ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
her gittiği yerden check-in yapan insan
-
maltepe cezaevi'nden yer bildirimi yapanı gördükten sonra sorgulamayı bıraktığım insan türüdür.
buf-i kur
-
"odamı sınırlayan dört duvar arasında, varlığımı ve düşüncelerimi kuşatan hisarın içinde ömrüm azar azar eriyor bir mum gibi, hayır, yanlışım var, ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş."
daha fazla ne söylenebilir ki bu kitap üzerine...
tacizci adamın aile boyu tecavüze uğraması
-
topuklu ayakkabı giydirip, makyaj yapıp sonra elbise giydirdikleri tacizciye ceza adı altında kendi kafalarındaki fantazileri uygulanması.
istiklal caddesi'nin 1996'daki görüntüleri
-
istiklalin istiklal olduğu yıllar. üniversiteye hazırlandığım sene. taksime geldiğimde, önce istiklalden galatasaray lisesine kadar iner, dönüşte mephisto'ya uğrar (hala aynı yerinde) haftalık karikatür dergimi alırdım. biraz da kitapları karıştırırdım. ah o yeni kitap kokusu yok mu. bayılırdım. devam eder şimdi yerinde mi bilmiyorum yukarı çıkarken solda bereket döner vardı; orda karnımı doyurur, meydana doğru giderdim. hey gidi 96; güzel zamanlardı.
aşı üretse korkmadan alınacak firmalar
-
tarcanlar oto ekspertiz.
starbucks'ta takma isim kullanmak
-
bir kere arkadaşla starbucks'a gittim. isim soruldu, arkadaş murtaza dedi. bardağın üstüne murtaza yazıldı ve çıkışta güldük.
sonra bu benim çok hoşuma gitti. kızların tercih ettiği piç erkek var ya, adını murtaza diyen arkadaştı benim için.
ben de piç olmalıydım, ben de böyle ibnelikler yapmalıydım. starbucks'a gittim tekrar adımı sordu, utanarak sıkılarak mıy mıy bir sesle murtaza dedim. çıkar kimliğini dese bittim ama. starbucks'ta rezil olmayı kaldıramazdım, naif bir insanım ben.
19 tl murtaza bey dedi eleman. cebimde 20 tl var. kredi kartımı tam çıkartıyordum ki kartın üstünde gerçek ismimin yazdığı geldi aklıma. neyse ya ben nakit vereyim dedim, 20 tl uzattım, 1 tl para üstünü aldım ve ebesinin .mındaki evime yürüyerek gittim.
piçlik benim neyime lan?
karizmatik cevaplar
-
gerçek olaydır:
merkez bankası'nın eski başkan yardımcılarından birinin banka'da bir işlem yapması gerekir. nüfus cüzdanı vs. belgeler arz edilir. "fakat" der görevli bayan "imzanın size ait olduğunu gösteren bir sirküler lazım...".
amcam cebinden bir adet 20 milyon*'luk banknot çıkartır. üzerindeki imzayı ve adını gösterir. "işte" der "benim imzam bu!"
işlem derhal gerçekleştirilir.
vikings
yaran facebook durum güncellemeleri
-
plastik şişe doğada 5000 yıl sonra yok oluyormuş. 1.si kim o kadar bekledi de gördü amk, sallamayin. 2.si dün attım, sabah yoktu.
migrene kötü gelen şeyler
-
kötü gelenler: floresan, iş stresi, iş arkadaşları
iyi gelenler: floransa, tatil keyfi, arkadaşlar
demek ki birkaç harf neleri değiştiriyor..
et yemenin insan doğasında olmaması
-
bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.
ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...
bak bi özet geçelim.
atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...
ne bulursak yiyorduk.
sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.
pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.
1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.
köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.
trendyol'daki uygun fiyatlı cd imha cihazı
-
dünyanın en büyük kurumsal firmalarının birinde, üst düzey pozisyondan çalışan bir arkadaşım vardı. firma yöneticileri için masraf her zaman 2.planda kalır derdi. sen bir ürünü 10 bin liraya 3.kalite ve diğer taraftan 1.kalitr 30.bin liralık varsa, kaliteli olanı seçmek zorundasın derdi. ilerde sorun oluşmaması en önemli konudur.
cd ve kağıt imha ürünleri çok önemli aletlerdir. dünyanın en büyük hackerlarından olan kevin mitnick çöplerden bulduğu bilgiler ile milyon dolarlık vurgunlar yapmıştı. o yüzden firmalarda önemli evraklar ve kağıtlar verilerin çalınması için yokedilmeli.
eğer donald trumpgibi mal bir insansanız evrakları tuvalet deliğine atarak yoketmeye çalışabilirsiniz. link
lise zamanlarında fotokopicinin tuvaletindeki yanlış çekilmiş soru kağıtlarının, yırtık parçalarını toplayarak az kopya çekmemiştik.
cd'ler ise firmaların uzun dönem data saklama elemanları olmuştur. gerek yazışmalar, gerek ticari sırlar, gerekse kodları barındırmaktadır. ne kadar parçalasanız da, küçük parçaların bir araya getirilmesi ile verileriniz çalınabilir. 6 bin dolarlık bir alet, binlerce şirket için çerez parası bile değil. hatta gider gösterip, bir kısmını ödemeyecek bile.
yeni çamoluk otomotiv
-
arkadaslar ben camolukluyum butun camolugu satsak 50 milyar yapmaz. yanlislik vardir.