ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hamaslının sıfır mesafeden vurduğu israilli çocuk
-
turkiye cumhuriyeti himayesi altinda olan bazi o.clarida bu orgutun yaptigini bizde yapmaliyiz diye kameralar karsisinda demecler veriyor alin size iliman siyasal islam .
italyan sineması
-
bizde pek az bilinen bir yönetmeni işaret edeceğim: francesco rosi.
salvatore giuliano (1962), il caso mattei (1972), lucky luciano (1973), cadaveri eccellenti (1976) gibi anlatılarında sosyo-politik çalkantılara duyarlılığını ortaya koymuştur. sayılan filmlerde italyan devleti ile mafya arasında güçlü bağlantılar kurmuş, sol perspektiften sağcı hükümetlerin politikalarını ve çevirdikleri entrikaları mahkûm etmiştir.
kendisiyle henüz tanışmayan sinefillere ivedilikle tavsiye olunur.
edit: imla
mesajlaşmanın zahmetli ve bunaltıcı olması
-
böyle düşünen kaç insan vardır bilmiyorum ama mesajlaşma olayı bana oldukça zahmetli ve bunaltıcı geliyor. sürekli cevap yazmak zorunda olmak, pıt pıt telefon ekranında tuş aramak insanları nasıl darlamıyor anlamak mümkün değil.
zekeriya öz
nature's great events
-
adama suratında salak bi gülümsemeyle "elemanlar yine yapmış abi" deme fırsatı veren aşmış bitirmiş bbc belgesel dizisi. 11 şubat'ta başlayan bu dizi özet olarak planet earth tarzında ama farklı olarak her bölümde tek bir olayı anlatmaktadır. örneğin ilk bölümünde yaz aylarında kutuptaki kar ve buzların erimesini, ikinci bölümde somon balıklarının göçünü anlatmaktadır. david attenborough tarafından sunulan belgesel abd'de discovery channel tarafından seasons of survival adıyla yayınlanacaktır.
şehirlerarası otobüs yolculuğu klişeleri
kendisine saldıran pitbull'u haşat eden at
-
uysal ve efendi durduğuna aldanılmaması gereken bir hayvan olan atın tersinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere gösteren olay.
çizgi filmlerde karakterlerin fırlarken çıkardıkları ses çınladı kulağımda.
facebook'ta fotoğraf yorumuna ben çektim yazmak
-
*çok tatlı çıkmışsın fıstığım, bikinin de süpermiş.
-sağol cnm, romadan getirdi onu babam :))
*foto da güzel, ibiza mı orası?
-mykonos
+ben çektim.
-ay saçmalama sedat nasıl sen çektin, biz o zamanlar tanışmıyorduk bile.
+yok ben şimdi çektim, ossbir yani, sedat kaçar:/
mimarlığı bırakıp dilenci olmak
-
merhaba sevgili sözlük ahalisi.
sizlere çok sevdiğim, türkiye gibi her şeyin belinin bağlı olduğu inşaat sektörünün mihenk taşlarından birisi olan mimarlığı bırakıp dilenci olmaya başlama kararımı anlatacağım. bu elbette hiç kimsenin pipisinde olmayabilir. ama önce bir okuyun derim.
türkiye'nin büyükşehirlerinden birinde yaklaşık 7 yıldır mimarlık yapıyorum.
mezun olunca bol para kazanacağım hayaliyle okuduğum mesleğe 1.800 lira maaşla başladım. üstelik gece gündüz de çalışıyordum.
1. yıl
-hiç izin yapmadım.
-tam 7 ay süren bir uygulama projesinin teknikerliğini yaptım. bu sürenin yaklaşık 6 ayında ekstra mesai yaptım. yaklaşık 2 ayında sabahladım.
2. yıl
-teknikerliğe devam ettim. mimarlığın çizim yapmaktan başka bir şey olmadığını düşünmeye başladım.
-maaşıma 200 lira zam yapıldı. sigortam asgari ücretten yatırılmaya devam etti.
3. yıl
-müteahhit görüşmelerini de yaptım. belediye görüşmelerine otobüsle gittim. evrak işleri peşinde koştum.
-maaşıma 250 lira zam yapıldı. sigortam aldığı yapım işinde mimar çalışan göstermek zorunda olan bir şirket tarafından yapılmaya başlandı. yani bonservisim olmadan satıldım. üstelik ekstra maaş almadım.
4. yıl
-tek başıma mimari projenin her detayına hakimdim. üstüne 3 boyutlu görsel çalışmalar da yapıyordum.
-maaşıma 250 lira daha zam yapıldı.
5. yıl
-artık ofisi ben yönetiyordum. patron dışarda iş peşinde koşuyordu.
-şirket sahiplerinin inşaat işine de girmesiyle şantiye gezmeye başladım.
