hesabın var mı? giriş yap

  • gören de sanacak ki; ibb diye bir ülke var türkiye'nin komşusu. türkiye'de mükemmel bir fiyat istikrarı sağlanmışken ibb ülkesinde halka zulüm olsun diye habire zam yapılıyor.

  • irtifa, performans ve uçuş güvenliği yönlerinden uçak üzerinde önemli etkiye sahip olan düzensiz hava akımlarıdır...

    türbülans yoğunluğu, light(hafif), moderate(orta), severe(şiddetli) ve extreme(çok şiddetli) olmak üzere dört ketegoride ifade edilir... bu kategorileri uçağın, personelin ve kabindeki sabit olmayan objelerin reaksiyonu belirler...türbülansın şiddeti ne olursa olsun önemli olan uçağın buna verdiği tepkidir... türbülans uçak tipine doğrudan bağlıdır...büyük uçaklarda hafif yada orta derecede hissedilen bir türbülans, daha küçük uçaklar için şiddetli olarak hissedilebilir... şiddetli türbülans rapor edilen bölgelerde uçaklarda ani irtifa farkları oluşabileceğinden kontrolörler standart ayırmayı artırmalıdır...

    türbülansın bulunduğu bölgeyi, hangi seviyeleri etkilediğini belirleyebilen bir cihaz bulunmadığı için bu bölgelerin tespitinde pilot raporları esastır... pilotlar tarafından verilen türbülans raporları o bölgeden daha sonra geçecek diğer uçaklara, türbülansın yaşandığı seviyeler, rapor saati ve uçak tipi mutlaka iletilmelidir...

    türbülansların yolcu konforu ve uçuş güvenliği açısından büyük önemi bulunmaktadır...

    türbülans şiddetinin tespiti ise :

    light chop :irtifa ve rotada çok farkedilmeyen, hızlı ve biraz ritmik engebelerin hissedilmesine sebep olur

    light türbülans : irtifa ve rotada kısa süreli hafif ve istikrarsız sapmalara sebep olur, yolcular emniyet kemeri kullanır ancak uçak içindeki eşyalar hareketsizdir

    moderate chop : light chopun biraz daha şiddetlisidir. uçağın rotasında ve irtifasında değişikliğe sebep olmaz ancak hızlı engebeler ve sarsıntılar meydana gelir

    moderate türbülans : light türbülanstan biraz daha şiddetlidir. irtifa ve rota değişikliklerine sebep olur. uçak kontrol altındadır. gösterge süratinde değişiklikler olur. uçak içerisinde yürümek zorlaşır, serbest eşyalar devrilir...

    severge türbülans : irtifa ve rotada geniş çaplı beklenmedik değişikliklere sebep olur. uçak kısa süreli kontrol dışı kalabilir. yolcular mutlaka emniyet kemerlerini bağlar, serbest objeler yer değiştirerek yuvarlanır...

    extreme türbülans : çok ender görülür uçakta büyük çarpma ve fırlatma hissedilir. uçağı kontrol etmek imkansızdır. uçak üzerinde yapısal hasarlara neden olabilir...

    ilgili olarak :

    (bkz: clear air turbulance)
    (bkz: wake turbulance)
    (bkz: wind shear)
    (bkz: mıcroburst)

  • "kadınları anlamak istiyorsanız 1 saat açık havada durun. ne alaka diyorsanız, zaten anlamayacaksınız en azında beyninize oksijen gitsin."

    "ülkemizde beden eğitimine bakış şöyleydi: beden ilk ders olsun okula eşofmanla gideyim, son ders olsun eve eşofmanla döneyim."

  • ege (6,5) geceleri yatarken hala biberonla süt içmektedir, herkesin bir keyfi, tiryakiliği olduğu için bu durum anlayışla karşılanır. evde süt bitmiştir ve çocuklar meyve suyuna ikna edilir...

    ege: ama elma suyu istemem, kayısı suyu koy biberona.
    romica: kayısının posası biberonu tıkar, içemezsin.
    ege: posa ne ki?
    romica: hani içerken ağzına lifleri dokuları pütürtülü geliyor ya, o işte...
    ege: pütürtü ne demek?
    romica: böyle minicik parçalar, bak mesela fırının kapağı cam olduğu için kaygan, dolabın kapağı ise o kadar kaygan değil, elini sürersen anlarsın, aynı bunun gibi elma suyu posasız olduğu için daha akışkan, biberonun deliğini tıkamıyor.
    ege: nereden biliyorsun elma suyunun posasız olduğunu?
    romica: bak biberona, arkasını görebiliyorsun, su gibi saydam, kayısı suyuna bak, arkası görünmüyor, saydam değil.
    ege: saydam yerine cam gibi desen olmuyor mu?
    romica: bazen olur bazen olmaz, elma suyu istiyor musun?
    ege: ya süt ver ya da kayısı suyu! çok uykum var ve beni posa mosa kandırıyormuşsun gibi geliyor!

  • eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .

    bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...

    neyse..

    ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.

    bakakaldik ardindan.