ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ascii art
-
..sssss.
ss
.sssss
.......ss
sssss
..oooo
o. .....o
o.......o
.0000.
zzzzzzz
........zz
....zz
zz
zzzzzzz
ll
ll
ll
lllllllllllllll
u........u
u........u
u........u
.uuuuu.
k.........k
k.....k
kk
k...k
k.......k
k.........k
ttttttttttt
......t
......t
......t
......t
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
k.........k
k.....k
kk
k...k
k.......k
k.........k
ii
ii
ii
ii
ii
ii
bbbbbb
b..........b
bbbbbb
b..........b
b..........b
bbbbbb
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
y...........y
..y.......y
....y...y
......y
.....y
...y
.
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
n..........n
n..n......n
n.....n...n
n........nn
ll
ll
ll
lllllllllllllll
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
rrrrrrrrrr
r...........r
rrrrrrrrr
rrrrr
r....rrr
r.......rrrrr
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
..sssss.
ss
.sssss
.......ss
sssss
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
ll
ll
ll
lllllllllllllll
......a
....a..a
...aaaa
..a......a
a.........a
m...........m
mm.....mm
m..m.m..m
m....m....m
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
ddddd
d........dd
d........dd
d.........d
d.dddd
eeeeee
e
eeeeee
e
eeeeee
rrrrrrrrrr
r...........r
rrrrrrrrr
rrrrr
r....rrr
r.......rrrrr
ii
ii
ii
ii
ii
ii
m...........m
mm.....mm
m..m.m..m
m....m....m
ömer üründül'ün küçüklüğü
-
-ömer kaç bekliyorsun oğlum yazılıdan?
+çooooooooook.
-10 almışsın.
+oooouuuuuuuvvvvvv.
kolay olmasına rağmen yaparken üşenilen şeyler
erdoğan'a sırtını dönen ığdırlı kadınlar
-
bir insan sırtını dönerek neyin işaretini yapmış olabilir ki?
gün geçtikçe deliriyor, delirdikçe kontrolünü iyice kaybediyor. insanlar sırtlarını dönerek protesto ediyorlar diye insanları ahlaksızlık ile suçluyor.
valla çok merak ettim kadınları. yaratıcı hakaret yöntemlerini paylaşmalarını isterim.
21 ağustos 2019 marmaray suadiye durağı tuhaflığı
-
sabah saat dokuz sularında durağa giriş yaptım. durakta benden başka yetmişlerinde şık giyimli bir yaşlı teyze vardı. durağın uç kısmında ayakta bekliyor, sık sık kolundaki gümüş saate bakıyor, saatten hemen sonra trenin geliş yönüne değil gidiş yönüne dönüyordu. belki de yanlış yerde bekliyor diye düşünüp onu uyarmak için yanına yürüdüm. yürürken birisi sırtıma dokundu. refleks olarak geri dönüp baktım, kimse yoktu. etrafımda bir tam tur atıp yanlış his kanısına vardım ve tekrar teyzeye baktım. teyze kaybolmuştu. allah korusun raylara mı düştü diyerek koştum. raylarda yarısına kadar içilmiş bir marlboro touch'tan başka bir şey göremeyince doğruldum. nereye gitti lan teyze derken beklediğimiz bostancı istikametine değil de kadıköy istikametine gidecek tren perona geldi. trenden bir kişi indi, yetmiş yaşlarında şık giyimli o teyze. yavaş yavaş yürüyüp önümden geçti ve onu ilk gördüğüm yerde ilk gördüğüm şekilde beklemeye başladı. şu, bir yerdeki fırtınaya katılmak için hızla koşar gibi aniden vurup geçen rüzgarlardan biri esti. benim sırt çantamı bile sallarken teyzenin kılını dahi kıpırdatmadı. dikkatle onu izliyordum ama o bunu zerre umursamıyordu. saatine bakıyor, trenin gidiş yönüne dönüyor, tekrar saatine bakıyordu.
