ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
eğer evinize kargo,posta benzeri bir şey gelmesini bekliyorsanız, ya da herhangi bir beyaz eşya servisi gelecekse evde onları beklemek zorundasınızdır. sizin yerinize kapıyı açacak kimse yoktur onlara.
sincabı öldürmek isterken ölen adam
-
günün en güzel haberi. geçmiş olsun sincap kardeş
agnostik
-
benden uzak allaha yakin ol derken, verilen adresin neresi oldugundan tam olarak emin olamama durumu...
marmaray'da ölen kızın notu
-
şu mektubu okuyup da ''ben oy vermeyeceğim ya'' diyen net akılsızdır!
bizim troll'leri ifşa ediyoruz kampanyası
-
(bkz: yenilikci dervis)
(bkz: kapiyi calan yabanci)
(bkz: t0mmy)
(bkz: sekendiz)
(bkz: xer0)
(bkz: mahna mahna)
(bkz: fikir muhendisi fikri)
(bkz: esekten dusmus at)
(bkz: aziz vefa)
https://twitter.com/…tus/436063225428193281/photo/1
dogma95
-
sanat gibi bir alanda çıkıp bir manifesto yayınlayıp, biz bundan sonra filmlerimizi bu kurallara göre çekeceğiz demek, sanatın ruhuna aykırı bir şey gibi geliyor bana.
sanat, o sanatı icra edenlerin birbirinden, geçmişten, toplumundan, kendilerinden etkilenerek oluşan; zamanla çağının ruhuna göre şekil alan bir kavram.
siz şimdi oturup 45 dakikada yazdığınız kurallarla manifesto yayımlayarak filmler çekmeye çalışırsanız bu ne olursa olsun yapaylığını hissettirecektir.
örneğin; festen (the celebration) filmini ele alalım. -ki bu akımda izlediğim tek film şimdilik budur, bir film izleyip de ne ahkam kesiyorsun diyecek olanlar için mesaj kutum açık, hakaret dışında her türlü eleştiriye açığım.- her neyse filmin güçlü bir hikayesi var, her ne kadar senaryosu o kadar güçlü olmasa da hikayenin vurgusunu hissedebiliyorsunuz.
ancak olan şu ki; filmin çekim tekniği filmin önüne geçiyor. filmi izlerken dogma 95 kurallarına göre çekildiğini neredeyse her sahnede hissediyorsunuz. çekim tekniğinin gölgesinde hikayeye kendinizi yeterince veremiyorsunuz.
oysa bu yönetmenler daha yolun başında filmlerden kendilerini soyutlayacaklarını söylemişlerdi ancak aksine kendilerini daha fazla hissettirdiler bize.
fularım nerede yahu, gören oldu mu?
sevgilinin annesine süt hakkı bilezik istemesi
-
sen de babana sperm hakkı iste. öyle saça böyle tarak.
edit: başlık başa.
türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi
-
(bkz: sıdıka)
hayata dair iç burkan detaylar
-
olsa olsa en fazla 9 yaşında. elindeki kutunun içindeki oyuncak ve benzerleriyle oturuyor köprünün ayağında.
derken birden, önünden geçen kadınlara sesleniyor;
- abla... oyuncak alın çocuğunuzu sevindirin.
hoffffffff. o ablaların alsın onları, çocuklarını da sevindirsin elbet. sevindirsin de, sen ne ara büyüyüp çocuk sevindirmeyi öğrendin be yavrum? arada sen de oynuyor musun onlarla?
bir çocuk oyuncaklarla oynamayı kaç yaşında bırakır?
bazen, bazı sorulara cevap veremiyor insan.
arda turan ve burak yılmaz'ın puro keyfi
tostu bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar
-
kasap sucuğu, gazete kağıdı ve yol kenarında pis bir büfede yapılması.
yıllar geçse de akıldan çıkmayan ders terimleri
-
1516 mercidabık
1517 ridaniye
tunç soyer'in osmanlı'ya hakaret etmesi
-
ülkenin kurtarıcısı ve cumhuriyetin kurucusu atatürk'e hakaret edilirken sus pus olan ya da sevinenleri rahatsız edendir.