ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yapınca herkes sana bakıyor hissi veren eylem
-
market kasasında aldığım ürünleri poşetlerken oluşan gerginlik
michael scofield
-
hoşlandığı hatunun elini 12. bölümde tutarak mühendis olduğunu göstermiş dizi kahramanıdır.
kız isteme söz nişan nikah düğün
-
(bkz: para tuzağı)
(bkz: tünelin ucu bombok bi yere çıktı)
bi kadın tanıyorum şu diyaloğu yaşayan;
gelin: adana set isterim.
kaynana: durumumuz yok kızım onu alacak.
gelin: durumunuz olduğu zaman evleniriz o zaman problem değil.
bu cümleden sonra ne mi oldu?
evlendiler bi de çocukları var şimdi :)
başkanlık sisteminde yanılmış bir gazeteciyim
-
bu kadın akp’yi terketmez, ona diyorlar ki akp parlementer sistemde hep iktidar kalır ama biz parlementer sistem dersek, dönmüş oluruz, şu an dönmeyelim, isteksiz gibi görünelim.
sen şimdilik yolunu aç.
bursa'daki magandaların serbest bırakılması
the others
-
her köşe başından kanlı bir cesedin çıkmayacağını,tavanlardan kan damlacıklarıyla beraber sarkan ölü dişilerin olmayacağını,ikide bir hen hen hen hen(bkz: korku filmi muzigi) diye bir melodinin ardından bıçaklı bir herifin hiyaa diye ortalığa atlamayacağını bildiğimden huzur içinde izleyip mutlu mutlu tırsmamı sağlamış film.
kaplumbağa eti
-
kartalların aç oldukları için, insanların piç oldukları için yedikleri et türü.
inceleme başlattık
-
yes minister'da şu şekilde işlenmiş olan hükümet pratiği:
james hacker: when am ı going to do all this correspondence?
bernard woolley: you do realize you don't actually have to, minister.
james hacker: don't ı?
bernard woolley: not if you don't want to. we can draft an official reply.
james hacker: what's an official reply?
bernard woolley: ıt just says "the minister has asked me to thank you for your letter"; then we say something like "the matter is under consideration", or even, if we feel so inclined, "under active consideration."
james hacker: what's the difference?
bernard woolley: well, 'under consideration' means we've lost the file; 'under active consideration' means we're trying to find it.
türkçesi:
bakan - bu kadar yazışmayı ben hangi ara yapacağım?
müsteşar - yanıt vermek zorunda olmadığınızın farkındasınız değil mi bakanım?
b - değil miyim?
m - istemiyorsanız hayır. her zaman bir 'resmi cevap' yollayabiliriz.
b - resmi cevap nasıl oluyor?
m - önce 'bakanlık mektubunuz için size teşekkür eder' gibisinden bir şeyler söylüyoruz, sonra ya 'konuyla alakalı inceleme başlattık' diyoruz, ya da, o da eğer cidden lüzum görürsek, 'konuyla alakalı fiili inceleme başlattık' diyoruz
b - ikisinin arasındaki fark ne?
m - valla 'inceleme başlattık' dosyayı kaybettik demek, 'fiili inceleme başlattık' dosyayı bulmaya çalışıyoruz demek.
öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh
-
şimdi gördüğüm video.
yemin ediyorum çok az şeyi böyle zevkle izledim..
o korumaların acizliğini gördüm ya dünya gözüyle bu bile bana yeter..
şşş noldu la korumalar.!! bi tarafınız yemedi değil mi, protestoculara dokunmaya, bırak göz altına almayı, bırak ağzını kapatmayı, bırak iktirip kaktırmayı, elinle dokunamıyorsun bile..
elinden gelen sadece öööeeeeeeeaaaaaağğğğğğhhhhh diye bağırmak..
noldu yemedi di mi?
şu acizliğinizi görmek bile yetti bana. ahahahahhaha..
yabancıların türkçe konuşurken yaptığı hatalar
-
bir duruma sinirlenen ingiliz arkadaşım "bu ne yelpazelik" diyerek isyan etmişti.
emrah serbes'in yazarlığı bırakması
-
yazarlığa meslek muamelsi yapanda, anca bizim ülkede olur.
sen fikir adamısın ,düşünce insanısın,hayatta eksik ve yanlış gördüğün ne varsa bi şeyler yazmakla mükellefsin.
aydınların sustuğu yerde ,cahiller bağırırmış.
iki yıl sonra ülke çok farklı olacak sanki, yine gençler ölecek , yine zalım zülmüne devam edecek,ama bu arada senin paran bittiği için yazman gerekecek.