-maaşıma 300 lira zam yapıldı.
6. yıl
-ırak'ta antrepo, lüks konut, stadyum gibi işlerin proje çalışmalarını yürüttüm ve yönettim. 6 kez ırak'a gittim.ilk kez aldığım pasaport harcımı kendim ödedim.
-maaşıma 200 lira zam yapıldı.
-bu yılın 5 ayı maaşım geç yattı.
7. yıl
-3 tane kentsel tasarım projesi çalışması yaptım. yaklaşık 10 ha, 7 ha ve 17 ha'lık alanlarda kentin rögar kapağının yerine kadar tasarladım, kontrol ettim ve işi yürüttüm.
-maaşıma zam yapılmadı. şirkete %20 ortaklık teklif edildi. kabul etmedim. çıkacağımı söyleyince 500 lira zam yapıldı.
bugün itibarıyla mesleği bırakıyorum. gelelim sebeplerine;
1. yıl kazandığım para: 21.600 tl
2. yıl kazandığım para: 24.000 tl
3. yıl kazandığım para: 27.000 tl
4. yıl kazandığım para: 30.000 tl
5. yıl kazandığım para: 33.600tl
6. yıl kazandığım para: 36.000tl
7. yıl kazandığım para: 42.000tl
toplam kazandığım para: 214.200 tl
dilencilerin hesabını yapalım mı?
3 tip dilenciyi gözüme kestirdim.
1- ışıklarda duranlar
2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
3-cami önünde duranlar
1- ışıklarda duranlar
1 trafik ışığı normal bir trafik akışının olduğu yolda yaklaşık 5 dakikada 1 kez kırmızı yanıyor. aslında daha kısaları da mevcut ama örneğimiz bu. kırmızı ışığın yanma süresi yaklaşık 20 sn. daha uzunları da mevcut.
1 kişi trafik ışığı 1 kez kırmızı yandığında en az 2 lira toplayabiliyor. daha da fazla toplayanları mevcut.
5 dakikada :2 tl
60 dakikada: 24 tl
günde 10 saatte: 240 tl
1 ayda: 7.200 tl
2-kalabalık bir sokağın kaldırımında duranlar
önünden dakikada 50 kişi geçiyor ve bunların yalnızca 1 tanesi 1 lira veriyor. başarı oranı: %2
1 dakikada :1 tl
60 dakikada: 60 tl
günde 10 saatte: 600 tl
1 ayda: 18.000 tl
3-cami önünde duranlar
2. hesapla neredeyse aynı, ancak erkekler için zor. zabıta falan hikayeleri. başarı oranı düşük. ama hesap aynı.
1 dakikada :1 tl
60 dakikada: 60 tl
günde 10 saatte: 600 tl
1 ayda: 18.000 tl
üstelik cuma günlerinin daha bereketli geçeceği kesin.
şimdi dostlar, soruyorum size? bu trafik ışıklarında dilenciler, bu cami önlerindeki teyzeler, sokaklarda sabahtan akşama kadar oturan eli kolu sağlam insanlar neden dileniyor?
beyaz yakalının yakasına yapışmış vergiler, ödediği borçlar, yasal olmak için elinden geleni yapmasına rağmen hiç bir şeye sahip olamamış insanlar neden devam ediyor mesleklerine?
bugün,
arkadaşlarım bugün, tüm beyaz yakalıları, sigortası asgari ücretten yatan tüm çalışanları, çıkıp trafik ışıklarında, köşebaşlarında, cami önlerinde dilenmeye davet ediyorum. çıkın ve yardım isteyin. ben istiyorum, çünkü geçinemiyorum.
edit: entry tamamlanmadan göndermiş bulundum. düzeltildi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
nikah memuru: "... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
gelin : "evet!"
nikah memuru: "peki siz damat bey ... 'yı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"
damat : "evet!"
nikah memuru: "ben de evet diyorum ve 3 evetle uğurluyoruz''
24 takım arasından 24. olmak
-
0 puan ve -8 averajla euro 2020’de a milli takımımızın başardığı olay.
şaka gibi.
okutulan siğilin iyileşmesi
-
ahahahaha immun sistem diye bi şey vardır arkadaşlar ama siz anlamazsın haa. immun bu yaa öyle kolay mı. mesela bağışklık sistemi deseydim hemen bilirdiniz ama şimdi bilemezsiniz, neden, immun dedim çünkü!
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
laptop almayı düşünüyorum. dolar 1.38 falan, vatan kuru 1.25 e sabitledik diye reklam yapıyordu o dönem 1000 liraya iyi bir laptop almıştım. asgari ücret 900 küsür liraydi. şimdi asgari ücretle iyi bir laptop?
bu ornegim bana biraz abartılı geldi, ben bir keyif çayı içeyim.