insanmış kendisi.

    debe editi: beni bu güzel listeye layık görenlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

    edit2: bu vesile ile şehzade mustafa ve şehzade cihangir'e allah gani gani rahmet eylesin. mustafa kemal gelmiş ve şehzade mustafayı aratmamıştır. bu vesileyle allah başta mustafa kemal'e ve ona yardımcı olan her bir ferde rahmet eylesin.

  • varlığından bu güne kadar haberdar olmadığımız gıda komitesi bu akşam toplanarak "son dönemdeki gıda artışını" ele alacakmış.

    bre utanmazlar, bre gösterişten iş yapanlar topluluğu.
    bu fiyatlar ocak 2021 de mi artışa girdi de harekete geçtiniz?
    şimdiye kadar ner-dey-di-niz?
    aldığınız her kuruş maaşta hakkım varsa haram zehir zıkkım olsun

    bkz: 1 mayıs 2020 türkiye'de hayat pahalılığı

    ps: bu komiteden ve yaptığı toplantıdan vatandaş lehine icraat bekleyen vurdum duymaz akepeli olsun.

    kaynak

    edit: gıda komitesi 9 aralık 2014 tarihli resmi gazete’de yayınlanan 2014/20 sayılı başbakanlık genelgesiyle oluşturulmuş. evet yanlış okumadınız bu amcalar/teyzeler 2014 ten beri boş beleş maaş alıyorlar.

    edit2: bu da burada dursun (m. yavaş twitter headerı)

  • kpss'den bir türlü atanabileceği kadar yüksek puan alamamış özel sektör kölesi bir garibanın tespiti. amk sanki özel sektörde çalışınca dünyayı keşfediyorsunuz. atomu parçalıyor, meteorlara söz geçiriyorsunuz. keşke memur bari olabilseniz...

  • genç milli futbol takımına seçilip milli maçta forma şansı bulan bir öğrenci bayrak töreninde tüm okulun karşısına çıkarılır. okul müdürünün ağzından şu sözler dökülür:

    - çocuklar, arkadaşınız bu hafta milli oldu. alkışlayalım her beraber.

    bu anons üzerine öğretmenler de dahil tüm okul kahkahalara boğulmuş, müdür uzunca bir süre neden herkesin güldüğünü anlayabilmek için kafa yormuştur.

    (bkz: izmir atatürk lisesi)