artık onunla konuşmadan ölemezdim. yeniden depreşen niyetimle bir adım atmıştım ki tren perona yaklaşırken raylardan duyulan o metalik filinta sesi duyuldu. teyze heyecanla elini kalbine koydu. tren yaklaşmaya devam ediyordu ancak görünürde bir şey yoktu. görmediğim bir tren istasyonda durdu. sesi vardı ama kendi yoktu. sonra aniden istasyonda bir adam belirdi; yetmişlerinde şık giyimli bir adam. teyzeye doğru bakıp 'nebahat' diye bağırdı. teyze onu duymuyordu. tekrar 'nebahat' diye bağırdı ve koşmaya başladı. o yaklaşırken ben umursamadan dikilen teyzeye döndüm. dalgın dalgın ona doğru bakınırken amcanın koşu yolunu kapattığımı fark etmedim. yanımdan geçerken sırtıma dokundu. kenara çekilmemi beklemeden yanımdan geçti. teyze bu kez gözlerimin önünde hiç orada yokmuş gibi kayboldu. gözünüzü kırpıp açın ve orada olan bir şeyin artık olmadığını hayal edin, tıpkı öylece. yaşlı amca peronun ucuna gidip rükuya gider gibi eğildi, ellerini dizlerine dayayıp soluklandı ve ağlamaya başladı. sonra doğruldu, kolunu kaldırıp teyzenin kolundaki gümüş saate benzeyen saatine baktı. kadıköy yönüne giden trenin sesi duyuldu. amca oraya doğru koşmaya başladı. tren göründü. gelip efendi gibi peronda durdu ve içinden yetmişlerinde şık giyimli o teyze indi. yaşlı amcayı gördü boynuna sarıldı. tren yeniden hareket etmeden el ele tutuşup trene bindiler ve kapılar kapanıyor sinyali duyuldu. o anda onları kaybetmemek için trene binmem gerektiğini fark ettim ama artık çok geçti.
tren gitti, ben şaşkın şaşkın durağın, teyzeyi ilk gördüğüm köşesine yürüdüm. bir sigara yaktım. birkaç duman aldıktan sonra orada sigara içilmediğini hatırlayıp sigarayı raylara fırlattım. sonra sigarayı oraya atmamam gerektiğini hatırlayıp ona doğru baktım. az önce orada gördüğüm ikinci sigara yoktu ve benim az önce attığım sigara o ilk gördüğüm sigaranın aynısıydı.
edit: (bkz: renkli rüyalar oteli hikaye) devamlılığı olan benzer hikaye.
sözlük yazarlarının yalnızlık dereceleri
-
doldurulan formlardaki acil durumlarda aranacak kişi bölümünün en korkulan bölüm olması. 15 dakika düşünülür, sonunda 112 yazılır.
yahşi batı'daki inanılmaz mantık hatası
-
cem yılmaz'ın başka bi' filminden,
+ağacın meyvasına bak he, kangal kangal sucuk
-e uzaydayız ağbi, hiçbi' şeye şaşırmadın da buna mı şaşırdın?
alıntısıyla üzerinde fazla durulmaması gerektiği anlaşılan mantık hatası. hiçbi şeye şaşırmadın da buna mı şaşırdın? adamlar kolayı icat ediyolar la filmde.
fenerbahçe
-
futbol kadrosunda emre belözoğlu'dan oluşan açığı emre belözoğlu'yla kapatan kulüp.
24 haziran 1989 bob dylan istanbul konseri
-
bob dylan'nın bütün dünyada en ucuza çaldığı konser olarak tarihe geçmiş doğa olayı!
bob dylan'a bu konser için sadece 35 bin dolar verilmiş. kaldı ki dylan o zamanlarda 150 bin dolardan aşağı asla çalmıyormuş. organizasyon komitesi dylan ile sürekli yazışıyormuş ama bir türlü konser olmuyor, istediği para türkiye şartlarında çok geliyormuş. bu arada birdenbire italya'da ne olduysa bir konseri iptal edilmiş. ardından istanbul'a bir telefon gelmiş, “dylan'ı hala istanbul'da istiyor musunuz” diye sormuşlar. “kaç paranız vardı, bize teklif gönderin" demişler. organizasyon komitesi elleri titreye titreye 35 bin dolar yazmış. cevap olarak da “tamam geliyoruz” demişler ve gerçekten de hemen gelmişler. dylan toplam beş kere mi ne konuşmuş, havaalanında dönerken gazeteleri istemiş, kendisinden bahsediliyor mu diye bakmak için… cumhuriyet'in arkasında iki koskoca fotoğraf varmış. biri dylan, biri ibrahim tatlıses. ibrahim tatlıses'in de aynı gece gülhane konseri varmış. dylan tatlıses'in kim olduğunu sormuş, anlatmışlar… dinlemek istediğini söylemiş. hemen bir yerlerden kaset bulup vermişler kendisine. koskoca dylan ibrahim tatlıses kasedini alıp, uçağa binip gitmiş türkiye'den. bunu duyup da “şappi şappi” dememek elde değil.
evlendirdiği kızına yapamazsan geri dön diyen baba
-
baba gibi babadır. kadın şiddetinin ,kadın cinayetlerinin önüne geçilmesine bir nebze de olsa katkısı olur.
edit : başlık sahibi için görsel
türbanlı kızlar nasıl tavlanır
-
ona küçük muskalar yazın..