hesabın var mı? giriş yap

  • yıllarca zinanın dibine vur, gece hayatı deyince akla ilk gelen isim ol, ondan sonra namaz güzellemeleri... al sana türk işi dindarlık!

  • aşırı hassas olduğum bir konu.
    son 5 senedir yöneticilik yapıyorum hizmet sektöründe. 5 senedir herhangi bir kadın personelim rahatsızlandığı zaman direkt anlıyorum ve hemen evine gönderiyorum. bu benim ya da işletmem için bir kayıp mı? tam tersine, o personel iyi olup geldiği zaman daha iyi çalışmaya başlıyor. kendilerine değer verildiğini hissettikleri her yerde personel iyi çalışır. bunu bilir, bunu söylerim.

    özetin özeti: nihayetinde çoğu personel regl olayını direkt olarak dile getiremiyor ülkemizde. bu konuda da biraz hassas olması gerekiyor yöneticilerin.

  • ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
    bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
    bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler

  • "bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."

    tabi lan?

  • her gün karşılaştığım durum.
    pediatride diyetisyenim. polikliniğe gelen çocukların çoğu obez. her gün en az biri çocuğunun kilosuyla dalga geçiyor. çocuk mahcup oluyor, kiminin gözü doluyor, kimi hırçınlaşıp annesine vuruyor. işte o an ben de o anneye karşı cephe alıyorum.

    -sizin de fazla kilonuz var. ailesel herhalde. (o an kendini yoklamasını izlemek çok hoşuma gidiyor.)
    (bkz: zevk alınan ufak sapıklıklar)
    hemen bahaneleri sıralarlar:doğum, hormon, ilaç vb.
    -evde abur cubur bulunduruyor musunuz?
    -kızartma yapıyor musunuz?
    *yanıt evetse anneye kendim ettim, kendim buldum nedir itinayla öğretilir.
    -kahvaltı hazırlıyor musunuz?
    -dışarıdan ne sıklıkla yemek yiyorsunuz?

    sonra o çocuğun anneye attığı oh olsunbakışı ve bana attığı gülücüğün tadını çıkararak beslenmesinin nasıl olması gerektiğini anlatırım. bazı anneler direnç gösteriyor ve "sen yemezsin, biz yeriz" diyor. o çocuğu her şekilde ötekileştiriyor.

    çocuk istismarı nasıl yapılır gösteriyor. ben de bunu ona anlatıyorum.
    o çocuk sizin hatalarınız nedeniyle burada. o bugüne kadar size uyum sağlamış, artık siz ona ve yeni düzenine uyum sağlayıp destek olacaksınız.

    çocuğa sana yeme dediğim hiç bir şeyi evdekiler de yemiyecek dediğimde zafer çığlığı atan oluyor.

    bu anne benim nazarımda kendi hatasını çocuğa suç atarak örtbas etmeye çalışan insandır. yemezler.. yedirmezler..

    ekleme: bir yazar arkadaşımız babaları sormuş, güncelleme gereği duydum. başlık anne davranışı ile ilgili olduğu için babaya yer vermemiştim. bir de genelde mutfak anneden geçiyor. olayın kaynağında genelde onlar var.

    *polikliniğe çocuklar genelde anneleriyle geliyor. anne, baba, çocuk üçlüsü geldiğinde ya her iki ebeveyn de anlayışlı ve destekçi ya da ikisi de eleştirel ve baskıcı.
    baba anneyi eleştiriyor çocuğa bakamıyorsun diye, anne çocuğa yükleniyor.
    *sadece baba ile gelen çocuk da oluyor. babaların derdi genelde diyetin yazılı olduğu o "bir kağıdı" alıp gitmek. anlattıklarımı çoğu kez dinlemiyorlar. çocuk için var olan babanın yokluğu durumu..
    * boşanmış anne babanın çocuklarının durumu karışık. bir ebeveyn özen gösterirken diğeri es geçebiliyor. genelde baba, kendi ailesinden destek alıyor. aile büyükleri çocuğu abur cuburla şımartıyor ya da beslenme düzenine uymak külfet oluyor.
    * boşanmış ya da bir arada, her şekilde anne baba desteği alan çocuklar şanslı, her konuda destekten söz ediyorum elbette.

    aileden bağımsız okullarda tüketilen öğünlerin de denetlenmesi gerek. beslenme saatine çikolatalı ekmek, kızartılmış patates isteyen öğretmen var. şimdi bu çocukların sorunu aslında çok faktörden etkileniyor.