hesabın var mı? giriş yap

  • "justin bieber a laf atan şerefsizler ben hayatımı ona borçluyum.
    9 mart 2009 yılında bir kaza geçirdim. teleferikten düştüm.
    altı ay boyunca komada kaldım.

    bir gün bakıcı hemşirem radyoyu açtı. justin bieber çalıyordu.
    hemen yataktan kalktım ve radyoyu kapattım."

  • hiç tutmadığım buluş..kendi karıştırmaya başlarsa, kaşla göz arasında çayımı da içer bu ipne.

  • işim sebebiyle bir devlet kurumuna iletilmiş evrakın akıbetini sormak için kurumu aramak zorunda kaldım. başka işler sebebiyle gidemedim zaten telefondan bilgi almak yeterliydi. tam 5 gün çeşitli saatlerde aradım. santral açıyor yönlendirdiği kişi açmıyor ve telefon kapanıyor. sonraki hafta işlerimi ayarladım ve kuruma bizzat gittim. haliyle genel evrak bölümüne uğradım. içerde bir kadın az sonra ilgili gelecek dedi bekledim. kadın yanında bir çocukla geldi. oturdu. çay koydu çayını yudumladı. evrakı sordum falanca hanıma git bak yukarda dedi eyvallah dedim. falanca hanım diğer hanımlarla sohbet halindeydi. ben bilmiyorum yanda filanca bey var dedi gittim. filanca bey çay içiyordu o da bilmiyormuş evrak bulunamadı. hepsine diyorum ki telefon ettim kaç kere. cevap aynı ayy çok yoğunuz!!!

    evraktaki hanıma tekrar gittim. işi zaten gelen evrakları bilgisayara girmek. yani kimde nerde bulunması “ara” sekmesine iki kelime yazmasında bitiyor. offf puff dedi monitörü açtı(!) tam o sırada yanındaki çocuk kadına sordu: yaptığın iş zor mu diye. kadın da evet çok zor dedi. çocuk bir kaç saniye baktı ne var bunda ben de yaparım dedi. ben güldüm. kadın göz ucuyla bana baktı mahçup mahçup güldü. sonra bulamadı evrakı. siz şurayı arayın bi dedi. aradım. orası da yardımcı olmadı. bakın dedim fazla zamanım yok çok oyalandım. bu evrak burda biliyorum. çıkmam lazım telefon ediyorum açılmıyor buna bir çözüm bulalım. kadın tamam dedi dahili numara veriyorum. bir kağıda yazdı verdi. tam çıkarken bir baktım falanca hanımla filanca beyin dahili numarası. eee dedim buranın yok mu? offlaya pufflaya iliştiriverdi. çünkü ya onu ararsam?!

    bu abla ve diğerleri memur. akşam 5e kadar çalışıyorlar. pandemi kısıtlamaları vardı hatta muhtemelen erken çıkıyorlardır o dönemde. yaptığı işin zor olduğunu düşünüyor. hani angarya falan değil dümdüz zor olduğunu düşünüyor yani gelen evrakı bilgisayara girmeyi. birçok özel sektör çalışanından fazla maaş alıyor ve işveren faktörü yok çünkü devlet çalışanı. oradan ayrılsa bu performansla özelde iş bulması imkansız. oraya girip çalışmak için deliler gibi uğraşanlar var ama o abla mutsuz. çünkü zormuş:( gerçi uğraşıp başkası gelse o da belki ablamıza benzeyecek. mevzu sadece işverende bitmiyor yani. öyle olsa devlet kurumlarımız falan en azından canavar gibi çalışırdı.

    işini layıkıyla severek yapan herkesi tenzih ediyorum. öyle insanlar da varlar. keşke fazla olsalar. kimse kendisinin işini ne kadar iyi yaptığına bakmadan hep karşıya gömüyor. bu sebeple doğru önerme ve nasıl çözülür bilinmez.

  • yeni gelen köylü kız zehranın süt kızıymış, ulan bu ferihayla mehmet ikiz değil miydi? bi de bu süt kızı mı emzirmiş zehra, oha lan inek mi bu, nasıl bitmeyen bir süttür bu?

  • hafif ticari aracı kullananlar hatalı. u dönüşünün olmadığı yerden dönmeye çalıştığı gibi çevre kontrolü de çok zayıf. görsel mavi renkli tabela net şekilde düz gidebilir ya da sola dönebilirsin diye belirtiyor. yani u dönüşü yapamazsınız. ekstra bir de u dönüşü yasaktır tabelası konmasına lüzum yok. hele ki yer çizgilerinden de anlaşılacağı üzere bunu sağ şeritten hiç yapamazsınız.

    ama kamyon şoförü de bu kaza neticesinde cezaevine girebilir çünkü o da kusurlu.

    meskun mahal olduğu ve ışıklara yaklaşıldığı için hız sınırı kamyonlar için max 50 kilometredir. görsel görsel o tabelaları da kamyon şoförü ne de olsa radar yok diye umursamamıştır. kırmızı ışığa yavaş ve dikkatli şekilde yaklaşılması gerektiği ve tehlikelere karşı uyarmak için öncesinde bir sarı ışık daha konmuş görsel ama kamyon açık ve net şekilde kırmızı ışığın yanacağını görmesine rağmen hiçbir şekilde hızını azaltmadan çok hızlı şekilde geliyor ve kırmızı ışıkta geçerek hafif ticari aracı altına alıyor. her ne kadar duramam diye selektör yapıp uyarmaya çalışsa da durabileceği bir hızda seyretmek de kamyon şoförünün sorumluluğuydu. mahkemede de ben selektör yaptım ama diye yırtamaz hatta fren bile yapmadığı için işi zor.

    "burada kamyonun hiçbir kusuru yok, dümdüz yolunda seyrediyor" "kamyon bu duramaz" diyenleri de hayretle okuyorum. arkadaşlar kamyon dediğiniz tren ya da tramvay değil bu. karayolu taşıtı ve kurallara uymakla mükellef. 40 ton yüklü bir kamyon günümüz standartlarında 80km/h ile seyrederken 40 metre içerisinde tamamen durabilmeli * ki bu kamyon ışığın kırmızıya döneceğini çok daha uzak bir mesafeden gördü ama siz böyle böyle kamyonculara cesaret vere vere ölümlere yol açıyorsunuz. yine tabii ki kamyonların böyle durumlarda duramayabileceğini de hesaba katarak aracınızı sürün ama kamyoncuları da aklamaya çalışmayın.

  • ben de bunu anlamıyorum.

    teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.

    bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)