hesabın var mı? giriş yap

  • pizza hut'ın sınırsız pizza promosyonunda kenarlar dahil 24 parça pizza yemek.

    2. veya 3. pizza'dan sonra pizzaları yavaş getiren garsona, "bilader biz buraya doymaya değil, ölmeye geldik" demek.

  • yılların hafıza'dan silmek istese de silemediği,daha çok biyoloji dersinden bilinç altında kalan, tuhaf, ilginç adlara sahip terimlerdir.

    golgi cisimciği: cisimcik ne güzel duruyor ya burada?, ne kadar uyumlu, bu cisimciği buraya kim uygun görmüşse toki'den ev alıp hediye etmek lazım.

    fosforilasyon: bir cadde ismi olabilir bundan. unutmak ne mümkün. bazı geceler aniden uyanıp sözlüğü açıp foforilasyon'un anlamını ezberleyip geri uyuduğum günleri bilirim.

    endoplazmik retikulum: en klişe terimlerden biri bu. hala bir ortamda kendisinden bahsedilse espri yapıldığını sanırım, gülerim.

    avogadro sayısı: avogadro emmimizin bulduğu sayı.6,02 x 10^23 kez lanet okuduğum zamanları bilirim.

    plastid: çok naif bir çizgi film karakterini çağrıştırmıştır bende hep.

    geoid: ne kadar "cuk" diye oturan bir kelimedir, çok sever, sayarım.

    kel macit: fodul bir vatandaşımızdır. esnaflıktan arda kalan zamanlarda halı saha maçlarında defans oyunculuğu yapmaktadır; çünkü göbeği orta saha oyuncusu olması önünde en büyük engeldir. mahallenin takım kaptanıdır, geçen hafta singapur demir çelik spor ile yapılan şampiyonluk maçında son dakikalarda çektiği şut direkten dönüp taca gitmiştir. (yoğun istek üzerine: ısı alışverişi konusu ile alakalı bir formüldü bu, ezberlemek için böyle bir metod kullanılırdı, q= m.c. zaman değişimi)

    palanga, kemosentez, pisagor, dandanakan savaşı, matriks, haydar paşa lisesi'nin nankör kimyacısı'nın rabia'nın cesedi üzerindeki fantezileri...

  • hkg gerçek bir devrimcidir. bulunduğu çevreyi anlattıklarından az çok tahmin edebiliyoruz. televizyonsuz, telefonsuz dünyadan kopuk bir yaşam. radyodan kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili şeyler duyup yaşadıklarının normal olmadığını o zaman anlayacak kadar beyinlerin yıkandığı, küçük yaşlardan itibaren sürekli cezalandırılma, cehennemde yanma baskılarıyla büyüyüp kafasını olduğu yerden kaldıramayan çocuklar. üstüne bu kadar acıyı yaşayan bir insanın sergilediği üstün cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum. yaptıklarını yapabilmek, delil toplamak, o savcıya gidip, bu yaşadıklarını anlatabilmek, bunlar çok büyük işler. yaşın tüm yaşadıklarına rağmen hala küçücük sadece 24 yaşındasın şu anda ve cehennemi bu dünyada görmüşsün. umarım bundan sonra huzura kavuşur ve karabasanlarından uzakta mutlu bir hayat yaşarsın.

  • insanın kapı zili üstünden babanın isminin yazılı olduğu kağıdı söküp, kendi isminin yazılı olduğu kağıdı taktığı an. ufacık kağıt parçasının nasıl olur da bu kadar ağır olabileceğini açıklayabilecek herhangi bir bilim yok.

  • türk televizyonlarının unutulmak istenen ama unutulamayan adamı savaş ay production gururla sunar,

    bir kaç ay önce atv ana haber'in "savaş ay oradaydı" adlı bölümünde savaş ay'ın narkotik ekibiyle terör bağlantılı bir şebekeye baskın yapmaya gitmesi, polislerin kapıyı kırmalarını ve savaş ay'la birlikte içeriye girmelerinin kameraman tarafından evin içinden görüntülenmesi..

