hesabın var mı? giriş yap

  • sayıştay raporlarına göre, zatı devletlilerinin konakladığı ve ülkeyi yönettiği saray için bir günde 7 milyon tl harcanıyormuş.

    bir süredir bu parayı kafamda döndürüyorum ama hala normalleştiremedim. yanlış hesaplamadıysam 7 milyon lira, 2500 asgari ücret ediyor. yani saray, yalnızca bir günde, 2500 asgari ücretlinin ayda geçimini sağladığı parayı yutuyor. inanılır gibi değil. bu aşamaya gelmek, bunları tartışmak bile korkunç.

    bunu görünce prof. dr. korkut borotav'ın birkaç gün önce dile getirdiği, "ekonomik kriz yok, fakirden alıp zengine veriyorlar" sözünü hatırladım. gerçekten öyle. günde 7 milyon lira harcanabiliyorsa, demek ki kriz yok.

  • dinlemek ile okumak arasında beyin açısından fark var mı diye sorulmuştu. bir kaç kaynak okudum.

    time'de yayınlanan ve akademik bir deneye dayanan araştırmaya göre herhangi bir fark yokmuş. 3 grup oluşturmuşlar. unbroken diye bir sci fi kitap seçmişler. 1. grup okumuş, 2. grup dinlemiş, 3. grup hem dinlemiş hem okumuş. sonrasında ise ayrı ayrı testlere sokulmuşlar ve arada bir fark yokmuş. tabi ki makale "listening for pleasure not for work or study" yani roman tarzı kitaplar için böyle. iş ya da eğitim içerikli akademik kitaplarda işler değişir diyor.
    https://time.com/5388681/audiobooks-reading-books/

    ikinci olarak neuroscience dergisinde türk akademisyen fatma deniz'in de içinde olduğu bir grup bir kitabı okurken ve dinlerken beyinin haritalandırmasını yapmış ve beyinde iki eylem sırasında da birbirinin aynısı beyin dalgaları oluşmuş.
    https://www.jneurosci.org/content/39/39/7722

    kıssadan hisse kitap kokusunu içine çekcen diyen balicilere aldırmamak lazım.

    edit: "unbroken" sci fi değil ikinci dünya savaşı hakkında bir kitap. gözümden kaçmış. @source code uyardı.

  • çok yerinde ve doğru bir yorumdur.

    nasıl da kendinizi gördünüz dimi?

    sözde "akıllı" telefon yaratıcılığı öldüren, hobi edinmeyi bitiren ve kişinin kendiyle baş başa kalmasını engelleyen bir alet haline geldi.

    telefonuna hiç dokunmadan yarım saat geçiremez oldu insanlar. korkunç bir şey.

  • bugünkü yazısında şu ifadeleri kullanmış

    --- spoiler ---

    üç bakanın sel felaketinin vurduğu
    giresun’un dereli ilçesinde bir mahallede mahsur kalan vatandaşlarla görüşmek için iş makinesinin kepçesinde gittikleri bir görüntü var.

    ilk gördüğümde bana “işte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. hani nâzım hikmet, “sen mutluluğun resmini yapabilir misin abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. işte özlediğimiz devlet bu. bravo üç bakana. bize bunu yaşattıkları için içişleri bakanı süleyman soylu’ya, tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli’ye, çevre ve şehircilik bakanı murat kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. bana “özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “giresun dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.

    --- spoiler ---

  • 90 dakika programında bol bol gözlemlenecek bir hadisedir. hıncal amcamızın ''en son yorum benden olacak aga'' muhabbeti malumunuz. yaptığı yorumdan sonra şöyle bir olay gelişir;

    h.u: ... kardeşim, kocaa camia bir tane bile tezahurat geliştiremez mi? hala galaaatasaray, galataaasaray... garabet bu garabet!
    -gözlüğünü önündeki bankoya atar- tak!

    işte ölüm sessizliği bu andan itibaren başlar. stüdyodaki herkes sanki çok büyük bir hata yapmış ve bunun sonucunda hıncal abilerinden fırça yiyormuş gibi kafalarını öne eğerler ve huşuu içinde bir süre öyle kalırlar. bu sessizliği bozmak ise fuat akdağ'a düşer. donuk ve mahçup bir ses ile;

    - szıı (nefesi geri çekerken çıkan ses) şimdi bir reklam arasına giriyoruz.

  • akp'nin 20 senedir yapamadigina ismet inonu'yu ortak etme cabasi ancak senin aklina gelirdi zaten. tatli su kurnazi seni.

    koysana oraya 1999'dan bir fotograf gotun yiyorsa, ya da 1509 depremi var onu koy bir bok yapilmamis bunca yuzyil de.

  • plastik şişe doğada 5000 yıl sonra yok oluyormuş. 1.si kim o kadar bekledi de gördü amk, sallamayin. 2.si dün attım, sabah yoktu.

  • - icinizde bilgisayar muhendisi var mi?
    (elemanin biri el kaldirir, baska biri secilir. eleman elini indirir)
    -icinizde berber var mi?
    (aynı eleman yine el kaldirir.. bu sefer secilir. mutlu mutlu koşar)

    bizzat yaşanmıştır. (alaşehir, 2000)