hesabın var mı? giriş yap

  • 1500 avro maaş alan fransızlar benzin fiyatlarının 1.5 avro olmasını protesto ediyor. 1600 tl maaş alıp benzine 6.2 tl veren yurdum çomarları da avrupa karışıyor diye seviniyorlar. önce oturup kendi halinize ağlayın.

    adamlar belli ki fransız devriminin ruhunu kaybetmemişler. hakkını arıyorlar. macron'u seçtik, 5 yıl istediği şekilde bizi yönetebilir demiyorlar. arada rot- balans ayarı yapıyorlar ki yolundan şaşmasın.

  • yerebatan sarayi'nin tam yanında yer almakta olup aya sofya muzesi'nin karsi köşesinde tramvay yolunun yanında bulunur. italya'da roma şehrinde bulunan bir diğer anıt olan milliarium aureum ile aynı islevi gormektedir. bizans'ın yeniden inşaası ve başkent kimliğini kazanması esnasında yapılan birçok görkemli anıt gibi imparator i. konstantine tarafından 4. yüzyılda buyuk konstantin tarafından yerleştirildiği dusunulur.
    milyon ilk yapıldığında dört yöne bakan bir kapı ve bu noktada kesişen yolların üzerine yükselen, dört sütun üzerine oturmuş bir kubbeden oluşmaktaydı. tetrapylon mimari ismi ile anılan bu yapılar roma kültürünün önemli öğelerinden biriydi. milyon anıtının ve kubbesinin üzerinde birçok bizans dönemine ait heykel ve kabartma bulunmaktaydı ve bu anıtın ihtişamını çok daha fazla arttırmaktaydı. 16. yüzyılda istanbul'a su taşıyan, kemerlerin genişletme çalışmaları esnasında yıkılıp, ortadan kaybolmaya başladığı tahmin edilmektedir. bu gun sadece kucuk bir parcasi kalmistir.

  • madde 309- (1) cebir ve şiddet kullanarak, türkiye cumhuriyeti anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

    düzgün bir ülkede şu demeç suç kabul edilerek soruşturma açılır. vekillik falan düşer.

  • şu an sözlük bize ait arkadaşlar. kanzuk meşgul. istediğimiz yapabiliriz bence.
    ay çok heyecanlandım. annem nilgül teyzelere gidip evde tek kalınca da böyle olurdum.

    napıyoz lan hadi?

  • eğer tiroid hastası değilseniz kesinlikle iyotlu tuz kullanılmalıdır.

    tuza iyot doktorların talebiyle eklenmeye başlanmıştır.aldığımız iyotun neredeyse tamamı vücudumuzda tiroid hormonları yapımında kullanılmaktadır.bu hormonlar basitçe anlatırsak metabolizma hızımızı belirler.bu açıdan az veya çok olması ciddi sorun yaratır.

    sanıldığının aksine sadece fazla iyot değil aynı zamanda yetersiz iyot da guatr hastalığı yapmaktadır.hatta karadeniz bölgemizde daha sık guatr görülme sebebi iyot azlığıdır.bunun sebebi de hem iyottan fakir topraklar hem de bolca tüketilen lahananın iyot emilimini azaltmasıdır.

    tabi guatr tiroid hastalıklarından sadece birisi.bir başka örnek de hamile kadınlardır.çocukların sinir sisteminin gelişmesinde tiroid hormonları çok çok önemlidir ve çocuk anne karnında bundan mahrum kalırsa geri dönüşü olmayan zeka geriliği yaşamaktadır.hatta yenidoğandan alınan topuk kanında da bu kontrol edilmektedir.

    sonuca gelirsek bir tiroid hastalığınız varsa doktorunuzun önerdiği şekilde beslenin aksi halde iyotlu tuz kullanılmalı.

  • yapacağım demiş yapmış. yaptığına dair de bir kanıt hazırlamış. şovunu yapmayı da hak ediyor.

    yalan vaadlere, gerçekleşmeyecek sözlere alıştığımız için, belirli bir kesim tuhaf karşılayacaktır.