  • carrefour kasa kuyruğu.. ilay(3,5) arabada oturmakta, karnı aç, uykusu gelmiş ve canı sıkılmış... arka sıradaki adam en rutkay aziz tonlaması ile muhabbete girmeye çalışır...

    adam: merhaba küçük hanım, nasılsınız?
    ilay: ???
    adam: adınız nedir?
    ilay: ilay...
    adam: ooo ne kadar enteresan bir isim bu böyle, tanışmaktan onur duydum.
    ilay: sen neden böyle konuşuyorsun?
    adam: nasıl konuşuyorum?
    ilay: böyle saçma sapan bir sesle!

  • şimdi sabah haberlerinde bir kaç gündür gözüme çarpıyor bu teyzeler, amcalar farklı versiyonlarla:

    bir adam "torununa 1 lira harçlık veremediğinden" yakınıyor, bir kadın "torununun muz istediğinden ama alamadığından"...

    ben fena kazanmıyorum, yani ortalama bir standardım var, hatta bazen çok bile kazanıyorum çeviri vs. ile. biraz da steril yaşıyorum; köyden kente, evden işe... böyle bir başınıza takılırsanız gözünüze gözünüze giremeyebiliyor gerçekler.

    bugün c sınıfı bir pazara gittim. (len pazarın da sınıfı mı olur demeyin. var: misal antalya'da altınkum pazarı bambaşka, altınyaka daha başka, sosyete pazarı ekstra başkadır.) iki üç çeşit meyve dışındakiler girmez o sınıf pazara mesela. ben bugün çakırlar pazarındaydım. balıkçıya durdum ve klasik deniz mi, çiftlik mi sorusundan sonra bir tane -bir tane- tekrar yazıyorum bir tane çupra tarttırdım: 20 lira dedi. yuh dedim. yuh deyince kenardaki küçük -adını şimdi anımsayamadığım balığı gösterdi. len dedim, ev geçindiren bir ebeveyni düşünsene, geliyor, bir balık yedirmek istiyor çocuklarına adam gibi, kenara attığı balıkları gösteriyor satıcı. içi acır lan insanın. benim evlatlarım evlat değil mi lan, der. der yani. ben olsam derdim.

    almadım, içeriye doğru uzadım. patates 3.5 lira (dün markette 5 liraydı, sinirlenip almadıydım), fasulye 7 lira, havuç 3 lira, patlıcan 3,5, bakla 7, pancar 4 tanesi 3 lira, marul 1,5, 4 tane yeşil soğandan müteşekkil bağ 1 lira... hangi sebzenin mevsimi dedim kabağı, havucu gösterdi, baklayı sonra, patates, soğan...

    çilek de 6 liraydı ha. eriği hiç saymıyorum.

    şimdi tv'de "insanlık onuru" diyor başbakan.
    insanlık onuru mu kalmış lan? verdiğiniz 900 lira maaş ile bir dede/nine torununa pazarda gördüğü meyveyi, balığı, sebzeyi alamıyor, hangi onurdan bahsediyorsunuz lan?

    yazık, vallahi yazık.

    dilerim ki bahsettiğiniz o insanlık onuru sizi ve sizin gibi çiğleri gün gelecek yiyecek!
    insanlık onuru, yalandan, hitabetten beslenen pezeveng herifleri yenecek.

    ha, muzdu di mi? muz göremedim pazarda.

  • alemdir bu trafik polisleri.. gecen istanbul bebekte yururken yine bi polisin biri kaza olan bolgede;
    - 34 kzc 40 bekleme yapmaa, bakma kardesim su kazaya ne oluyor bakınca sanki
    - puaa puhaa 34 mr 123 yurusene lan bakma dedim kardessim su kazaya, trafik yapmayın. aloo kime diyorum.. yurusenize bee, kızdırmayın beni..
    - puha puha bekleme yapma yuru yuru..
    ...
    bir süre sonra arkadan bi ekip otosu daha gorunur ve bağırmakta olan trafik polisine şöyle anons eder..
    - lan haydar fazla bagırma !!!

  • kendisini tanımıyorum ancak ödül aldığı konuşması hayatımda izlediğim en kötü konuşmaydı. rakiplerim güçsüzdü mü? hönk!!!
    adaylara teşekkür etmek yerine belediye başkanına teşekkür etmek mi? teşekkür yetmeyip, iltifat etmek hönk!.