hesabın var mı? giriş yap

  • öldürülen 5.sınıf pavyon işletmecisi tefeci bir şerefsiz. çocuk ev ipoteği karşılığı borç para alıyor, tabi burada ipotek koydurmak yerine tapuyu devretmesi büyük hata, sonra borcunu ödemesine rağmen evi geri alamıyor, hatta babasını ve amcasını arayıp tehdit edip para istiyorlar. çocuk bunları birkaç defa uyarıyor, savcılığa suç duyurusunda bulunuyor, sonra çocuğun evine adam yollayıp annesini tehdit ediyorlar. sonuç bu. geberen şerefsize değil ama genç yaşında hayatı biten çocuğa üzüldüm.

    genel bilgilendirme : öldüren çocuğun akrabası yanımızda çalışıyor, bilgi buradan geldi.

    edit: ertuğrul'un halasının oğlu bizim forklift operatörümüz, sabah işe gelmeyince irtibata geçmişler bu olayı anlatmış. daha fazlasını bende bilmiyorum. mesajla daha fazla bilgi almak isteyenlere yardımcı olamayacağım.

  • kendime sürekli olarak "oğlum, sen türkçe biliyorsun; alt yazıları okumana gerek yok" diye telkinde bulunsam da aksini yapamadığım yarışma.

  • bugün dikkat ettiğim mantık hatasıdır. ceza şarkısını söylerken teyze araya giriyor ve "sus allah'ın cezası senin yüzünden ezanı duymadık" diyor. fakat ceza şarkısını söylerken arka planda sofradaki kişiler yemek yiyor ve didi'nin yarısından daha azı bitmiş şekilde duruyor.yani eğer ceza şarkıyı iftardan sonra söylüyorsa teyze neden ezanı duyamadık diyor?iftardan önce söylüyorsa neden yemeklere hallenilmiş,didi bitmiş şekilde duruyor?
    edit: evet ağır işsizim

  • "lazerle bozuk gözleri çizdirmek o kadar iyi bir şeyse doktorların alayı hele hele göz doktorlarının alayı niçin gözlük takıyor" olacaktı. sığmadı.

    dün canım çok sıkıldı. internette gezinirken meşhur göz hastanesinin reklamını gördüm. bilmem ne profesörü işte şöyle iyiyiz, böyle şahaneyiz, dünyada göz konusunda 1 numarayız falan. tıkladım. bir de ne göreyim. gözümü çizecek doktor gözlüklü. alla alla dedim. bu nasıl iş diye de ekledim içimden. görüyorsunuz, cidden şahane köşeye sıkıştırmalı soru.

    derhal telefona sarıldım. aradım bu işletmeyi. dedim benim gözlerim şu kadar bozuk şöyle şöyle. "tabii efendim hemen çizittirelim" dediler. dedim "bir saniye, madem gözleri bozuk olanların hemen çizmesi gerekiyor ve lazerle çizim süpersonik bir şey, niçin doktorlarınız gözlüklü?" sanıyorum birkaç saniyelik bir sessizlik oldu. "eeöö" gibi sesler çıkakrdı hattın diğer ucundaki hanım. "hebele hübele" gibi şeyler söyledi. inanın hebele hübele çok daha mantıklı kelimeler. enayi yerine konmak biraz sinirlendirdi beni. dedim "bana müdürünüzü çağırın." "bağlıyorum bir saniye" dedi.

    bağladı;

    + buyrun efendim nsaıl yardımcı olabilirim size?
    - lazer iyi bir şeyse doktorlar niye gözlüklü?
    + eeööö efendim şimdi bu çok geniş kapsamlı bir konu
    - vaktim var, dinliyorum
    + müsait olduğunuz vakit uğrayabilrseniz size çok detaylı bir şekilde anlatabiliriz?
    - yarın 2'de oradayım?1
    + görüşmek üzere efendim
    - dıt dıt dıııt dııııııt

    ***

    işte böyle tersledim. yarın da o profesörün karşısına çıkacağım. resmen tek atımlık kozum var. mantıklı gerekçe sunarlarsa çizdiririm artık ne yapayım :/

    edit: profesör'ü yazamamışım. meyve parcacikli kadin uyardı sağolsun.

