hesabın var mı? giriş yap

  • açıkçası karma pek de umrumda değil. ben istediğimi yazamayacaksam ne işim var burada. isteyen eksilesin bana ne aq.

  • nasıl bir konfor alanı lan bu dedirten vazgeçiş.

    hiç mi ailenin yanından ayrılmadın bu yaşa kadar? ne yaşadın da 48 saate türkiye'ye geri dönme kararı aldın? büyük konusmayayim ama; adımımı londra'ya atar atmaz beni zikmeleri, ve orada kaldığım müddetçe her gün zikeceklerini beyan etmeleri lazım dönmem için.

  • kesinlikle gerçekliği olan bir durum. çanakkale'de 4-5 yıl yaşadım ve sokağımdaki kediler neredeyse mahallenin kızlarıyla ip atlıyordu, nereye gitsen peşinden gelen kediler vardı. evime kedi giriyordu, lan kedi naptın deyip elimle kaldırıyor ve öyle dışarı koyuyordum. hafif utanmaları arlanmaları yoktu ama senden iyi olmasın iyi de kedilerdi. bursa'ya geldim, burada tam bir kaos var. top oynayan çocuklar kedilere şut çekiyor. kediler burada sürekli ilk ihtiyaçlarını karşılama derdinde. maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre en dipteler ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılasalar onlar için yeter de artar bile ama çanakkale'deki kediler neredeyse kendini gerçekleştirmek üzereler, statüleri var. sanayilemiş ve nüfusu fazla olan şehirlerde kedilere ve diğer hayvanlara verilmesi gereken önem verilmiyor oysaki küçük bir şehirde ya da köyde, ufak bir ilçede kediler daha mutlu ve karınları da tok. şehirde yaşayan bir kediysen ya kasap önü kedicisi olacaksın ya da tumblr kızlarına güzel gözükmeye çalışıp yanlarına sığınacaksın. başka türlü yaşama şansın yok.

  • mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtiği adam sağır ve dilsizdi. çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu:
    "para nerede?"
    sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
    "ne parası? benim paradan maradan haberim yok. neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
    tercüman tercüme etti:
    - "neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
    baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:
    - "şimdi sor bakalım, para nerede."
    tercüman işaretle sordu:
    - "para nerede?"
    sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
    - "şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
    - "ne söyledi?" dedi baba.
    tercüman yanıtladı:
    - "dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."

  • başlık “haluk levent’in 4 aralık 2018 tarihli instagram paylaşımı” olacaktı

    abi sen nasıl bir kralsın yaaa

    valla sendeki bu mütevazılık keşke tüm sanatçılarda şarkıcılarda, kendini ünlü diye nitelendiren herkeste olsa

    adammmmm

    üşenenler için ekran görüntüsü

    edit: ulan ne at kafalılar var ya.. yok gündemmiş yok reklammış. kıçını başını açarak reklam yapsa, ona buna sataşarak reklam yapıp magazine çıksa bu sözlük yıkılır...