  • e: çantanı bereni her şeyini aldın di mi? bir şey unutmadın?
    k: yok canım her şey tamam da... bir şey eksik.
    e: ne?
    k: kalbim... sana verdim ya. o eksik.
    e: .... (gülümser)
    k: ahaha nası koydum ama cevap bulamadın di mi. yaa böyle yaparlar adama. romantizmim de vardır benim.
    e: öf ama ya...

  • a=abi k=kızkardeş...
    diyalog telefonda geçmektedir...

    a-doktora gittim bugün nihayet.
    k-e artık gerekiyodu..neymiş peki olay..
    a-hiç tahmin etmediğimiz bişey ya, çok şaşırdım test sonuçlarını okurken..
    k-eee?..
    a-dehidratasyon sebepli uyuşukluk yaşıosun dedi doktor..
    k-honyk..dehidratasyon mu?... ne alaka?
    a-ben de alaka kuramadım..ama bizim erman hocaya gittim dahiliyeden..ona sordum
    k-eee...
    a-anlattım durumu...evde mi kalıyosun die sordu..evet dedim..ailenle mi yaşıyodum önceden dedi...evet dedim..kızkardeşin var mı dedi...oha oldum evet dedim...
    k-alla alla...eee...
    a-bol bol bişiler anlattı...kafama dank etti...adam haklı..
    k-neymiş sölesene..
    a-eskiden ben sana hep su getirmen için baskı yapar öyle içerdim ya...tek başıma yaşadığım için farkında olmadan su içmeyi bırakmışım. e getircek kimse olmadığından susuzluk almış yürümüş. e farkına varsam bile bilinçaltından mıdır nedir gidip su içmemişim...ki öleydi yani...ben son 2 senedir hiç su içtiğimi hatırlamıyom..en fazla yemekten sonra çay içiom..
    k-ahahaaa...oahaha hahaha...tangır tungur çotank(telefonun yere düşme efekti...küt(kafayı sandalyeye çarpma efekti)..
    a-alo gülmesene...aloo...gülme alo...aloo...aloo...
    k-(bi süre sonra...)taam taam...geldim...git su iç bari...puhahahahaaaa....
    a-sen görürsün...su tankına sokçam seni oraya gelince...
    k-...puahaha...

  • birkaç ibiş yüzünden bütün insanları aynı kefeye koymak kitabevinde çalışan bir insana bir defa yakışmaz. ulan şunu anlayamadınız? meslekler, renkler, bölgeler kötü olmaz; insanlar kötü olur.

  • ne bill gates, ne de jude law'ın şu anki sevgilisi; şu dünya üzerinde kıskandığım, yerinde olmak istediğim tek insan türevi bunlar işte.

    şahsen gözlüksüz/lenssiz (yani doğal şartlarda) 3 metre mesafeden bülent arınç ile mehmet günsur arasındaki farkı anlayamam. anlayamadığım gibi daha net görebilmek için gözlerimi iyice kısarak öküz gibi bakarım bülentçiğime. o utangaç mazbutum da bu geyşa bendeniz yüzünden renkten renge girer, pancar gibi gider meclise. ansiklopedik utanç antolojisine yeni bir cilt kazandırır.

    - siz neden konuşmuyorsunuz sayın arınç?
    + ...

    madem en gelişmiş canlıyız bu göz niye bozuk gösteriyor behçet, neden yani?!

  • okunabilmesi için türkçeye çevirebilecek birilerine ihtiyaç duyulan başlıklardan birisi. çünkü bilinen hiç bir dile benzemiyor.

    ekleme: başlığı açana hitaben:
    ne diyorsun! çıldıran bana geliyor. siler misin diye bekliyorum, silmedin de. durup dururken debeye sokacaksın bizi de. ne ayaksın ablacım/abicim sen?