  • oturuyorum bir barda iki tane arkadaşımla, içiyoruz. hepimizin canı birbirinden sıkkın. garson geldi ve maytap bıraktı masalara. müzik durduğunda yakar mısınız dedi, olur dedik. doğum günü kutlaması falan zannettim. durdu müzik, yaktık maytapları. bir çocuk çıktı sahneye aldı mikrofonu, kız arkadaşını çağırdı yanına, diz çökerek çıkardı yüzüğü ve "hayatımın kadını benimle evlenir misin" dedi. mutluluktan ağladı kız tabii, sarıldılar ve evet dedi. müzik başladı ve şu an dans ediyorlar.

    ben ne mi yapıyorum? maytap tutuyorum tabii ki ne yapacağım.

  • çocuğun ifadelerini gülümseyerek dinledim ama yorumları okurken kan beynime sıçradı.. yok okusa da ne olacak, yok okumazsa ne olacak herkes ahkam kesmiş..
    okumak ya da okumamak kişisel bir tercihtir saygı duyarız. ikisinin de kendince avantajları vardır. ancak yüksek gelirle, itibarlı bir işte, yorulmadan ve/veya daha az çalışarak geçinmek için olmazsa olmaz şeyler vardır. bunlardan biri eksik olursa hayatınızdan yüksek ödünler vermek zorunda kalırsınız.. bunlar;

    1-çalışkanlık ( bu olmazsa olmazdır, zeki olup, eğitimli olup çalışma isteğine sahip değilseniz anca karnınızı doyurursunuz)

    2-zeka ( çok çalışkansınızdır ama para edecek işlere kafanız basmıyordur, o zaman en fazla eşşek gibi çalışır, vücut gücüyle kazanırsınız )

    3-eğitim ( tamam üniversite okuma, ama yaptığın işi en iyi yapanların arasında adın geçmiyorsa ya sabahtan akşama dükkandayım ama gelen yok diye dövünürsün. üniversite eğitimin yok ama şehrin en iyi borusunu sen döşersin ücretini sen belirlersin. en iyi yalıtımını yaparsın yine aynı vs. vs., kendini yaptığın iş ile ilgili geliştirmelisin )

    4-iyi insan ilişkileri ( pek çok insan bunun ne kadar önemli olduğunun farkında bile değil, işini çok iyi yapsan da eğer insanlara karşı küstah, seviyesiz, laubali, ezik, ihmalkar vs. gibi tavırlarınız varsa yine değerinizi düşürecektir.)

    5-referans ( torpil manasında değilse bile ( hadi o da olsun ) eğer yaptığınız işe kefil olacak önemli isimler yoksa ne müşteri bulmada ne de işe girmede kendinizi şanslı saymayın)

    6-şans - ( en önemli faktörlerden biri, eğer sizin okulun birincisi öğretmen olup atama bekliyorsa ve siz falanca bir şirkete danışman olabilmişseniz büyük ithimalle doğru yer-yanlış zaman ikilemine düşmüş olabilirsiniz. bazen çok zeki ve çalışkan olmak bir dezavantaja dönüşür, sizi çok seven bir hocanız sizi bürosunda staja davet eder, sonra emeklilik için orada gün sayarsınız. kim bilir belki o sizi seçmeseydi siz başkasını seçecektiniz.)

    okusan da okumasan da 3000 tl kazanacaksın olayı öğrenilmiş bir çaresizlik. okumuş olmak için okumak veya "tatlı su balıkçılığı" yazmışım o çıktı ondan okuyorum diyorsanız belki okulu bırakıp başka şeylerde şansınızı denemeniz daha iyi olur. ama ömrünüzün sonuna kadar iddia kuponu peşinde koşacaksanız bırakın gerçekten ihtiyacı olan biri okusun.

  • gelin hepiniz itiraf edin, sucuklar o yangında nasıl nar gibi kızarmıştır diye ibnece düşüncelere daldınız değil mi? ben daldım valla, inşallah ölen yaralanan yoktur..

  • kazanan çiftçinin bizim ekşicilerden daha akıllı olduğunu gösteren olay.

    adam maksimum ikramiyenin 500 000 tl olduğunu düşünmüş de iki kupon oynamış.

    bizimkiler daha haberi okuyup anlamaktan aciz.

    vaheyy.

    kuponu bunlar oynasa kalıbımı basarım 4 tl basarlardı paranın yarısı boşa giderdi lan.

    banko yani.